Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 6. Sıtmaya Karşı Soğuk Su İle Yıkanmak

2743. Münzir'in kızı Fatıma der ki: Ebû Bekir'in kızı Esma'ya sıtmaya yakalanıp çaresini arayan bir kadın getirildiğinde, biraz su alır, boynundan göğsüne doğru döker ve:

« Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize sıtmanın hararetini, suyla düşürmemizi emrederdi.» derdi. Buharî, Tıb, 76/28; Müslim, 39/26, no: 82.

2744. Hişam, babası Urve'den şöyle Rivâyet etti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)«Humma (sıtma veya ateş yükselmesi) hastalığı, cehennemin şiddetli hararetinden bir parçadır. Burada bir teşbih yapılarak, hastalık ateşinin şiddeti, cehennemin hararetine benzetilmiştir Onun hararetini su ile düşürünüz» buyurdu. Ma'n b. İsa dışındaki bütün ravilerce mürseldir. Muvatta'da Malik - Hişam -babası- Aişe senediyle Rivâyet eder,

Buharî, Tıb, 76/28; Müslim, Selam, 39/26, no: 81.

2745. İbn Ömer'den gelen bir Rivâyette de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)«Humma, cehennemin şiddetli hararetinden bir parçadır. Siz onu su ile söndürünüz.» buyurdu. Buhârî, Tıb, 76/28; Müslim, Selâm, 39/26, no:79.

٦ - باب الْغَسْلِ بِالْمَاءِ مِنَ الْحُمَّى

٢٧٤٣ - حَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ فَاطِمَةَ بِنْتِ الْمُنْذِرِ، أَنَّ أَسْمَاءَ بِنْتَ أبِي بَكْرٍ كَانَتْ إِذَا أُتِيَتْ بِالْمَرْأَةِ وَقَدْ حُمَّتْ تَدْعُو لَهَا، أَخَذَتِ الْمَاءَ فَصَبَّتْهُ بَيْنَهَا وَبَيْنَ جَيْبِهَا وَقَالَتْ : إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم كَانَ يَأْمُرُنَا أَنْ نُبْرِدَهَا بِالْمَاءِ(٥٤٢).

٢٧٤٤ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( إِنَّ الْحُمَّى مِنْ فَيْحِ جَهَنَّمَ، فَابْرُدُوهَا بِالْمَاءِ )(٥٤٣).

٢٧٤٥ – [ وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ:  أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ: ( الْحُمَّى مِنْ فَيْحِ جَهَنَّمَ، فَأَطْفِئُوهَا بِالْمَاءِ ) ](٥٤٤).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5. Hastaların Tedavisi

2740. Zeyd b. Eşlem şunlan anlattı: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bir İçişi yaralandı ve çok kan kaybetti. Bu adam, Enmar oğullarından kendisine bakacak iki kişi çağırdı. Bunların anlattığına göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendilerine:

« Tıbbı hanginiz daha iyi biliyor?» diye sorduğunda onlar da:

« Tıbda (tıbbî müdahalere) bir fayda var mı, Ya Resûlallah?» dediler. (Bunun üzerine) Zeyd'in ifadesine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

« Hastalıkları indiren, deva ve çarelerini de indirmiştir.» buyurdu. Bütün ravilerce mürseldir. Ama sağlam ve sahih şahidleri çoktur. Mesela bkz. Buhârî, Tıbb, 76/1; Müslim, Selâm, 39/26, no:69.

2741. Yahya b. Said der ki: Bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında, Sa'd b. Zürare'nin boğazındaki iltihabı (bademciklerini) bağlamasından öldüğü Rivâyet edildi. İbn Mace, Tıb, 31/24

2742. Nafi der ki: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) yüz felcini dağladı ve akrep (sokmasına) karşı okundu. Burada yüz felcini dağlamış olması onu mubah görmesinden dolayıdır. Akrep sokmasına karşı okunması da böyledir. Resûl-i Ekrem'in dağlamayı yasaklaması, her yerde gelişi güzel yapıldığında tehlikeli olduğu içindir.

٥ - باب تَعَالُجِ الْمَرِيضِ

٢٧٤٠ - حَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ : أَنَّ رَجُلاً فِي زَمَانِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَصَابَهُ جُرْحٌ، فَاحْتَقَنَ الْجُرْحُ الدَّمَ، وَأَنَّ الرَّجُلَ دَعَا رَجُلَيْنِ مِنْ بَنِي أَنْمَارٍ، فَنَظَرَا إِلَيْهِ، فَزَعَمَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ لَهُمَا : ( أَيُّكُمَا أَطَبُّ ؟ ). فَقَالاَ : أَوَ فِي الطِّبِ خَيْرٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ فَزَعَمَ زَيْدٌ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( أَنْزَلَ الدَّوَاءَ، الَّذِي أَنْزَلَ الأَدْوَاءَ )(٥٣٩).

٢٧٤١ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، قَالَ : بَلَغَنِي أَنَّ أَسْعَدَ(٥٣٩/١) بْنَ زُرَارَةَ اكْتَوَى فِي زَمَانِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم مِنَ الذُّبَحَةِ فَمَاتَ(٥٤٠).

٢٧٤٢ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ : أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ اكْتَوَى مِنَ اللَّقْوَةِ، وَرُقِىَ مِنَ الْعَقْرَبِ(٥٤١).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 4. Hastalara Okumak

2737. Osman b. Ebu'l-As (radıyallahü anh) şöyle anlatır: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldim. Ağrımdan kıvranıyordum. Bu halimi gören Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)«Duyduğum ağrının şerrinden Allahü teâlâ'nın kudret ve azametine sığınıyorum, diyerek ağrıyan yeri yedi kere sıvazla» buyurdu. Ben de böyle yaptım. Allah hastalığımı giderdi. O günden beri aileme ve başkalarına öyle (yapmalarını) tavsiye ediyorum. Ebu Davud, Tıb, 27/19; Tirmizî, Tıb, 26/29.

2738. Aişe (radıyallahü anh) den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hastalandığı zaman kendi kendisine muavvizeteyn -felak ve nas surelerini- okur ve üflerdi. Yani Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ellerini birleştiriyor, onlara okuyup üflüyor, sonra da ağrının bulunduğu yere sürüyordu. Yahut da elini vücudundaki ağrıyan yere koyarak okuyordu. Bu sûrelerin okunması da, onlarda bütün kötülüklerden ve zararlardan Allah'a sığınma manası olduğundan dolayıdır Ağrısı şiddetlendiği zaman da ona ben okur, bereketini umarak kendisinin sağ eliyle ağrının üzerine meshederdim. Buharî, Fedâilu'l-Kur'an, 66/14; Müslim, Selâm, 39/20, no:50.

2739. Abdurrahman'ın kızı Amr'e (radıyallahü anh) şöyle Rivâyet etti: Ebû Bekr (radıyallahü anh), Hazret-i Aişe (radıyallahü anh)'nin huzuruna girdi. O hastaydı. Bir yahudi kadını da ona okuyordu. Ebû Bekr (radıyallahü anh):

« Ona, Allah'ın kitabından oku» dedi.

٤ - باب التَّعَوُّذِ وَالرُّقْيَةِ فِي الْمَرَضِ

٢٧٣٧ - حَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ خُصَيْفَةَ، أَنَّ عَمْرَو بْنَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبٍ السَّلَمِىَّ أَخْبَرَهُ، أَنَّ نَافِعَ بْنَ جُبَيْرٍ أَخْبَرَهُ، عَنْ عُثْمَانَ بْنِ أبِي الْعَاصِ، أَنَّهُ أَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم، قَالَ عُثْمَانُ : وَبِي وَجَعٌ قَدْ كَادَ يُهْلِكُنِى. قَالَ : فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( امْسَحْهُ بِيَمِينِكَ سَبْعَ مَرَّاتٍ وَقُلْ : أَعُوذُ بِعِزَّةِ اللَّهِ وَقُدْرَتِهِ مِنْ شَرِّ مَا أَجِدُ). قَالَ : فَقُلْتُ ذَلِكَ، فَأَذْهَبَ اللَّهُ مَا كَانَ بِي، فَلَمْ أَزَلْ آمُرُ بِهَا أَهْلِي وَغَيْرَهُمْ(٥٣٧).

٢٧٣٨ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ، عَنْ عَائِشَةَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم كَانَ إِذَا اشْتَكَى يَقْرَأُ عَلَى نَفْسِهِ بِالْمُعَوِّذَاتِ وَيَنْفِثُ. قَالَتْ: فَلَمَّا اشْتَدَّ وَجَعُهُ كُنْتُ أَنَا أَقْرَأُ عَلَيْهِ، وَأَمْسَحُ عَلَيْهِ بِيَمِينِهِ، رَجَاءَ بَرَكَتِهَا(٥٣٧).

٢٧٣٩ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ : أَنَّ أَبَا بَكْرٍ الصِّدِّيقَ دَخَلَ عَلَى عَائِشَةَ وَهِيَ تَشْتَكِي، وَيَهُودِيَّةٌ تَرْقِيهَا، فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ : ارْقِيهَا بِكِتَابِ اللَّهِ.


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget