بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
76- Bir Gün Oruç Tutmak Bir Gün İftar Etmek
2400- Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(Oruçların en değerli ve kıymetli olanı Dâvûd (radıyallahü anh)’ın orucudur. O bir gün oruç tutar bir gün iftar ederdi.) (Ebû Dâvûd, Savm: 67; Buhârî, Savm: 57)
2401- Mücahid (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdullah b. Amr bana şöyle anlattı: Babam beni asil bir kadınla evlendirmişti. Babam o kadına benden sorunca, o kadın:
(Ne güzel bir kimsedir, evlendiğimizden bu yana ne yatağıma geldi ne de gizli yerlerimi araştırdı demiş. Bunun üzerine babam durumu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e anlatmış, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Onu bana getiriniz) buyurmuş. Babamla birlikte Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına gittim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Orucu nasıl tutuyorsun) diye sordu. Ben de:
(Her gün) dedim. (Haftada üç gün tut) buyurdu. Ben:
(Bundan daha fazla tutabilirim) dedim. (İki gün tut bir gün tutma) dedi. Ben, yine:
(Bundan daha fazla tutmaya gücüm yeter) dedim. O zaman Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Oruçların en değerlisi Dâvûd’un orucudur, dolayısıyla sende onun gibi bir gün oruç tut bir gün iftar et) buyurdu. (Hadis buradakinden uzuncadır buraya sadece oruç bölümü için bu kadarı alınmıştır.) (Ebû Dâvûd, Savm: 67; Buhârî, Savm: 57)
2402- Yine, Abdullah b. Amr (radıyallahü anh) anlatıyor: Babam beni bir kadınla evlendirmişti. Onu ziyarete gelip, kocan nasıl iyi mi? diye sormuş. O da:
(Çok iyi bir insan gece uyumayıp ibadetle meşgul oluyor gündüzleri de devamlı oruç tutuyor) demiş. Bunun üzerine babam, beni azarladı ve:
(Müslüman bir kadınla evlendirdim sende onu terk edip ondan yüz çeviriyorsun) dedi. Güç ve kuvvetime güvendiğim için babamın sözüne kulak asmadım. Fakat bu olay Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e ulaşınca; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:
(Fakat ben hem uyuyor hem de ibadet ediyorum, oruçta tutuyorum iftar ettiğim de oluyor sende kalk namaz kıl uyu, oruç tut, iftar da et. Her aydan üç gün oruç tut) buyurdu. Ben:
(Daha fazlasına gücüm yeter) dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Öyle ise, Dâvûd (radıyallahü anh)’ın orucunu tut; yani bir gün oruç tut bir gün iftar et) buyurdu. Ben:
(Daha fazlasını yapabilirim) dedim. (Her ay Kur’an’ı bir sefer hatmeyle) buyurdu. Sonra on beş güne düşürdü. Ben de daha kısa sürede hatmedebilirim diyordum… (Buhârî, Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
2403- Ebu Seleme (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Abdullah b. Amr şöyle anlattı: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) odama girerek:
(Senin gece boyu ibadet ettiğini ve gündüzleri de oruç tuttuğunu haber almadım mı sanıyorsun!) Ben de:
(Evet haber almışsınızdır) dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu:
(Böyle yapma uyu ve gece namazı kıl, gündüzleri bazen oruç tut bazen de tutma çünkü gözlerinin sende hakkı var, vücudunun sende hakkı var, hanımının sende hakkı var, misafirinin sende hakkı var, arkadaşının senin üzerinde hakkı vardır. Allah ömrünü uzun etsin (veya ömrün uzun olabilir) her aydan üç gün oruç tutman yeterlidir. Böylece bir seneyi oruçla geçirmiş gibi olursun. Çünkü Allah, iyiliklere on kat mükafat verir.) Ben:
(Sağlam güçlü ve dayanıklıyım) dedim, Israrlı davrandım yüküm ağırlaştı. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Haftada üç gün oruç tut) buyurdu. Ben ise:
(Daha fazlasına gücüm yeter) dedim ve bu fikrimde ısrar ettim; yine yüküm ağırlaştı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Allah’ın Peygamberi Dâvûd (aleyhisselâm) gibi oruç tut) buyurdu. Ben:
(Dâvûd (aleyhisselâm)’ın orucu nasıldır?) dedim. O da:
(Senenin yarısıdır) buyurdu. (Buhârî, Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
2404- Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman (radıyallahü anhüma)’ın haber verdiğine göre, Abdullah b. Amr b. As şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e benim:
(Yaşadığım sürece geceleri ibadetle gündüzü de oruçla geçireceğim) sözüm aktarılınca; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Bu sözü söyleyen sen misin?) buyurdu. Ben de:
(Evet ben söyledim) dedim. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(Sen buna güç yetiremezsin, oruçta tut iftar da et, uyu ve kalk namaz da kıl, her aydan üç gün oruç tut çünkü iyiliklere on katıyla mükafat verilir. Böylece bir yıl oruçlu geçirmiş gibi sevap kazanırsın.) Ben:
(Daha fazlasına gücüm yeter) dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Öyleyse bir gün oruç tut iki gün tutma) buyurdular. Ben yine:
(Bundan daha fazlasına güç yetirebilirim) deyince; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Öyleyse bir gün oruç tut bir gün tutma, bu Dâvûd (aleyhisselâm)’ın orucudur ve oruçların en faziletlisi de budur) buyurdu. Ben yine:
(Bundan daha fazlasını yapabilirim) deyince, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(Bundan daha değerli ve kıymetli oruç yoktur.) Abdullah b. Amr diyor ki:
(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’in söylediği ayda üç gün orucu tutmuş olsaydım benim için malımdan ve ailemden daha hayırlı olacaktı.) (Buhârî, Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
2405- Ebu Seleme b. Abdurrahman (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
(Abdullah b. Amr’ın yanına vardım ve:
(Ey Amcacığım! Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sana anlattığını bana da anlat) dedim. O da şöyle dedi:
(Yeğenim ben güç bir iş yapmaya karar vermiştim ve şöyle demiştim:
(Ömür boyu oruç tutacağım, gece gündüz Kur’an okuyacağım.) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu duyunca yanıma geldi ve evime girdi şöyle buyurdu:
(Sen misin? Yıl boyu oruç tutacağım, gece gündüz Kur’an okuyacağım diyen.) Ben de:
(Ey Allah’ın Rasûlü! Evet ben söyledim) dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu:
(Böyle yapma, bir ayda üç gün oruç tut yeter.) Ben:
(Bundan fazlasına güç yetirebilirim) dedim. O da:
(Haftada iki gün; pazartesi ve perşembe günleri oruç tut) buyurdu. Ben:
(Bundan daha fazlasına da güç yetirebilirim deyince:
(Öyleyse Dâvûd (aleyhisselâm)’ın orucu gibi oruç tut; çünkü oruçların en değerlisi odur, bir gün oruç tutar bir gün tutmazdı, söz verdiğinde sözünden caymazdı, düşmanla karşılaştığında ise kaçmazdı.) (Buhârî, Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
٧٦ - باب صَوْمِ يَوْمٍ وَإِفْطَارِ يَوْمٍ وَذِكْرِ اخْتِلاَفِ أَلْفَاظِ النَّاقِلِينَ فِي ذَلِكَ لِخَبَرِ عَبْدِ
للَّهِ بْنِ عَمْرٍو فِيهِ .
٢٤٠٠ - قَالَ وَفِيمَا قَرَأَ عَلَيْنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ قَالَ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ، قَالَ أَنْبَأَنَا حُصَيْنٌ، وَمُغِيرَةُ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أَفْضَلُ الصِّيَامِ صِيَامُ دَاوُدَ عَلَيْهِ السَّلاَمُ كَانَ يَصُومُ يَوْمًا وَيُفْطِرُ يَوْمًا ) .
٢٤٠١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَعْمَرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمَّادٍ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ، عَنْ مُغِيرَةَ، عَنْ مُجَاهِدٍ، قَالَ قَالَ لِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَمْرٍو أَنْكَحَنِي أَبِي امْرَأَةً ذَاتَ حَسَبٍ فَكَانَ يَأْتِيهَا فَيَسْأَلُهَا عَنْ بَعْلِهَا، فَقَالَتْ نِعْمَ الرَّجُلُ مِنْ رَجُلٍ لَمْ يَطَأْ لَنَا فِرَاشًا وَلَمْ يُفَتِّشْ لَنَا كَنَفًا مُنْذُ أَتَيْنَاهُ . فَذَكَرَ ذَلِكَ لِلنَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ( ائْتِنِي بِهِ ) . فَأَتَيْتُهُ مَعَهُ فَقَالَ ( كَيْفَ تَصُومُ ) . قُلْتُ كُلَّ يَوْمٍ . قَالَ ( صُمْ مِنْ كُلِّ جُمُعَةٍ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ ) . قُلْتُ إِنِّي أُطِيقُ أَفْضَلَ مِنْ ذَلِكَ . قَالَ ( صُمْ يَوْمَيْنِ وَأَفْطِرْ يَوْمًا ) . قَالَ إِنِّي أُطِيقُ أَفْضَلَ مِنْ ذَلِكَ . قَالَ ( صُمْ أَفْضَلَ الصِّيَامِ صِيَامَ دَاوُدَ عَلَيْهِ السَّلاَمُ صَوْمُ يَوْمٍ وَفِطْرُ يَوْمٍ ) .
٢٤٠٢ - أَخْبَرَنَا أَبُو حَصِينٍ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يُونُسَ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْثَرٌ، قَالَ حَدَّثَنَا حُصَيْنٌ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو، قَالَ زَوَّجَنِي أَبِي امْرَأَةً فَجَاءَ يَزُورُهَا فَقَالَ كَيْفَ تَرَيْنَ بَعْلَكِ فَقَالَتْ نِعْمَ الرَّجُلُ مِنْ رَجُلٍ لاَ يَنَامُ اللَّيْلَ وَلاَ يُفْطِرُ النَّهَارَ . فَوَقَعَ بِي وَقَالَ زَوَّجْتُكَ امْرَأَةً مِنَ الْمُسْلِمِينَ فَعَضَلْتَهَا . قَالَ فَجَعَلْتُ لاَ أَلْتَفِتُ إِلَى قَوْلِهِ مِمَّا أَرَى عِنْدِي مِنَ الْقُوَّةِ وَالاِجْتِهَادِ فَبَلَغَ ذَلِكَ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ( لَكِنِّي أَنَا أَقُومُ وَأَنَامُ وَأَصُومُ وَأُفْطِرُ فَقُمْ وَنَمْ وَصُمْ وَأَفْطِرْ ) . قَالَ ( صُمْ مِنْ كُلِّ شَهْرٍ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ ) . فَقُلْتُ أَنَا أَقْوَى مِنْ ذَلِكَ . قَالَ ( صُمْ صَوْمَ دَاوُدَ عَلَيْهِ السَّلاَمُ صُمْ يَوْمًا وَأَفْطِرْ يَوْمًا ) . قُلْتُ أَنَا أَقْوَى مِنْ ذَلِكَ . قَالَ ( اقْرَإِ الْقُرْآنَ فِي كُلِّ شَهْرٍ ) . ثُمَّ انْتَهَى إِلَى خَمْسَ عَشْرَةَ وَأَنَا أَقُولُ أَنَا أَقْوَى مِنْ ذَلِكَ .
٢٤٠٣ - أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ دُرُسْتَ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو إِسْمَاعِيلَ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي كَثِيرٍ، أَنَّ أَبَا سَلَمَةَ، حَدَّثَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ قَالَ دَخَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم حُجْرَتِي فَقَالَ ( أَلَمْ أُخْبَرْ أَنَّكَ تَقُومُ اللَّيْلَ وَتَصُومُ النَّهَارَ ) . قَالَ بَلَى . قَالَ ( فَلاَ تَفْعَلَنَّ نَمْ وَقُمْ وَصُمْ وَأَفْطِرْ فَإِنَّ لِعَيْنِكَ عَلَيْكَ حَقًّا وَإِنَّ لِجَسَدِكَ عَلَيْكَ حَقًّا وَإِنَّ لِزَوْجَتِكَ عَلَيْكَ حَقًّا وَإِنَّ لِضَيْفِكَ عَلَيْكَ حَقًّا وَإِنَّ لِصَدِيقِكَ عَلَيْكَ حَقًّا وَإِنَّهُ عَسَى أَنْ يَطُولَ بِكَ عُمُرٌ وَإِنَّهُ حَسْبُكَ أَنْ تَصُومَ مِنْ كُلِّ شَهْرٍ ثَلاَثًا فَذَلِكَ صِيَامُ الدَّهْرِ كُلِّهِ وَالْحَسَنَةُ بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا ) . قُلْتُ إِنِّي أَجِدُ قُوَّةً فَشَدَّدْتُ فَشُدِّدَ عَلَىَّ . قَالَ ( صُمْ مِنْ كُلِّ جُمُعَةٍ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ ) . قُلْتُ إِنِّي أُطِيقُ أَكْثَرَ مِنْ ذَلِكَ فَشَدَّدْتُ فَشُدِّدَ عَلَىَّ . قَالَ ( صُمْ صَوْمَ نَبِيِّ اللَّهِ دَاوُدَ عَلَيْهِ السَّلاَمُ ) . قُلْتُ وَمَا كَانَ صَوْمُ دَاوُدَ قَالَ ( نِصْفُ الدَّهْرِ ) .
٢٤٠٤ - أَخْبَرَنَا الرَّبِيعُ بْنُ سُلَيْمَانَ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي يُونُسُ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي سَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ، وَأَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ، قَالَ ذُكِرَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّهُ يَقُولُ لأَقُومَنَّ اللَّيْلَ وَلأَصُومَنَّ النَّهَارَ مَا عِشْتُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أَنْتَ الَّذِي تَقُولُ ذَلِكَ ) . فَقُلْتُ لَهُ قَدْ قُلْتُهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( فَإِنَّكَ لاَ تَسْتَطِيعُ ذَلِكَ فَصُمْ وَأَفْطِرْ وَنَمْ وَقُمْ وَصُمْ مِنَ الشَّهْرِ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ فَإِنَّ الْحَسَنَةَ بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا وَذَلِكَ مِثْلُ صِيَامِ الدَّهْرِ ) . قُلْتُ فَإِنِّي أُطِيقُ أَفْضَلَ مِنْ ذَلِكَ . قَالَ ( صُمْ يَوْمًا وَأَفْطِرْ يَوْمَيْنِ ) . فَقُلْتُ إِنِّي أُطِيقُ أَفْضَلَ مِنْ ذَلِكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ ( فَصُمْ يَوْمًا وَأَفْطِرْ يَوْمًا وَذَلِكَ صِيَامُ دَاوُدَ وَهُوَ أَعْدَلُ الصِّيَامِ ) . قُلْتُ فَإِنِّي أُطِيقُ أَفْضَلَ مِنْ ذَلِكَ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( لاَ أَفْضَلَ مِنْ ذَلِكَ ) . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَمْرٍو لأَنْ أَكُونَ قَبِلْتُ الثَّلاَثَةَ الأَيَّامَ الَّتِي قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ أَهْلِي وَمَالِي .
٢٤٠٥ - أَخْبَرَنِي أَحْمَدُ بْنُ بَكَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ، - وَهُوَ ابْنُ سَلَمَةَ - عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، قَالَ دَخَلْتُ عَلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قُلْتُ أَىْ عَمِّ حَدِّثْنِي عَمَّا قَالَ لَكَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ يَا ابْنَ أَخِي إِنِّي كُنْتُ أَجْمَعْتُ عَلَى أَنْ أَجْتَهِدَ اجْتِهَادًا شَدِيدًا حَتَّى قُلْتُ لأَصُومَنَّ الدَّهْرَ وَلأَقْرَأَنَّ الْقُرْآنَ فِي كُلِّ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ فَسَمِعَ بِذَلِكَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَأَتَانِي حَتَّى دَخَلَ عَلَىَّ فِي دَارِي فَقَالَ ( بَلَغَنِي أَنَّكَ قُلْتَ لأَصُومَنَّ الدَّهْرَ وَلأَقْرَأَنَّ الْقُرْآنَ ) . فَقُلْتُ قَدْ قُلْتُ ذَلِكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ ( فَلاَ تَفْعَلْ صُمْ مِنْ كُلِّ شَهْرٍ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ ) . قُلْتُ إِنِّي أَقْوَى عَلَى أَكْثَرَ مِنْ ذَلِكَ . قَالَ ( فَصُمْ مِنَ الْجُمُعَةِ يَوْمَيْنِ الاِثْنَيْنِ وَالْخَمِيسَ ) . قُلْتُ فَإِنِّي أَقْوَى عَلَى أَكْثَرَ مِنْ ذَلِكَ . قَالَ ( فَصُمْ صِيَامَ دَاوُدَ عَلَيْهِ السَّلاَمُ فَإِنَّهُ أَعْدَلُ الصِّيَامِ عِنْدَ اللَّهِ يَوْمًا صَائِمًا وَيَوْمًا مُفْطِرًا وَإِنَّهُ كَانَ إِذَا وَعَدَ لَمْ يُخْلِفْ وَإِذَا لاَقَى لَمْ يَفِرَّ ) .