Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 69. Öpmeden Dolayı Abdest Gerekir mi?

178....Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) O'nu öptü ve abdest almadı."

Nesâî, tahâre 120,121; Tirmiri, tahâre 63; İbn Mâce, tahâre 69; Ahmed b. Hanbel VI, 62.

Ebû Dâvûd buyurdu ki; Bu hadîs mürseldir. (Çünkü bu hadîs-i şerifi rivâyet edenlerden) ibrahim Teymî Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anha) hiçbir şey işitmemiştir.

Ebû Dâvûd buyurdu ki: Keza bu hadîsi Firyâbî ve başkaları da rivâyet etmiştir.

Ebû Dâvûd buyurdu ki; İbrahim et-Teymî kırk yaşma gelmeden vefat etti. Künyesi Ebû Esma idi.

179....Âişe (radıyallahü anha)’dan, demiştir ki:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımlarından birini öptü ve sonra abdest almadan namaza çıktı."

Urve diyor (ki) Âişe (radıyallahü anha) ya " O (eşi) senden başkası değildir" dedim. (O da) güldü.

Tirmizî, tahâre 63; İbn Mâce, tahâre 6; Ahmed b. Hanbel, VI, 2, 10,207.

Ebû Dâvûd buyurdu ki: Bu hadîsi aynı zamanda Zaide ve Abdülhamid el-Himmânî, Süleyman et-A'meş'ten rivâyet etmişlerdir.

180....(Yine) Urvetu'l-Müzenî Âişe (radıyallahü anha)'dan yukarıdaki hadîsi rivâyet, etmiştir.

Nesaî, tahâre 121; Tirmizî, tahâre 63; İbn Mâce.'tahâre 69 Ahmed b. Hanbel VI, 2, 10, 207.

Ebû Dâvûd buyurdu ki; Yahya, b. Saîd el-Kattân bir adama " Şu iki hadîsin yani el-A’meş'in Habîb'den rivâyet ettiği (öpmekten dolayı abdestin bozulmayacağına dâir olan) hadîsle (yine) aynı senetle (rivâyet ettiği) Özür sahibi bir kadının her namaz için abdest alacağına dâir olan hadîsin zayıf olduğunu söylediğini benden insanlara anlat" dedi.

Ebû Dâvûd buyurdu ki: (Bize ulaşan habere göre) es-Sevri;

" Habîb, bize yalnızca Urvetı-Müzeni’den (haber) naklet" demiştir.(Sevri bu sözüyle) Habib'in Vrve b. ez-Ztibeyr'den kendilerine hiç bir haber nakletmediğini söylemek istiyor.

Ebû Dâvûd buyurdu ki: Oysa Hamza ez-Zeyyât Habîb’den O da Urve b. ez-Zübeyr'den o da Âişe’den (radıyallahü anh) sahih olarak hadîs nakletmiştir.

٦٩ - باب الْوُضُوءِ مِنَ الْقُبْلَةِ

١٧٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا يَحْيَى، وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ، قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ أَبِي رَوْقٍ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِيِّ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَبَّلَهَا وَلَمْ يَتَوَضَّأْ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ كَذَا رَوَاهُ الْفِرْيَابِيُّ وَغَيْرُهُ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَهُوَ مُرْسَلٌ إِبْرَاهِيمُ التَّيْمِيُّ لَمْ يَسْمَعْ مِنْ عَائِشَةَ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ مَاتَ إِبْرَاهِيمُ التَّيْمِيُّ وَلَمْ يَبْلُغْ أَرْبَعِينَ سَنَةً وَكَانَ يُكْنَى أَبَا أَسْمَاءَ .

١٧٩ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ، عَنْ حَبِيبٍ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَبَّلَ امْرَأَةً مِنْ نِسَائِهِ ثُمَّ خَرَجَ إِلَى الصَّلاَةِ وَلَمْ يَتَوَضَّأْ . قَالَ عُرْوَةُ فَقُلْتُ لَهَا مَنْ هِيَ إِلاَّ أَنْتِ فَضَحِكَتْ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَكَذَا رَوَاهُ زَائِدَةُ وَعَبْدُ الْحَمِيدِ الْحِمَّانِيُّ عَنْ سُلَيْمَانَ الأَعْمَشِ .

١٨٠ - حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مَخْلَدٍ الطَّالْقَانِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ، - يَعْنِي ابْنَ مَغْرَاءَ - حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ، أَخْبَرَنَا أَصْحَابٌ، لَنَا عَنْ عُرْوَةَ الْمُزَنِيِّ، عَنْ عَائِشَةَ، بِهَذَا الْحَدِيثِ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَالَ يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الْقَطَّانُ لِرَجُلٍ احْكِ عَنِّي أَنَّ هَذَيْنِ - يَعْنِي حَدِيثَ الأَعْمَشِ هَذَا عَنْ حَبِيبٍ وَحَدِيثَهُ بِهَذَا الإِسْنَادِ فِي الْمُسْتَحَاضَةِ أَنَّهَا تَتَوَضَّأُ لِكُلِّ صَلاَةٍ - قَالَ يَحْيَى احْكِ عَنِّي أَنَّهُمَا شِبْهُ لاَ شَىْءَ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَرُوِيَ عَنِ الثَّوْرِيِّ قَالَ مَا حَدَّثَنَا حَبِيبٌ إِلاَّ عَنْ عُرْوَةَ الْمُزَنِيِّ يَعْنِي لَمْ يُحَدِّثْهُمْ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ بِشَىْءٍ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَقَدْ رَوَى حَمْزَةُ الزَّيَّاتُ عَنْ حَبِيبٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ حَدِيثًا صَحِيحًا ‏.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 68. Abdestin Bozulduğundan Şüphe Etmek

176....Abbâd b. Temîm'in rivâyetine göre amcası (şöyle) demiştir: Nebi (sallallahü aleyhi ve sellem)'e namazda iken abdestinin bozulduğu vehmine kapılan bir kimse(nin durumu) arz edildi. Nebî (sallallahü aleyhi ve sellem) " Ses işitmedikçe veya koku duymadıkça namazdan ayrılmasın" buyurdu.

Buharî, vudû 4, 34; büyü, 5; Müslim, hayz 98, 99; Ebû Dâvûd tahâre 67; salât 192; Tirmizî, tahâre 56; Nesâî, tahâre 114 İbn Mâce. tahâre 74; Ahmed b. Hanbel, H, 330, 410, 414, 435, 471; III, 12, 37, 50, 51, 53, 54, 96.

177....Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" Sizden biriniz oturağında bir hareket sezer de abdestinin bozulup bozulmadığına karar vermekte kararsız kalırsa, (yellenmeden mütevellit) bir ses işitmedikçe veya koku duymadıkça (namazdan) çıkmasın."

Müslim, bayz 9; Tirmizî, tahâre 56; İbn Mâce, tahâre 74.

٦٨ - باب إِذَا شَكَّ فِي الْحَدَثِ

١٧٦ - حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ، وَمُحَمَّدُ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ أَبِي خَلَفٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، وَعَبَّادِ بْنِ تَمِيمٍ، عَنْ عَمِّهِ، قَالَ شُكِيَ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم الرَّجُلُ يَجِدُ الشَّىْءَ فِي الصَّلاَةِ حَتَّى يُخَيَّلَ إِلَيْهِ فَقَالَ ‏(‏ لاَ يَنْفَتِلُ حَتَّى يَسْمَعَ صَوْتًا أَوْ يَجِدَ رِيحًا ‏) .

١٧٧ - حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ، حَدَّثَنَا حَمَّادٌ، أَخْبَرَنَا سُهَيْلُ بْنُ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ إِذَا كَانَ أَحَدُكُمْ فِي الصَّلاَةِ فَوَجَدَ حَرَكَةً فِي دُبُرِهِ أَحْدَثَ أَوْ لَمْ يُحْدِثْ فَأَشْكَلَ عَلَيْهِ فَلاَ يَنْصَرِفْ حَتَّى يَسْمَعَ صَوْتًا أَوْ يَجِدَ رِيحًا ‏) .



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 67. Abdest Alırken Abdeste Ara Vermek

173....Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki:

" Bir adam abdest almış, (fakat) ayağı üzerinde tırnak kadar bir yeri (kuru) bırakmış olduğu halde Resûlüllah’ın (huzuruna) geldi. Rasûlü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) de ona;

" dön, abdestini güzelce al" buyurdu."

İbn Mâce, tahâre 139.

'Ebû Dâvûd buyurdu ki: Bu hadis Cerîr b. Hâzim’den rivâyetle " Ma'ruf" değildir. Ve bu hadîsi Cerîr'den sadece İbn Vehb rivâyet etmiştir.

Ve (yine) Ma'kıl b. Übeydillah el-Cezeri, Ebû'z-Zubeyr'den Câbir (radıyallahü anh)’den o da Ömer (radıyallahü anh) vasıtasıyla Rasûlü Ekrem’den (İbn Vehb rivâyetinin) benzerini rivâyet etmiştir. (Bu rivâyete göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) " dön abdestini güzelce al." demiştir.

174....Yûnus ve Humeyd, el-Hasen vasıtasıyla Nebî (sallallahü aleyhi ve sellem)'den önceki Katâde hadîsiyle aynı manaya gelen bîr hadîs nakletmişlerdir.

Bk. İbn Mâce, tahâre 139.

175....Hâlid'in bir sahâbîden naklettiğine göre O sahabi şöyle demiştir:

Nebiyyi Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) ayağının üstünde dirhem miktarı su değmemiş kuru bir yer bulunduğu halde, namaz kılan bir adam gördü. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) abdestini ve namazım iade etmesini emretti."

٦٧ - باب تَفْرِيقِ الْوُضُوءِ

١٧٣ - حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ مَعْرُوفٍ، حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، عَنْ جَرِيرِ بْنِ حَازِمٍ، أَنَّهُ سَمِعَ قَتَادَةَ بْنَ دِعَامَةَ، حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ، أَنَّ رَجُلاً، جَاءَ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَقَدْ تَوَضَّأَ وَتَرَكَ عَلَى قَدَمَيْهِ مِثْلَ مَوْضِعِ الظُّفْرِ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ ارْجِعْ فَأَحْسِنْ وُضُوءَكَ ‏) . قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَهَذَا الْحَدِيثُ لَيْسَ بِمَعْرُوفٍ عَنْ جَرِيرِ بْنِ حَازِمٍ وَلَمْ يَرْوِهِ إِلاَّ ابْنُ وَهْبٍ وَحْدَهُ وَقَدْ رُوِيَ عَنْ مَعْقِلِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ الْجَزَرِيِّ عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ عَنْ عُمَرَ عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم نَحْوَهُ قَالَ ‏(‏ ارْجِعْ فَأَحْسِنْ وُضُوءَكَ ‏) .

١٧٤ - حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ، حَدَّثَنَا حَمَّادٌ، أَخْبَرَنَا يُونُسُ، وَحُمَيْدٌ، عَنِ الْحَسَنِ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم بِمَعْنَى قَتَادَةَ .

١٧٥ - حَدَّثَنَا حَيْوَةُ بْنُ شُرَيْحٍ، حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ، عَنْ بَحِيرٍ، - هُوَ ابْنُ سَعْدٍ - عَنْ خَالِدٍ، عَنْ بَعْضِ، أَصْحَابِ النَّبِيِّ أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم رَأَى رَجُلاً يُصَلِّي وَفِي ظَهْرِ قَدَمِهِ لُمْعَةٌ قَدْرُ الدِّرْهَمِ لَمْ يُصِبْهَا الْمَاءُ فَأَمَرَهُ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنْ يُعِيدَ الْوُضُوءَ وَالصَّلاَةَ .



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget