Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 27- HAZRET-İ HABBÂB (RADIYALLAHÜ ANH)'İN FAZİLETİ

158) ... Ebû Leyla el-Kindi (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Habbab (bin el-Eret) (radıyallahü anh) Ömer (radıyallahü anh)’in yanına geldi. Hazret-i Ömer ona :

( Yakınıma gel. Çünkü, Ammar (radıyallahü anh) müstesna, bu meclise senden daha fazla hak kazanmış (liyakatlı) kimse yoktur. ) dedi. Bunun üzerine Habbab, müşriklerin yaptıkları işkence ve azabın kendisinin sırtında bıraktığı izleri Ömer’e göstermeye başladı.

159) ... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şüphesiz buyurdular ki:

( Benim ümmetime mensup insanlar içinde ümmetime en çok merhametli olan (zat) Ebû Bekir’dir. Allah’ın dini (hükümlerin tatbiki) hususunda onların en şiddetlisi Ömer’dir. Onların samimi olarak en çok haya edeni Osman’dır. Hak ve batılı ayırd etmek bakımından onların en isabetli hüküm vereni Ali bin Ebi Talib’dir. Kuran okuyuşu bakımından onların en üstünü Übeyy bin Kab’dır. Helal ve haramı en iyi bilenleri Muaz bin Cebel’dir. Feraiz ilmini en iyi bilenleri Zeyd bin Sabit’tir. Dikkat! Şüphesiz her milletin bir emini vardır. Bu ümmetin emini de Ebû Ubeyde bin el-Cerrah’tır. )

160) ... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’ın bu (yukarıdaki) hadisinin mislini senediyle rivâyet etti. Ancak Zeyd bin Sabit (radıyallahü anh) hakkındaki cümleyi :

= ( Ve feraizi en iyi bilenleri şeklinde söyler. )

٢٧ - باب فَضَائِلِ خَبَّابٍ

١٥٨ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، وَعَمْرُو بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ أَبِي لَيْلَى الْكِنْدِيِّ، قَالَ جَاءَ خَبَّابٌ إِلَى عُمَرَ فَقَالَ ادْنُ فَمَا أَحَدٌ أَحَقَّ بِهَذَا الْمَجْلِسِ مِنْكَ إِلاَّ عَمَّارٌ ‏.‏ فَجَعَلَ خَبَّابٌ يُرِيهِ آثَارًا بِظَهْرِهِ مِمَّا عَذَّبَهُ الْمُشْرِكُونَ ‏.‏

١٥٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ بْنُ عَبْدِ الْمَجِيدِ، حَدَّثَنَا خَالِدٌ الْحَذَّاءُ، عَنْ أَبِي قِلاَبَةَ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ‏( أَرْحَمُ أُمَّتِي بِأُمَّتِي أَبُو بَكْرٍ وَأَشَدُّهُمْ فِي دِينِ اللَّهِ عُمَرُ وَأَصْدَقُهُمْ حَيَاءً عُثْمَانُ وَأَقْضَاهُمْ عَلِيُّ بْنُ أَبِي طَالِبٍ وَأَقْرَؤُهُمْ لِكِتَابِ اللَّهِ أُبَىُّ بْنُ كَعْبٍ وَأَعْلَمُهُمْ بِالْحَلاَلِ وَالْحَرَامِ مُعَاذُ بْنُ جَبَلٍ وَأَفْرَضُهُمْ زَيْدُ بْنُ ثَابِتٍ أَلاَ وَإِنَّ لِكُلِّ أُمَّةٍ أَمِينًا وَأَمِينُ هَذِهِ الأُمَّةِ أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ الْجَرَّاحِ ‏)‏.‏

١٦٠ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ خَالِدٍ الْحَذَّاءِ، عَنْ أَبِي قِلاَبَةَ، عَنْ أَنَسٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( أَرْحَمُ أُمَّتِي بِأُمَّتِي أَبُو بَكْرٍ وَأَشَدُّهَا فِي دِينِ اللَّهِ عُمَرُ وَأَصْدَقُهُمْ حَيَاءً عُثْمَانُ وَأَعْلَمُهُمْ بِالْحَلاَلِ وَالْحَرَامِ مُعَاذُ بْنُ جَبَلٍ وَأَعْلَمُهُمْ بِالْفَرَائِضِ زَيْدُ بْنُ ثَابِتٍ أَلاَ وَإِنَّ لِكُلِّ أُمَّةٍ أَمِينًا وَأَمِينُ هَذِهِ الأُمَّةِ أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ الْجَرَّاحِ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 26- HAZRET-İ BİLÂL-İ HABEŞÎ (RADIYALLAHÜ ANH)'İN FAZÎLETİ

155) ... Abdullah İbni Mesud (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

( Müslüman olduğunu ilk açıklayan (şu) yedi zat idi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Bekir, Ammar, anası Sümeyye, Suhayb, Bilal(-i Habeşi) ve Mikdad (bin el-Esved).

(Müşriklerin bunlara karşı takındığı tavıra gelince), Allah, Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)’i amcası Ebû Talib(in himayesi) ile (müşriklerden) korudu. Ebû Bekr’i de kavminin nüfuzu ile korudu. Fakat diğer Müslümanlar ise, müşrikler, onları yakaladı. Demirden (mamul gömlekler giydirip vücudlarının yağlarını eritmek sureti ile tazib etmek için onları (Mekke’nin) kızgın güneşi altında yatırdılar. İslamiyetten döndürmek için sürdürdükleri bu azablara dayanamayan bu Müslümanların hepisi müşriklerin istediğini (zahiren) kabullendiler. Fakat Bilal müstesna (o zahiren bile müşriklere en ufak bir taviz vermedi. ) Çünkü, Bilal, Allah uğrunda canını feda etmesini gerçekten küçümsedi. Tazib eden kavmi de onu öldürmeyi küçümsediler. Bu yüzden müşrikler (Bilal’dan istediklerini koparamayınca) onu tutup çoluk çocuklara (ayak takımına) teslim ettiler. Bu (serseri) takım onu Mekke sokaklarında ve çevresindeki dağ yollarında süründürdüler. Bilal ise : (Allah) birdir birdir, diyordu. )

156) ... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, dediği rivâyet edilmiştir :

( (Andolsun ki) Allah uğrunda gerçekten bana eziyet edildi. (O esnada benden başka) hiç kimseye eziyet edilmiyordu ve Allah uğrunda hakikaten ben korkutuldum (=tehdit edildim. ) (O zamanlarda benden başka) hiç kimse korkutulmuyordu. Bilal’in, kendi koltuğu altında sakladığı bir parça azıktan başka ne bende ne de Bilal’de bir canlının yiyebileceği bir şey bulunmadığı halde üçüncü gece üzerime gelip (bastı). )

157) ... Salim (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre bir Şair Bilal bin Abdillah (bin Ömer bin el-Hattab) (radıyallahü anh)’ı överek:

( Bilal bin Abdillah, Bilaller’in en hayırlısıdır ) dedi. İbni Ömer, (Bilal’ın babası) Şair’e :

( Sen yalan söyledin! Hayır. (Bilaller’in en hayırlısı oğlum olan Bilal değildir). Fakat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Bilal’i en hayırlı Bilal’dır ), dedi.

٢٦ - باب فَضَائِلِ بِلاَلٍ

١٥٥ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الدَّارِمِيُّ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي بُكَيْرٍ، حَدَّثَنَا زَائِدَةُ بْنُ قُدَامَةَ، عَنْ عَاصِمِ بْنِ أَبِي النَّجُودِ، عَنْ زِرِّ بْنِ حُبَيْشٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ، قَالَ كَانَ أَوَّلَ مَنْ أَظْهَرَ إِسْلاَمَهُ سَبْعَةٌ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَأَبُو بَكْرٍ وَعَمَّارٌ وَأُمُّهُ سُمَيَّةُ وَصُهَيْبٌ وَبِلاَلٌ وَالْمِقْدَادُ فَأَمَّا رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَمَنَعَهُ اللَّهُ بِعَمِّهِ أَبِي طَالِبٍ وَأَمَّا أَبُو بَكْرٍ فَمَنَعَهُ اللَّهُ بِقَوْمِهِ وَأَمَّا سَائِرُهُمْ فَأَخَذَهُمُ الْمُشْرِكُونَ وَأَلْبَسُوهُمْ أَدْرَاعَ الْحَدِيدِ وَصَهَرُوهُمْ فِي الشَّمْسِ فَمَا مِنْهُمْ مِنْ أَحَدٍ إِلاَّ وَقَدْ وَاتَاهُمْ عَلَى مَا أَرَادُوا إِلاَّ بِلاَلاً فَإِنَّهُ قَدْ هَانَتْ عَلَيْهِ نَفْسُهُ فِي اللَّهِ وَهَانَ عَلَى قَوْمِهِ فَأَخَذُوهُ فَأَعْطَوْهُ الْوِلْدَانَ فَجَعَلُوا يَطُوفُونَ بِهِ فِي شِعَابِ مَكَّةَ وَهُوَ يَقُولُ أَحَدٌ أَحَدٌ ‏.‏

١٥٦ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ، عَنْ ثَابِتٍ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( لَقَدْ أُوذِيتُ فِي اللَّهِ وَمَا يُؤْذَى أَحَدٌ وَلَقَدْ أُخِفْتُ فِي اللَّهِ وَمَا يُخَافُ أَحَدٌ وَلَقَدْ أَتَتْ عَلَىَّ ثَالِثَةٌ وَمَا لِيَ وَلِبِلاَلٍ طَعَامٌ يَأْكُلُهُ ذُو كَبِدٍ إِلاَّ مَا وَارَى إِبِطُ بِلاَلٍ ‏)‏.‏

١٥٧ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ، عَنْ عُمَرَ بْنِ حَمْزَةَ، عَنْ سَالِمٍ، أَنَّ شَاعِرًا، مَدَحَ بِلاَلَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ فَقَالَ بِلاَلُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ خَيْرُ بِلاَلٍ ‏.‏ فَقَالَ ابْنُ عُمَرَ كَذَبْتَ لاَ بَلْ بِلاَلُ رَسُولِ اللَّهِ خَيْرُ بِلاَلٍ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 25- SELMAN, EBÛ ZER VE MİKDAD (RADIYALLAHÜ ANHÜM)'ÜN FAZİLETLERİ

154) ... Büreyde (bin el-Husayb el-Eslemi) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

- ( Şüphesiz Allah dört kişiyi fazla sevmemi emretti. Ve onları sevdiğini bana haber verdi. )

-(Ashâb tarafından) : Ya Resûlüllah! Bu dört zat kimlerdir? diye soruldu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) buna cevaben:

- ( Ali onlardandır. Peygamber bu cümleyi üç defa tekrarladı. (Ve kalan üç zatı şöyle sıraladı) :Ve Ebû Zer(-i Gıfari), Selman(-ı Farisi) ve Mikdad (bin Esved)dir. Buyurdu. )

٢٥ - باب فَضْلِ سَلْمَانَ وَأَبِي ذَرٍّ وَالْمِقْدَادِ

١٥٤ - حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مُوسَى، وَسُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا شَرِيكٌ، عَنْ أَبِي رَبِيعَةَ الإِيَادِيِّ، عَنِ ابْنِ بُرَيْدَةَ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( إِنَّ اللَّهَ أَمَرَنِي بِحُبِّ أَرْبَعَةٍ وَأَخْبَرَنِي أَنَّهُ يُحِبُّهُمْ ‏)‏.‏ قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَنْ هُمْ قَالَ ‏( عَلِيٌّ مِنْهُمْ ‏)‏.‏ يَقُولُ ذَلِكَ ثَلاَثًا ‏( وَأَبُو ذَرٍّ وَسَلْمَانُ وَالْمِقْدَادُ ‏)‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget