Hacda Tıraş Olmak
60. Hacda Tıraş Olmak
1175. Abdullah b. Ömer'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
«Allahım, saçlarım tıraş edenlere merhamet et!» diye dua edince oradakiler:
« Kısaltanlara da Ya Resûlallah!» diye ilâve ettiler. Hazret-i Peygamber tekrar:
« Allahım, saçlarını tıraş edenlere merhamet et!» deyince oradakiler tekrar:
« Kısaltanlara da Ya Resûlallah!» deyince Hazret-i Peygamber onların dediklerini de ilâve ederek:
«Allahım, saçlarını kesenlere ve kısaltanlara merhamet et» diye dua etti. Buharî, Hacc, 25/127; Müslim, Hacc, 15/317.
1176. Abdurrahman, b. Kasım naklediyor: Babam umre yaparken Mekke'ye gece girer, tavaf ve sa'yini yaptıktan sonra sabaha kadar tıraş olmazdı. Tıraş oluncaya kadar da tekrar Kabe'yi tavaf etmez, tıraş olunca tavaf yapardı. Bu arada bazen mescide girer, orada vitir namazını kılar, fakat Beytullah'ı tavaf etmezdi.
1177. İmâm-ı Mâlik der ki: (1174. hadiste geçen) vücut temizliği anlamındaki tefes kelimesi, saçları tıraş ettirmek, ihramdan çıkarak normal elbiseleri giymek ve buna benzer ameller manasındadır.
1178. İmâm-ı Mâlik'e hac esnasında Mina'da tıraş olmayı unutan kimsenin Mekke'de tıraş olup olamayacağı soruldu. İmâm-ı Mâlik şu cevabı verdi: Olabilir, fakat bana göre en iyisi Mina'da tıraş olmaktır.
1179. Yine İmâm-ı Mâlik şöyle der: Biz Medineliler arasında ihtilâfsız kabul edildiğine göre, yanında kurbanlığı olan kimse bunu kesinceye kadar ne tıraş olabilir, ne de saçlarını kısaltabilir. Bayram günü Mina'da ihramdan çıkıncaya kadar da haram olan hiç bir şey ona helâl olmaz. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de: «Kurbanlık hayvan yerine ulaşıncaya kadar saçlarınızı tıraş ettirmeyin.» Bakara, 2/196 buyurulmaktadır.
٦٠ - باب الْحِلاَقِ
١١٧٥ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم قَالَ : ( اللَّهُمَّ ارْحَمِ الْمُحَلِّقِينَ ). قَالُوا : وَالْمُقَصِّرِينَ يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ : ( اللَّهُمَّ ارْحَمِ الْمُحَلِّقِينَ ). قَالُوا : وَالْمُقَصِّرِينَ يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ : ( وَالْمُقَصِّرِينَ )(٧٠٠).
١١٧٦ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ، عَنْ أَبِيهِ : أَنَّهُ كَانَ يَدْخُلُ مَكَّةَ لَيْلاً وَهُوَ مُعْتَمِرٌ، فَيَطُوفُ بِالْبَيْتِ وَبَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ، وَيُؤَخِّرُ الْحِلاَقَ حَتَّى يُصْبِحَ. قَالَ : وَلَكِنَّهُ لاَ يَعُودُ إِلَى الْبَيْتِ فَيَطُوفُ بِهِ حَتَّى يَحْلِقَ رَأْسَهُ. قَالَ : وَرُبَّمَا دَخَلَ الْمَسْجِدَ فَأَوْتَرَ فِيهِ، وَلاَ يَقْرَبُ الْبَيْتَ(٧٠١).
١١٧٧ - قَالَ مَالِكٌ : التَّفَثُ : حِلاَقُ الشَّعَرِ، وَلُبْسُ الثِّيَابِ، وَمَا يَتْبَعُ ذَلِكَ.
١١٧٨ - قَالَ يَحْيَى : سُئِلَ مَالِكٌ عَنْ رَجُلٍ نَسِيَ الْحِلاَقَ بِمِنًى فِي الْحَجِّ، هَلْ لَهُ رُخْصَةٌ فِي أَنْ يَحْلِقَ بِمَكَّةَ ؟ قَالَ: ذَلِكَ وَاسِعٌ، وَالْحِلاَقُ بِمِنًى أَحَبُّ إِلَيَّ(٧٠٢).
١١٧٩ - قَالَ مَالِكٌ : الأَمْرُ الَّذِي لاَ اخْتِلاَفَ فِيهِ عِنْدَنَا : أَنَّ أَحَداً لاَ يَحْلِقُ رَأْسَهُ وَلاَ يَأْخُذُ مِنْ شَعَرِهِ حَتَّى يَنْحَرَ هَدْياً إِنْ كَانَ مَعَهُ، وَلاَ يَحِلُّ مِنْ شَىْءٍ حَرُمَ عَلَيْهِ حَتَّى يَحِلَّ بِمِنًى يَوْمَ النَّحْرِ، وَذَلِكَ أَنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى قَالَ : ( وَلاَ تَحْلِقُوا رُءُوسَكُمْ حَتَّى يَبْلُغَ الْهَدْىُ مَحِلَّهُ ) (البقرة : ١٩٦)(٧٠٣).