بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
9. Ramazan Orucunu Bozmanın Kefareti
818. Ebû Hüreyre'den: Adamın biri Ramazanda orucunu bozmuştu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona ya bir köle azat ederek, ya iki ay devamlı oruç tutarak, ya da altmış fakiri doyurarak kefaret vermesini emretti. Adam:
« Bulamam.» deyince Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bir sele hurma getirilmişti:
«Al bunu tasadduk et.» buyurdu. Adam:
«Ya Resûlallah! Benden daha muhtaç kimse yok.» deyince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yan dişleri görülecek şekilde güldü ve:
« Onu ye!» buyurdu. Buhârî, Savm, 30/30; Müslim, Sıyâm, 13/81. Ayrıca bkz. Şeybanî, 349. Hanefi Mezhebine göre, kasten yemek, içmek ve cinsî birleşme sonucunda oruç bozmanın cezası bir gün kaza, iki kameri ay oruç tutmak, gücü yetmezse altmış fakiri doyurmaktır.
819. Saîd b. Müseyyeb'den: Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bir bedevi geldi. Adam «Mahvoldum!» diyerek başına vuruyor, saçını başını yoluyordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine:
«Ne bu hal?» diye sordu. Adam:
« Ramazanda oruçlu iken hanımımla cinsi münasebet yaptım.» dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
« Bir köle azat edebilir misin?» diye sordu. Adam: « Hayır!» dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
« Bir dişi deve fidye verebilir misin?» buyurdu. Adam: « Hayır!» dedi. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber adama:
« Öyleyse otur!» dedi. Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bir sele hurma getirildi.
«Al bunu tasadduk et.» dedi. Adam:
« Benden daha muhtaç kimse yok.» deyince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
« Onu ye, eşinle münasebette bulunduğun günün orucunun yerine bir gün kaza et!» buyurdu.
Atâ'dan: Said b. Müseyyeb'e «bir selede kaç hurma vardır?» diye sordum. «On beş, yirmi sa' arasıdır!» diye cevap verdi. İbn Abdilber der ki: "Bu hadis, bütün Muvatta ravilerinde böylece mürseldir.
820. İmâm-ı Mâlik'den: Alimlerin şöyle dediklerini işittim; Ramazanın kazasını yaparken, gündüz veya başka bir vakitte hanımıyla cinsi münasebette bulunan kimseye, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından Ramazanda gündüz cinsi münasebette bulunan kimseye verileceği bildirilen kefaret gerekmez. Sadece orucun kazası gerekir.
İmâm-ı Mâlik şöyle demiştir: Bu konuda duyduğum en güzel hüküm budur.
٩ - باب كَفَّارَةِ مَنْ أَفْطَرَ فِي رَمَضَانَ
٨١٨ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ : أَنَّ رَجُلاً أَفْطَرَ فِي رَمَضَانَ، فَأَمَرَهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم أَنْ يُكَفِّرَ بِعِتْقِ رَقَبَةٍ، أَوْ صِيَامِ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ، أَوْ إِطْعَامِ سِتِّينَ مِسْكِيناً. فَقَالَ : لاَ أَجِدُ، فَأُتِيَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم بِعَرَقِ تَمْرٍ، فَقَالَ : ( خُذْ هَذَا فَتَصَدَّقْ بِهِ ). فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ، مَا أَحَدٌ أَحْوَجَ إلَيْهِ(٥٢١) مِنِّى. فَضَحِكَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم حَتَّى بَدَتْ أَنْيَابُهُ، ثُمَّ قَالَ : ( كُلْهُ )(٥٢٢).
٨١٩ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْخُرَاسَانِىِّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ أَنَّهُ قَالَ : جَاءَ أَعْرَأبِي إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم يَضْرِبُ نَحْرَهُ وَيَنْتِفُ شَعْرَهُ وَيَقُولُ : هَلَكَ الأَبْعَدُ. فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم :( وَمَا ذَاكَ ؟ ) فَقَالَ : أَصَبْتُ أَهْلِي وَأَنَا صَائِمٌ فِي رَمَضَانَ. فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم : ( هَلْ تَسْتَطِيعُ أَنْ تُعْتِقَ رَقَبَةً ؟ ) فَقَالَ : لاَ. فَقَالَ : ( هَلْ تَسْتَطِيعُ أَنْ تُهْدِىَ بَدَنَةً ؟ ) قَالَ : لاَ. قَالَ : ( فَاجْلِسْ ). فَأُتِيَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم بِعَرَقِ تَمْرٍ، فَقَالَ : ( خُذْ هَذَا فَتَصَدَّقْ بِهِ ). فَقَالَ : مَا أَحَدٌ أَحْوَجَ مِنِّى. فَقَالَ : ( كُلْهُ، وَصُمْ يَوْماً مَكَانَ مَا أَصَبْتَ ).
قَالَ مَالِكٌ : قَالَ عَطَاءٌ : فَسَأَلْتُ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ كَمْ فِي ذَلِكَ الْعَرَقِ مِنَ التَّمْرِ، فَقَالَ : مَا بَيْنَ خَمْسَةَ عَشَرَ صَاعاً، إِلَى عِشْرِينَ(٥٢٣).
٨٢٠ - قَالَ مَالِكٌ : سَمِعْتُ أَهْلَ الْعِلْمِ يَقُولُونَ : لَيْسَ عَلَى مَنْ أَفْطَرَ يَوْماً فِي قَضَاءِ رَمَضَانَ، بِإِصَابَةِ أَهْلِهِ نَهَاراً، أَوْ غَيْرِ ذَلِكَ الْكَفَّارَةُ الَّتِي تُذْكَرُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم فِيمَنْ أَصَابَ أَهْلَهُ نَهَاراً فِي رَمَضَانَ، وَإِنَّمَا عَلَيْهِ قَضَاءُ ذَلِكَ الْيَوْمِ.
قَالَ مَالِكٌ : وَهَذَا أَحَبُّ مَا سَمِعْتُ فِيهِ إِلَيَّ.