Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

Âlimler, Mûsâ aleyhisselâmın asâsının birbirine geçmeli şekilde iki parça olduğunu, bir ucunun tutma yeri gibi eğri, diğer ucunun ise süngü demirine benzediğini bildirmişlerdir.
İbn-i Hibbân (rahmetullahi aleyh) dedi ki: Şu’ayb aleyhisselâm, kızını Hazret-i Mûsâ ile evlendirdiği ve otlatmak için koyunlarını ona teslim ettiği zaman, ona; “Bu koyunları götür. Yol ayırımına vardığında, sağ taraftan gitme. Sola sap. Çünkü sağ tarafta büyük bir ejderha vardır. Onun, sana ve koyunlara zarar vermesinden korkarım” buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm koyunlarla oradan ayrıldı. Yol ayırımına gelince, hayvanlar sağ tarafa saptı. Mûsâ aleyhisselâm, onları sol tarafa çevirmek için ne kadar uğraştı ise de baş edemedi. Nihâyet koyunları serbest bıraktı. Onlar otlarken, kendisi de yatıp uyudu. Birden Hazret-i Şu’ayb'ın bildirdiği ejderha geldi. Asâ, Allahü teâlânın izni ile yerinden kalkıp, ejderha ile dövüştü ve onu öldürdü. Sonra yine Mûsâ aleyhisselâmın yanına uzandı. Mûsâ aleyhisselâm uyanınca, ejderhanın asâ tarafından öldürülmüş olduğunu gördü. Asânın, Hak teâlânın kudretiyle böyle fevkalâde işler yaptığını anladı. Daha sonra asâdan böyle hâller çok görüldü. Onu yere atınca, büyük ejderha hâlini alırdı.
Kaynak eserlerde bildirildiğine göre, kararlaştırdıkları müddetin dokuzuncu senesinde, Hazret-i Şu’ayb Mûsâ aleyhisselâma; “Bu sene (yani hizmetin tamam olacağı onuncu senede) alaca kuzuların hepsini sana hediye edeceğim” dedi. Böylece damadı ve kızına (Hazret-i Mûsâ'ya ve hanımı Safûrâ'ya) bir ihsân ve iyilik yapmayı istedi.
Allahü teâlâ, Hazret-i Mûsâ'ya, koyunların içeceği suya asâ ile vurmasını ilham etti. O da buyrulanı yapıp, koyunlara da bu sudan içirdi. Her sene, o kadar koyun içinde, ancak birkaç tanesi alaca kuzu doğurduğu hâlde, o sene (hizmetin onuncu senesinde) koyunların tamamı, hep ikiz doğum yaptı ve hepsinin kuzuları da alaca oldu. Şu’ayb aleyhisselâm anladı ki; bu, Allahü teâlânın Mûsâ aleyhisselâm ve âilesine ihsân ettiği rızıktır.


H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ


Hazret-i Mûsâ, Hazret-i Şu’ayb'ın koyunlarını otlatmak üzere hizmete başladığında, koyunları tehlikelerden, yırtıcı hayvanlardan koruyabilmek için bir asâ edindi. Bu asânın mahiyeti, evveliyatı, kimlerden nasıl geldiği hakkında muhtelif rivâyetler vardır. Asânın, Allahü teâlânın, yeryüzünde, ilk yetiştirdiği ağaç olan Avsece ağacından olduğu veya Cennet’teki bir ağaçtan yapıldığı, Âdem aleyhisselâmdan sonra, babadan oğula geçerek Şu’ayb aleyhisselâma kadar geldiği, onun da asâyı Hazret-i Mûsâ'ya verdiği rivâyetleri meşhûrdur.


H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ


Kızı Safûra'nın anlattıklarını hayretle dinleyen Hazret-i Şu’ayb, Mûsâ'yı (aleyhisselâm) yanında alıkoymayı arzu etti. Göndermek istemedi ve bir çâre aradı. Mûsâ aleyhisselâm istirâhat ederken, bu husûsta pek çok düşünen Şu’ayb aleyhisselâm, Mûsâ (aleyhisselâm) uyanınca, ona kerîmesi Safûra ile evlenmesini teklif etti. Bu husûsta Kasas sûresinin 27. âyet-i kerîmesinde meâlen şöyle buyruldu: (Şu’ayb aleyhisselâm Mûsâ aleyhisselâma) dedi ki; “Sekiz sene bana hizmet etmen şartıyla iki kızımdan birini (Safura'yı) sana nikâh etmek istiyorum. Eğer bu (sekiz senelik) müddeti on seneye tamamlarsan; o da senin bir iyiliğin, bir ihsânın olur. Ben (on senenin tamamını mutlakâ istiyorum diyerek) sana meşakkat vermek istemem. İnşaallah güzel muâmelede ve ahde vefâda beni sâlihlerden bulursun.”
Rivâyete göre, Şu’ayb aleyhisselâm kerîmesini Hazret-i Mûsâ'ya nikâh etmek istediğini bildirince, o; “Ben garibim. Bir mal varlığım yok ki, mehir vereyim ve düğün masrafı yapayım” dedi. O da mehir olarak, sekiz sene hizmetinde bulunmayı teklif etti. Bunu kendinden bir iyilik olarak on seneye tamamlayabileceğini de bildirdi. Bundan maksadı, onun, yanlarında daha çok kalmasını te’min edebilmek idi. Kasas sûresinin 28. âyet-i kerîmesinde bildirildiğine göre, Hazret-i Mûsâ, Şu’ayb aleyhisselâmın sözlerine cevap olarak; “Bu söylediğin (söz) benimle senin arandadır. (Aramızda gözetilecek bir husûstur. Bu sözleşme aramızda geçerli ve sabittir.) Bu iki müddetten hangisini ödersem, artık üzerime, müddetin arttırılması gibi bir ziyâdelikte bulunulmasın. Allahü teâlâ'da, bizim söylediğimiz şartnâmemize şâhiddir ve bizim neler konuşup sözleştiğimizi de çok iyi muhâfaza eder dedi.”
Tefsîr-i Mazharî’de, Eshâb-ı kirâmdan Şeddad bin Evs'in (radıyallahü anh) şöyle buyurduğu rivâyet edilmektedir: “Şu’ayb aleyhisselâm çok ağlayıp göz yaşı dökerdi. Hattâ, çok ağlaması sebebiyle gözleri âmâ oldu. Allahü teâlâ ona, görme hassasını iâde etti. Tekrar görür oldu. Hazret-i Şu’ayb yine çok ağlıyor, pek çok göz yaşı döküyordu. Bir zaman sonra, gözleri ikinci defâ âmâ oldu. Allahü teâlâ, yine görme hassasını iâde etti. Sonra Allahü teâlâ ona buyurdu ki: “Bu ağlamak nedir? Cennet’e olan arzundan mıdır? Yoksa Cehennem korkusundan mıdır?” Şu’ayb aleyhisselâm dedi ki: “Yâ Rabbî! Onların hiç birisi değil. Ben sana kavuşmak şevki ile ağlıyorum.” Bunun üzerine Allahü teâlâ vahyedip; “Eğer böyle ise, benimle kavuşman sana âfiyet olsun. İşte bu sebeple sana, Mûsâ'yı (aleyhisselâm) hizmetkâr yaptım” buyurdu.
Şu’ayb aleyhisselâm, âyet-i kerîmede meâlen bildirilen; “İki kızımdan birini (Safura'yı) sana nikâh etmek istiyorum” sözünü açıklayan İmâm-ı Kurtubi buyuruyor ki: “Babanın, sâlih kimseye kızı ile evlenmesini teklif etmesi mühim bir sünnettir. Medyen'in sâlihi “Şu’ayb aleyhisselâm, İsrâiloğullarının sâlihine (Mûsâ aleyhisselâma) kızı ile evlenmesini teklif etti. Hazret-i Ömer de, kızı Hafsa (radıyallahü anhâ) ile evlenmelerini Hazret-i Ebû Bekr'e ve Hazret-i Osman'a (radıyallahü anhümâ) teklif etmişti. Güzel olan, babanın, selef-i sâlihine uyarak sâlih kimseye kızı ile evlenmesini teklif etmesidir. Selef-i sâlihin böyle yapardı.”
Hazret-i Mûsâ, aralarındaki bu sözleşmeden sonra, Şu’ayb aleyhisselâmın hizmetinde bulunmaya başladı. Hazret-i, Şu’ayb'ın kızı ile evlendi. Aralarında kararlaştırdıkları 8 veya 10 senelik hizmet müddetini tamamladı. Ekseri rivâyetlerde, hizmetini on seneye tamamladığı bildirilmiştir. Bununla berâber, hizmet müddetinin sene îtibâriyle sekiz mi, on mu; hanımının, Hazret-i Şu’ayb'ın büyük kızı mı, küçük kızı mı; isminin, Safrâ, Safîrâ ve Safûrâ mı olduğuna dâir çeşitli rivâyetler vardır.
“Tefsîr-i Mazharî” ve “Tibyan”da, Ebû Zerr'in (radıyallahü anh) şöyle buyurduğu rivâyet olunmaktadır: Eğer sana; “Mûsâ aleyhisselâm iki zamandan (8 veya 10 seneden) hangisini tamamlayıp yerine getirdi?” diye suâl olunursa, de ki: “10 yılı tamamlamıştır. O iki kızın hangisini nikâh etmiştir?” diye suâl olunursa de ki: “Küçük olanını nikâh etti ki, o, Mûsâ aleyhisselâmı çağırmak için gelmişti ve onu ücretle tutması için babasına istirhâmda bulunmuştu.”
Vehb bin Münebbih (rahmetullahi aleyh) de buyurmuştur ki: “Mûsâ aleyhisselâm, o iki kızın büyük olanını nikâh etmiştir.”


H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget