Bir Kimse Kime Söverse Öldürülür?
17- Bir Kimse Kime Söverse Öldürülür?
4089- Ebu Berze (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu Bekir bir adama kızdı. Ben:
(Ey Allah'ın Rasûlünün halifesi kimdir o?) dedim. O da:
(Niçin sordun?) dedi. Bende:
(Emredersen boynunu vurmak için) dedim. Ebu Bekir:
(Bu söylediğini yapabilir misin?) dedi. Ben de:
(Evet) dedim. Allah’a yemin olsun ki söylediğin sözlerin büyüklüğü Ebu Bekir’i rahatlattı ve şöyle dedi:
(Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’den başka hiç kimseye yapılan kötü sözden dolayı adam öldürülmez.) (Müsned: 51)
4090- Yine Ebu Berze (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu Bekir’e uğramıştım. O adamlarından birine çok kızmıştı. Ben de:
(Ey Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in halifesi, bu kızdığın adam kimdir?) dedim. Ebu Bekir:
(Niçin soruyorsun?) dedi. Ben de:
(Boynunu vurmak için) dedim. Bunun üzerine Ebu Berze şöyle dedi:
(Benim söylediğim sözlerin büyüklüğü Ebu Bekir’in sinirlerini yatıştırdı ve şöyle dedi:
(Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’den başka hiçbir kimse için adam öldürülemez.) (Müsned: 51)
4091- Ebu Berze (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu Bekir bir adama çok kızmıştı. Ben de emredersen onun işini bitiriveririm dedim. O da:
(Vallahi bu dediğin Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’den başkası için geçerli değildir) dedi. (Müsned: 51)
4092- Ebu Berze (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu Bekir bir adama şiddetli bir şekilde kızmıştı hatta rengi bile değişti. Ben de:
(Ey Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in halifesi! Bana emredersen onun boynunu vururum) dedim. Bu sözüm üzerine sanki üzerine soğuk su dökülmüş gibi rahatladı, kızgınlığı kayboldu ve bana:
(Ey Ebu Berze! Anan sensiz kalsın! Bu dediğin Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dışında hiç kimse için olamaz) dedi. (Müsned: 51)
4093- Ebu Berze (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu Bekir’in yanına gelmiştim. Bir adama ağır konuştu, o adamda ona karşılık verdi. Ben hemen:
(Onun boynunu vurayım mı?) dedim. Bunun üzerine beni azarladı ve bu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dışında hiç kimse için olamaz dedi. (Müsned: 51)
4094- Ebu Berze (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu Bekir es Sıddık’ın yanında idik. Müslümanlardan bir adama kızdı ve ona iyiden iyiye öfkelendi. Bu durumu görünce ben şöyle dedim: Ey Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in halifesi! Onun boynunu vurayım mı?) Ben öldürmekten bahsedince, konuyu değiştirdi. Yanından ayrıldıktan sonra bana haber verip yanına çağıttı ve:
(Ey Ebu Berze! Ne demiştin) dedi. Ben de:
(Ne dediğimi unuttum bana hatırlatır mısın?) dedim. Ebu Bekir:
(Ne dediğini hatırlamıyor musun?) Ben de:
(Hayır vallahi hatırlamıyorum) dedim. Bu sefer Ebu Bekir:
(O adama kızdığımı görünce, Ey Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in halifesi onun boynunu vurayım mı?) dememiş miydin? Bu sözünü hatırlamıyor musun?) Ben de:
(Evet vallahi şimdi emredersen hemen yaparım) dedim. Bunun üzerine Ebu Bekir:
(Vallahi bu dediğin Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’den başkası için geçerli olmaz) buyurdu. (Müsned: 51)
١٧ - باب ذِكْرِ الاِخْتِلاَفِ عَلَى الأَعْمَشِ فِي هَذَا الْحَدِيثِ
٤٠٨٩ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ، عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِي الْجَعْدِ، عَنْ أَبِي بَرْزَةَ، قَالَ تَغَيَّظَ أَبُو بَكْرٍ عَلَى رَجُلٍ فَقُلْتُ مَنْ هُوَ يَا خَلِيفَةَ رَسُولِ اللَّهِ قَالَ لِمَ قُلْتُ لأَضْرِبَ عُنُقَهُ إِنْ أَمَرْتَنِي بِذَلِكَ . قَالَ أَفَكُنْتَ فَاعِلاً قُلْتُ نَعَمْ . قَالَ فَوَاللَّهِ لأَذْهَبَ عِظَمُ كَلِمَتِي الَّتِي قُلْتُ غَضَبَهُ ثُمَّ قَالَ مَا كَانَ لأَحَدٍ بَعْدَ مُحَمَّدٍ صلّى اللّه عليه وسلّم .
٤٠٩٠ - أَخْبَرَنَا أَبُو دَاوُدَ، قَالَ حَدَّثَنَا يَعْلَى، قَالَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ، عَنْ أَبِي الْبَخْتَرِيِّ، عَنْ أَبِي بَرْزَةَ، قَالَ مَرَرْتُ عَلَى أَبِي بَكْرٍ وَهُوَ مُتَغَيِّظٌ عَلَى رَجُلٍ مِنْ أَصْحَابِهِ فَقُلْتُ يَا خَلِيفَةَ رَسُولِ اللَّهِ مَنْ هَذَا الَّذِي تَغَيَّظُ عَلَيْهِ قَالَ وَلِمَ تَسْأَلُ قُلْتُ أَضْرِبُ عُنُقَهُ . قَالَ فَوَاللَّهِ لأَذْهَبَ عِظَمُ كَلِمَتِي غَضَبَهُ ثُمَّ قَالَ مَا كَانَتْ لأَحَدٍ بَعْدَ مُحَمَّدٍ صلّى اللّه عليه وسلّم .
٤٠٩١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، عَنْ يَحْيَى بْنِ حَمَّادٍ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ، عَنْ سُلَيْمَانَ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ، عَنْ أَبِي الْبَخْتَرِيِّ، عَنْ أَبِي بَرْزَةَ، قَالَ تَغَيَّظَ أَبُو بَكْرٍ عَلَى رَجُلٍ فَقَالَ لَوْ أَمَرْتَنِي لَفَعَلْتُ . قَالَ أَمَا وَاللَّهِ مَا كَانَتْ لِبَشَرٍ بَعْدَ مُحَمَّدٍ صلّى اللّه عليه وسلّم .
٤٠٩٢ - أَخْبَرَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ صَالِحٍ الأَشْعَرِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ، عَنْ زَيْدٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ، عَنِ أَبِي نَضْرَةَ، عَنْ أَبِي بَرْزَةَ، قَالَ غَضِبَ أَبُو بَكْرٍ عَلَى رَجُلٍ غَضَبًا شَدِيدًا حَتَّى تَغَيَّرَ لَوْنُهُ قُلْتُ يَا خَلِيفَةَ رَسُولِ اللَّهِ وَاللَّهِ لَئِنْ أَمَرْتَنِي لأَضْرِبَنَّ عُنُقَهُ فَكَأَنَّمَا صُبَّ عَلَيْهِ مَاءٌ بَارِدٌ فَذَهَبَ غَضَبُهُ عَنِ الرَّجُلِ . قَالَ ثَكِلَتْكَ أُمُّكَ أَبَا بَرْزَةَ وَإِنَّهَا لَمْ تَكُنْ لأَحَدٍ بَعْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم . قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ هَذَا خَطَأٌ وَالصَّوَابُ أَبُو نَصْرٍ وَاسْمُهُ حُمَيْدُ بْنُ هِلاَلٍ خَالَفَهُ شُعْبَةُ .
٤٠٩٣ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، عَنْ أَبِي دَاوُدَ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ، قَالَ سَمِعْتُ أَبَا نَصْرٍ، يُحَدِّثُ عَنْ أَبِي بَرْزَةَ، قَالَ أَتَيْتُ عَلَى أَبِي بَكْرٍ وَقَدْ أَغْلَظَ لِرَجُلٍ فَرَدَّ عَلَيْهِ فَقُلْتُ أَلاَ أَضْرِبُ عُنُقَهُ فَانْتَهَرَنِي . فَقَالَ إِنَّهَا لَيْسَتْ لأَحَدٍ بَعْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم . قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَبُو نَصْرٍ حُمَيْدُ بْنُ هِلاَلٍ . وَرَوَاهُ عَنْهُ يُونُسُ بْنُ عُبَيْدٍ فَأَسْنَدَهُ .
٤٠٩٤ - أَخْبَرَنِي أَبُو دَاوُدَ، قَالَ حَدَّثَنَا عَفَّانُ، قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ، قَالَ حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ عُبَيْدٍ، عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُطَرِّفِ بْنِ الشِّخِّيرِ، عَنْ أَبِي بَرْزَةَ الأَسْلَمِيِّ، أَنَّهُ قَالَ كُنَّا عِنْدَ أَبِي بَكْرٍ الصِّدِّيقِ فَغَضِبَ عَلَى رَجُلٍ مِنَ الْمُسْلِمِينَ فَاشْتَدَّ غَضَبُهُ عَلَيْهِ جِدًّا فَلَمَّا رَأَيْتُ ذَلِكَ قُلْتُ يَا خَلِيفَةَ رَسُولِ اللَّهِ أَضْرِبُ عُنُقَهُ فَلَمَّا ذَكَرْتُ الْقَتْلَ أَضْرَبَ عَنْ ذَلِكَ الْحَدِيثِ أَجْمَعَ إِلَى غَيْرِ ذَلِكَ مِنَ النَّحْوِ فَلَمَّا تَفَرَّقْنَا أَرْسَلَ إِلَىَّ فَقَالَ يَا أَبَا بَرْزَةَ مَا قُلْتَ وَنَسِيتُ الَّذِي قُلْتُ قُلْتُ ذَكِّرْنِيهِ . قَالَ أَمَا تَذْكُرُ مَا قُلْتَ قُلْتُ لاَ وَاللَّهِ . قَالَ أَرَأَيْتَ حِينَ رَأَيْتَنِي غَضِبْتُ عَلَى رَجُلٍ فَقُلْتَ أَضْرِبُ عُنُقَهُ يَا خَلِيفَةَ رَسُولِ اللَّهِ أَمَا تَذْكُرُ ذَلِكَ أَوَكُنْتَ فَاعِلاً ذَلِكَ قُلْتُ نَعَمْ وَاللَّهِ وَالآنَ إِنْ أَمَرْتَنِي فَعَلْتُ . قَالَ وَاللَّهِ مَا هِيَ لأَحَدٍ بَعْدَ مُحَمَّدٍ صلّى اللّه عليه وسلّم . قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ هَذَا الْحَدِيثُ أَحْسَنُ الأَحَادِيثِ وَأَجْوَدُهَا وَاللَّهُ تَعَالَى أَعْلَمُ .