Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 6- HAYVANI YÜZMEK

3300 - “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bir davarın derisini soymakta olan bir adamın yanından geçti. Bu arada Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) adama:

(Çekil ta ki ben sana (deri soyma usûlünü) göstereyim,) buyurdu ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) elini deri ile et arasına öyle soktu ki kolu koltuk altına kadar derinin altında kayboldu ve:

(Yâ adam, deriyi böyle soy) buyurdu. Sonra geçip gitti ve abdest almadan (yani yenilemeden) cemaata namaz kıldırdı.

٦ - باب السَّلْخِ

٣٣٠٠ - حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ، حَدَّثَنَا مَرْوَانُ بْنُ مُعَاوِيَةَ، حَدَّثَنَا هِلاَلُ بْنُ مَيْمُونٍ الْجُهَنِيُّ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَزِيدَ اللَّيْثِيِّ، - قَالَ عَطَاءٌ لاَ أَعْلَمُهُ إِلاَّ عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ مَرَّ بِغُلاَمٍ يَسْلُخُ شَاةً فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( تَنَحَّ حَتَّى أُرِيَكَ ‏)‏.‏ فَأَدْخَلَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَدَهُ بَيْنَ الْجِلْدِ وَاللَّحْمِ فَدَحَسَ بِهَا حَتَّى تَوَارَتْ إِلَى الإِبْطِ وَقَالَ ‏( يَا غُلاَمُ هَكَذَا فَاسْلُخْ ‏)‏.‏ ثُمَّ مَضَى وَصَلَّى لِلنَّاسِ وَلَمْ يَتَوَضَّأْ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5- HAYVANIN NE İLE BOĞAZLANABİLECEĞİNİN BEYÂNI

3296 - “... Muhammed bin Sayfî (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Ben (bir defa) iki tane tavşanı bir merve (denilen bıçak gibi keskin, beyaz taş) ile boğazladım. Sonra tavşanları Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına götürdüm. O, bunları yememi emretti. "

3297 - “... Zeyd bin Sâbit (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre :

(Bir kere) bir kurt köpek dişiyle bir davarı ısırmış, sonra davar sahipleri davarı bir merve (denilen bıçak gibi keskin, beyaz taş) ile boğazlamışlar. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara, o hayvanın etini yemeleri için müsaade etmiştir. "

3298 - “... Adî bin Hatim (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Ben (bir defa) :

Yâ Resûlallah, biz av avlarız da bıçak bulamayız. Ancak zırâr (denilen sert ve keskin taş) veya asanın şıkkı (yani uzunlamasına) ikiye bölünmüş değneğin keskin parçasını buluruz, (ne buyurulur?) dedim. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Kanı dilediğin şeyle iyice akıt ve (hayvanı boğazlarken) üzerine Allah'ın ismini an) buyurdu. "

3299 - “... Râfi bin Hadîc (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Biz bir yolculukta Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in beraberinde idik. Ben (bir ara) :

Yâ Resûlallah, biz savaşlarda oluruz ve beraberimizde bıçaklar bulunmaz, (Acaba keskin taş veya keskin değnek parçasıyla hayvan boğazlayabilir miyiz?) dedim. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Üzerine Allah'ın ismi anılarak kanı iyice akıtan bir şey ile boğazlanan hayvan etini ye, fakat diş veya tırnakla boğazlananı yeme. Çünkü diş, bir kemiktir. Tırnak da (kafir olan) Habeşistan halkının bıçaklarıdır) buyurdu. "

٥ - باب مَا يُذَكَّى بِهِ

٣٢٩٦ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ، عَنْ عَاصِمٍ، عَنِ الشَّعْبِيِّ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ صَيْفِيٍّ، قَالَ ذَبَحْتُ أَرْنَبَيْنِ بِمَرْوَةٍ فَأَتَيْتُ بِهِمَا النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَأَمَرَنِي بِأَكْلِهِمَا ‏.‏

٣٢٩٧ - حَدَّثَنَا أَبُو بِشْرٍ، بَكْرُ بْنُ خَلَفٍ حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، سَمِعْتُ حَاضِرَ بْنَ مُهَاجِرٍ، يُحَدِّثُ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ ثَابِتٍ، أَنَّ ذِئْبًا، نَيَّبَ فِي شَاةٍ فَذَبَحُوهَا بِمَرْوَةٍ فَرَخَّصَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فِي أَكْلِهَا ‏.‏

٣٢٩٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِيٍّ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ سِمَاكِ بْنِ حَرْبٍ، عَنْ مُرِّيِّ بْنِ قَطَرِيٍّ، عَنْ عَدِيِّ بْنِ حَاتِمٍ، قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا نَصِيدُ الصَّيْدَ فَلاَ نَجِدُ سِكِّينًا إِلاَّ الظِّرَارَ وَشِقَّةَ الْعَصَا ‏.‏ قَالَ ‏( أَمْرِرِ الدَّمَ بِمَا شِئْتَ وَاذْكُرِ اسْمَ اللَّهِ عَلَيْهِ ‏)‏.‏

٣٢٩٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ، حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ عُبَيْدٍ الطَّنَافِسِيُّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ مَسْرُوقٍ، عَنْ عَبَايَةَ بْنِ رِفَاعَةَ، عَنْ جَدِّهِ، رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ قَالَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فِي سَفَرٍ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا نَكُونُ فِي الْمَغَازِي فَلاَ يَكُونُ مَعَنَا مُدًى فَقَالَ ‏( مَا أَنْهَرَ الدَّمَ وَذُكِرَ اسْمُ اللَّهِ عَلَيْهِ فَكُلْ غَيْرَ السِّنِّ وَالظُّفْرِ فَإِنَّ السِّنَّ عَظْمٌ وَالظُّفْرَ مُدَى الْحَبَشَةِ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 4- HAYVANI BOĞAZLARKEN ALLAH'IN İSMİNİ ANMAK

3294 - “... İbn-i Abbâs (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre : Kendisi; . . . . . . . "Ve şüphesiz şeytanlar dostlarına fısıldarlar, âyeti hakkında şöyle demiştir : Müşrikler (şeytanların onlara fısıldamalarına atfen) diyorlardı ki : Üzerine Allah’ın ismi anılan kesilmiş hayvanları (Allah'a hürmeten) yemeyiniz ve üzerine Allah'ın ismi anılmayan hayvanları yeyiniz. Bunun üzerine Allah (Azze ve Celle) buyurdu ki, = Üzerine Allah'ın ismi anılmayan hayvanları yemeyiniz. "

3295 - “... Mü'minlerin anası Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir :

Bâzı kimseler :

Yâ Resûlallah! Bir takım insanlar bize (kesilmiş) et getirirler. (Hayvan boğazlanırken) üzerine Allah'ın isminin anılıp anılmadığını bilmeyiz. (Bu duruma ne buyurulur)? dediler. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Bismillah deyiniz ve (eti) yeyiniz) buyurdu. Et getirenler yeni müslüman olmuşlardı (yani şer'i hükümleri pek bilmiyorlardı). "

٤ - باب التَّسْمِيَةِ عِنْدَ الذَّبْحِ

٣٢٩٤ - حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ إِسْرَائِيلَ، عَنْ سِمَاكٍ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، ‏{إِنَّ الشَّيَاطِينَ لَيُوحُونَ إِلَى أَوْلِيَائِهِمْ}‏ قَالَ كَانُوا يَقُولُونَ مَا ذُكِرَ عَلَيْهِ اسْمُ اللَّهِ فَلاَ تَأْكُلُوا وَمَا لَمْ يُذْكَرِ اسْمُ اللَّهِ عَلَيْهِ فَكُلُوهُ ‏.‏ فَقَالَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ ‏{وَلاَ تَأْكُلُوا مِمَّا لَمْ يُذْكَرِ اسْمُ اللَّهِ عَلَيْهِ}‏ ‏.‏

٣٢٩٥ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحِيمِ بْنُ سُلَيْمَانَ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ، أَنَّ قَوْمًا، قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ قَوْمًا يَأْتُونَا بِلَحْمٍ لاَ نَدْرِي ذُكِرَ اسْمُ اللَّهِ عَلَيْهِ أَمْ لاَ قَالَ ‏( سَمُّوا أَنْتُمْ وَكُلُوا ‏)‏.‏ وَكَانُوا حَدِيثَ عَهْدٍ بِالْكُفْرِ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget