Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

Peygamber Efendimiz (a.s.m.) irtihâl ettiği sırada hayatta bulunan sahabile­rin toplam sayısı hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla beraber, 100 binin üze­rinde olduğu be­lirtilmektedir. Mesela Veda Haccı’na 40 bin sahabi, Tebük Se­feri’ne 70 bin sahabi ka­tılmıştı. İmam Şâfiî ise, Peygamberimizi gören ve ondan hadis rivayet eden 60 bin sa­habinin bulunduğunu söylemektedir. Ancak daha önce vefat edenlerden başka, Mekke’nin fethi sırasında sahabiler uzak beldele­re dağılmış olduklarından isimleri sonraki nesile tam olarak intikal etmemiştir. En çok sahabi ismini, İbni Hacer, “el-İsâbe”de kaydetmiştir: 11 bin 783 adet.
H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

“Suffe,” maddi-manevi varlık ve hayatlarını Sevgili Peygamberimizin (a.s.m.) hizmetine adamış olan sahabilerin oturdukları mekânın adıdır. Mes­cid-i Saadet’in arkasın­da ev, aile, mal ve mülk ile ilgisi bulunmayan bu yıldız sa­habiler için inşa edilmiş bir yerdir. Bu mütevazi mekânda yaşayan Suffe Ashâ­bı’nın eğitim ve talimiyle Peygamber Efendimiz bizzat ilgilenmişlerdir. Kur’ân’ın cihanı kuşatan prensip ve hakikatlerini önce Suffe Ashâbı’na öğ­ret­mişlerdir. Suffe Ashâbı’nın bütün vakti ilim, tefekkür ve ibadetle geçmiştir. Mu­kaddes dava uğrunda hayatı hiçe sayan bu mücahitler, Kur’ân’a sözle karşı­­lık veremeyince kılıçla saldıran müşriklere karşı cihat ederek şehadet gibi yüce bir makama ermişlerdir. Bir tebliğ ve cihat hizmeti olunca Peygamber Efen­dimiz ilk evvela Suffe Ashâbı’ndan seçmiştir.
Suffe Ashâbı’nı “Allah yoluna nefsini vakfetmiş talebeler” olarak vasıflandıran Elmalılı Hamdi Yazır özetle şöyle der:
“Bundan dolayı, İslam âleminde medreseler camilerin yanına yapılır ve medreselerde okuyan talabelerden Ashâb-ı Suffe’nin yolundan gitmeleri bekle­nir: İlim tahsili, iba­det, din uğrunda her türlü meşakkate tahammül ile iffeti mu­hafaza, dinin neşrine hizmet, icabında cihat…”[Hak Dini Kur’ân Dili, 2: 9  40.]
Mukaddes çileyi sahabileriyle paylaşan Sevgili Peygamberimizin yanından hiç ayrılmayan, onun nurlu sohbetiyle yükselen Suffe Ashâbı, ondan büyük fe­ragat dersi almıştır.
Suffe Ashâbı’nın sayısı hakkında kesin bir rakam yoktur. Sayıları zaman za­man artar ve eksilirdi. Bir kısmı Peygamberimizin müsaadesiyle evlenir, bir kısmı vefat eder, bir kısmı da tebliğ vazifesiyle başka beldelere giderdi. Bununla birlikte sayılarının 100 ile 400 arasında değiştiği bilinmektedir.

H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

Çok kısa bir müddet için de olsa Peygamberimizi gören müminlere “saha­bi” denmek­le beraber, onu görenler arasında diğerlerinden önce Müslüman olanlar ve bütün ha­­yatlarını onun yanında geçirenler, birlikte savaşlara katılanlar var­dır. Yine onunla bir­­likte İslam’ın yayılması, Allah’ın isminin duyurulması için çalışan, mücadele edenler bulunmaktadır. Peygamber Efendimizle beraber müşriklerin hakaret ve tehdidine uğ­rayanlar, işkence görenler, mallarını, yurt­larını, çoluk çocuklarını bırakıp başka beldelere hicret etmek mecburi­yetinde kalanlar ve Allah yolunda şehit olanlar vardır. Bu sahabiler arasında de­rece far­kının olması gayet tabiidir. Fakat her sahabiyi fazilet bakı­mından bir ve aynı mertebede saymak mümkün değildir. Sahabiler arasındaki bu farktan dolayı, İslam âlimleri onları tabakalara ayırmışlardır.
Buna göre, Peygamber Efendimizden sonra bütün insanların en faziletlisi Hz. Ebû Bekir, ondan sonra sırasıyla Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali’dir. Dört hali­feden sonra fazilet yönünden üstün olanlar dünyada iken cennetle müjdelenen ve “Aşere-i Mübeş­şe­re” tabiriyle meşhur olan, kitabımızda da dört halifeden sonra zikredilen zatlar gelir.
Bu zatlar da içinde olmak üzere sahabilerin fazilet bakımından derecelendi­rilmesi şöyledir:
• Dört Halife gibi ilk Müslüman olanlar.
• Dârü’l-Erkam Ashâbı. Hz. Ömer Müslüman olduktan sonra Dârü’l-Erkam’da bulunan Peygamberimizin yanına götürülmüştü. İslam’ın açıkça duyurul­duğu o sırada Mekkelilerden Müslüman olanlar bu sınıfa girmektedir.
• Habeşistan’a hicret eden sahabiler.
• Birinci Akabe Ashâbı. Peygamberimize ilk olarak Akabe’de biat eden Medineli Müslümanlar.
• İkinci Akabe Ashâbı.
• İlk Muhacirlerden olup Peygamberimiz Medine’ye girmeden önce Ku­ba’da iken kendisine yetişen müminler.
• Bedir Savaşı’na katılanlar. Bu zatlar hakkında Peygamberimiz şöyle buyur­muştur:
“Allah elbette Bedir ehlinden razı olmuştur. Dilediğinizi yapınız, Allah sizi affetti.”
• Bedir Savaşı ile Hudeybiye Sulhü arasında hicret edenler.
• Rıdvan Biatı’na katılanlar.
Rıdvan Biatı, Peygamberimizin ve sahabilerin Mekke müşrikleri tarafından umre yapmaktan men olunmaları üzerine meydana gelmiştir. Burada Peygam­berimiz, gelecek sene umre yapmak için müşriklerle bir de anlaşma imzalamıştı. Hudeybiye, bir kuyunun bulunduğu yerin adıydı. Bu kuyunun yanında bir de ağaç vardı. Fetih Sûresi’nde bu zatlar hakkında mealen şöyle buyurulur:
Ağaç altında sana biat eden müminlerden Allah elbette razı olmuştur.
• Hudeybiye ile Mekke’nin fethi arasında hicret eden sahabiler. Bu zatlar arasında Hâlid bin Velid, Amr bin Âs ve Ebû Hüreyre gibi zatlar vardır.
• Mekke’nin fethinden sonra Müslüman olanlar
• Peygamberimizi Mekke’nin fethi sırasında ve Veda Haccı’nda gören ço­cuklar.[Tecrid-i Sarih Tercemesi, 1: 28.]

H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget