Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 81. (Ayağıyla) Necasete Basan Kimsenin Abdest Alıp Almayacağı

Bazı nushalarda" ( ) ayağıyla" kelimesi yoktur.

204....Abdullah (b. Mes'ûd) (radıyallahü anh) şöyle demiştir:

" Biz (Resûlüllah'la beraber olur) pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) saçın ve elbisenin yere değmesine de manî olmazdık."

Tırmızî, tahâre 109; İbn Mâce İkâme 67.

Ebû Dâvûd şöyle demiştir; İbrahim b. Ebî Muâviye hadîsinde, " A'meşten o da Şakîk'den o da Mesruk'tan (vasıtalı olarak)" veya, " Şakîk el-Â'meş'den (aralarında vâsıta olmadan) Mesruk'tan Abdullah (b. mes'ûd) şöyle dedi- diye haber verdi." dedi.

Hennâdda;

(Mesruk'tan veya A'meş, Ebû Muâviye'ye) Şakik'den haber verdi ki Abdullah (b. Mes'ûd) şöyle demiştir..." dedi.

٨١ - باب فِي الرَّجُلِ يَطَأُ الأَذَى بِرِجْلِهِ

٢٠٤ - حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِيِّ، وَإِبْرَاهِيمُ بْنُ أَبِي مُعَاوِيَةَ، عَنْ أَبِي مُعَاوِيَةَ، ح وَحَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنِي شَرِيكٌ، وَجَرِيرٌ، وَابْنُ، إِدْرِيسَ عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ شَقِيقٍ، قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ كُنَّا لاَ نَتَوَضَّأُ مِنْ مَوْطِئٍ وَلاَ نَكُفُّ شَعْرًا وَلاَ ثَوْبًا . قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَالَ إِبْرَاهِيمُ بْنُ أَبِي مُعَاوِيَةَ فِيهِ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ مَسْرُوقٍ أَوْ حَدَّثَهُ عَنْهُ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ وَقَالَ هَنَّادٌ عَنْ شَقِيقٍ أَوْ حَدَّثَهُ عَنْهُ .



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 80. Uykudan Dolayı Abdest Almaya Dâir

199....Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den şöyle demiştir:

" Bir gece, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yatsı namazından meşgul edilip (namazı) geciktirdi?

Resûlüllah'ın meşgul olduğu şey Taberânî'nin tasrîhine göre ordunun hazırlanmasıdır.

O kadar ki, biz mescidde uyuduk. Sonra uyandık, tekrar uyuduk, uyandık tekrar uyuduk. Nihayet Resûlüllah bizim yanımıza (mescide) geldi ve " Sizden başka namazı bekleyen kimse yoktur" buyurdu.

Buhârî, mevâkît 24; Müslim. mesâcid 221, 225; Ahmed b. Hanbel, II, 88, 126.

200....Enes (radıyallahü anh) şöyle haber vermiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ashabı, yatsı namazını beklerlerdi. Hatta başlan öne eğilir, daha sonra namaz kılarlar abdest almazlardı."

Sadece Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Ebû Dâvûd der ki; Şu'be Katâde'den naklen " Biz Resûlüllah zamanında, (yatsı namazını beklerken) başımız öne düşerdi" ibaresini ilâve etmiştir.

Bu hadîsi İbn Ebî Arûbe de Katâde'den değişik lafızlarla rivâyet etmiştir.

201....Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'dan, şöyle demiştir:

Yatsı namazına ikâmet getirilmişti ki bir adam kalkıp, " Ey Allah'ın Rasûlü, benim bir hacetim var" dedi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onunla gizlice konuşmaya gitti. O kadar ki, cemaat veya cemaatten bazıları

Şüphe râvîlerden birine aittir.

202....İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan, demiştir ki; Râsulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) secde ediyor, uyuyor, horluyor sonra kalkıp abdest almadan namaz kılıyordu. Kendisine;

" Uyuduğun halde abdest almadan namaz kıldın" dedim. O:

" Abdest sadece uzanarak uyuyana lâzımdır" buyurdu.

Osman ve Hennâd, (rivâyetlerinde):

" Çünkü (insan) uzanarak uyuduğu zaman mafsalları gevşer" ibaresini ilâve ettiler.

Tirmizi, tahâret 57.

Ebû Dâvûd buyurdu ki;’Abdest yont üzerine uzanana lâzımdır." Sözü münker bir hadîsdir. (Çünkü) onu Katâde'den; Yezid ed-Dâlânî'den başkası rivâyet etmemiştir. Hadîsin baş tarafını İbn Abbâs'tan bir cemaat rivâyet etmiş, bu hususta hiçbir şey zikretmemişlerdir. İbn Abbâs veya Ikrime

Siyaktan buradaki ( JU ) nin failinin İbn Abbâs olması gerekir. Ancak Beyhâki, Ebû Dâvûd'un ibaresini nakletmiş ve ( ) " terime dedr demiştir. Her halde eldeki nüshalarda " İlerine" kelimesi düşmüş olacaktır, (bk. Avnu’l-ma'bud, 1,344).:

Resûlüllah (secdede iken kendisinden abdest bozacak bir şey çıkmasından) korunmuştur" dedi. Âişe (radıyallahü anhâ)’da Resûlüllah'ın, " Benim gözlerim uyur kalbim uyumaz" buyurduğunu nakletti.

Şube şöyle demiştir:

" Katâde Ebû'l-Âliye'den dört hadîs işitmiştir. Bunlar;

1. Yûnus b. Mettâ hadîsi,

2. Namaz hakkında İbn Ömer hadîsi,

3. Kadılar üçtür hadîsi,

4. İbn Abbâs'ın;

" Kendilerine güvenilir kişiler bana bu hadîsi nakletti. Onlardan biri ve en güvenilir olanı Hazret-i Ömer'dir" diye başlayan hadîsidir.

Ebû Dâvûd devamla şöyle der; Yezîd ed-Dâlâni’nin hadîsini Ahmed b. Hanbel’e sordum. Yezîd'in hadîsini (rivâyetini bana) yakıştırmayarak beni azarladı ve " Yezid ed-Dâlânî'ye ne oluyor? (Kendisini de başkalarını da) Katâde'nin ashabı arasına sokuyor?" deyip, onun hadisini önemsemedi.

203....Hazret-i Ali (radıyallahü anh)’den, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir;

" Dübürün bağı gözlerdir. Kim uyursa abdest alsın."

İbn Mâce tahâre 62; Dârimî, vudü' 48; Ahmed b. Hanbel IV, 97.

٨٠ - باب الْوُضُوءِ مِنَ النَّوْمِ

١٩٩ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ حَنْبَلٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ، أَخْبَرَنِي نَافِعٌ، حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم شُغِلَ عَنْهَا لَيْلَةً فَأَخَّرَهَا حَتَّى رَقَدْنَا فِي الْمَسْجِدِ ثُمَّ اسْتَيْقَظْنَا ثُمَّ رَقَدْنَا ثُمَّ اسْتَيْقَظْنَا ثُمَّ رَقَدْنَا ثُمَّ خَرَجَ عَلَيْنَا فَقَالَ ‏(‏ لَيْسَ أَحَدٌ يَنْتَظِرُ الصَّلاَةَ غَيْرَكُمْ ‏) .

٢٠٠ - حَدَّثَنَا شَاذُّ بْنُ فَيَّاضٍ، حَدَّثَنَا هِشَامٌ الدَّسْتَوَائِيُّ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَنَسٍ، قَالَ كَانَ أَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَنْتَظِرُونَ الْعِشَاءَ الآخِرَةَ حَتَّى تَخْفِقَ رُءُوسُهُمْ ثُمَّ يُصَلُّونَ وَلاَ يَتَوَضَّئُونَ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ زَادَ فِيهِ شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ قَالَ كُنَّا عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم . وَرَوَاهُ ابْنُ أَبِي عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ بِلَفْظٍ آخَرَ .

٢٠١ - حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ، وَدَاوُدُ بْنُ شَبِيبٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِيِّ، أَنَّ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ، قَالَ أُقِيمَتْ صَلاَةُ الْعِشَاءِ فَقَامَ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ لِي حَاجَةً . فَقَامَ يُنَاجِيهِ حَتَّى نَعَسَ الْقَوْمُ أَوْ بَعْضُ الْقَوْمِ ثُمَّ صَلَّى بِهِمْ وَلَمْ يَذْكُرْ وُضُوءًا .

٢٠٢ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ، وَهَنَّادُ بْنُ السَّرِيِّ، وَعُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، عَنْ عَبْدِ السَّلاَمِ بْنِ حَرْبٍ، - وَهَذَا لَفْظُ حَدِيثِ يَحْيَى - عَنْ أَبِي خَالِدٍ الدَّالاَنِيِّ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَبِي الْعَالِيَةِ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم كَانَ يَسْجُدُ وَيَنَامُ وَيَنْفُخُ ثُمَّ يَقُومُ فَيُصَلِّي وَلاَ يَتَوَضَّأُ . قَالَ فَقُلْتُ لَهُ صَلَّيْتَ وَلَمْ تَتَوَضَّأْ وَقَدْ نِمْتَ فَقَالَ ‏(‏ إِنَّمَا الْوُضُوءُ عَلَى مَنْ نَامَ مُضْطَجِعًا ‏) . زَادَ عُثْمَانُ وَهَنَّادٌ ‏(‏ فَإِنَّهُ إِذَا اضْطَجَعَ اسْتَرْخَتْ مَفَاصِلُهُ ‏) . قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَوْلُهُ ‏(‏ الْوُضُوءُ عَلَى مَنْ نَامَ مُضْطَجِعًا ‏) . هُوَ حَدِيثٌ مُنْكَرٌ لَمْ يَرْوِهِ إِلاَّ يَزِيدُ أَبُو خَالِدٍ الدَّالاَنِيُّ عَنْ قَتَادَةَ وَرَوَى أَوَّلَهُ جَمَاعَةٌ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ وَلَمْ يَذْكُرُوا شَيْئًا مِنْ هَذَا وَقَالَ كَانَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم مَحْفُوظًا وَقَالَتْ عَائِشَةُ - رضى اللّه عنها - قَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ تَنَامُ عَيْنَاىَ وَلاَ يَنَامُ قَلْبِي ‏) . وَقَالَ شُعْبَةُ إِنَّمَا سَمِعَ قَتَادَةُ مِنْ أَبِي الْعَالِيَةِ أَرْبَعَةَ أَحَادِيثَ حَدِيثَ يُونُسَ بْنِ مَتَّى وَحَدِيثَ ابْنِ عُمَرَ فِي الصَّلاَةِ وَحَدِيثَ الْقُضَاةُ ثَلاَثَةٌ وَحَدِيثَ ابْنِ عَبَّاسٍ حَدَّثَنِي رِجَالٌ مَرْضِيُّونَ مِنْهُمْ عُمَرُ وَأَرْضَاهُمْ عِنْدِي عُمَرُ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَذَكَرْتُ حَدِيثَ يَزِيدَ الدَّالاَنِيِّ لأَحْمَدَ بْنِ حَنْبَلٍ فَانْتَهَرَنِي اسْتِعْظَامًا لَهُ وَقَالَ مَا لِيَزِيدَ الدَّالاَنِيِّ يُدْخِلُ عَلَى أَصْحَابِ قَتَادَةَ وَلَمْ يَعْبَأْ بِالْحَدِيثِ .

٢٠٣ - حَدَّثَنَا حَيْوَةُ بْنُ شُرَيْحٍ الْحِمْصِيُّ، - فِي آخَرِينَ - قَالُوا حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ، عَنِ الْوَضِينِ بْنِ عَطَاءٍ، عَنْ مَحْفُوظِ بْنِ عَلْقَمَةَ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَائِذٍ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ، - رضى اللّه عنه - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ وِكَاءُ السَّهِ الْعَيْنَانِ فَمَنْ نَامَ فَلْيَتَوَضَّأْ ‏) .



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 79. Kandan Dolayı Abdest Almak

198....Câbir (radıyallahü anh)'den şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’la beraber Zâtürrikâ' Gazvesi'ne çıkmıştık. Müslümanlardan biri, müşriklerden birinin karısını öldürdü (veya esir etti). Müşrik; Muhammed ashabından birinin kanını dökmedikçe peşlerini bırakmayacağına yemin etti. Resûlüllah'ın izine düştü. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir yerde konaklamıştı. Bize;

" Bizi kim korur?" diye sordu. Ensâr ve Muhacirînden birer

Muhacirlerden olan Ammâr b. Yâsir, Ensâr'dan olan da Abbâd b. Beşîr veya imâra b. Hazm'dı. kişi;

" Biz!" diyerek ileri atılıp görevi kabul ettiler. Resûlüllah onlara;

" Dağ yolunun geçidinde durunuz" buyurdu.

Bu iki kişi dağ yolunun ağzına vardıklarında muhacir olanı uzandı, Ensâr'dan olanı da kalkıp namaza durdu. Müşrik geldi, namaz kılan Ensârî'nin karaltısını görünce, onun ordunun nöbetçisi olduğunu anladı ve okunu fırlattı ve sanki bedenine (eli ile koymuş gibi) isabet ettirdi. (Ensârî) oku bedeninden çıkardı (namazına devam etti). Müşrik bu şekilde Üç kerre ok attı. (Ensârî ise üçünü de çıkardı), sonra namazına devamla rükû ve secdesini yaptı. Sonra arkadaşı uyandı. Bazı nüshalarda (........) " arkadaşım uyandırdı" şeklindedir. Müşrik, bekçilerin kendisini fark edip yerini bildiklerini anlayınca kaçtı.

Muhacir olan (sahâbî) Ensâr üzerinde kanı görünce hayretle " Sübhânellah! İlk ok attığında beni uyandırsaydın ya" dedi. Ensârî;

" Ben bir Sûre Beyhâkî'nin ifâdesine göre bu sûre Kehf Süresidir. okuyordum, onu (yarıda) kesmek istemedim" dedi.

٧٩ - باب الْوُضُوءِ مِنَ الدَّمِ

١٩٨ - حَدَّثَنَا أَبُو تَوْبَةَ الرَّبِيعُ بْنُ نَافِعٍ، حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ، حَدَّثَنِي صَدَقَةُ بْنُ يَسَارٍ، عَنْ عَقِيلِ بْنِ جَابِرٍ، عَنْ جَابِرٍ، قَالَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم - يَعْنِي فِي غَزْوَةِ ذَاتِ الرِّقَاعِ - فَأَصَابَ رَجُلٌ امْرَأَةَ رَجُلٍ مِنَ الْمُشْرِكِينَ فَحَلَفَ أَنْ لاَ أَنْتَهِي حَتَّى أُهَرِيقَ دَمًا فِي أَصْحَابِ مُحَمَّدٍ فَخَرَجَ يَتْبَعُ أَثَرَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَنَزَلَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم مَنْزِلاً فَقَالَ مَنْ رَجُلٌ يَكْلَؤُنَا فَانْتَدَبَ رَجُلٌ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَرَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ فَقَالَ ‏(‏ كُونَا بِفَمِ الشِّعْبِ ‏) . قَالَ فَلَمَّا خَرَجَ الرَّجُلاَنِ إِلَى فَمِ الشِّعْبِ اضْطَجَعَ الْمُهَاجِرِيُّ وَقَامَ الأَنْصَارِيُّ يُصَلِّي وَأَتَى الرَّجُلُ فَلَمَّا رَأَى شَخْصَهُ عَرَفَ أَنَّهُ رَبِيئَةٌ لِلْقَوْمِ فَرَمَاهُ بِسَهْمٍ فَوَضَعَهُ فِيهِ فَنَزَعَهُ حَتَّى رَمَاهُ بِثَلاَثَةِ أَسْهُمٍ ثُمَّ رَكَعَ وَسَجَدَ ثُمَّ انْتَبَهَ صَاحِبُهُ فَلَمَّا عَرَفَ أَنَّهُمْ قَدْ نَذِرُوا بِهِ هَرَبَ وَلَمَّا رَأَى الْمُهَاجِرِيُّ مَا بِالأَنْصَارِيِّ مِنَ الدَّمِ قَالَ سَبْحَانَ اللَّهِ أَلاَ أَنْبَهْتَنِي أَوَّلَ مَا رَمَى قَالَ كُنْتُ فِي سُورَةٍ أَقْرَأُهَا فَلَمْ أُحِبَّ أَنْ أَقْطَعَهَا .



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget