Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 19- Nefsi Müdafaa Etmek Gerekir

4780- Ya’la b. Münye (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Ya’la bir adamla dövüşüyor ve kolunu ısırıyor o da onun ağzından elini çekince dişi düşüyor, durumu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna götürüyorlar. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyuruyor:

(Deve gibi birbirinizi mi ısırıyorsunuz?) Davayı reddedip iptal etti. (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

4781- Ya’la b. Münye (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Temim oğullarından bir adam birisiyle kavga ediyor ve elini ısırıyor o da elini kurtarmak için çekince diğerinin dişi düşüyor. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e şikayete geldiklerinde Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor:

(Biriniz bir diğer kardeşinizi deve gibi ısırıyor öyle mi?) davayı iptal etti ve reddetti. (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

١٩ - باب الرَّجُلِ يَدْفَعُ عَنْ نَفْسِهِ

٤٧٨٠ - أَخْبَرَنَا مَالِكُ بْنُ الْخَلِيلِ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي عَدِيٍّ، عَنْ شُعْبَةَ، عَنِ الْحَكَمِ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ يَعْلَى ابْنِ مُنْيَةَ، أَنَّهُ قَاتَلَ رَجُلاً فَعَضَّ أَحَدُهُمَا صَاحِبَهُ فَانْتَزَعَ يَدَهُ مِنْ فِيهِ فَقَلَعَ ثَنِيَّتَهُ فَرُفِعَ ذَلِكَ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ‏(‏ يَعَضُّ أَحَدُكُمْ أَخَاهُ كَمَا يَعَضُّ الْبَكْرُ ‏)‏ ‏.‏ فَأَبْطَلَهَا ‏.‏

٤٧٨١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُبَيْدِ بْنِ عَقِيلٍ، قَالَ حَدَّثَنَا جَدِّي، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنِ الْحَكَمِ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ يَعْلَى ابْنِ مُنْيَةَ، أَنَّ رَجُلاً، مِنْ بَنِي تَمِيمٍ قَاتَلَ رَجُلاً فَعَضَّ يَدَهُ فَانْتَزَعَهَا فَأَلْقَى ثَنِيَّتَهُ فَاخْتَصَمَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ‏(‏ يَعَضُّ أَحَدُكُمْ أَخَاهُ كَمَا يَعَضُّ الْبَكْرُ ‏)‏ ‏.‏ فَأَطَلَّهَا أَىْ أَبْطَلَهَا ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 18- Isırmak Suretiyle Bir Suç İşlenmişse Kısas Olur Mu?

4775- Imran b. Husayn (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, bir adam başka birinin kolunu ısırmış o da kolunu çekince ısıranın ön dişi düşmüş -veya ön dişleri düşmüş- Dişi düşen adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e şikayete gelince, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

(Ne yapmamı emredersin? Ona emredip kolunu ağzına vermesini seninde onun elini deve gibi koparmasını mı istiyorsun? İstersen elini ağzına ver ısırınca çek) buyurdu. (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

4776- Imran b. Husayn (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, Bir adam bir adamın kolunu ısırmış diğeri de kolunu asılınca bu adamın dişi kopmuştu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna mahkeme olmak üzere çıkarıldılar. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) böyle bir şey olmayacağını söyleyerek davayı iptal etti ve şöyle buyurdu:

(Kardeşinin etini deve gibi ısırıp koparmak mı istiyorsun?) (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

4777- Imran b. Husayn (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam bir adamı kolundan ısırdı o da kolunu çekince dişi koptu. Davalaşarak Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna çıktılar. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyurdu:

(Biriniz kardeşinizi deve ısırır gibi ısıracak öyle mi? Onun diyeti yoktur.) (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

4778- Imran b. Husayn (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, Ya’la şöyle demiştir: Bir adam diğerini ısırdı ve onun da dişleri döküldü. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de onlara:

(Diyet yoktur) buyurdular. (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

4779- Imran b. Husayn (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, Bir adam bir adamı bileğinden ısırdı onun da dişi düştü. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek durumu anlattılar. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Sen kardeşinin bileğini deve gibi ısırıp koparacak mısın?) O davayı iptal etti. (Ebû Dâvûd, Diyat: 24; İbn Mâce, Diyet: 20)

١٨ - باب الْقَوَدِ مِنَ الْعَضَّةِ وَذِكْرِ اخْتِلاَفِ أَلْفَاظِ النَّاقِلِينَ لِخَبَرِ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ

٤٧٧٥ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عُثْمَانَ أَبُو الْجَوْزَاءِ، قَالَ أَنْبَأَنَا قُرَيْشُ بْنُ أَنَسٍ، عَنِ ابْنِ عَوْنٍ، عَنِ ابْنِ سِيرِينَ، عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ، أَنَّ رَجُلاً، عَضَّ يَدَ رَجُلٍ فَانْتَزَعَ يَدَهُ فَسَقَطَتْ ثَنِيَّتُهُ أَوْ قَالَ ثَنَايَاهُ فَاسْتَعْدَى عَلَيْهِ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَا تَأْمُرُنِي تَأْمُرُنِي أَنْ آمُرَهُ أَنْ يَدَعَ يَدَهُ فِي فِيكَ تَقْضَمُهَا كَمَا يَقْضَمُ الْفَحْلُ إِنْ شِئْتَ فَادْفَعْ إِلَيْهِ يَدَكَ حَتَّى يَقْضَمَهَا ثُمَّ انْتَزِعْهَا إِنْ شِئْتَ ‏)‏ ‏.‏

٤٧٧٦ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ، قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِي عَرُوبَةَ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ زُرَارَةَ بْنِ أَوْفَى، عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ، أَنَّ رَجُلاً، عَضَّ آخَرَ عَلَى ذِرَاعِهِ فَاجْتَذَبَهَا فَانْتَزَعَتْ ثَنِيَّتَهُ فَرُفِعَ ذَلِكَ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَأَبْطَلَهَا وَقَالَ ‏(‏ أَرَدْتَ أَنْ تَقْضَمَ لَحْمَ أَخِيكَ كَمَا يَقْضَمُ الْفَحْلُ ‏)‏ ‏.‏

٤٧٧٧ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ زُرَارَةَ، عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ، قَالَ قَاتَلَ يَعْلَى رَجُلاً فَعَضَّ أَحَدُهُمَا صَاحِبَهُ فَانْتَزَعَ يَدَهُ مِنْ فِيهِ فَنَدَرَتْ ثَنِيَّتُهُ فَاخْتَصَمَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ‏(‏ يَعَضُّ أَحَدُكُمْ أَخَاهُ كَمَا يَعَضُّ الْفَحْلُ لاَ دِيَةَ لَهُ ‏)‏ ‏.‏

٤٧٧٨ - أَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ اللَّهِ، عَنْ شُعْبَةَ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ زُرَارَةَ، عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ، أَنَّ يَعْلَى، قَالَ فِي الَّذِي عَضَّ فَنَدَرَتْ ثَنِيَّتُهُ أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ لاَ دِيَةَ لَكَ ‏)‏ ‏.‏

٤٧٧٩ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو هِشَامٍ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبَانُ، قَالَ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا زُرَارَةُ بْنُ أَوْفَى، عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ، أَنَّ رَجُلاً، عَضَّ ذِرَاعَ رَجُلٍ فَانْتَزَعَ ثَنِيَّتَهُ فَانْطَلَقَ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَذَكَرَ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ ‏(‏ أَرَدْتَ أَنْ تَقْضَمَ ذِرَاعَ أَخِيكَ كَمَا يَقْضَمُ الْفَحْلُ ‏)‏ ‏.‏ فَأَبْطَلَهَا ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 17- Ön Dişler İçin Kısas Gerekir Mi?

4773- Enes (radıyallahü anh) anlatıyor:

(Halam, bir kızın ön dişini kırmış Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de kısas yapılmasını emretmiş. Erkek kardeşi Enes b. Nadr Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e:

(Falanın dişi mi kırılacak? Hayır, Seni hak dinle gönderen Allah’a yemin ederim ki, onun dişi kırılmamalı) dedi. Daha önce dişi kırılan kimsenin ailesinden affetmelerini veya diyet almalarını rica etmişler onlar da kabul etmemişlerdi. Uhud savaşında şehid olan amcam Enes yemin edince affetmeye razı oldular. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Allah’ın kullarından öyle kimseler var ki Allah’a yemin etseler Allah yeminlerini boşa çıkarmaz) buyurdu. (Müslim, Kasame: 5; İbn Mâce, Diyet: 16)

4774- Enes (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rübeyyi bir kızın dişlerini kırmıştı. Onlardan affedilmelerini istediler onlar bunu kabul etmediler, diyet almalarını istediler yine kabul etmediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına geldiler. O da kısas yapılmasını emretti. Enes b. Nadr dedi ki:

(Ey Allah'ın Rasûlü! Rübeyyi’ın dişi mi kırılacak? Hayır, Seni hak dinle gönderen Allah’a yemin olsun ki dişi kırılmayacak.) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Ey Enes! Allah’ın Kitab’ı kısası emrediyor) buyurdu. Dişi kırılanın yakınları razı oldular ve affettiler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Allah’ın kullarından öyle kimseler var ki Allah’a yemin etseler Allah onların yeminlerini boşa çıkarmaz.) (Müslim, Kasame: 5; İbn Mâce, Diyet: 16)

١٧ - باب الْقِصَاصِ مِنَ الثَّنِيَّةِ

٤٧٧٣ - أَخْبَرَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ، وَإِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا بِشْرٌ، عَنْ حُمَيْدٍ، قَالَ ذَكَرَ أَنَسٌ أَنَّ عَمَّتَهُ، كَسَرَتْ ثَنِيَّةَ جَارِيَةٍ فَقَضَى نَبِيُّ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِالْقِصَاصِ فَقَالَ أَخُوهَا أَنَسُ بْنُ النَّضْرِ أَتُكْسَرُ ثَنِيَّةُ فُلاَنَةَ لاَ وَالَّذِي بَعَثَكَ بِالْحَقِّ لاَ تُكْسَرُ ثَنِيَّةُ فُلاَنَةَ ‏.‏ قَالَ وَكَانُوا قَبْلَ ذَلِكَ سَأَلُوا أَهْلَهَا الْعَفْوَ وَالأَرْشَ فَلَمَّا حَلَفَ أَخُوهَا - وَهُوَ عَمُّ أَنَسٍ وَهُوَ الشَّهِيدُ يَوْمَ أُحُدٍ - رَضِيَ الْقَوْمُ بِالْعَفْوِ ‏.‏ فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ إِنَّ مِنْ عِبَادِ اللَّهِ مَنْ لَوْ أَقْسَمَ عَلَى اللَّهِ لأَبَرَّهُ ‏)‏ ‏.‏

٤٧٧٤ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ، عَنْ أَنَسٍ، قَالَ كَسَرَتِ الرُّبَيِّعُ ثَنِيَّةَ جَارِيَةٍ فَطَلَبُوا إِلَيْهِمُ الْعَفْوَ فَأَبَوْا فَعُرِضَ عَلَيْهِمُ الأَرْشُ فَأَبَوْا فَأَتَوُا النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَأَمَرَ بِالْقِصَاصِ ‏.‏ قَالَ أَنَسُ بْنُ النَّضْرِ يَا رَسُولَ اللَّهِ تُكْسَرُ ثَنِيَّةُ الرُّبَيِّعِ لاَ وَالَّذِي بَعَثَكَ بِالْحَقِّ لاَ تُكْسَرُ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ يَا أَنَسُ كِتَابُ اللَّهِ الْقِصَاصُ ‏)‏ ‏.‏ فَرَضِيَ الْقَوْمُ وَعَفَوْا فَقَالَ ‏(‏ إِنَّ مِنْ عِبَادِ اللَّهِ مَنْ لَوْ أَقْسَمَ عَلَى اللَّهِ لأَبَرَّهُ ‏)‏ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget