Bir Topluluğun Hep Birlikte Geçirdiği Bir Namaz Nasıl Kılınır?
47- Bir Topluluğun Hep Birlikte Geçirdiği Bir Namaz Nasıl Kılınır?
853- Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bir sefer namaza başlamadan yüzünü bize doğru çevirdi ve şöyle buyurdu:
(Saflarınızı düzgün ve sıklaştırın çünkü ben sizi arkamdan da görüyorum.) (Buhârî, Ezan: 76; Müslim, Salat: 28)
854- Abdullah b. ebi Katade (radıyallahü anh), babasından naklederek şöyle diyor: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bir seferde idik. Oradakilerden bir kısmı:
(Ey Allah’ın Rasûlü! Bize biraz istirahat versen ne iyi olur) dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Uyuyakalıp namazı geçirmenizden korkuyorum) buyurdu. Bilal:
(Ben beklerim) dedi. Bunun üzerine oradakiler yatıp uyudular. Bilal’de sırtını bineğine dayayıp beklemeye başladı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) uyandığında güneş doğmuştu ve Bilal’e:
(Ey Bilal ne demiştin ne oldu?) buyurdu. Bilal’de; (Hiçbir zaman böylesine bir ağırlık basmamıştı) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Allah dilediğinde ruhlarınızı alır, dilediğinde geri verir. Kalk Ey Bilal ezan oku.) Bilal kalkıp ezan okudu, insanlar abdestlerini aldılar, güneş hayli yükselmişti hep birlikte cemaatle namaz kıldılar. (Müslim, Mesacid: 47; İbn Mâce, Salat: 10)
٤٧ - باب الْجَمَاعَةُ لِلْفَائِتِ مِنَ الصَّلاَةِ
٨٥٣ - أَنْبَأَنَا عَلِيُّ بْنُ حُجْرٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا إِسْمَاعِيلُ، عَنْ حُمَيْدٍ، عَنْ أَنَسٍ، قَالَ أَقْبَلَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِوَجْهِهِ حِينَ قَامَ إِلَى الصَّلاَةِ قَبْلَ أَنْ يُكَبِّرَ فَقَالَ ( أَقِيمُوا صُفُوفَكُمْ وَتَرَاصُّوا فَإِنِّي أَرَاكُمْ مِنْ وَرَاءِ ظَهْرِي ) .
٨٥٤ - أَخْبَرَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِيِّ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو زُبَيْدٍ، - وَاسْمُهُ عَبْثَرُ بْنُ الْقَاسِمِ - عَنْ حُصَيْنٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي قَتَادَةَ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم إِذْ قَالَ بَعْضُ الْقَوْمِ لَوْ عَرَّسْتَ بِنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ ( إِنِّي أَخَافُ أَنْ تَنَامُوا عَنِ الصَّلاَةِ ) . قَالَ بِلاَلٌ أَنَا أَحْفَظُكُمْ . فَاضْطَجَعُوا فَنَامُوا وَأَسْنَدَ بِلاَلٌ ظَهْرَهُ إِلَى رَاحِلَتِهِ فَاسْتَيْقَظَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَقَدْ طَلَعَ حَاجِبُ الشَّمْسِ فَقَالَ ( يَا بِلاَلُ أَيْنَ مَا قُلْتَ ) . قَالَ مَا أُلْقِيَتْ عَلَىَّ نَوْمَةٌ مِثْلُهَا قَطُّ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ قَبَضَ أَرْوَاحَكُمْ حِينَ شَاءَ فَرَدَّهَا حِينَ شَاءَ قُمْ يَا بِلاَلُ فَآذِنِ النَّاسَ بِالصَّلاَةِ ) . فَقَامَ بِلاَلٌ فَأَذَّنَ فَتَوَضَّئُوا - يَعْنِي حِينَ ارْتَفَعَتِ الشَّمْسُ - ثُمَّ قَامَ فَصَلَّى بِهِمْ .