MESCİDDEN EN UZAK OLANLARIN (UZAKLIK DERECELERİNE GÖRE) SEVABI DAHA BÜYÜK
15- MESCİDDEN EN UZAK OLANLARIN (UZAKLIK DERECELERİNE GÖRE) SEVABI DAHA BÜYÜK
831 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den:
Şöyle demiştir : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki : (Mescidden en uzak olanların (uzaklık derecesine göre) sevabı daha büyüktür. ) "
832 - “... Übey bin Ka'b (radıyallahü anh)’den:
Şöyle demiştir: Ensardan bir adam vardı. Onun evi, Medine'nin (mescidden) en uzak olan eviydi. Bununla beraber, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber namaz kılmayı hiç kaçırmazdı. Ubeyy (radıyallahü anh) demiştir ki: Ben, ona acıdım ve:
— Yâ Filan! Eğer sen bir merkep satın alsaydın, seni şiddetli sıcaktan korurdu. Ayağına taş değip incinmesinden yüksek tutardı ve yerin zehirli hayvanlarından korurdu, dedim. Adam
— Vallahi evimin Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in evinin bitişiğinde olmasından hoşlanmam, dedi. Übey demiştir ki: Ben adamın sözünü istiskal ederek alındım. Hatta Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in evine vararak, dediklerini Ona anlattım. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) adamı çağırtıp ona sordu. Adam da, bana dediğinin mislini Ona zikretti ve (attığı adımların) izinden sevab umduğunu anlattı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de Ona:
(Gerçekten sana, saklayıp umduğun (sevab) vardır. ) buyurdu. "
833) ". . . Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre şöyle tlemişlir:
(Ensardan) Banî Selime kabilesi, (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in mescidden uzak kalan) evlerinden çıkarak mescidin yakınına gelmek istediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), (Medine'yi muhafaza eden bu evleri tahliye etmekle) Medine çevresini boş bırakmalarını arzu buyurmadı. Ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara :
(Ey Benî Selime! Sizler, (mescide gelip giderken) attığınız adımlarınızın izlerini hesaba katmayacak mısınız?) buyurdu. Bunun üzerine onlar, yerlerine ikamet ettiler. "
834) ..... (Abdullah) İbn-i Abbâs (radıyallahü anh)'den: Şöyle demiştir: Ensârın evleri mescidden uzaktaydı. Yakına gel-mek istediler. Bunun üzerine; (Ve biz, onların önden gönderdiklerini ve eserlerini yazarız. ) Yasin; 12 âyeti nazil oldu. İbn-i Abbâs demiştir ki: Onlar da (evlerinde) kaldılar. "
١٥ - باب الأَبْعَدُ فَالأَبْعَدُ مِنَ الْمَسْجِدِ أَعْظَمُ أَجْرًا
٨٣١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنِ ابْنِ أَبِي ذِئْبٍ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مِهْرَانَ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ سَعْدٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( الأَبْعَدُ فَالأَبْعَدُ مِنَ الْمَسْجِدِ أَعْظَمُ أَجْرًا ).
٨٣٢ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ، حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ عَبَّادٍ الْمُهَلَّبِيُّ، حَدَّثَنَا عَاصِمٌ الأَحْوَلُ، عَنْ أَبِي عُثْمَانَ النَّهْدِيِّ، عَنْ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ، قَالَ كَانَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ بَيْتُهُ أَقْصَى بَيْتٍ بِالْمَدِينَةِ وَكَانَ لاَ تُخْطِئُهُ الصَّلاَةُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ . قَالَ فَتَوَجَّعْتُ لَهُ فَقُلْتُ يَا فُلاَنُ لَوْ أَنَّكَ اشْتَرَيْتَ حِمَارًا يَقِيكَ الرَّمَضَ وَيَرْفَعُكَ مِنَ الْوَقَعِ وَيَقِيكَ هَوَامَّ الأَرْضِ . فَقَالَ وَاللَّهِ مَا أُحِبُّ أَنَّ بَيْتِي بِطُنُبِ بَيْتِ مُحَمَّدٍ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ . قَالَ فَحَمَلْتُ بِهِ حِمْلاً حَتَّى أَتَيْتُ بَيْتَ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لَهُ فَدَعَاهُ فَسَأَلَهُ فَذَكَرَ لَهُ مِثْلَ ذَلِكَ وَذَكَرَ أَنَّهُ يَرْجُو فِي أَثَرِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( إِنَّ لَكَ مَا احْتَسَبْتَ ).
٨٣٣ - حَدَّثَنَا أَبُو مُوسَى، مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ، حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ أَرَادَتْ بَنُو سَلِمَةَ أَنْ يَتَحَوَّلُوا، مِنْ دِيَارِهِمْ إِلَى قُرْبِ الْمَسْجِدِ فَكَرِهَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أَنْ يُعْرُوا الْمَدِينَةَ فَقَالَ ( يَا بَنِي سَلِمَةَ أَلاَ تَحْتَسِبُونَ آثَارَكُمْ ). فَأَقَامُوا .
٨٣٤ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا إِسْرَائِيلُ، عَنْ سِمَاكٍ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ كَانَتِ الأَنْصَارُ بَعِيدَةً مَنَازِلُهُمْ مِنَ الْمَسْجِدِ فَأَرَادُوا أَنْ يَقْتَرِبُوا فَنَزَلَتْ {وَنَكْتُبُ مَا قَدَّمُوا وَآثَارَهُمْ} قَالَ فَثَبَتُوا .