Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 27. Sabır (Felaketin İlk) Darbe(sin)de (Olmalıdır)

3126- Enes'den demiştir ki:

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) çocuğu (nun ölümü) üzerine ağlamakta olan bir kadına rastladı (ve ona):

" Allah'tan kork, sabret" buyurdu. Bunun Üzerine kadın: (Elbette):

" Sen benim felaketime önem vermezsin" karşılığını verince kendisine " Bu peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) denildi (kadın) hemen (yola düşüp) peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e vardı. Kapısında (birtakım) kapıcılar (aradı fakat) bulamadı (Çünkü Rasûl-i Ekrem kapısında kapıcı bulundurmuyordu. Rasûl-i Ekrem dışarı çıkınca (kadın)

" Ey Allah'ın Rasûlü ben seni tanı(ya)mamıştım" dedi. (Rasûl-ü Zişan Efendimiz de)

" Kâmil sabır (felaketin) ilk darbe(sin)de -Yahut da darbenin başında- olur" buyurdu.

Buhârî, cenaiz 32, 34, ahkâm 11; Müslim, cenaiz 14, 15; Tirmizî, cenaiz 13; Nesâi, cenaiz 22, Ahmed b. Hanbel III-130, 143, 217.

٢٧ - باب الصَّبْرِ عِنْدَ الصَّدْمَةِ

٣١٢٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ ثَابِتٍ، عَنْ أَنَسٍ، قَالَ أَتَى نَبِيُّ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَلَى امْرَأَةٍ تَبْكِي عَلَى صَبِيٍّ لَهَا فَقَالَ لَهَا ‏(‏ اتَّقِي اللَّهَ وَاصْبِرِي ‏) . فَقَالَتْ وَمَا تُبَالِي أَنْتَ بِمُصِيبَتِي فَقِيلَ لَهَا هَذَا النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم . فَأَتَتْهُ فَلَمْ تَجِدْ عَلَى بَابِهِ بَوَّابِينَ فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَمْ أَعْرِفْكَ فَقَالَ ‏(‏ إِنَّمَا الصَّبْرُ عِنْدَ الصَّدْمَةِ الأُولَى ‏) . أَوْ ‏(‏ عِنْدَ أَوَّلِ صَدْمَةٍ ‏)‏ ‏.‏



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 26. Yakını Ölen Bir Kimseyi Teselli Vermek İçin Ziyaret Etmek (Ta'ziye)

3125- Abdullah b. Amr b. el-As’dan demiştir ki:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le bir ölüyü kabre koymuştuk. (Bu işi) bitirince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (oradan) ayrıldı. Kendisiyle birlikte biz de ayrıldık. Bir kapının karşısına varınca (orada) durdu. Bir de baktık ki karşısında bir kadın var. O kadını tanıdığını zannettim. (Oysa tanıyamamış ancak) kadın (kendisine doğru) yürüyünce bir de baktı ki Fatıma (radıyallahü anha) imiş. Ona

" Ey Fatıma, seni evinden çıkaran (sebep) nedir?" diye sordu. Oda

" Ey Allah'ın Rasûlü şu ev halkına geldim, onlara ölüleri için rahmet okudum." Yahut da " sabır tavsiye ettim" cevabını verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Herhalde onlarla birlikte kabristana da gittin" buyurdu. (Hazret-i Fatıma da)

" Allah korusun, gerçekten ben seni, bu mevzudaki söylediklerini söylerken dinle(miş)tim" dedi (Hazret-i Peygamber de):

" Eğer sen onlarla birlikte oraya gitmiş olsaydın" buyurdu ve bu mevzuda (çok) şiddetli tehdidde bulundu.

(Ravi Mufaddal) dedi ki:

Ben Rabia'ya (metinde geçen) " Elküdâ" yı sordum da zannedersem " kabirler" diye cevap verdi.

Nesaî, cenaiz. 27.

٢٦ - باب فِي التَّعْزِيَةِ

٣١٢٥ - حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ خَالِدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَوْهَبٍ الْهَمْدَانِيُّ، حَدَّثَنَا الْمُفَضَّلُ، عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ سَيْفٍ الْمَعَافِرِيِّ، عَنْ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحُبُلِيِّ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ، قَالَ قَبَرْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم - يَعْنِي مَيِّتًا - فَلَمَّا فَرَغْنَا انْصَرَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَانْصَرَفْنَا مَعَهُ فَلَمَّا حَاذَى بَابَهُ وَقَفَ فَإِذَا نَحْنُ بِامْرَأَةٍ مُقْبِلَةٍ - قَالَ أَظُنُّهُ عَرَفَهَا - فَلَمَّا ذَهَبَتْ إِذَا هِيَ فَاطِمَةُ - عَلَيْهَا السَّلاَمُ - فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَا أَخْرَجَكِ يَا فَاطِمَةُ مِنْ بَيْتِكِ ‏) . فَقَالَتْ أَتَيْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَهْلَ هَذَا الْبَيْتِ فَرَحَّمْتُ إِلَيْهِمْ مَيِّتَهُمْ أَوْ عَزَّيْتُهُمْ بِهِ . فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ فَلَعَلَّكِ بَلَغْتِ مَعَهُمُ الْكُدَى ‏) . قَالَتْ مَعَاذَ اللَّهِ وَقَدْ سَمِعْتُكَ تَذْكُرُ فِيهَا مَا تَذْكُرُ . قَالَ ‏(‏ لَوْ بَلَغْتِ مَعَهُمُ الْكُدَى ‏) . فَذَكَرَ تَشْدِيدًا فِي ذَلِكَ فَسَأَلْتُ رَبِيعَةَ عَنِ الْكُدَى فَقَالَ الْقُبُورُ فِيمَا أَحْسِبُ ‏.‏



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 25. Musibet Geldiği Zaman Oturmak

3124- Âişe'den demiştir ki:

Zeyd b. Harise ile Ca'fer ve Abdullah öldürüldükleri zaman, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mescide oturdu, üzüntü(sü) yüzünden anlaşılıyordu. Bu hadisi Amre vasıtasıyla Hazret-i Âişe'den nakleden Yahya b. Sfaid, rivâyetine devam ederek Hazret-i Zeyd, Ca'fer ve Abdullah'ın ölümü ile ilgili olayı anlattı.

Buhârî, cenaiz 41; Müslim, cenaiz 30; Nesâî, cenaiz 14.

٢٥ - باب الْجُلُوسِ عِنْدَ الْمُصِيبَةِ

٣١٢٤ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ، حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ كَثِيرٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ عَمْرَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ لَمَّا قُتِلَ زَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ وَجَعْفَرٌ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ رَوَاحَةَ جَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي الْمَسْجِدِ يُعْرَفُ فِي وَجْهِهِ الْحُزْنُ وَذَكَرَ الْقِصَّةَ ‏.‏



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget