80. Uykudan Dolayı Abdest Almaya Dâir
199....Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den şöyle demiştir:
" Bir gece, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yatsı namazından meşgul edilip (namazı) geciktirdi?
Resûlüllah'ın meşgul olduğu şey Taberânî'nin tasrîhine göre ordunun hazırlanmasıdır.
O kadar ki, biz mescidde uyuduk. Sonra uyandık, tekrar uyuduk, uyandık tekrar uyuduk. Nihayet Resûlüllah bizim yanımıza (mescide) geldi ve " Sizden başka namazı bekleyen kimse yoktur" buyurdu.
Buhârî, mevâkît 24; Müslim. mesâcid 221, 225; Ahmed b. Hanbel, II, 88, 126.
200....Enes (radıyallahü anh) şöyle haber vermiştir:
" Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ashabı, yatsı namazını beklerlerdi. Hatta başlan öne eğilir, daha sonra namaz kılarlar abdest almazlardı."
Sadece Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.
Ebû Dâvûd der ki; Şu'be Katâde'den naklen " Biz Resûlüllah zamanında, (yatsı namazını beklerken) başımız öne düşerdi" ibaresini ilâve etmiştir.
Bu hadîsi İbn Ebî Arûbe de Katâde'den değişik lafızlarla rivâyet etmiştir.
201....Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'dan, şöyle demiştir:
Yatsı namazına ikâmet getirilmişti ki bir adam kalkıp, " Ey Allah'ın Rasûlü, benim bir hacetim var" dedi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onunla gizlice konuşmaya gitti. O kadar ki, cemaat veya cemaatten bazıları
Şüphe râvîlerden birine aittir.
202....İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan, demiştir ki; Râsulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) secde ediyor, uyuyor, horluyor sonra kalkıp abdest almadan namaz kılıyordu. Kendisine;
" Uyuduğun halde abdest almadan namaz kıldın" dedim. O:
" Abdest sadece uzanarak uyuyana lâzımdır" buyurdu.
Osman ve Hennâd, (rivâyetlerinde):
" Çünkü (insan) uzanarak uyuduğu zaman mafsalları gevşer" ibaresini ilâve ettiler.
Tirmizi, tahâret 57.
Ebû Dâvûd buyurdu ki;’Abdest yont üzerine uzanana lâzımdır." Sözü münker bir hadîsdir. (Çünkü) onu Katâde'den; Yezid ed-Dâlânî'den başkası rivâyet etmemiştir. Hadîsin baş tarafını İbn Abbâs'tan bir cemaat rivâyet etmiş, bu hususta hiçbir şey zikretmemişlerdir. İbn Abbâs veya Ikrime
Siyaktan buradaki ( JU ) nin failinin İbn Abbâs olması gerekir. Ancak Beyhâki, Ebû Dâvûd'un ibaresini nakletmiş ve ( ) " terime dedr demiştir. Her halde eldeki nüshalarda " İlerine" kelimesi düşmüş olacaktır, (bk. Avnu’l-ma'bud, 1,344).:
" Resûlüllah (secdede iken kendisinden abdest bozacak bir şey çıkmasından) korunmuştur" dedi. Âişe (radıyallahü anhâ)’da Resûlüllah'ın, " Benim gözlerim uyur kalbim uyumaz" buyurduğunu nakletti.
Şube şöyle demiştir:
" Katâde Ebû'l-Âliye'den dört hadîs işitmiştir. Bunlar;
1. Yûnus b. Mettâ hadîsi,
2. Namaz hakkında İbn Ömer hadîsi,
3. Kadılar üçtür hadîsi,
4. İbn Abbâs'ın;
" Kendilerine güvenilir kişiler bana bu hadîsi nakletti. Onlardan biri ve en güvenilir olanı Hazret-i Ömer'dir" diye başlayan hadîsidir.
Ebû Dâvûd devamla şöyle der; Yezîd ed-Dâlâni’nin hadîsini Ahmed b. Hanbel’e sordum. Yezîd'in hadîsini (rivâyetini bana) yakıştırmayarak beni azarladı ve " Yezid ed-Dâlânî'ye ne oluyor? (Kendisini de başkalarını da) Katâde'nin ashabı arasına sokuyor?" deyip, onun hadisini önemsemedi.
203....Hazret-i Ali (radıyallahü anh)’den, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir;
" Dübürün bağı gözlerdir. Kim uyursa abdest alsın."
İbn Mâce tahâre 62; Dârimî, vudü' 48; Ahmed b. Hanbel IV, 97.
٨٠ - باب الْوُضُوءِ مِنَ النَّوْمِ
١٩٩ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ حَنْبَلٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ، أَخْبَرَنِي نَافِعٌ، حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم شُغِلَ عَنْهَا لَيْلَةً فَأَخَّرَهَا حَتَّى رَقَدْنَا فِي الْمَسْجِدِ ثُمَّ اسْتَيْقَظْنَا ثُمَّ رَقَدْنَا ثُمَّ اسْتَيْقَظْنَا ثُمَّ رَقَدْنَا ثُمَّ خَرَجَ عَلَيْنَا فَقَالَ ( لَيْسَ أَحَدٌ يَنْتَظِرُ الصَّلاَةَ غَيْرَكُمْ ) .
٢٠٠ - حَدَّثَنَا شَاذُّ بْنُ فَيَّاضٍ، حَدَّثَنَا هِشَامٌ الدَّسْتَوَائِيُّ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَنَسٍ، قَالَ كَانَ أَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَنْتَظِرُونَ الْعِشَاءَ الآخِرَةَ حَتَّى تَخْفِقَ رُءُوسُهُمْ ثُمَّ يُصَلُّونَ وَلاَ يَتَوَضَّئُونَ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ زَادَ فِيهِ شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ قَالَ كُنَّا عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم . وَرَوَاهُ ابْنُ أَبِي عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ بِلَفْظٍ آخَرَ .
٢٠١ - حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ، وَدَاوُدُ بْنُ شَبِيبٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِيِّ، أَنَّ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ، قَالَ أُقِيمَتْ صَلاَةُ الْعِشَاءِ فَقَامَ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ لِي حَاجَةً . فَقَامَ يُنَاجِيهِ حَتَّى نَعَسَ الْقَوْمُ أَوْ بَعْضُ الْقَوْمِ ثُمَّ صَلَّى بِهِمْ وَلَمْ يَذْكُرْ وُضُوءًا .
٢٠٢ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ، وَهَنَّادُ بْنُ السَّرِيِّ، وَعُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، عَنْ عَبْدِ السَّلاَمِ بْنِ حَرْبٍ، - وَهَذَا لَفْظُ حَدِيثِ يَحْيَى - عَنْ أَبِي خَالِدٍ الدَّالاَنِيِّ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَبِي الْعَالِيَةِ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم كَانَ يَسْجُدُ وَيَنَامُ وَيَنْفُخُ ثُمَّ يَقُومُ فَيُصَلِّي وَلاَ يَتَوَضَّأُ . قَالَ فَقُلْتُ لَهُ صَلَّيْتَ وَلَمْ تَتَوَضَّأْ وَقَدْ نِمْتَ فَقَالَ ( إِنَّمَا الْوُضُوءُ عَلَى مَنْ نَامَ مُضْطَجِعًا ) . زَادَ عُثْمَانُ وَهَنَّادٌ ( فَإِنَّهُ إِذَا اضْطَجَعَ اسْتَرْخَتْ مَفَاصِلُهُ ) . قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَوْلُهُ ( الْوُضُوءُ عَلَى مَنْ نَامَ مُضْطَجِعًا ) . هُوَ حَدِيثٌ مُنْكَرٌ لَمْ يَرْوِهِ إِلاَّ يَزِيدُ أَبُو خَالِدٍ الدَّالاَنِيُّ عَنْ قَتَادَةَ وَرَوَى أَوَّلَهُ جَمَاعَةٌ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ وَلَمْ يَذْكُرُوا شَيْئًا مِنْ هَذَا وَقَالَ كَانَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم مَحْفُوظًا وَقَالَتْ عَائِشَةُ - رضى اللّه عنها - قَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( تَنَامُ عَيْنَاىَ وَلاَ يَنَامُ قَلْبِي ) . وَقَالَ شُعْبَةُ إِنَّمَا سَمِعَ قَتَادَةُ مِنْ أَبِي الْعَالِيَةِ أَرْبَعَةَ أَحَادِيثَ حَدِيثَ يُونُسَ بْنِ مَتَّى وَحَدِيثَ ابْنِ عُمَرَ فِي الصَّلاَةِ وَحَدِيثَ الْقُضَاةُ ثَلاَثَةٌ وَحَدِيثَ ابْنِ عَبَّاسٍ حَدَّثَنِي رِجَالٌ مَرْضِيُّونَ مِنْهُمْ عُمَرُ وَأَرْضَاهُمْ عِنْدِي عُمَرُ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَذَكَرْتُ حَدِيثَ يَزِيدَ الدَّالاَنِيِّ لأَحْمَدَ بْنِ حَنْبَلٍ فَانْتَهَرَنِي اسْتِعْظَامًا لَهُ وَقَالَ مَا لِيَزِيدَ الدَّالاَنِيِّ يُدْخِلُ عَلَى أَصْحَابِ قَتَادَةَ وَلَمْ يَعْبَأْ بِالْحَدِيثِ .
٢٠٣ - حَدَّثَنَا حَيْوَةُ بْنُ شُرَيْحٍ الْحِمْصِيُّ، - فِي آخَرِينَ - قَالُوا حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ، عَنِ الْوَضِينِ بْنِ عَطَاءٍ، عَنْ مَحْفُوظِ بْنِ عَلْقَمَةَ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَائِذٍ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ، - رضى اللّه عنه - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( وِكَاءُ السَّهِ الْعَيْنَانِ فَمَنْ نَامَ فَلْيَتَوَضَّأْ ) .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.