Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 26- Hâkim Davacıya Affetmesini Teklif Eder

5432- Vail (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında şu olaya şahit oldum. Bir katili maktulun velisi urganla bağlı olarak Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna getirdi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) maktulun velisine:

(Onu affetmeyecek misin?) buyurdu. Adam:

(Hayır) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Öyleyse diyet alırsın) dedi. Adam:

(Hayır) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Öyleyse onu öldüreceksin) deyince adam:

(Evet) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Öyleyse onu götür) dedi. Adam katili götürüp giderken kendiliğinden döndü. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona seslenerek:

(Onu affediyor musun?) dedi. Adam:

(Hayır) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Öyleyse diyet alırsın) dedi. Adam yine:

(Hayır) dedi. (Öyleyse onu öldüreceksin) deyince, adam:

(Evet) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:

(Öyleyse onu götür) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sözlerini şöyle sürdürdü:

(Eğer sen onu affedersen hem kendi günahını hem de ölen kardeşinin günahını temizlemiş olursun.) Adam, katili bırakıverdi katil bağlı olduğu urganı sürüyerek çekip gitti. (Ebû Dâvûd, Diyat: 3; Ebû Dâvûd, Kasame: 10)

٢٦ - باب إِشَارَةِ الْحَاكِمِ عَلَى الْخَصْمِ بِالْعَفْوِ

٥٤٣٢ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، عَنْ عَوْفٍ، قَالَ حَدَّثَنِي حَمْزَةُ أَبُو عُمَرَ الْعَائِذِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا عَلْقَمَةُ بْنُ وَائِلٍ، عَنْ وَائِلٍ، قَالَ شَهِدْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم حِينَ جَاءَ بِالْقَاتِلِ يَقُودُهُ وَلِيُّ الْمَقْتُولِ فِي نِسْعَةٍ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لِوَلِيِّ الْمَقْتُولِ ‏(‏ أَتَعْفُو ‏)‏ ‏.‏ قَالَ لاَ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ فَتَأْخُذُ الدِّيَةَ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ لاَ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ فَتَقْتُلُهُ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ نَعَمْ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ اذْهَبْ بِهِ ‏)‏ ‏.‏ فَلَمَّا ذَهَبَ فَوَلَّى مِنْ عِنْدِهِ دَعَاهُ فَقَالَ ‏(‏ أَتَعْفُو ‏)‏ ‏.‏ قَالَ لاَ قَالَ ‏(‏ فَتَأْخُذُ الدِّيَةَ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ لاَ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ فَتَقْتُلُهُ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ نَعَمْ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ اذْهَبْ بِهِ ‏)‏ ‏.‏ فَلَمَّا ذَهَبَ فَوَلَّى مِنْ عِنْدِهِ دَعَاهُ فَقَالَ ‏(‏ أَتَعْفُو ‏)‏ ‏.‏ قَالَ لاَ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ فَتَأْخُذُ الدِّيَةَ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ لاَ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ فَتَقْتُلُهُ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ نَعَمْ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ اذْهَبْ بِهِ ‏)‏ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عِنْدَ ذَلِكَ ‏(‏ أَمَا إِنَّكَ إِنْ عَفَوْتَ عَنْهُ يَبُوءُ بِإِثْمِهِ وَإِثْمِ صَاحِبِكَ ‏)‏ ‏.‏ فَعَفَا عَنْهُ وَتَرَكَهُ فَأَنَا رَأَيْتُهُ يَجُرُّ نِسْعَتَهُ ‏.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 25- Hâkim Taraflara Sulh Teklif Eder

5431- Ka’b b. Mâlik (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Benim Abdullah b. Ebî Hadred el eslemî (radıyallahü anh)’den alacağım vardı. Onunla karşılaşınca peşini bırakmayıp sıkıştırdım hatta seslerimiz yükseldi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun ikisinin yanından geçiyordu ve şöyle dedi:

(Ey Ka’b! borcunun yarısını almasını eliyle işaret ederek yarısından vazgeçmesini işaret etti.) (Ebû Dâvûd, Akdıye: 12; Müslim, Müsakat: 4)

٢٥ - باب إِشَارَةِ الْحَاكِمِ عَلَى الْخَصْمِ بِالصُّلْحِ

٥٤٣١ - أَخْبَرَنَا الرَّبِيعُ بْنُ سُلَيْمَانَ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعَيْبُ بْنُ اللَّيْثِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَعْفَرِ بْنِ رَبِيعَةَ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الأَعْرَجِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ الأَنْصَارِيِّ، عَنْ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ، أَنَّهُ كَانَ لَهُ عَلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي حَدْرَدٍ الأَسْلَمِيِّ - يَعْنِي دَيْنًا - فَلَقِيَهُ فَلَزِمَهُ فَتَكَلَّمَا حَتَّى ارْتَفَعَتِ الأَصْوَاتُ فَمَرَّ بِهِمَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ‏(‏ يَا كَعْبُ ‏)‏ ‏.‏ فَأَشَارَ بِيَدِهِ كَأَنَّهُ يَقُولُ النِّصْفَ فَأَخَذَ نِصْفًا مِمَّا عَلَيْهِ وَتَرَكَ نِصْفًا ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 24- Hâkim Barıştırmak İçin Suç Yerine Gidebilir

5430- Sehl b. Sa’d es Saidî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ensardan iki kabile arasında tartışma çıktı hatta birbirlerine taş atacak hale geldiler. Bunu haber alan Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sulh etmek için onların yanına gitti. O sırada namaz vakti gelmişti. Bilal ezan okudu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i beklediler gecikince Bilal kamet getirdi. Ebu Bekir namaz kıldırmak için öne geçti. Ebu Bekir namaz kıldırırken Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi. İnsanlar Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in geldiğini gördüklerinde ellerini çırptılar. Ebu Bekir namazda sağına soluna bakmazdı. Fakat cemaatin el çırptığını duyunca bir de ne görsün Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) değil mi? geri çekilmek istedi. Fakat Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yerinde kalması için işaret etti. Fakat yine de Ebu Bekir ellerini kaldırarak geri geri çekildi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de öne geçti ve namazı kıldırdı. Namazı bitirince Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebu Bekir’e:

(Niçin imamlıkta yerinde kalmadın?) buyurdu. Ebu Bekir de:

(Allah’ın; Ebu Kuhafe’nin oğlunu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in önünde görmesi doğru olmaz) dedi. Sonra cemaate dönerek:

(Namazda bir olay olunca neden el çırptınız o kadınların yapacağı harekettir. Namazda bir şey olduğunda siz erkekler (Sübhanallah) deyiniz) buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salat: 172; Dârimi, Salat: 95)

٢٤ - باب مَسِيرِ الْحَاكِمِ إِلَى رَعِيَّتِهِ لِلصُّلْحِ بَيْنَهُمْ

٥٤٣٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَنْصُورٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو حَازِمٍ، قَالَ سَمِعْتُ سَهْلَ بْنَ سَعْدٍ السَّاعِدِيَّ، يَقُولُ وَقَعَ بَيْنَ حَيَّيْنِ مِنَ الأَنْصَارِ كَلاَمٌ حَتَّى تَرَامَوْا بِالْحِجَارَةِ فَذَهَبَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم لِيُصْلِحَ بَيْنَهُمْ فَحَضَرَتِ الصَّلاَةُ فَأَذَّنَ بِلاَلٌ وَانْتُظِرَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَاحْتُبِسَ فَأَقَامَ الصَّلاَةَ وَتَقَدَّمَ أَبُو بَكْرٍ رضى اللّه عنه فَجَاءَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَأَبُو بَكْرٍ يُصَلِّي بِالنَّاسِ فَلَمَّا رَآهُ النَّاسُ صَفَّحُوا - وَكَانَ أَبُو بَكْرٍ لاَ يَلْتَفِتُ فِي الصَّلاَةِ - فَلَمَّا سَمِعَ تَصْفِيحَهُمُ الْتَفَتَ فَإِذَا هُوَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَرَادَ أَنْ يَتَأَخَّرَ فَأَشَارَ إِلَيْهِ أَنِ اثْبُتْ فَرَفَعَ أَبُو بَكْرٍ رضى اللّه عنه يَعْنِي يَدَيْهِ ثُمَّ نَكَصَ الْقَهْقَرَى وَتَقَدَّمَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَصَلَّى فَلَمَّا قَضَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم الصَّلاَةَ قَالَ ‏(‏ مَا مَنَعَكَ أَنْ تَثْبُتَ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ مَا كَانَ اللَّهُ لِيَرَى ابْنَ أَبِي قُحَافَةَ بَيْنَ يَدَىْ نَبِيِّهِ ‏.‏ ثُمَّ أَقْبَلَ عَلَى النَّاسِ فَقَالَ ‏(‏ مَا لَكُمْ إِذَا نَابَكُمْ شَىْءٌ فِي صَلاَتِكُمْ صَفَّحْتُمْ إِنَّ ذَلِكَ لِلنِّسَاءِ مَنْ نَابَهُ شَىْءٌ فِي صَلاَتِهِ فَلْيَقُلْ سُبْحَانَ اللَّهِ ‏)‏ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget