Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 167. Bir Kimsenin Diğer Bir Kimseye "Lebbeyk: Buyur Emrindeyim" Demesinin Hükmü

5233- Ebû Hemmâm Abdillah b. Yesar'den (rivâyet edildiğine göre); Ebû Abdurrahman el-Fihrî şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte Huneyn'de bulundum. Şiddetli sıcağın iyice kızıştığı bir günde yolculuk ediyorduk. (Bir ara) bir ağacın gölgesi altına indik. Güneş (batıya) kayınca harp aletlerimi (teçhizatımı) kuşandım ve atıma bindim. (Doğru) çadırında bulunan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanına geldim:

" Esselâmü aleyküm Ya Resûlallah ve rahmetullahi ve berekâtühü: Ey Allah'ın Resulü Allahın selâmı rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun, (savaş için) öğle sonu yola çıkma vakti geldi dedim. Evet, dedi, sonra (Hazret-i Bilâl'e):

Ey Bilal! haydi kalk, buyurdu. Bunun üzerine (Hazret-i Bilal) hemen:

" Lebbeyk ve sa'deyk ve ene fadâük (:Buyur ben sana feda olayım)" diyerek ağacın altından (hızla) sıçradı. Sanki gölgesi bir kuş gölgesi gibi (küçük ve ince) idi. (Hazret-i Peygamber de:)

Bana atımı eğerle, buyurdu. (Hazret-i Bilal) hemen iki tarafı lifden olan böbürlenme ve gösterişten uzak bir eğer çıkardı (ve atı eğerledi). Hazret-i Peygamber de (ata) bindi. Biz de (atlarımıza) bindik (ve yola koyulduk). Sonra Ebû Abdurrahman hadisi (sonuna kadar) rivâyet etti.

Ebû Dâvûd dedi ki: Ebû Abdurrahman el-Fihrî'nin bu hadisten başka (rivâyet ettiği) bir hadis yoktur. Bu hadis (kendi sahasında) çok mahir (bir kimse) olan (Yala b. Atâ)’nındır. Onu (kendisinden talebesi) Hammâd b. Seleme rivâyet etti.

Ahmed b. Hanbel. V, 286.

١٦٧ - بَاب [فِي] الْرَّجُل يُنَادِي الْرَّجُل فَيَقُوْل: لَبَّيْك [وَسَعْدَيْك]

٥٢٣٣ - حَدَّثَنَا مُوْسَى بْن إِسْمَاعِيْل، ثَنَا حَمَّاد، أَخْبَرَنَا يَعْلَى بْن عَطَاء، عَن أَبِي هَمَّام عَبْد الْلَّه بْن يَسَار أَن أَبَا عَبْد الْرَّحْمَن الْفِهْرِي قَال:

شَهِدْت مَع رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم حُنَيْنَا، فَسِرْنَا فِي يَوْم قَائِظ شَدِيْد الْحَر، فَنَزَلْنَا تَحْت ظِل الْشَّجَر، فَلَمَّا زَالَت الْشَّمْس لَبِسْت لَأْمَتِي وَرَكِبْت فَرَسِي، فَأَتَيْت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم وَهُو فِي فُسْطَاطِه فَقُلْت: الْسَّلَام عَلَيْك يَارَسُوْل الْلَّه وَرَحْمَة الْلَّه وَبَرَكَاتُه، قَد حَان الْرَّوَاح قَال: (أَجَل) ثُم قَال: (يَا بِلَال [قُم)] فَثَار مِن تَحْت سَمُرَة كَأَن ظِلَّه ظِل طَائِر، فَقَال: لَبَّيْك وَسَعْدَيْك وَأَنَا فِدَاؤُك، فَقَال: (أَسْرَج لِي الْفَرَس) فَأَخْرَج سُرُجَا دَفَّتَاه مِن لِيْف لَيْس فِيْه أَشَر وَلَا بَطَر، فَرَكِب وَرَكِبْنَا وَسَاق الْحَدِيْث.

قَال أَبُو دَاوُد: أَبُو عَبْد الْرَّحْمَن الْفِهْرِي لَيْس لَه إِلَّا هَذَا الْحَدِيْث، وَهُو حَدِيْث نَبِيِّل جَاء بِه حَمَّاد بْن سَلَمَة.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 166. Bir Adam (Kendisine): "Falan Adamın Sana Selâmı Var" Diyen Kimseye Nasıl Karşılık Verir?

5231- Gâlib (b. Hattâf el-Basrî el-Kattân)'dan demiştir ki: Biz Hasen (el-Basri)'nin kapısı (Önün)de otururken bir adam gelip şöyle dedi: Babam (in) bana anlattığına göre) dedem şöyle demiş " Babam beni Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e göndererek Hazret-i Peygambere var, kendisine (benden) selâm Söyle dedi. Ben de Hazret-i Peygamber'e varıp babamın sana selâmı var, dedim.

Aleyke ve alâ ebikesselâmu (selâm senin ve babanın üzerine üzerine olsun), diyerek selâmı aldı."

Nesaî, Amelül yevmi velleyleti, 300.

5232- Âişe (radıyallahü anhâ)'dan (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine:

Cebrail (aleyhis-selâm)’ın sana selâmı var demiş de (Hazret-i Âişe):

Ve aleyhisselâmü ve rahmetüllahi, diyerek bu selâmı almış.

Buharî, istizan 19; Müslim, fedail 90; Tirmizî, istizan 5; İbn Mâce, edeb 12; Nesaî, Amelülyevmi, 301.

١٦٦ - بَاب فِي الْرَّجُل يَقُوْل: فُلَان يُقْرِئُك الْسَّلَام

٥٢٣١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْر بْن أَبِي شَيْبَة، ثَنَا إِسْمَاعِيْل، عَن غَالِب قَال:

إِنَّا لَجُلُوس بِبَاب الْحَسَن إِذ جَاء رَجُل فَقَال: حَدَّثَنِي أَبِي، عَن جَدِّي قَال: بَعَثَنِي أَبِي إِلَى رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فَقَال: ائْتِه فَأَقْرِئْه الْسَّلَام قَال: فَأَتَيْتُه فَقُلْت: إِن أَبِي يُقْرِئُك الْسَّلَام فَقَال: (عَلَيْك وَعَلَى أَبِيَك الْسَّلَام).

٥٢٣٢ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْر بْن أَبِي شَيْبَة، ثَنَا عَبْد الْرَّحِيْم بْن سُلَيْمَان، عَن زَكَرِيَّا، عَن الْشَّعْبِي، عَن أَبِي سَلَمَة أَن عَائِشَة رَضِي الْلَّه عَنْهَا حَدَّثَتْه أَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال لَهَا: (إِن جِبْرِيْل يَقْرَأ عَلَيْك الْسَّلَام) فَقَالَت: وَعَلَيْه الْسَّلَام وَرَحْمَة الْلَّه.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 165. Bir Kimsenin Diğer Bir Kimse İçin Ayağa Kalkmasının Hükmü

5229- Ebû Miclez'den demiştir ki: (Birgün) Hazret-i Muaviye, Hazret-i İbn Zübeyr'le Hazret-i İbn Amir'in bulundukları yere girdi de İbn Amir hemen ayağa kalktı, İbn Zübeyr ise oturmaya devam etti. Bunun üzerine Hazret-i Muaviye (İbn Amir'e hitaben):

Otur (ayağa kalkma)! Çünkü ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i:

" İnsanların kendisi için ayağa kalkmasından hoşlanan kimse (cehennem) ateş(in) de yerini hazırlasın" derken işittim, dedi.

Tirmizî, edeb 13; Ahmed b. Hanbel. IV, 91, 93.

5230- Hazret-i Ebû Ümame'den demiştir ki: (Birgün ) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bastonuna dayanarak yanımıza çıkageldi de biz hemen kendisine ayağa kalktık. Bunun üzerine (bize hitaben):

" Öyle tazim için bir kısmı bir kısmına ayağa kalkan Acemler gibi ayağa kalkmayınız" buyurdu.

Müslim, sahi 84; İbn Mâce, Dua 2; Ahmed b. Hanbel, V, 253-256.

١٦٥ - بَاب فِي قِيَام الْرَّجُل لِلْرَّجُل

٥٢٢٩ - حَدَّثَنَا مُوْسَى بْن إِسْمَاعِيْل، ثَنَا حَمَّاد، عَن حَبِيْب بْن الْشَّهِيْد، عَن أَبِي مِجْلَز قَال:

خَرَج مُعَاوِيَة عَلَى ابْن الْزُّبَيْر وَابْن عَامِر، فَقَام ابْن عَامِر وَجَلَس ابْن الْزُّبَيْر، فَقَال مُعَاوِيَة لِابْن عَامِر: اجْلِس؛ فَإِنَّنِي سُمِعَت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَقُوْل: (مَن أَحَب أَن يَمْثُل لَه الْرِّجَال قِيَامُا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَه مِن الْنَّار).

٥٢٣٠ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْر بْن أَبِي شَيْبَة، ثَنَا عَبْد الْلَّه بْن نُمَيْر، عَن مِسْعَر، عَن أَبِي الْعَنْبَس، عَن أَبِي الْعَدَبَّس، عَن أَبِي مَرْزُوْق، عَن أَبِي غَالِب، عَن أَبِي أُمَامَة قَال:

خَرَج عَلَيْنَا رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم مُتَوَكِئا عَلَى عَصَا، فَقُمْنَا إِلَيْه فَقَال: (لَا تَقُوْمُوْا كَمَا تَقُوْم الْأَعَاجِم، يُعَظِّم بَعْضُهَا بَعْضَا).



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget