Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 155- İKİ BAYRAM NAMAZI HAKKINDA

1332 - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhüma)’dan; Şöyle demiştir :

Ben şahadet ederim ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bayram namazını hutbeden önce kıldırdı. Sonra hutbe okudu. Sonra (hutbede) sesini kadınlara duyuramadığını bildiğinden onlara yakın bir yere gidip onlara vaaz ve nasihat etti, sadaka vermelerini emretti. Bilâl (radıyallahü anh) da (sadaka için elbisesinin eteğini) elleri ile şöyle tutup açtı. Artık her kadın küpesini, yüzüğünü ve neyi varsa (Bilâl'ın eteğine) atmaya başladı. "

1333 - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ) dan; Şöyle demiştir :

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), bayram günü bayram namazını ezansız ve ikametsiz olarak kıldırdı. "

1334 - “... Ebû Said-i Hudrî (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (Medine valisi) Mervân bayram günü minberi (Mûsâllaya) çıkartarak bayram namazından önce (minber üzerinde) hutbe okumaya başladı. Bir adam ayağa kalkarak :

Yâ Mervân! Sen sünnete muhalefet ettin. Bayram günü minberi (mescidden Mûsâllaya) çıkarttın. Halbuki minber çıkarılmazdı. Namazdan önce hutbeye başladın. Halbuki hutbe (namazdan) önce okunmazdı, dedi. Ebû Saîd(-i Hudrî) (radıyallahü anh) :

Bu adam kendisine düşen görevi ifâ etti, (çünkü) ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim buyurdu ki:

(Kim bir münkeri görüp onu elile değiştirmeye muktedir ise, elile değiştirsin. Eğer buna gücü yetmezse dili ile değiştirsin. Dili ile değiştiremezse kalbi ile değiştirsin. Kalb ile değiştirmek İman (meyvesin) in en zayıfıdır. )

1335 - “... Abdullah bin Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Ondan sonra Ebû Bekir ve ondan sonra Ömer (radıyallahü anhümâ) bayram namazını hutbeden önce kıldırırlardı. "

١٥٥ - باب مَا جَاءَ فِي صَلاَةِ الْعِيدَيْنِ

١٣٣٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، أَنْبَأَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ أَيُّوبَ، عَنْ عَطَاءٍ، قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ، يَقُولُ أَشْهَدُ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أَنَّهُ صَلَّى قَبْلَ الْخُطْبَةِ ثُمَّ خَطَبَ فَرَأَى أَنَّهُ لَمْ يُسْمِعِ النِّسَاءَ فَأَتَاهُنَّ فَذَكَّرَهُنَّ وَوَعَظَهُنَّ وَأَمَرَهُنَّ بِالصَّدَقَةِ وَبِلاَلٌ قَائِلٌ بِيَدَيْهِ هَكَذَا فَجَعَلَتِ الْمَرْأَةُ تُلْقِي الْخُرْصَ وَالْخَاتَمَ وَالشَّىْءَ ‏.‏

١٣٣٣ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ خَلاَّدٍ الْبَاهِلِيُّ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، عَنِ الْحَسَنِ بْنِ مُسْلِمٍ، عَنْ طَاوُسٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ صَلَّى يَوْمَ الْعِيدِ بِغَيْرِ أَذَانٍ وَلاَ إِقَامَةٍ ‏.‏

١٣٣٤ - حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ رَجَاءٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ، وَعَنْ قَيْسِ بْنِ مُسْلِمٍ، عَنْ طَارِقِ بْنِ شِهَابٍ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ، قَالَ أَخْرَجَ مَرْوَانُ الْمِنْبَرَ يَوْمَ الْعِيدِ فَبَدَأَ بِالْخُطْبَةِ قَبْلَ الصَّلاَةِ فَقَامَ رَجُلٌ فَقَالَ يَا مَرْوَانُ خَالَفْتَ السُّنَّةَ أَخْرَجْتَ الْمِنْبَرَ يَوْمَ عِيدٍ وَلَمْ يَكُنْ يُخْرَجُ بِهِ وَبَدَأْتَ بِالْخُطْبَةِ قَبْلَ الصَّلاَةِ وَلَمْ يَكُنْ يُبْدَأُ بِهَا ‏.‏ فَقَالَ أَبُو سَعِيدٍ أَمَّا هَذَا فَقَدْ قَضَى مَا عَلَيْهِ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ‏( مَنْ رَأَى مُنْكَرًا فَاسْتَطَاعَ أَنْ يُغَيِّرَهُ بِيَدِهِ فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ بِلِسَانِهِ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أَضْعَفُ الإِيمَانِ ‏)‏.‏

١٣٣٥ - حَدَّثَنَا حَوْثَرَةُ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ، حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ كَانَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ثُمَّ أَبُو بَكْرٍ ثُمَّ عُمَرُ يُصَلُّونَ الْعِيدَ قَبْلَ الْخُطْبَةِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 154- İSTİSKADAKİ DUÂ HAKKINDA

1328 - “... Şürahbîl bin es-Sımt (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre kendisi Ka'b (radıyallahü anh)

Yâ Ka'b bin Mürre! Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bize hadîs rivâyet et. Ve (yanlış sözden) sakın, demiş; Ka'b (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bir adam. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek: Yâ Resûlallah! Allahü teâlâ'dan istiska et. (Yağmur dile) dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ellerini kaldırarak :

(Allahım! Bize âkibeti hayırlı, bol, umumî, âcil, geç kalmayan, yararlı ve zararsız bir yağmur ver. ) diye duâ etti.

Râvi demiştir ki: İkinci Cuma namazını kılmadan evvel bol bol yağmurla ihya edildiler. Râvi demiştir ki: Sahâbîler, (tekrar) O'na gelerek (bu defa) yağmurun fazlalığından şikâyetçi oldular ve: Yâ Resûlallah! evler yıkıldı, dediler. Bunun üzerine Efendimiz:

(Allahım! Etrafımıza (yağsın). Üzerimize değil) diye duâ etti. Râvi demiştir ki: Bu duâ üzerine bulut parçalanıp şehrin sağına ve soluna çekildi. "

1329 - “... İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir:

Bir arabi, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek-Ya Resûlüllah! Sana öyle bir kavmin yanından geliyorum ki- kuraklık dolayısıyla çobanları hayvan gütmeye gitmez ve erkek develerinden hiç birisi kuyruğunu kaldırıp indiremez, dedi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hemen minbere çıkarak Allah'a hamd ettikten sonra;

(Allah'ım! Bize can kurtaran, âkibeti hayırlı, umumi. bol, sırsıklam eden, âcil ve gecikmesiz bir yağmur ver. ) diye duâ etti. Sonra minberden indi. Etraftan gelen herkes : (Bol yağmur ile) ihya edildik, dedi. "

1330 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yağmur için duâ etti. Ellerini öyle kaldırdı ki; Ben Onun koltuk altlarının beyazını gördüm. (Veya bu beyazlık görüldü. )

Râvi Mu'temir, bunun istiskada olduğunu sanırım, demiştir. "

1331 - “... (Abdullah) İbn-i Ömer (radıyallahü anhüma)'dan; Şöyle demiştir :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'de minber üzerinde yağmur duasını okurken ve henüz minberden inmeden Medine'deki bütün oluklar gürül gürül akarken ben mübarek yüzüne baka baka şâirin; . . . . sözünü defalarca hatırlamışımdır. Bu söz Ebû Talibe aittir. "

١٥٤ - باب مَا جَاءَ فِي الدُّعَاءِ فِي الاِسْتِسْقَاءِ

١٣٢٨ - حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ، عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِي الْجَعْدِ، عَنْ شُرَحْبِيلَ بْنِ السِّمْطِ، أَنَّهُ قَالَ لِكَعْبٍ يَا كَعْبُ بْنَ مُرَّةَ حَدِّثْنَا عَنْ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَاحْذَرْ ‏.‏ قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ اسْتَسْقِ اللَّهَ فَرَفَعَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَدَيْهِ فَقَالَ ‏( اللَّهُمَّ اسْقِنَا غَيْثًا مَرِيئًا مَرِيعًا طَبَقًا عَاجِلاً غَيْرَ رَائِثٍ نَافِعًا غَيْرَ ضَارٍّ ‏)‏.‏ قَالَ فَمَا جَمَّعُوا حَتَّى أُجِيبُوا ‏.‏ قَالَ فَأَتَوْهُ فَشَكَوْا إِلَيْهِ الْمَطَرَ فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ تَهَدَّمَتِ الْبُيُوتُ ‏.‏ فَقَالَ ‏( اللَّهُمَّ حَوَالَيْنَا وَلاَ عَلَيْنَا ‏)‏.‏ قَالَ فَجَعَلَ السَّحَابُ يَنْقَطِعُ يَمِينًا وَشِمَالاً ‏.‏

١٣٢٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِي الْقَاسِمِ أَبُو الأَحْوَصِ، حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ الرَّبِيعِ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ إِدْرِيسَ، حَدَّثَنَا حُصَيْنٌ، عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِي ثَابِتٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ جَاءَ أَعْرَابِيٌّ إِلَى النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَقَدْ جِئْتُكَ مِنْ عِنْدِ قَوْمٍ مَا يَتَزَوَّدُ لَهُمْ رَاعٍ وَلاَ يَخْطِرُ لَهُمْ فَحْلٌ ‏.‏ فَصَعِدَ الْمِنْبَرَ فَحَمِدَ اللَّهَ ثُمَّ قَالَ ‏( اللَّهُمَّ اسْقِنَا غَيْثًا مُغِيثًا مَرِيئًا طَبَقًا مَرِيعًا غَدَقًا عَاجِلاً غَيْرَ رَائِثٍ ‏)‏.‏ ثُمَّ نَزَلَ فَمَا يَأْتِيهِ أَحَدٌ مِنْ وَجْهٍ مِنَ الْوُجُوهِ إِلاَّ قَالُوا قَدْ أُحْيِينَا ‏.‏

١٣٣٠ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَفَّانُ، حَدَّثَنَا مُعْتَمِرٌ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ بَرَكَةَ، عَنْ بَشِيرِ بْنِ نَهِيكٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ اسْتَسْقَى حَتَّى رَأَيْتُ - أَوْ رُؤِيَ - بَيَاضُ إِبْطَيْهِ ‏.‏ قَالَ مُعْتَمِرٌ أُرَاهُ فِي الاِسْتِسْقَاءِ ‏.‏

١٣٣١ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ الأَزْهَرِ، حَدَّثَنَا أَبُو النَّضْرِ، حَدَّثَنَا أَبُو عَقِيلٍ، عَنْ عُمَرَ بْنِ حَمْزَةَ، حَدَّثَنَا سَالِمٌ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ رُبَّمَا ذَكَرْتُ قَوْلَ الشَّاعِرِ وَأَنَا أَنْظُرُ، إِلَى وَجْهِ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ عَلَى الْمِنْبَرِ فَمَا نَزَلَ حَتَّى جَيَّشَ كُلُّ مِيزَابٍ بِالْمَدِينَةِ فَأَذْكُرُ قَوْلَ الشَّاعِرِ وَأَبْيَضَ يُسْتَسْقَى الْغَمَامُ بِوَجْهِهِ ثِمَالُ الْيَتَامَى عِصْمَةٌ لِلأَرَامِلِ وَهُوَ قَوْلُ أَبِي طَالِبٍ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 153- İSTİSKA (YAĞMUR DİLEME) NAMAZI HAKKINDA

1324 - “... İshak bin Abdillah bin Kinâne (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir :

İstiska'daki namazı (n durumunu) (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)'ya sormam için emirlerden birisi benî ona gönderdi, (îshak gidip İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ)'ya sorunca) ibn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ: O emîrin şahsen bana sormasına ne engel var? dedikten sonra şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)(istiska namazına) mütevazı, önemsiz giyimli, huşu içinde, yavaş yavaş yürüyerek ve boyun eğerek çıktı. Bayramda kıldırdığı gibi iki rek'at namaz kıldırdı. Ve şu (bayram ve Cumadaki) hutbeniz gibi hutbe okumadı. "

1325 - “... Abbâd bin Temim’in amcası (Abdullah bin Zeyd bin Asım) (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre :

Kendisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in istiska için Mûsâllaya çıktığını, orada Kıbleye dönüp ridasını çevirdiğini ve iki rek'at namaz kıldırdığını müşahede etmiştir.

1326) ... ..... Abbâd bin Temîm'in amcasından bunun misli Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet edilmiştir. Süfyân'ın el-Mes'ûdî'den rivâyet ettiğine göre el-Mes'ûdî:

Ben, Ebû Bekir bin Muhammed bin Amr (radıyallahü anh)’e: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ridâsının yukarı tarafını mı aşağıya indirdi, yoksa ridâsının sağ yanını mı sol cepkenine aldı? diye sordum. Ebû Bekir (radıyallahü anh) : Hayır. Sağ yanını sol cepkenine aldı, diye cevap verdi, demiştir. "

1327) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün istiskaya çıktı. Bize ezansız ve ikametsiz olarak iki rek'at namaz kıldırdı. Sonra bize hutbe okudu. Ellerini kaldırarak ve yüzünü Kıbleye döndürerek Allah'a duâ etti. Ridâsını çevirdi, sağ yanı sol cepkeni ve sol yanı sağ cepkeni üzerine aldı. "

١٥٣ - باب مَا جَاءَ فِي صَلاَةِ الاِسْتِسْقَاءِ

١٣٢٤ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، وَمُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ، قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ هِشَامِ بْنِ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كِنَانَةَ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ أَرْسَلَنِي أَمِيرٌ مِنَ الأُمَرَاءِ إِلَى ابْنِ عَبَّاسٍ أَسْأَلُهُ عَنِ الصَّلاَةِ، فِي الاِسْتِسْقَاءِ فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ مَا مَنَعَهُ أَنْ يَسْأَلَنِي، قَالَ خَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ مُتَوَاضِعًا مُتَبَذِّلاً مُتَخَشِّعًا مُتَرَسِّلاً مُتَضَرِّعًا فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ كَمَا يُصَلِّي فِي الْعِيدِ وَلَمْ يَخْطُبْ خُطْبَتَكُمْ هَذِهِ ‏.‏

١٣٢٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي بَكْرٍ، قَالَ سَمِعْتُ عَبَّادَ بْنَ تَمِيمٍ، يُحَدِّثُ أَبِي عَنْ عَمِّهِ، أَنَّهُ شَهِدَ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ خَرَجَ إِلَى الْمُصَلَّى لِيَسْتَسْقِيَ فَاسْتَقْبَلَ الْقِبْلَةَ وَقَلَبَ رِدَاءَهُ وَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ ‏.‏

١٣٢٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، أَنْبَأَنَا سُفْيَانُ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ أَبِي بَكْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ، عَنْ عَبَّادِ بْنِ تَمِيمٍ، عَنْ عَمِّهِ، عَنِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ بِمِثْلِهِ ‏.‏ قَالَ سُفْيَانُ عَنِ الْمَسْعُودِيِّ قَالَ سَأَلْتُ أَبَا بَكْرِ بْنَ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو أَجَعَلَ أَعْلاَهُ أَسْفَلَهُ أَوِ الْيَمِينَ عَلَى الشِّمَالِ قَالَ لاَ بَلِ الْيَمِينَ عَلَى الشِّمَالِ ‏.‏

١٣٢٧ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ الأَزْهَرِ، وَالْحَسَنُ بْنُ أَبِي الرَّبِيعِ، قَالاَ حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ، حَدَّثَنَا أَبِي قَالَ، سَمِعْتُ النُّعْمَانَ، يُحَدِّثُ عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ خَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَوْمًا يَسْتَسْقِي فَصَلَّى بِنَا رَكْعَتَيْنِ بِلاَ أَذَانٍ وَلاَ إِقَامَةٍ ثُمَّ خَطَبَنَا وَدَعَا اللَّهَ وَحَوَّلَ وَجْهَهُ نَحْوَ الْقِبْلَةِ رَافِعًا يَدَيْهِ ثُمَّ قَلَبَ رِدَاءَهُ فَجَعَلَ الأَيْمَنَ عَلَى الأَيْسَرِ وَالأَيْسَرَ عَلَى الأَيْمَنِ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget