بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
9. Mekruh Olan İsimler
2812. Yahya b. Said der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sağılır bir deve hakkında:
« Bunu kim sağacak?» diye sorması üzerine, bir zat kalktı. Resûlüllah da ona:
« İsmin ne?» diye sordu. Adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e:
« Mürre» diye cevap verince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
« Otur» dedi. Sonra:
« Bunu kim sağacak?» diye sorunca, başka bir zat kalktı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ona da:
«İsmin ne?» dedi. Adam:
« Harb» diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ona da:
« Otur» dedi. Sonra yine:
« Bunu kim sağacak?» diye sordu. Bu kez başka bir zat kalktı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona da:
«İsmin ne?» diye sordu. Adam da:
« Yeîş» diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:
« Sen sağ» buyurdu. Mürsel ve müdaldir. İbn Abdilber, İbn Vehb - İbn Lehîa - el-Haris b. Yezid -Abdurrahman b. Cubeyr. -Yaîş el-Gıfasî yoluyla mevsul olarak Rivâyet eder.
2813. Yahya b. Said'den: Ömer b. Hattab bir zata:
« İsmin ne?» diye sordu. O da
« Cemre» diye cevap verdi. Ömer (radıyallahü anh):
« Kimin oğlusun?» diye sordu.
« Şihab'in oğluyum» dedi. Ömer (radıyallahü anh):
« Kimlerdensin?» diye sordu. O da:
« Huraka'dan» diye cevap verdi. Ömer (radıyallahü anh):
« Evin nerede?» dedi. Adam
« Haratün-Nâr'da» Sıcak veya ateşten taşları yanmış gibi kararmış bir yer anlamında Medine yakınlarında bir mevkii ismi. diye cevap verdi. Ömer (radıyallahü anh):
« Hangisi?» diye sorunca adam:
« Alevlisi» diye cevap verdi. Ömer (radıyallahü anh):
« (Öyle ise) ailene yetiş, yandılar» dedi. Adam:
« Olay, Ömer b. Hattab'ın dediği gibi oldu» dedi. Munkatıdır. Ebu'l-Kasım b. Bişran, Fevâid'inde Musa b. Ukbe - Nafî - İbn Ömer yoluyla mevsul olarak Rivâyet eder
٩ - باب مَا يُكْرَهُ مِنَ الأَسْمَاءِ
٢٨١٢ - حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ قَالَ لِلَقْحَةٍ تُحْلَبُ : ( مَنْ يَحْلُبُ هَذِهِ ؟ ). فَقَامَ رَجُلٌ، فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( مَا اسْمُكَ ؟) فَقَالَ لَهُ الرَّجُلُ : مُرَّةُ. فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( اجْلِسْ ). ثُمَّ قَالَ : ( مَنْ يَحْلُبُ هَذِهِ ؟). فَقَامَ رَجُلٌ، فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( مَا اسْمُكَ ؟). فَقَالَ : حَرْبٌ. فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( اجْلِسْ ). ثُمَّ قَالَ : ( مَنْ يَحْلُبُ هَذِهِ ؟). فَقَامَ رَجُلٌ، فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( مَا اسْمُكَ ). فَقَالَ : يَعِيشُ. فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : (احْلُبْ )(٥٩٥).
٢٨١٣ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ قَالَ لِرَجُلٍ : مَا اسْمُكَ ؟ فَقَالَ : جَمْرَةُ. فَقَالَ : ابْنُ مَنْ ؟ فَقَالَ : ابْنُ شِهَابٍ. قَالَ : مِمَّنْ؟ قَالَ : مِنَ الْحُرَقَةِ. قَالَ : أَيْنَ مَسْكَنُكَ ؟ قَالَ : بِحَرَّةِ النَّارِ. قَالَ : بِأَيِّهَا ؟ قَالَ: بِذَاتِ لَظًى. قَالَ عُمَرُ : أَدْرِكْ أَهْلَكَ فَقَدِ احْتَرَقُوا. قَالَ : فَكَانَ كَمَا قَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رضى اللّه عنه(٥٩٦).