Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 14- YEMİNİNDE TEVRİYE EDENİN (HÜKMÜNÜN BEYÂNI) BÂBI

2200) Süveyd bin Hanzala (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir:

Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i ziyaret etmek üzere (yola) çıktık. Beraberimizde Vâil bin Hücr de var idi. (Yolda) Vâil'i bir düşmanı yakaladı. Arkadaşlar (Vâil’i kurtarmak için) yemin etmeyi günah saydılar. Ben kendim yemin ederek : Bu benim kardeşimdir, dedim. Yeminim Üzerine Vâil'in düşmanı onu serbest bıraktı. Sonra biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına vardık. Ben, arkadaşlarımın yemin etmeyi günah saydıklarını ve Vâil'in, kardeşim olduğuna yemin ettiğimi O'na arz ettim. O, buyurdu ki:

(Doğru söz söylemişsin. Müslüman, müslümanın kardeşidir.) "

2201) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

— (Yapılan yemin ancak yemin ettirenin niyeti üzerine (vâki) dir.) "

2202) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Senin yeminin, arkadaşının (Yemin ettirenin) seni tasdik ettiği niyet üzerine (vâki)dir.) "

١٤ - باب مَنْ وَرَّى فِي يَمِينِهِ

٢٢٠٠ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى، عَنْ إِسْرَائِيلَ، ح وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَكِيمٍ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مَهْدِيٍّ، عَنْ إِسْرَائِيلَ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ عَبْدِ الأَعْلَى، عَنْ جَدَّتِهِ، عَنْ أَبِيهَا، سُوَيْدِ بْنِ حَنْظَلَةَ قَالَ خَرَجْنَا نُرِيدُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَمَعَنَا وَائِلُ بْنُ حُجْرٍ فَأَخَذَهُ عَدُوٌّ لَهُ فَتَحَرَّجَ النَّاسُ أَنْ يَحْلِفُوا فَحَلَفْتُ أَنَا أَنَّهُ أَخِي فَخَلَّى سَبِيلَهُ فَأَتَيْنَا رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَأَخْبَرْتُهُ أَنَّ الْقَوْمَ تَحَرَّجُوا أَنْ يَحْلِفُوا وَحَلَفْتُ أَنَا أَنَّهُ أَخِي فَقَالَ ‏( صَدَقْتَ الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ ‏)‏.‏

٢٢٠١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، أَنْبَأَنَا هُشَيْمٌ، عَنْ عَبَّادِ بْنِ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( إِنَّمَا الْيَمِينُ عَلَى نِيَّةِ الْمُسْتَحْلِفِ ‏)‏.‏

٢٢٠٢ - حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ رَافِعٍ، حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ، أَنْبَأَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( يَمِينُكَ عَلَى مَا يُصَدِّقُكَ بِهِ صَاحِبُكَ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 13- ALLAH'IN DİLEDİĞİ VE SENİN DİLEDİĞİN, SÖZÜNÜ SÖYLEMEKTEN NEHİY BÂBI

2197) (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

— (Biriniz yemin ettiği zaman Allah'ın dilediği ve senin dilediğin, demesin. Lâkin Allah'ın dilediği, sonra senin dilediğin, desin.)

2198) Huzeyfe bin el-Yemân (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir :

Müslümanlardan bir adam, rüyasında ehli kitâb'dan bir adamla karşılaşmış ve ehli kitab olan adam ona : Allah'a ortak koşmanız olmazsa siz (müslümanlar) ne güzel insanlarsınız. Siz Allah'ın ve Muhammed'in dilediği, diyorsunuz, demiştir. Müslüman adam da sonra rüyasını Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e anlatmış, bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— (Bilmiş olun ki Vallahi şüphesiz siz (müslümanlar)ın bu kelimeyi kullandığınızı bilmiyordum. Şöyle deyiniz :

"Allah'ın dilediği sonra Muhammed'in dilediği.") buyurdu.

2199) ... Âişe (radıyallahü anhâ)'nın ana bir erkek kardeşi Tufeyl bin Sahbere (radıyallahü anh) de bu hadîsin mislini Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyet etmiştir."

١٣ - باب النَّهْىِ أَنْ يُقَالَ مَا شَاءَ اللَّهُ وَشِئْتَ

٢١٩٧ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ، حَدَّثَنَا الأَجْلَحُ الْكِنْدِيُّ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ الأَصَمِّ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( إِذَا حَلَفَ أَحَدُكُمْ فَلاَ يَقُلْ مَا شَاءَ اللَّهُ وَشِئْتَ ‏.‏ وَلَكِنْ لِيَقُلْ مَا شَاءَ اللَّهُ ثُمَّ شِئْتَ ‏)‏.‏

٢١٩٨ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ، عَنْ رِبْعِيِّ بْنِ حِرَاشٍ، عَنْ حُذَيْفَةَ بْنِ الْيَمَانِ، أَنَّ رَجُلاً، مِنَ الْمُسْلِمِينَ رَأَى فِي النَّوْمِ أَنَّهُ لَقِيَ رَجُلاً مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ فَقَالَ نِعْمَ الْقَوْمُ أَنْتُمْ لَوْلاَ أَنَّكُمْ تُشْرِكُونَ تَقُولُونَ مَا شَاءَ اللَّهُ وَشَاءَ مُحَمَّدٌ ‏.‏ وَذَكَرَ ذَلِكَ لِلنَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَ ‏( أَمَا وَاللَّهِ إِنْ كُنْتُ لأَعْرِفُهَا لَكُمْ قُولُوا مَا شَاءَ اللَّهُ ثُمَّ شَاءَ مُحَمَّدٌ ‏)‏.‏

٢١٩٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبِي الشَّوَارِبِ، حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ، عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ، عَنْ رِبْعِيِّ بْنِ حِرَاشٍ، عَنِ الطُّفَيْلِ بْنِ سَخْبَرَةَ، أَخِي عَائِشَةَ لأُمِّهَا عَنِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ بِنَحْوِهِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 12- YEMİN EDEN KİŞİNİN YEMİNİNİN GEREĞİNE İLGİLİLERİN RİÂYET ETMESİ BÂBI

2194 - “... Berâ bin Âzib (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yemin eden kimseyi ibrâr etmemizi (yeminin gereğine riâyet etmemizi) emretti. "

2195 - “... Abdurrahman bin Safvân veya Safvân bin Abdirrahman el-Kureşî (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre :

Mekke'nin fetih günü kendisi babasını huzura getirerek :

— Yâ Resûlallah! Babama hicrettin faziletin)den bir pay kıl, diye istekte bulundu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— (Şüphesiz (Mekke fethinden sonra) hicret yoktur) buyurdu. Teklif sahibi oradan ayrılıp (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in amucası) Abbâs (radıyallahü anh)'ın yanına girdi ve, (Yâ Abbâs!) Sen beni tanıdın mı? dedi (Ve isteğini ona da arzetti). Abbâs : Evet (seni tanıdım), dedi ve Abbâs, ridasını giymeden, bir gömlekle hemen çıkıp geldi ve:

— Yâ Resûlallah! Sen falan adamı (yani teklif sahibini) tanırsın, bizimle onun arasındaki münasebeti de (bilirsin). Bu adam babasını, sana getirdi ki, hicret etmek üzere sen onunla (yani babası ile) biat edesin, dedi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— (Mekke fethinden sonra) Şüphesiz hicret yoktur) buyurdu. Abbâs (radıyallahü anh) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e :

— Senin (bu adamın babası ile bîat etmen) üzerine yemin ederim, dedi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) mübarek elini uzatıp adamın babasının eline dokundurdu ve — (Amcamı ibrar ettim (yeminini yerine getirdim) ve hicret yoktur), buyurdu. "

2196) ...

١٢ - باب إِبْرَارِ الْمُقْسِمِ

٢١٩٤ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ صَالِحٍ، عَنْ أَشْعَثَ بْنِ أَبِي الشَّعْثَاءِ، عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ سُوَيْدِ بْنِ مُقَرِّنٍ، عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ، قَالَ أَمَرَنَا رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ بِإِبْرَارِ الْمُقْسِمِ ‏.‏

٢١٩٥ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي زِيَادٍ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ صَفْوَانَ، أَوْ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْقُرَشِيِّ، قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمُ فَتْحِ مَكَّةَ جَاءَ بِأَبِيهِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ اجْعَلْ لأَبِي نَصِيبًا فِي الْهِجْرَةِ ‏.‏ فَقَالَ ‏( إِنَّهُ لاَ هِجْرَةَ ‏)‏.‏ فَانْطَلَقَ فَدَخَلَ عَلَى الْعَبَّاسِ فَقَالَ قَدْ عَرَفْتَنِي فَقَالَ أَجَلْ ‏.‏ فَخَرَجَ الْعَبَّاسُ فِي قَمِيصٍ لَيْسَ عَلَيْهِ رِدَاءٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَدْ عَرَفْتَ فُلاَنًا وَالَّذِي بَيْنَنَا وَبَيْنَهُ جَاءَ بِأَبِيهِ لِيُبَايِعَكَ عَلَى الْهِجْرَةِ ‏.‏ فَقَالَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( إِنَّهُ لاَ هِجْرَةَ ‏)‏.‏ فَقَالَ الْعَبَّاسُ أَقْسَمْتُ عَلَيْكَ ‏.‏ فَمَدَّ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَدَهُ فَمَسَّ يَدَهُ فَقَالَ ‏( أَبْرَرْتُ عَمِّي وَلاَ هِجْرَةَ ‏)‏.‏

٢١٩٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى، حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ الرَّبِيعِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ إِدْرِيسَ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي زِيَادٍ، بِإِسْنَادِهِ نَحْوَهُ ‏.‏ قَالَ يَزِيدُ بْنُ أَبِي زِيَادٍ يَعْنِي لاَ هِجْرَةَ مِنْ دَارٍ قَدْ أَسْلَمَ أَهْلُهَا ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget