Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 109. Uyumadan Önce Yapılacak Tesbihat (Zikirler)

5062- Hazret-i Ali (İbn Ebî Tâlib) dedi ki: Hazret-i Fatıma değirmen taşından meydana gelen elindeki rahatsızlıktan Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e acınmıştı. Bu sırada Peygamber bazı esirler getirilmişti. Bunun üzerine Hazret-i Fatıma bir esir istemek üzere Hazret-i Peygamber'e geldi (fakat evinde olmadığı için) kendisini göremedi. Bu geliş sebebini Hazret-i Âişe'ye bildirdi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gelince Hazret-i Âişe Hazret-i Fatıma'nın geldiğini (ve sebebini) kendisine haber vermiş. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber) bize çıkageldi. Biz yataklarımıza yatmıştık. Biz (kendisini karşılamak için yataklarımızdan) kalkmaya davrandık.

Yerlerinizde durun, dedi ve aramıza oturdu. Hattâ göğsümün üzerinde ayaklarının serinliğini hissettim. Hemen arkasından:

Size istediğinizden daha hayırlısını göstereyim mi? Yataklarınıza yattığınız zaman otuz üç defa " Sübhanellah" , otuz üç defa " elhamdülillah" , otuzdört defa da " Allahü ekber" deyiniz. Bu sizin için bir hizmetçiden daha hayırlıdır.

Buharî, nefakat 6, fedailüsaahabe 9, daavât 11; Müslim, zikr 80-81.

5063- Ebû'l Verd b. Sümame'den (rivâyet edildiğine göre, birgün Hazret-i Ali (b. Ebi Tâlib, Ali) b. A'bed'e şöyle demiş:

Sana kendimden ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın kızı Fatima'dan bahsedeyim. O Hazret-i Peygamber'in aile fertleri arasında en çok sevdiği kimse idi ve benim yanımda (fakir bir hayat sürüyor) idi. O (eliyle) değirmen çekerdi hatta değirmen elinde iz bırakmıştı. Tulumla (eve) su çekerdi, hatta (tulumun ipleri) boynunda iz yapmıştı. Ve evi (kendi elleriyle) süpürürdü, öyle ki elbisesi toz toprak içinde kalmıştı. (Yemek) tencere (sinin altında ateş) yakardı da elbiseleri işlenmişti. Bu sebeplerden dolayı onun başına (birçok) sıkıntı (lar) gelmişti). Derken (birgün) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir takım kölelerin getirilmiş olduğunu işittik. Bunun üzerine ben (kendisine):

Babana gitsen de ondan (günlük işlerinde) senin çalışmana gerek bırakmayacak bir hizmetçi istesen dedim. O da (kalktı) Hazret-i Peygamber'e vardı. Hazret-i Peygamberin yanında onunla konuşan bir takım insanları görünce (derdini anlatmaktan) utanıp geri döndü. (Ertesi günü) kuşluk vakti (Hazret-i Peygamber) yanımıza çıkageldi. Biz yorganlarımızın içinde idik. Hazret-i Fatıma'nın başı ucuna oturdu. Hazret-i Fatıma babasından utandığı için başını yorganının içine çekti. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber) O'na:

Muhammed ailesine olan dünkü ihtiyacın ne idi? diye (iki defa) sordu. (Hazret-i Fatıma da) her ikisinde de sükût etti.

Bunun üzerine ben (söze başladım):

Ey Allah'ın Resulü, Allah için sana ben cevap vereyim: Bu (kadıncağız) benim yanımda (fakirlikten dolayı) un öğütmek için kendi elleriyle değirmen çekmektedir. Öyle ki (değirmen) eline iz yaptı. Tulum ile su taşıdı da (tulum) boynunda iz bıraktı. Ev süpürdü, elbiseleri toz toprak içinde kaldı. (Yemek) tencere(sinin altında nefesiyle ateş) yaktı da elbiseleri is içerisinde kaldı. Bu esnada bize, sana bir takım kölelerin, ya da hizmetçilerin- geldiği (haberi) ulaştı. Ben de kendisine: Git ondan (bir hizmetçi de) iste, dedim...." (daha sonra Ebû'l-Verd bir önceki) el-Hakem hadisinin manasını daha uzun olarak rivâyet etti.

Buharî, nakafat 6, fedailülashâb 9, Daavât 11; Müslim, zikr 80-81.

5064- Şu (bir önceki) haberi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den Hazret-i Ali yoluyla Şebes b. Rib’î de (rivâyet etmiştir). Bu rivâyete göre Hazret-i Ali şöyle demiştir: Ben (faziletlerini) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan duyduğumdan beri, bu zikirleri Sıffîn gecesi dışında (hiçbir gecede) terk etmedim. Bu zikirleri ancak gecenin son saatlerinde hatırladım da, hemen onları söyleyiverdim.

5065- Hazret-i Abdullah İbn Amr'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" İki zikir çeşidi vardır ki, bunlara devam eden nıüslüman bîr kul mutlak cennete girer. Bunlar kolaydır. Ama bunları yapanlar azdır. Her namazın ardında on defa:

" Sübhanellah" , on defa:

" elhamdülillah" , on defa:

" Allahü ekber" der. (Böylece) bunlar (günde) yüz elli defa söylenmiş olur. Mizanda ise binbeşyüz (eder).

Yatağına yattığında otuz dört defa:

" Allahü ekber" otuzüç defa " Elhamdülillah" , Otuzüç defa:

" Sübhanellah" der. (Bu suretle) bunlar yüz defa dil ile söylenmiş olur. Mizanda ise bin (kabul edilir. Ravi Abdullah b. Amr dedi ki):

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i bunları eli(nin parmakları) ile sayarken gördüm.

(Sahabe-i kiram):

 Ey Allah'ın Resulü bunlar kolay olduğu halde yapanlar neden az oluyor? diye sordular da (Hazret-i Peygamber) şöyle cevap verdi:

Sizden biri yatağindayken şeytan ona gelir. Bunu söylemeye fırsat vermeden uyutur. Namaz kılarken gelir. (Namazın sonunda) bunları söylemeden önce ona bir ihtiyacını hatırlatıverir..."

Ahmed İbn Hanbel. I, 147, II, 160-161, 205.

5066- (Hazret-i Peygamber amcası Ebû Talib'in oğlu ez-Zübeyr'in kızlarından Ümmü Hakem'in yahut da Dubaa'nm oğlundan rivâyet edildiğine göre) bu iki kadından birisi şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) birtakım esirler ele geçirmişti. Bunun üzerine ben, kızkardeşim ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kızı Fatıma ile birlikte Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gittik. Kendisine (hep birlikte) içinde bulunduğumuz sıkıntılardan yakındık ve kendisinden esirlerden bir kısmının bize verilmesi için emir buyurmasını istedik de:

Bedir (şehidlerinin) yetimleri sizi geçtiler, cevabını verdi. Sonra (ravi) Fazl b. Hasen (bir önceki hadiste anlatılan) teşbih hadisesini anlattı (ve bu teşbihlerin) her (farz) namazın arkasında (çekileceğini) söyledi, (fakat) uyku (ya yatarken çekilecek tesbihat)dan söz etmedi.

١٠٩ - بَاب فِي الْتَّسْبِيح عِنْد الْنَّوْم

٥٠٦٢ - حَدَّثَنَا حَفْص بْن عُمَر، ثَنَا شُعْبَة، ح وَثَنا مُسَدَّد، ثَنَا يَحْيَى، عَن شُعْبَة، الْمَعْنَى عَن الْحَكَم، عَن ابْن أَبِي لَيْلَى، قَال مُسَدَّد قَال: ثَنَا عَلِي قَال:

شَكَت فَاطِمَة إِلَى الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم مَا تَلْقَى فِي يَدِهَا مِن الْرَّحَى فَأُتِي بِسَبْي، فَأَتَتْه تَسْأَلُه فَلَم تَرَه، فَأَخْبَرْت بِذَلِك عَائِشَة، فَلَمَّا جَاء الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم أَخْبَرَتْه، فَأَتَانَا وَقَد أَخَذْنَا مَضَاجِعَنَا فَذَهَبْنَا لِنَقُوْم فَقَال: (عَلَى مَكَانِكُمَا) فَجَاء فَقَعَد بَيْنَنَا حَتَّى وَجَدْت بَرْد قَدَمَيْه عَلَى صَدْرِي فَقَال: (أَلَا أَدُلُّكُمَا عَلَى خَيْر مِمَّا سَأَلْتُمَا؟ إِذَا أَخَذْتُمَا مَضَاجِعَكُمَا فَسَبِّحَا ثَلَاثَا وَثَلَاثِيَن، وَاحْمَدَا ثَلَاثَا وَثَلَاثِين، وَكَبِّرِا أَرْبُعَا وَثَلَاثِيَن، فَهُو خَيْر لَكُمَا مِن خَادِم).

٥٠٦٣ - حَدَّثَنَا مُؤَمَّل بْن هِشَام الْيَشْكُرِي، ثَنَا إِسْمَاعِيْل بْن إِبْرَاهِيْم، عَن الْجُرَيْرِي، عَن أَبِي الْوَرْد بْن ثُمَامَة قَال: قَال عَلِي لِابْن أَعْبُد:

أَلَا أُحَدِّثُك عَنِّي وَعَن فَاطِمَة بِنْت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم، وَكَانَت أَحَب أَهْلِه إِلَيْه وَكَانَت عِنْدِي، فَجَرَّت بِالْرَّحَى حَتَّى أَثَّرَت بِيَدِهَا وَاسْتَقَت بِالْقِرْبَة حَتَّى أَثَّرَت فِي نَحْرِهَا، وَقَمَّت الْبَيْت حَتَّى اغْبَرَّت ثِيَابُهَا، وَأَوْقَدَت الْقِدْر حَتَّى دَكِنَت ثِيَابُهَا وَأَصَابَهَا مِن ذَلِك ضُر، فَسَمِعْنَا أَن رَقَيْقَا أُتِي بِهِم الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم، فَقُلْت: لَو أَتَيْت أَبَاك فَسَأَلْتِيه خَادِمَا يَكْفِيَك، فَأَتَتْه فَوَجَدَت عِنْدَه حُدَّاثا فَاسْتَحْيَت فَرَجَعَت، فَغَدَا عَلَيْنَا وَنَحْن فِي لِفَاعِنَا فَجَلَس عِنْد رَأْسِهَا، فَأَدْخَلَت رَأْسَهَا فِي الْلِّفَاع حَيَاء مِن أَبِيْهَا فَقَال: (مَا كَان حَاجَتُك أَمْس إِلَى آَل مُحَمَّد؟) فَسَكَتَت مَرَّتَيْن، فَقُلْت: أَنَا وَالْلَّه أُحَدِّثُك يَارَسُوْل الْلَّه، إِن هَذِه جَرَّت عِنْدِي بِالْرَّحَى حَتَّى أَثَّرَت فِي يَدِهَا، وَاسْتَقَت بِالْقِرْبَة حَتَّى أَثَّرَت فِي نَحْرِهَا، وَكَسَحَت الْبَيْت حَتَّى اغْبَرَّت ثِيَابُهَا، وَأَوْقَدَت الْقِدْر حَتَّى دَكِنَت بَابُهَا، وَبَلَغْنَا أَنَّه قَد أَتَاك رَقِيْق أَو خَدَم، فَقُلْت لَهَا: سَلِيَه خَادِمَا، فَذَكَر مَعْنَى حَدِيْث الْحَكَم وَأَتَم.

٥٠٦٤ - حَدَّثَنَا عَبَّاس الْعَنْبَرِي، ثَنَا عَبْد الْمَلِك بْن عَمْرِو، ثَنَا عَبْد الْعَزِيْز بْن مُحَمَّد، عَن يَزِيْد بْن الْهَاد، عَن مُحَمَّد بْن كَعْب الْقُرَظِي، عَن شَبَث بْن رِبْعِي، عَن عَلِي عَلَيْه الْسَّلَام، عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم بِهَذَا الْخَبَر، قَال فِيْه:

قَال عَلِي: فَمَا تَرَكْتُهُن مُنْذ سَمِعْتُهُن مِن رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم إِلَّا لَيْلَة صِفِّيْن فَإِنِّي ذَكَرْتُهَا مِن آَخِر الْلَّيْل فَقُلْتُهَا.

٥٠٦٥ - حَدَّثَنَا حَفْص بْن عُمَر، ثَنَا شُعْبَة، عَن عَطَاء بْن الْسَّائِب، عَن أَبِيْه، عَن عَبْد الْلَّه بْن عَمْرِو،

عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال: (خَصْلَتَان أَو خَلَّتَان لَا يُحَافِظ عَلَيْهِمَا عَبْد مُسْلِم إِلَّا دَخَل الْجَنَّة، هُمَا يَسِيْر، وَمَن يَعْمَل بِهِمَا قَلِيْل، يُسَبّح فِي دُبُر كُل صَلَاة عَشْرَا، وَيَحْمَد عَشْرَا، وَيَكْبُر عَشْرَا، فَذَلِك خَمْسُوْن وَمِائَة بِالْلِّسَان، وَأَلْف وَخَمْسُمِائَة فِي الْمِيْزَان، وَيُكَبِّر أَرْبُعَا وَثَلَاثِيَن إِذَا أَخَذ مَضْجَعَه، وَيَحْمَد ثَلَاثَا وَثَلَاثِين، وَيُسَبِّح ثَلَاثَا وَثَلَاثِين، فَذَلِك مِائَة بِالْلِّسَان، وَأَلِّف فِي الْمِيْزَان) فَلَقَد رَأَيْت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَعْقِدُهَا بِيَدِه، قَالُوْا: يَارَسُوْل الْلَّه، كَيْف هُمَا يَسِيْر وَمَن يَعْمَل بِهِمَا قَلِيْل؟ قَال: (يَأْتِي أَحَدَكُم يَعْنِي الْشَّيْطَان فِي مَنَامِه فَيُنَوِّمُه قَبْل أَن يَقُوْلَه، وَيَأْتِيَه فِي صَلَاتِه فَيُذَكِّرُه حَاجَة قَبْل أَن يَقُوْلَهَا).

٥٠٦٦ - حَدَّثَنَا أَحْمَد بْن صَالِح، ثَنَا عَبْد الْلَّه بْن وَهْب قَال: حَدَّثَنِي عَيَّاش بْن عُقْبَة الْحَضْرَمِي، عَن الْفَضْل بْن حَسَن الْضَّمْرِي أَن ابْن أُم الْحَكَم أَو ضُبَاعَة ابْنَتَي الْزُّبَيْر حَدَّثَه،

عَن إِحْدَاهُمَا أَنَّهَا قَالَت: أَصَاب رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم سَبْيَا،

فَذَهَبْت أَنَا وَأُخْتِي وَفَاطِمَة بِنْت الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم إِلَى الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم، فَشَكَوْنَا إِلَيْه مَا نَحْن فِيْه، وَسَأَلْنَاه أَن يَأْمُر لَنَا بِشَىْء مِن الْسَّبْي، فَقَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (سَبَقَكُن يَتَامَّى بَدْر) ثُم ذَكَر قِصَّة الْتَّسْبِيح قَال: عَلَى إِثْر كُل صَلَاة، لَم يَذْكُر الْنَّوْم.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 108. Geceleyin Uyanan Kimse Hangi Duayı Okur?

5060- Ubâde b. Sâmit'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur;

" Her kim geceleyin uyanır da uyandığı zaman:’La ilahe illallahü vehdehû lâ şerike leh, lehülmülkü ve lehül hamdu ve hüve alâ külli şey'in kadir, sübhanellahi vel hamdülillahi velâ ilahe illallahü vellahü ekber, velâ havle velâ kuvvete illa billah" (Allah'dan başka ilah yoktur, o tekdir ve ortağı yoktur. Mülk onundur, hamd onundur ve o herşeye gücü yetendir. Ben Allah'ı hertürlü noksanlıktan tenzih ederim Hamd, Allah'a mahsustur. Allah'dan başka ilah yoktur. Allah en büyüktür, (günahlardan) dönüş ve (kulluk görevine) güç (yetiriş) ancak Allah(ın izni ve inayeti) iledir) deyip sonra:

" Rabbiğfirlî (Ey Allahım, Rabbim! Beni bağışla) diye dua ederse (o kimsenin günahları bağışlanır.)

el-Velîd (bu hadisi naklederken tereddüde düşerek) dedi ki: - Yahutta-(Hazret-i Peygamber) şöyle buyurdu:

" Dua edecek olursa kabul edilir. Eğer kalkar da abdest alır sonra namaz kılarsa namazı kabul edilir."

Buhârî, teheccüd 21; Tirmizî, daavat 26; İbn Mâce, dua 16: Darimî istizan 53; Ahmed b. Hanbe.1, V, 313.

5061- Âişe (radıyallahü anhâ)'dan (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleyin (uykudan) uyanınca:

" La ilahe illâ ente, Allah hümme estağfiruke lizenbî ve eselüke rahmeteke, Âllâhümme zidnî ilmen, velâ tüziğ kalbî ba'de iz hedeytenî ve heb lî minledünke rahmeten inneke entel-vehhâb (: Senden başka ilah yoktur seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederim. Allahım, günâhlarım için senden af dilerim ve rahmetini isterim Allah'ım! İlmimi artır, bana hidayet verdikten sonra kalbimi saptırma ve kendi katından bana rahmet ver, şüphesiz ki sen çok bağışlayıcısın)" diye dua edermiş.

١٠٨ - بَاب مَا يَقُوْل الْرَّجُل إِذَا تَعَار مِن الْلَّيْل

٥٠٦٠ - حَدَّثَنَا عَبْد الْرَّحْمَن بْن إِبْرَاهِيْم الْدِّمَشْقِي، ثَنَا الْوَلِيِّد قَال: قَال الْأَوْزَاعِي: حَدَّثَنِي عُمَيْر بْن هَانِىء قَال: حَدَّثَنِي جُنَادَة بْن أَبِي أُمَيَّة، عَن عُبَادَة بْن الْصَّامِت قَال:

قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (مِن تَعَار مِن الْلَّيْل فَقَال حِيْن يَسْتَيْقِظ: لَا إِلَه إِلَّا الْلَّه وَحْدَه لَا شَرِيْك لَه، لَه الْمُلْك وَلَه الْحَمْد، وَهُو عَلَى كُل شَىْء قَدِيْر، سُبْحَان الْلَّه وَالْحَمْد لِلَّه، وَلَا إِلَه إِلَّا الْلَّه وَالْلَّه أَكْبَر، وَلَا حَوْل وَلَا قُوَّة إِلَّا بِالْلَّه، ثُم دَعَا: رَب اغْفِر لِي). قَال أَبُو دَاوُد: قَال الْوَلِيِّد: أَو قَال: ( دَعَا اسْتُجِيْب لَه؛ فَإِن قَام فَتَوَضَّأ ثُم صَلَّى قُبِلَت صَلَاتُه).

٥٠٦١ - حَدَّثَنَا حَامِد بْن يَحْيَى، ثَنَا أَبُو عَبْد الْرَّحْمَن، ثَنَا سَعِيْد يَعْنِي ابْن أَبِي أَيُّوْب قَال: حَدَّثَنِي عَبْد الْلَّه بْن الْوَلِيّد، عَن سَعِيْد بْن الْمُسَيَّب، عَن عَائِشَة رَضِي الْلَّه عَنْهَا

أَن رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم كَان إِذَا اسْتَيْقَظ مِن الْلَّيْل قَال: (لَا إِلَه إِلَّا أَنْت، سُبْحَانَك الْلَّهُم أَسْتَغْفِرُك لِذَنْبِي وَأَسْأَلُك رَحْمَتَك، الْلَّهُم زِدْنِي عِلْمَا، وَلَا تُزِغ قَلْبِي بَعْد إِذ هَدَيْتَنِي، وَهَب لِي مِن لَدُنْك رَحْمَة، إِنَّك أَنْت الْوَهَّاب).



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 107. İnsan Yatarken Hangi Duayı Okur?

5045- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in zevcesi Hafsa'dan (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (aleyhisselâm) uyumak istediği zaman sağ elini (sağ) yanağının altına koyup sonra üç defa:

" Ey Allahım, kıyamet günü kullarını (hesaba çekmek üzere tekrar) dirilttiğinde beni azabından koru!" diye dua edermiş.

5046- Sa'd b. Ubeyde'den (şöyle) dedi(ği rivâyet edil)miştir: Berâ b. Âzib'in bana naklettiğine göre;Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın kendisine şöyle buyurmuştur:

" Yatağına gir(mek iste)diğin zaman (eğer abdestin yoksa aynen) namaz için aldığın abdest gibi bir abdest al, sonra sağ tarafının üzerine yat ve:

" Ey Allahım, ben yüzümü sana teslim ettim, işimi de sana havale ettim, (azabından) korkarak ve sevabını umarak (bütün İşlerimde) sırtımı sana dayadım. Senden kurtulup sığınılacak ancak sen varsın, indirmiş olduğun kitabına ve göndermiş olduğun nebî'nc iman ettim, diye dua et. (Böyle yaptığın takdirde) ölürsen İslâm üzere ölürsün. Bunlar son sözlerin olsun."

el-Bera (b. Azib sözlerine devam ederek) demiş ki: Ben (kendi kendime):

" Bu sözleri (bir daha) hatırlayayım" dedim. " Göndermiş olduğun Resulüne..." diye okudum da (fahr-i kainat efendimiz):

" Hayır (öyle değil), göndermiş olduğun Nebine" buyurdu.

Buharî, vudü 75, de'va. 7,9 tevhid 34, Müslim, zikr 56-57;Tirmizi, deavat 16, 32, 116; İbn Mâce, dua 15; Darimî, istizan 5 i; Ahmed b. Hanbel, IV, 285,290, 292, 296, 299, 300, 302.

5047- el Berâ b. Âzib'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine:

" Yatağına abdestli olarak girince yastığı sağ tarafına al..." buyurmuş Hazret-i Berâ b. Azib daha sonra (bir önceki hadisin) benzerini rivâyet etmiştir.

5048- Şu (bir önceki hadisi Sa'd b. Ubeyde ve el Berâ (b. Âzib) yoluyla A'meş ile Mansur da rivâyet etti. (Bu hadisi A'meş ile Mansur'dan nakleden) Süfyan (-i Sevrî):

(Ancak A'meş ile Mansur'dan) birisi (sözü geçen hadisi):

" Yatağına abdestli olarak girdiğinde" şeklinde rivâyet etmişken diğeri:

(Yatağına gireceğinde) namaz için aldığın abdest gibi abdest al" şeklinde rivâyet etmiştir, dedi ve (bir önceki 5046 nolu) Mu'temir (hadisin)in manâsını rivâyet etti.

5049- Huzeyfe (radıyallahü anh)'den demiştir ki:

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) uyu(mak istedi)ği zaman:

" Ey Allah'ım, senin isminle ölür, senin isminle dirilirim" derdi. Uykudan uyanınca da " Bizi öldürdükten sonra (tekrar) dirilten Allah'a hamd olsun. (Yaratıkları) öldükten sonra diriltmek de ona (mahsus)tur" derdi..

Buhârî, Dea'vât 7, 16; İbn Mâce, dua İ6; Tirmizî, dea'vat, 28; Darimî, istizan 53; Ahmed b. Hanbel, IV, 294, 302, V, 154, 385, 387, 397, 399, 407.

5050- Hazret-i Ebû Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" Biriniz yatağına gir(mek iste)diği zaman yatağını (önce) gömleğinin iç ucuyla bir silksin.. Çünkü o (daha önce o yataktan kalktığı zaman) yatak üzerinde kendi yerine (tozdan topraktan ve haşerelerden) nelerin yerleştiğini bilemez. Sonra sağ tarafı üzerine yatsın ve: (Ey Allahım!)’Yanımı ancak senin isminle (döşeğe) koydum, onu ancak senin isminle kaldırırım. Eğer nefsimi (öldürüp de yanında) tutarsan ona merhametle muamele et. Eğer (öldürmez de tekrar bu âleme) gönderirsen salih (kul)ları(nı) koruduğun şeylerle onu da koru' desin..."

Buhârî, tevhid 13, dea'vât 12 Tirmizî, dea'val, 20; İbn Mâce, dua 15; Darimî, istizan 51; Ahmed b. Hanbel, II, 246, 283, 295, 422, 432.

5051- Hazret-i Ebû Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yatağına girdiği zaman şöyle dua edermiş:

" Ey göklerin, yerin ve herşeyin Rabbi olan, taneyi ve çekirdeği yaran, Tevratı, İncili ve Kur'ani indiren Allahım! Her şerlinin şerrinden sana sığınırım. (Çünkü) onun alnı senin elindedir. Evvel sensin, senden önce hiçbir varlık yoktur. Zahir sensin (zuhur yönünden) senin üstünde, hiçbir varlık yoktur. Bâtın (gizli) sensin, (gizlilik bakımından) senden ilerde hiçbir varlık yoktur. (Zahir olduğun halde zuhurunun şiddetinden seni herkes göremez, zatını idrâk edemez)(Bu hadisin râvilerinden) Vehb (b. Bakiyye) rivâyetine (şu sözleri de) ekledi:

" Benden borçlarımı öde ve beni fakirlikten kurtar."

Müslim, zikr 60; Tirmizî, dua 19; 67; İbn Mâce, dua 15; Ahmed b. Hanbel. 11-281, 404, 536.

5052- Ali (radıyallahü anh)'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yatağına yatarken şöyle dua edermiş:

" Ey Allahım, alnından tuttuğun şeylerin şerrinden kerem sahibi olan zâtına ve tam olan kelimelerine sığınırım. Allah'ım, borcu ve günahı sen giderirsin. Allah'ım, (Senin) askerin yenilmez, va'dinin aksi yapılmaz ve zenginlik sahibine senden (gelecek azaba karşı) zenginliği fayda vermez. Seni her türlü eksiklikten tenzih (ve takdis) ederim. Sana hamd(-ü senalar) ederim."

5053- Hazret-i Enes'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yatağına gir(mek üzere yatağının üzerine otur)duğu zaman,- " Bizi doyurup sulayan, bize yeten ve bizi sığındıran Allah'a hamdolsun! Nice kimseler vardır ki, onların ne işlerini üzerine alıp kendilerine yeten(ler)i vardır, ne de barındıranları vardır" demiştir.

Müslim, zikr 65; Tirmizî daavat 16;Ahmed b. Hanbel, II, 17,111, 153, 167,253.

5054- Ebû'l-Ezheri'l-Enmarî'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleyin yatağına yattığı zaman şöyle dua edermiş:

" Allah'ım! Adınla yanımı (yatağa) bıraktım. Ey Allah'ım! Günah(lar)ımı affet, şeytanımı (benden) uzaklaştır. Rehinelerimi çöz, beni (mukarreb meleklerin toplandığı) yüksek meclise koy!"

Ebû Dâvûd der ki: Bu hadisi Sevr'den Ebû Hammâm el-Ehvâzî de rivâyet etti. (Ancak Ebû Hemmâm, Ebû’l Ezher el-Enmârî yerine): Ebû Züheyr el-Enmarî'yi zikretti.

5055- (Ferve b. Nevfel'in) babasından (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ferve'ye:

(Yatağına yattığın zaman) " Kul yâ eyyühel kâfirûn" suresini (bir defa) oku; Bitirince uyu. Çünkü o, şirkten beraet etmektir" buyurmuştur.

Tirmizî, Daavât 22.

5056- Âişe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre); Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) her gece yatağına girdiği zaman avuçlarını birleştirir, sonra onlara üfürerek içlerine:

" kulhuvellahü ehad," " kule ûzu birabbil-felak" ve " kul eûzü birabbin-nâs" sûrelerini okur, sonra ellerini cesedinden erişebildiği yerlere sürermiş. Önce, onları başına yüzüne ve cesedinin ön kısmına (sürmekle işe) başlar ve bu işi üç defa tekrarlarmış.

Buhârî, tıbb fedailü'l-Kur'an 14, Tıbb 39; Da'vât 11; Tirmizî Dua 21; İbn Mâce, dua 15: Ahmed b. Hanbel. Vl-l 16, 154.

5057- Hazret-i İrbâd b. Sâriye'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) uyumadan önce el-Musebbihat (denilen sureleri) okur ve:

" Bu surelerin içerisinde bir âyet vardır ki bin âyetten daha faziletlidir" buyururdu.

Tirmizî, sevâbü'l Kur'an.

5058- Hazret-i İbn Ömer'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yatağına yattığı zaman şöyle dua edermiş:

" Bana yeten (ve halka muhtaç etmeyen, verdiği ev bark ile) beni barındıran, yediren ve içiren, bana iyilik edip iyiliğini arttıran, bana (nimetlerini) veren ve bollaştıran Allah'a hamdolsun. Allah'a her hâl(im)de hamdolsun, herşeyin besleyip büyütücüsü ve gerçek sahibi ve herşeyîn ma'bûdu olan Allah'ım! (Cehennem) âteş(in)den sana sığınırım."

5059- Hazret-i Ebû Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" Kim bir yatağa yatar da orada Allah'ı zikretmezse (bu durum) kendisi için kıyamet gününde bîr hasret ve nedamet olur.

Kim de bir mecliste oturur da orada aziz ve celil olan Allah'ı zikretmezse (bu durum) kıyamet gününde kendisi için hasret ve nedamet olur."

١٠٧ - بَاب مَا يَقُوْل عِنْد الْنَّوْم

٥٠٤٥ - حَدَّثَنَا مُوْسَى بْن إِسْمَاعِيْل، ثَنَا أَبَان، ثَنَا عَاصِم، عَن مَعْبَد بْن خَالِد، عَن سَوَاء، عَن حَفْصَة زَوْج الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم

أَن رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم كَان إِذَا أَرَاد أَن يَرْقُد وَضَع يَدَه الْيُمْنَى تَحْت خَدِّه، ثُم يَقُوْل: (الْلَّهُم قِنِي عَذَابَك يَوْم تَبْعَث عِبَادَك) ثَلَاث مِرَار.

٥٠٤٦ - حَدَّثَنَا مُسَدَّد، ثا الْمُعْتَمِر قَال: سُمِعَت مَنْصُوْرا يُحَدِّث، عَن سَعْد بْن عُبَيْدَة قَال: حَدَّثَنِي الْبَرَاء بْن عَازِب قَال:

قَال لِي رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (إِذَا أَتَيْت مَضْجَعَك فَتَوَضَّأ وُضُوْءَك لِلِصَّلَاة، ثُم اضْطَجِع عَلَى شِقِّك الْأَيْمَن وَقُل: الْلَّهُم أَسْلَمْت وَجْهِي إِلَيْك، وَفَوَّضَت أَمْرِي إِلَيْك، وَأَلْجَأْت ظَهْرِي إِلَيْك، رَهْبَة وَرَغْبَة إِلَيْك لَا مَلْجَأ وَلّا مَنْجَى مِنْك إِلَا إِلَيْك، آَمَنْت بِكِتَابِك الَّذِي أَنْزَلْت، وَبِنَبِيِّك الَّذِي أَرْسَلْت) قَال: (فَإِن مُت مُت عَلَى الْفِطْرَة ، وَاجْعَلْهُن آَخِر مَا تَقُوْل) قَال الْبَرَاء فَقُلْت: أَسْتَذْكِرُهُن، فَقُلْت: وَبِرَسُوْلِك الَّذِي أَرْسَلْت قَال: (لَا، وَبِنَبِيِّك الَّذِي أَرْسَلْت).

٥٠٤٧ - حَدَّثَنَا مُسَدَّد، ثَنَا يَحْيَى، عَن فِطْر بْن خَلِيْفَة قَال: سُمِعَت سَعْد بْن عُبَيْدَة قَال: سُمِعَت الْبَرَاء بْن عَازِب قَال:

قَال لِي رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (إِذَا أَوَيْت إِلَى فِرَاشِك وَأَنْت طَاهِر فَتَوَسَّد يَمِيْنَك) ثُم ذَكَر نَحْوَه.

٥٠٤٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّد بْن عَبْد الْمَلِك الْغَزَّال، ثَنَا مُحَمَّد بْن يُوَسُف، ثَنَا سُفْيَان، عَن الْأَعْمَش وَمَنْصُوْر، عَن سَعْد بْن عُبَيْدَة، عَن الْبَرَاء بْن عَازِب، عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم بِهَذَا، قَال سُفْيَان: قَال أَحَدُهُمَا: (إِذَا أَتَيْت فِرَاشَك طَاهِرَا) وَقَال الْآَخَر: (تَوَضَّأ وُضُوْءَك لِلْصَّلاة) وَسَاق مَعْنَى مُعْتَمِر.

٥٠٤٩ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْر بْن أَبِي شَيْبَة، ثَنَا وَكِيْع، عَن سُفْيَان، عَن عَبْد الْمَلِك بْن عُمَيْر، عَن رِبْعِي عَن حُذَيْفَة قَال:

كَان الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم إِذَا نَام قَال: (الْلَّهُم بِاسْمِك أَحْيَا وَأَمُوُت) وَإِذَا اسْتَيْقَظ قَال: (الْحَمْد لِلَّه الَّذِي أَحْيَانَا بَعْد مَا أَمَاتَنَا وَإِلَيْه الْنُّشُور).

٥٠٥٠ - حَدَّثَنَا أَحْمَد بْن يُوْنُس، ثَنَا زُهَيْر، ثَنَا عُبَيْد الْلَّه بْن عُمَر، عَن سَعِيْد بْن أَبِي سَعِيْد الْمَقْبُرِي، عَن أَبِيْه، عَن أَبِي هُرَيْرَة قَال:

قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (إِذَا أَوَى أَحَدُكُم إِلَى فِرَاشِه فَلْيَنْفُض فِرَاشَه بِدَاخِلَة إِزَارِه فَإِنَّه لَا يَدْرِي مَا خَلَفَه عَلَيْه، ثُم لِيَضْطَجِع عَلَى شِقِّه الْأَيْمَن، ثُم لِيَقُل: بِاسْمِك رَبِّي وَضَعْت جَنْبِي وَبِك أَرْفَعُه، إِن أَمْسَكْت نَفْسِي فَارْحَمْهَا، وَإِن أَرْسَلْتَهَا فَاحْفَظْهَا بِمَا تَحْفَظ بِه عِبَادَك الْصَّالِحِيْن).

٥٠٥١ - حَدَّثَنَا مُوْسَى بْن إِسْمَاعِيْل، ثَنَا وُهَيْب، ح وَثَنا وَهَب بْن بَقِيَّة، عَن خَالِد نَحْوَه، عَن سُهَيْل، عَن أَبِيْه، عَن أَبِي هُرَيْرَة،

عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم أَنَّه كَان يَقُوْل إِذَا أَوَى إِلَى فِرَاشِه: (الْلَّهُم رَب الْسَّمَوَات وَرَب الْأَرْض، وَرَب كُل شَيْء فَالِق الْحَب وَالْنَّوَى مُنْزِل الْتَّوْرَاة وَالْإِنْجِيْل وَالْقُرْآَن؛ أَعُوْذ بِك مِن شَر كُل ذِي شَر أَنْت آَخِذ بِنَاصِيَتِه، أَنْت الْأَوَّل فَلَيْس قَبْلَك شَىْء، وَأَنْت الْآَخِر فَلَيْس بَعْدَك شَىْء، وَأَنْت الْظَّاهِر فَلَيْس فَوْقَك شَىْء، وَأَنْت الْبَاطِن فَلَيْس دُوْنَك شَىْء) زَاد وَهْب فِي حَدِيْثِه: (اقْض عَنِّي الدَّيْن وَأَغْنِنِي مِن الْفَقْر).

٥٠٥٢ - حَدَّثَنَا الْعَبَّاس بْن عَبْد الْعَظِيْم الْعَنْبَرِي، ثَنَا الْأَحْوَص يَعْنِي ابْن جَوَّاب ثَنَا عَمَّار بْن رُزَيْق، عَن أَبِي إِسْحَاق، عَن الْحَارِث وَأَبِي مَيْسَرَة، عَن عَلِي رَحِمَه الْلَّه،

عَن رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم أَنَّه كَان يَقُوْل عِنْد مَضْجَعِه: (الْلَّهُم إِنِّي أَعُوْذ بِوَجْهِك الْكَرِيْم، وَكَلِمَاتِك التَّامَّة، مِن شَر مَا أَنْت آَخِذ بِنَاصِيَتِه، الْلَّهُم أَنْت تَكْشِف الْمَغْرَم وَالْمَأْثَم، الْلَّهُم لَا يُهْزَم جُنْدُك، وَلَا يُخْلَف وَعْدُك، وِلَا يَنْفَع ذَا الْجَد مِنْك الْجَد، سُبْحَانَك وَبِحَمْدِك).

٥٠٥٣ - حَدَّثَنَا عُثْمَان بْن أَبِي شَيْبَة، ثَنَا يَزِيْد بْن هَارُوْن، أَخْبَرَنَا حَمَّاد بْن سَلَمَة، عَن ثَابِت، عَن أَنَس

أَن رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم كَان إِذَا أَوَى إِلَى فِرَاشِه قَال: (الْحَمْد لِلَّه الَّذِي أَطْعَمَنَا وَسَقَانَا وَكَفَانَا وَآِوَانَا، فَكَم مِمَّن لَا كَافِي لَه وَلَا مُؤْوِي).

٥٠٥٤ - حَدَّثَنَا جَعْفَر بْن مُسَافِر الْتِّنِّيْسِي، ثَنَا يَحْيَى بْن حَسَّان، ثَنَا يَحْيَى بْن حَمْزَة، عَن ثَوْر، عَن خَالِد بْن مَعْدَان، عَن أَبِي الْأَزْهَر الْأَنْمَارِي

أَن رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم كَان إِذَا أَخَذ مَضْجَعَه مِن الْلَّيْل قَال: (بِسْم الْلَّه وَضَعْت جَنْبِي، الْلَّهُم اغْفِر لِي ذَنْبِي، وَاخْسَأ شَيْطَانِي، وَفُك رِهَانِي، وَاجْعَلْنِي فِي الْنَّدِي الْأَعْلَى).

قَال أَبُو دَاوُد: رَوَاه أَبُو هَمَّام الْأَهْوَازِي عَن ثَوْر قَال: أَبُو زُهَيْر الْأَنْمَارِي.

٥٠٥٥ - حَدَّثَنَا الْنُّفَيْلِي، ثَنَا زُهَيْر، ثَنَا أَبُو إِسْحَاق، عَن فَرْوَة بْن نَوْفَل، عَن أَبِيْه،

أَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال لِنَوْفَل: (اقْرَأ {قُل يَا أَيُّهَا الْكَافِرُوْن} ثُم نَم عَلَى خَاتِمَتِهَا، فَإِنَّهَا بَرَاءَة مِن الْشِّرْك).

٥٠٥٦ - حَدَّثَنَا قُتَيْبَة بْن سَعِيْد وَيَزِيْد بْن خَالِد بْن مَوْهَب الْهَمْدَانِي قَالَا: ثَنَا الْمُفَضَّل يَعْنِيَان ابْن فَضَالَة عَن عُقَيْل، عَن ابْن شِهَاب، عَن عُرْوَة، عَن عَائِشَة رَضِي الْلَّه عَنْهَا

أَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم كَان إِذَا أَوَى إِلَى فِرَاشِه كُل لَيْلَة جَمَع كَفَّيْه ثُم نَفَث فِيْهِمَا وَقَرَأ فِيْهِمَا: {قُل هُو الْلَّه أَحَد} و{قُل أَعُوْذ بِرَب الْفَلَق} و {قُل أَعُوْذ بِرَب الْنَّاس} ثُم يَمْسَح بِهِمَا مَا اسْتَطَاع مِن جَسَدِه: يَبْدَأ بِهِمَا عَلَى رَأْسِه وَوَجْهِه، وَمَا أَقْبَل مِن جَسَدِه، يَفْعَل ذَلِك ثَلَاث مَرَّات.

[قَال أَبُو دَاوُد: كَان قَاضِيَا مُجَاب الْدَّعْوَة يَعْنِي الْمُفَضَّل].

٥٠٥٧ - حَدَّثَنَا مُؤَمَّل بْن الْفَضْل الْحَرَّانِي، ثَنَا بَقِيَّة، عَن بَحِيْر، عَن خَالِد بْن مَعْدَان، عَن ابْن أَبِي بِلَال، عَن عِرْبَاض بْن سَارِيَة

أَن رَسُوَل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم كَان يَقْرَأ الْمُسَبِّحَات قَبْل أَن يَرْقُد، وَقَال: (إَن فِيْهِن آَيَة أَفْضَل مِن أَلْف آَيَة).

٥٠٥٨ - حَدَّثَنَا عَلِي بْن مُسْلِم، ثَنَا عَبْد الْصَّمَد قَال: حَدَّثَنِي أَبِي، ثَنَا حُسَيْن، عَن ابْن بُرَيْدَة، عَن ابْن عُمَر، أَنَّه حَدَّثَه

أَن رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم كَان يَقُوْل إِذَا أَخَذ مَضْجَعَه: ( الْحَمْد لِلَّه الَّذِي كَفَانِي وَآَوَانِي، وَأَطْعَمَنِي وَسَقَانِي، وَالَّذِي مَن عَلَي فَأَفْضَل، [وَالَّذِي] أَعْطَانِي فَأَجْزَل، الْحَمْد لِلَّه عَلَى كُل حَال، الْلَّهُم رَب كُل شَىْء وَمَلِيْكَه وَإِلَه كُل شَىْء أَعُوْذ بِك مِن الْنَّار).

٥٠٥٩ - حَدَّثَنَا حَامِد بْن يَحْيَى، ثَنَا أَبُو عَاصِم، عَن ابْن عَجْلَان، عَن الْمَقْبُرِي، عَن أَبِي هُرَيْرَة قَال:

قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (مِن اضْطَجِع مُضْجَعَا لَم يُذْكَر الْلَّه تَعَالَى فَيِه إَلَا كَان عَلَيْه تِرَة يَوْم الْقِيَامَة، وَمَن قَعَد مَقْعَدَا لَم يَذْكُر الْلَّه [عَز وَجَل] فِيْه [إِلَا] كَان عَلَيْه تِرَة يَوْم الْقِيَامَة).



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget