Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 88. Yalan Hakkında Gelen Şiddetli Tehditler

4989- Abdullah (İbn Mesûd radıyallahü anh)'dan (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" Yalandan sakınınız! Çünkü yalan (sahibini) fenalığa, fenalık ise cehenneme götürür. Gerçekten insan yalanı söyleye söyleye ve yalanı araya araya (o hale gelir ki) nihayet Allah katında en yalancı (kimse diye) yazılır. Doğruluktan ayrılmayanız. Çünkü doğruluk (sahibini) iyiliğe iyilik de cennete götürür. Gerçekten insan doğruyu söyleye söyleye ve doğruyu araya araya (o hâle gelir ki) nihayet Allah katında en doğru (insan diye) yazılır."

Buhârî, edeb 69; Müslim, birr 103-105; Tirmizi, birr, 46; İbn Mâce. mukaddime 7; Darimî, nikah 7; Muvatta, kelam 17; Ahmed b. Hanbel, I, 384, 405, 432.

4990- (Hakim, İbn Muaviye İbn Hayde'nin) babasından demiştir ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle derken işittim:

" Sözleriyle bir toplumu güldürmek için konuşup da yalan söyleyen kimseye yazıklar olsun.

Yazıklar olsun, yazıklar olsun."

Darimî, istizan 66; Ahmed, V, 3, 5, 7; Tirmizî, zühd 8.

4991- Abdullah İbn Âmir'den demiştir ki: Birgün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) evimizde otururken annem beni çağırıp:

" Gel sana vereceğim (şu şeyi) al" dedi. Bunun üzerine Resul-ü Ekrem kendisine:

Ona ne vermek istiyorsun? dedi. Annem:

Ona bir kuru hurma vereceğim, cevabını verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) O'na şöyle buyurdu.

Dikkat et, eğer ona bir şey vermemiş olsaydın (bu), senin hakkında bir yalan olarak yazılacaktı."

4992- Hazret-i Ebû Hureyre'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur.

" Kişiye günah olarak her duyduğunu söylemesi yeter."

Ebû Dâvûd dedi ki: (Bu hadisi bana rivâyet eden iki şeyhten biri olan) Hafs (bu hadisi rivâyet ederken) Ebû Hüreyre'yi zikr etmedi. (Yani Ebû Hüreyre'yi atlayarak hadisi doğrudan doğruya Hazret-i Peygamberden rivâyet etti.)

Hazret-i Ebû Hüreyre'yi senedde sadece Ali b. Hafs el- Medâinî zikretti.

Müslim, Mukaddime bab/3 hadis no. 5, 1-10.

٨٨ - بَاب فِي الْتَّشْدِيْد فِي الْكَذِب

٤٩٨٩ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْر بْن أَبِي شَيْبَة، ثَنَا وَكِيْع، أَخْبَرَنَا الْأَعْمَش، ح وَثَنا مُسَدَّد، ثَنَا عَبْد الْلَّه بْن دَاوُد، ثَنَا الْأَعْمَش، عَن أَبِي وَائِل، عَن عَبْد الْلَّه قَال:

قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (إِيَّاكُم وَالْكَذِب؛ فَإِن الْكَذِب يَهْدِي إِلَى الْفُجُوْر، وَإِن الْفُجُوْر يَهْدِي إِلَى الْنَّار، وَإِن الْرَّجُل لَيَكْذِب وَيَتَحَرَّى الْكَذِب حَتَّى يُكْتَب عِنْد الْلَّه كَذَّابَا؛ وَعَلَيْكُم بِالْصِّدْق، فَإِن الْصِّدْق يَهْدِي إِلَى الْبِر، وَإِن الْبَر يَهْدِي إِلَى الْجَنَّة، وَإِن الْرَّجُل لَيَصْدُق وَيَتَحَرَّى الْصِّدْق حَتَّى يُكْتَب عِنْد الْلَّه صِدِّيْقَا).

٤٩٩٠ - حَدَّثَنَا مُسَدَّد بْن مُسَرْهَد، ثَنَا يَحْيَى، عَن بَهْز بْن حَكِيْم قَال: حَدَّثَنِي أَبِي، عَن أَبِيْه قَال:

سُمِعَت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَقُوْل: (وَيْل لِلَّذِي يُحَدِّث فَيَكْذِب لِيُضْحِك بِه الْقَوْم، وَيْل لَه، وَيْل لَه).

٤٩٩١ - حَدَّثَنَا قُتَيْبَة، ثَنَا الْلَّيْث، عَن ابْن عَجْلَان، أَن رَجُلا مِن مَوَالِي عَبْد الْلَّه بْن عَامِر بْن رَبِيْعَة الْعَدَوِي حَدَّثَه، عَن عَبْد الْلَّه بْن عَامِر أَنَّه قَال:

دَعَتْنِي أُمِّي يَوْمَا وَرَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَاعِد فِي بَيْتِنَا فَقَالَت: هَا تَعَال أُعْطِيَك، فَقَال لَهَا رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (وَمَا أَرَدْت أَن تُعْطِيَه؟) قَالَت: أُعْطِيَه تَمْرَا، فَقَال لَهَا رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (أَمَا إِنَّك لَو لَم تُعْطِيَه شَيْئا كُتِبَت عَلَيْك كِذْبَة).

٤٩٩٢ - حَدَّثَنَا حَفْص بْن عُمَر، ثَنَا شُعْبَة، ح وَثَنَا مُحَمَّد بْن الْحُسَيْن، ثَنَا عَلِي بْن حَفْص قَال: ثَنَا شُعْبَة، عَن خُبَيْب بْن عَبْد الْرَّحْمَن، عَن حَفْص بْن عَاصِم، قَال ابْن حُسَيْن فِي حَدِيْثِه: عَن أَبِي هُرَيْرَة:

إِن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال: (كَفَى بِالْمَرْء إِثْمْا أَن يُحَدِّث بِكُل مَا سَمِع).

قَال أَبُو دَاوُد: وَلَم يَذْكُر حَفْص أَبَا هُرَيْرَة.

قَال أَبُو دَاوُد: وَلَم يُسْنِدْه إِلَّا هَذَا الْشَّيْخ، يَعْنِي عَلِي بِن حَفْص الْمَدَائِنِي.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 87. Şu (Yatsı Namazına Mecazen Atame İsmi Vermek Gibi Teşbih Ve Mecaz Yüklü Kelimeler Kullanmak İle İlili) Hususlara Ruhsat Veren Hadisler

4988- Hazret-i Enes'den (rivâyet edilmiştir) demiştir ki:

Birgün Medine'de korkunç bir olay olmuştu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Talha'nın atına bin(ip hadisenin üzerine doğru sür'atle git) di. Kısa bir süre sonra (yanımıza dönüp):

(Korkulacak) birşey görmedik, -yahutta- korkulu bir şey görmedik (fakat) bu atı bir deniz (gibi akıcı) bulduk," buyurdu.

Buhârî, cihâd 46, 50, edeb 116, hibe 33; Müslim, fedai! 99; İbn Mace, cihad 9; Tirmizî cihad 14; Ahmed b. Hanbel, III; 171, 180, 185, 274, IV; 203.

٨٧ - بَاب مَا رُوِي فِي الرُّخْصَة فِي ذَلِك

٤٩٨٨ - حَدَّثَنَا عَمْرُو بْن مَرْزُوْق، أَخْبَرَنَا شُعْبَة، عَن قَتَادَة، عَن أَنَس قَال:

كَان فَزَع بِالْمَدِيْنَة، فَرَكِب رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فُرْسَا لِأَبِي طَلْحَة فَقَال: (مَا رَأَيْنَا شَيْئا) أَو (مَا رَأَيْنَا مِن فَزَع، وَإِن وَجَدْنَاه لَبَحْرا).



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 86. Yatsı Namazı(nın İsmi Nedir)?

4984- İbn Ömer (radıyallahü anh)'dan (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" Sakın çöl arapları (şu yatsı) namazımızın ismi hususunda sizi tesir altına almasınlar, Uyanık olun! Bu (namaz) yatsı (namazı)dır. Fakat onlar develeri yüzünden yatsıyı gecenin karanlığına kadar geciktirirler."

Müslim, mesâcid 228-229; Nesâî, mevakît 23; İbn Mâce, sala 13; Ahmed b. Hanbel, II, 10, 19,49, 144.

4985- Salim İbn Ebi'l-Ca'd'den (rivâyet edildiğine göre râvi Mis'ar'in (hakkında) -O'nun Huzaa (kabilesin)den olduğunu zannediyorum- dediği bir adam:

" Keşke şu namazı kılsaydim da bir rahata erseydim" demiş. (Orada bu lunan) bazı kimseler bu sözünden dolayı o adamı ayıplar gibi bir tavır takınmışlar, bunun üzerine (sözü geçen adam:)

Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i - Ey Bilâl, kalk namaza (çağır da) bizi namazla rahatlat, derken işittim" demiştir.

4986,.. Abdullah İbn Muhammed İbn el-Hanefiyye'den demiştir ki:

" Babamla birlikte ensardan olan bir damadımıza hasta ziyaretine gitmiştim. (Biz orada iken) namaz (vakti) geliverdi. Aile fertlerinden birine:

Ey Câriye, bana abdest suyunu getir (de abdestimi alayını); belki namazı kılarım da rahatlarım, dedi biz de onun bu sözünü tenkid ettik. Bunun üzerine (bize) şöyle dedi:

Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı " - Ey Bilal! Kalk (ezan oku da), bizi namazla rahatlat" derken işittim.

Ahmed b. Hanbel, V, 364, 371.

4987- Âişe (radıyallahü anhâ)'den demiştir ki:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in herhangi bir kimseyi dinden başka birşeye nisbet ederken asla işitmedim"

٨٦ - بَاب فِي صَلَاة الْعَتَمَة

٤٩٨٤ - حَدَّثَنَا عُثْمَان بْن أَبِي شَيْبَة، ثَنَا سُفْيَان، عَن ابْن أَبِي لَبِيْد، عَن أَبِي سَلَمَة قَال: سَمِعْت ابْن عُمَر،

عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال: (لَا تَغْلِبَنَّكُم الْأَعْرَاب عَلَى اسْم صَلَاتِكُم، أَلَا وَإِنَّهَا الْعِشَاء وَلَكِنَّهُم يَعْتِمُون بِالْإِبِل).

٤٩٨٥ - حَدَّثَنَا مُسَدَّد، ثَنَا عِيْسَى بْن يُوْنُس، ثَنَا مِسْعَر بْن كِدَام، عَن عَمْرِو بْن مُرَّة، عَن سَالِم بْن أَبِي الْجَعْد، قَال:

قَال رَجُل قَال مِسْعَر: أَرَاه مِن خُزَاعَة لَيْتَنِي صَلَّيْت فَاسْتَرَحْت، فَكَأَنَّهُم عَابُوْا عَلَيْه ذَلِك فَقَال: سُمِعَت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَقُوْل: (يَا بِلَال: أَقِم الَّصَلَاة أُرِحْنْا بِهَا).

٤٩٨٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّد بْن كَثِيْر، أَخْبَرَنَا إِسْرَائِيْل، ثَنَا عُثْمَان بْن الْمُغِيْرَة، عَن سَالِم بْن أَبِي الْجَعْد، عَن عَبْد الْلَّه مُحَمَّد ابْن الْحَنَفِيَّة قَال:

انْطَلَقْت أَنَا وَأَبِي إِلَى صِهْر لَنَا مِن الْأَنْصَار نَعُوْدُه، فَحَضَرَت الْصَّلَاة، فَقَال لِبَعْض أَهْلِه: يَا جَارِيَة ائْتُوْنِي بِوَضُوْء لَعَلِّي أُصَلِّي فَأَسْتَرِيْح قَال: فَأَنْكَرْنَا ذَلِك عَلَيْه، فَقَال: سُمِعَت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَقُوْل: (قُم يَا بِلَال فَأَرِحْنَا بِالصَّلَاة).

٤٩٨٧ - حَدَّثَنَا هَارُوْن بْن زَيْد بْن أَبِي الزَّرْقَاء، ثَنَا أَبِي، ثَنَا هِشَام بْن سَعْد، عَن زَيْد بْن أَسْلَم، عَن عَائِشَة عَلَيْهَا الْسَّلام قَالَت:

مَا سَمِعْت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَنْسِب أَحَدَا إِلَا إِلَى الْدِّيْن.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget