Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 91. Kendisine Verilmemiş Bir Şeyle (Sanki Verilmiş De Onunla) Doymuş Gibi Görünmenin Hükmü

4997- Esma bin Ebi Bekr'den (rivâyet edildiğine göre) bir kadın (Hazret-i Peygamberin huzuruna gelip) kumaşım kasd ederek:

Ey Allah'ın Rasulu, benim bir kadın komşum var; kocamın bana vermediği bir şeyle (sanki vermiş de onunla) doymuşum gibi görünmemde bana bir günah var mıdır? diye sormuş da (Hazret-i Peygamber):

" Kendisine verilmemiş birşeyle doymuş görünen kimse iki yalan elbîssi giyen kimseye benzer, buyurmuştur.

Buharî, nikah 106; Müslim, libas 126-127; Tirmizî, birr 87; Ahmed b. Hanbel, VI, 167, 345, 348,353.

٩١ - بَاب فِي الْمُتَشَبِّع بِمَا لَم يُعْط

٤٩٩٧ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَان بْن حَرْب، ثَنَا حَمَّاد بْن زَيْد، عَن هِشَام بْن عُرْوَة، عَن فَاطِمَة بِنْت الْمُنْذِر، عَن أَسْمَاء بِنْت أَبِي بَكْر،

أَن امْرَأَة قَالَت: يَارَسُوْل الْلَّه، إِن لِي جَارَة تَعْنِي ضَرَّة هَل عَلَي جُنَاح إِن تَشَبَّعْت لَهَا بِمَا لَم يُعْط زَوْجِي، قَال: (الْمُتَشَبِّع بِمَا لَم يُعْط كَلَابِس ثَوْبَي زُوَّر).



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 90. Va'detmek Konusunda (Gelen Hadisler)

4995- Zeyd İbn Erkam’dan (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur;

" Bir kimse yerine getirmek niyetiyle bir (din) kardeşine bir va'dde bulunur da (bunu bir mazereti sebebiyle) yerine getiremezse - günahkâr olmaz."

Tirmizî iman 14.

4996- Abdullah İbn Ebi'l Hamsa'dan; demiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'le (Peygamber olarak) gönderilmeden önce bir alış-veriş yapmıştım. Kendisine bir miktar vereceğim kalmıştı. Borcumu kendisine (sözleşme) yerine getireceğime dair söz vermiştim. Ama ben (bu sözümü) unuttum, (ancak) üç gün sonra hatırladım. Bunun üzerine hemen (yola çıkıp kararlaştırdığımız yere) vardım. Bir de ne göreyim! O, (sözleştiğimiz andaki) yerinde hâlâ duruyordu. (Beni görünce):

Delikanlı bana zahmet verdin. Ben burada üç gündür seni bekliyorum, dedi.

Ebû Dâvûd dedi ki: Muhammed İbn Yahya (ravi Abdülkerim hakkında şöyle) dedi: Bize göre bu zat Abdülkerim İbn Abdullah İbn Şakik'dir. Ebû Dâvûd dedi ki: Bu zatın ismi bana Ali İbn Abdullah'dan da bu şekilde erişti. Yine bana eriştiğine göre bu hadisi Bişr İbn el-Serri, Abdülkerim İbn Abdullah İbn Şakik'den rivâyet etmiştir.

٩٠ - بَاب فِي الْعِدَّة

٤٩٩٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّد بْن الْمُثَنَّى، ثَنَا أَبُو عَامِر، ثَنَا إِبْرَاهِيْم بْن طَهْمَان، عَن عَلِي بْن عَبْد الْأَعْلَى، عَن أَبِي الْنُّعْمَان، عَن أَبِي وَقَّاص، عَن زَيْد بْن أَرْقَم،

عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال: (إِذَا وَعَد الْرَّجُل أَخَاه، وَمِن نِيَّتِه أَن يَفِي لَه، فَلَم يَف وَلَم يَجِىء لِلْمِيْعَاد، فَلَا إِثْم عَلَيْه).

٤٩٩٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّد بْن يَحْيَى بْن فَارِس الْنَّيْسَابُوْرِي، ثَنَا مُحَمَّد بْن سِنَان، ثَنَا إِبْرَاهِيْم بْن طَهْمَان، عَن بُدَيْل، عَن عَبْد الْكَرِيْم، عَن عَبْد الْلَّه بْن شَقِيْق، عَن أَبِيْه، عَن عَبْد الْلَّه بْن أَبِي الْحَمْسَاء قَال:

بِايِّعَت الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم بِبَيْع قَبْل أَن يُبْعَث، وَبَقِيَت لَه بَقِيَّة فَوَعَدْتُه أَن آِتِيَه بِهَا فِي مَكَانِه فَنَسِيْت، ثُم ذَكَرْت بَعْد ثَلَاث، فَجِئْت فَإِذَا هُو فِي مَكَانِه فَقَال: (يَا فَتَى، لَقَد شَقَقْت عَلَي، أَنَا هَهُنَا مُنْذ ثَلَاث أَنْتَظِرُك).

قَال أَبُو دَاوُد: قَال مُحَمَّد بْن يَحْيَى: هَذَا عِنْدَنَا عَبْد الْكَرِيْم بْن عَبْد الْلَّه بْن شَقِيْق.

قَال أَبُو دَاوُد: هَكَذَا بَلَغَنِي عَن عَلِي بْن عَبْد الْلَّه.

قَال أَبُو دَاوُد: بَلَغَنِي أَن بِشْر بْن الْسَّرِي رَوَاه عَن عَبْد الْكَرِيْم بْن عَبْد الْلَّه بْن شَقِيْق.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 89. Hüsn-i Zann (İyimserlik)

4993- Hazret-i Ebû Hureyre'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Allah ve müslümanlar hakkında) iyi zann beslemek ibadetlerin iyisindendir."

Ebû Dâvûd dedi ki:

(Ravi) Mehne güvenilir bir râvidir ve Basrahdır.

4994- Hazret-i Safiyye (bint Huyey Validemiz)'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ramazanın son on gecesinde i'tikâfta iken kendisini ziyaret için bir gece yanına varmıştım. Kendisiyle (bir süre) konuştuktan sonra kalkıp (evime) döndüm. Beni uğurlamak için benimle beraber o da kalktı. -(O sıralarda) Hazret-i Safiyye, Üsame İbn Zeyd'in evinde kalıyordu.-

(Hazret-i Peygamberle birlikte evin önüne vardığımız zaman) ensardan iki adam (yanımızdan) geçti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i görünce hızlandılar. (Onların hızlandığını gören) Allah Rasulü onlara:

(Bizi görünce böyle hızlanmanıza gerek yok, eski) haliniz üzere (yürüyünüz). Çünkü bu yanımda bulunan (kadın yabancı değil) Safiyye bint Huyyey'dir" buyurdu. (Onlar da):

Sübhanallah, (hâşa biz senin hakkında başka türlü nasıl düşünebiliriz) ey Allah'ın Resulü? dediler.

(Hazret-i Peygamber de):

Şeytan insan(ın vücudu)nda kanın dolaştığı heryerde dolaşır. Sizin kalplerinize (kötü) bir şüphe atmasından korktum" buyurdu - yahutta-:

" Bir şer (atmasından korktum)" dedi.

Buharî, ahkâm 21, bed'ü’l-halk II, i'tikaf 11-12; Ebû Dâvud, savm 78, sürme 17; İbn Mâce, siyam 65; Darimî, rikak 66; Ahmed b. Hanbel, III, 156.

٨٩ - بَاب فِي حُسْن الْظَّن

٤٩٩٣ - حَدَّثَنَا مُوْسَى بْن إِسْمَاعِيْل، ثَنَا حَمَّاد، ح وَثَنا نَصْر بْن عَلِي، عَن مَهْنَأ أَبِي شِبْل، قَال أَبُو دَاوُد وَلَم أَفْهَمْه مِنْه جَيِّدَا، عَن حَمَّاد بْن سَلَمَة، عَن مُحَمَّد بْن وَاسِع، عَن شُتَيْر ، قَال نَصْر: شُتَيْر بْن نَهَّار، عَن أَبِي هُرَيْرَة، قَال نَصْر:

عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال: ( حُسْن الْظَّن مِن حُسْن الْعِبَادَة).

قَال أَبُو دَاوُد: مَهْنَأ ثِقَة بَصْرِي.

٤٩٩٤ - حَدَّثَنَا أَحْمَد بْن مُحَمَّد الْمَرْوَزِي، ثَنَا عَبْد الْرَّزَّاق، أَخْبَرَنَا مَعْمَر، عَن الْزُّهْرِي، عَن عَلِي بْن حُسَيْن، عَن صَفِيَّة قَالَت:

كَان رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم مُعْتَكِفَا، فَأَتَيْتُه أَزُوْرُه لَيْلَا فَحَدَّثْتُه وَقُمْت فَانْقَلَبْت، فَقَام مَعِي لِيَقْلِبَنِي وَكَان مَسْكَنُهَا فِي دَار أُسَامَة بْن زَيْد، فَمَر رَجُلَان مِن الْأَنْصَار، فَلَمَّا رَأَيَا رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم أَسْرَعَا، فَقَال الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (عَلَى رِسْلِكُمَا إِنَّهَا صَفِيَّة بِنْت حُيَي) قَالَا: سُبْحَان الْلَّه يَارَسُوْل الْلَّه! قَال: (إِن الْشَّيْطَان يَجْرِي مِن الْإِنْسَان مَجْرَى الْدَّم، فَخَشِيَت أَن يَقْذِف فِي قُلُوْبِكُمَا شَيْئا) أَو قَال: (شَرّا).



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget