67. Abdest Alırken Abdeste Ara Vermek
173....Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki:
" Bir adam abdest almış, (fakat) ayağı üzerinde tırnak kadar bir yeri (kuru) bırakmış olduğu halde Resûlüllah’ın (huzuruna) geldi. Rasûlü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) de ona;
" dön, abdestini güzelce al" buyurdu."
İbn Mâce, tahâre 139.
'Ebû Dâvûd buyurdu ki: Bu hadis Cerîr b. Hâzim’den rivâyetle " Ma'ruf" değildir. Ve bu hadîsi Cerîr'den sadece İbn Vehb rivâyet etmiştir.
Ve (yine) Ma'kıl b. Übeydillah el-Cezeri, Ebû'z-Zubeyr'den Câbir (radıyallahü anh)’den o da Ömer (radıyallahü anh) vasıtasıyla Rasûlü Ekrem’den (İbn Vehb rivâyetinin) benzerini rivâyet etmiştir. (Bu rivâyete göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) " dön abdestini güzelce al." demiştir.
174....Yûnus ve Humeyd, el-Hasen vasıtasıyla Nebî (sallallahü aleyhi ve sellem)'den önceki Katâde hadîsiyle aynı manaya gelen bîr hadîs nakletmişlerdir.
Bk. İbn Mâce, tahâre 139.
175....Hâlid'in bir sahâbîden naklettiğine göre O sahabi şöyle demiştir:
" Nebiyyi Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) ayağının üstünde dirhem miktarı su değmemiş kuru bir yer bulunduğu halde, namaz kılan bir adam gördü. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) abdestini ve namazım iade etmesini emretti."
٦٧ - باب تَفْرِيقِ الْوُضُوءِ
١٧٣ - حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ مَعْرُوفٍ، حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، عَنْ جَرِيرِ بْنِ حَازِمٍ، أَنَّهُ سَمِعَ قَتَادَةَ بْنَ دِعَامَةَ، حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ، أَنَّ رَجُلاً، جَاءَ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَقَدْ تَوَضَّأَ وَتَرَكَ عَلَى قَدَمَيْهِ مِثْلَ مَوْضِعِ الظُّفْرِ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( ارْجِعْ فَأَحْسِنْ وُضُوءَكَ ) . قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَهَذَا الْحَدِيثُ لَيْسَ بِمَعْرُوفٍ عَنْ جَرِيرِ بْنِ حَازِمٍ وَلَمْ يَرْوِهِ إِلاَّ ابْنُ وَهْبٍ وَحْدَهُ وَقَدْ رُوِيَ عَنْ مَعْقِلِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ الْجَزَرِيِّ عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ عَنْ عُمَرَ عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم نَحْوَهُ قَالَ ( ارْجِعْ فَأَحْسِنْ وُضُوءَكَ ) .
١٧٤ - حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ، حَدَّثَنَا حَمَّادٌ، أَخْبَرَنَا يُونُسُ، وَحُمَيْدٌ، عَنِ الْحَسَنِ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم بِمَعْنَى قَتَادَةَ .
١٧٥ - حَدَّثَنَا حَيْوَةُ بْنُ شُرَيْحٍ، حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ، عَنْ بَحِيرٍ، - هُوَ ابْنُ سَعْدٍ - عَنْ خَالِدٍ، عَنْ بَعْضِ، أَصْحَابِ النَّبِيِّ أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم رَأَى رَجُلاً يُصَلِّي وَفِي ظَهْرِ قَدَمِهِ لُمْعَةٌ قَدْرُ الدِّرْهَمِ لَمْ يُصِبْهَا الْمَاءُ فَأَمَرَهُ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنْ يُعِيدَ الْوُضُوءَ وَالصَّلاَةَ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.