Hazret-i Peygamberin (sallallahü aleyhi ve sellem) Cömertliği Hakkında
12. Bâb - Hazret-i Peygamberin (sallallahü aleyhi ve sellem) Cömertliği Hakkında
71. Bize Muhammed b. Yûsuf, Süfyân'dan, (o) İbnu’l -Munkedir'den, (o da) Câbir'den (naklen) haber verdi (ki Câbir) şöyle dedi: Hazret-i Peygamber’den (sallallahü aleyhi ve sellem) bir şey istenilip de onun; "Hayır!" dediği hiç vâki olmamıştır” Ebû Muhammed (ed -Dârimî) dedi ki; (Süfyân) İbn Uyeyne şöyle demiştir: Onun yanında (istenilen, vereceği bir şey) olmadığı zaman, (olduğunda vereceğine dair) va'dde bulunurdu.
72. Bize Abdullah b. İmrân haber verip (dedi ki) bize Ebu Dâvûd et -Tayâlisî, Zem'a'dân, (o) Ebû Hâzim'den, (o da) Sehl b. Sa'd'dan (naklen) rivâyet etti (ki Sehl) şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çok utangaç idi. Kendisinden hiçbir şey istenmezdi ki onu (isteyene) vermiş olmasın!
73. Bize Muhammed b. Ahmed b. Ebî Halef haber verip (dedi ki) bize Abdurrahman b. Muhammed, Muhammed b. İshak'dan rivâyet etti (ki, o şöyle demiş): Bana Abdullah b. Ebî Bekr, arap bir adamdan (naklen) rivâyet etti (ki bu adam) şöyle demiş: Huneyn savaşında, ayağımda kalın bir papuç var iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile sıkıştım ve Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ayağına bastım. Bunun üzerine o; "Bismillah! Acıttın beni!" buyurarak, elindeki bir kırbaç ile bana şöyle hafifçe vurdu. (Adam) dedi ki bundan dolayı; "Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) acıttım!" deyip kendi kendimi kınayarak geceyi geçirdim.
Bu şekilde, Allah'ın bildiği gibi, (zor) bir gece geçirdim. Sabahladığımızda bir de ne göreyim! Bir adam; "Falan nerede?" diye (beni araştırıyor). (Adam) dedi ki, (o zaman) kendi kendime şöyle dedim: "Bu, vallahi, dün benim yüzümden olan şey (meselesi!)". (Adam) dedi ki; "Neyse, korka korka gittim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana şöyle buyurdu: "Sen dün papucunla ayağıma basmış, beni acıtmıştın. Ben de kırbaçla sana şöyle hafifçe vurmuştum. İşte şu 80 koyun. Onları ona karşılık alın."
74. Bize Ya'kub b. Humeyd haber verip (dedi ki) bize Abdulazîz b. Muhammed ibn Ahi'z -Zühri'den, (o da) ez -Zühri'den (naklen) rivâyet etti (ki ez -Zührî) şöyle dedi. Muhakkak ki Cebrail şöyle dedi: 'Ter yüzünde on ev halkı yoktur ki onları deneyip incelemiş olmayayım. Neticede, şu malı, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kadar çok infak eden hiç kimse bulmadım."
١٢- باب فِى سَخَاءِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم-
٧١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ سُفْيَانَ عَنِ ابْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ : مَا سُئِلَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- شَيْئاً قَطُّ فَقَالَ لاَ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ قَالَ ابْنُ عُيَيْنَةَ : إِذَا لَمْ يَكُنْ عِنْدَهُ وَعَدَ.
٧٢ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عِمْرَانَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الطَّيَالِسِىُّ عَنْ زَمْعَةَ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ قَالَ : كَانَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- حَيِيًّا لاَ يُسْأَلُ شَيْئاً إِلاَّ أَعْطَى.
٧٣ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ أَبِى خَلَفٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى بَكْرٍ عَنْ رَجُلٍ مِنَ الْعَرَبِ قَالَ : زَحَمْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَوْمَ حُنَيْنٍ وَفِى رِجْلِى نَعْلٌ كَثِيفَةٌ ، فَوَطِئْتُ بِهَا عَلَى رِجْلِ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَنَفَحَنِى نَفْحَةً بِسَوْطٍ فِى يَدِهِ وَقَالَ :( بِسْمِ اللَّهِ أَوْجَعْتَنِى ). قَالَ : فَبِتُّ لِنَفْسِى لاَئِماً أَقُولُ أَوْجَعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم-. قَالَ : فَبِتُّ بِلَيْلَةٍ كَمَا يَعْلَمُ اللَّهُ ، فَلَمَّا أَصْبَحْنَا إِذَا رَجُلٌ يَقُولُ : أَيْنَ فُلاَنٌ؟ قَالَ قُلْتُ : هَذَا وَاللَّهِ الَّذِى كَانَ مِنِّى بِالأَمْسِ - قَالَ - فَانْطَلَقْتُ وَأَنَا مُتَخَوِّفٌ ، فَقَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( إِنَّكَ وَطِئْتَ بِنَعْلِكَ عَلَى رِجْلِى بِالأَمْسِ فَأَوْجَعْتَنِى ، فَنَفَحْتُكَ نَفْحَةً بِالسَّوْطِ ، فَهَذِهِ ثَمَانُونَ نَعْجَةً فَخُذْهَا بِهَا ).
٧٤ - أَخْبَرَنَا يَعْقُوبُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنِ ابْنِ أَخِى الزُّهْرِىِّ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ : إِنَّ جِبْرِيلَ قَالَ : مَا فِى الأَرْضِ أَهْلُ عَشَرَةِ أَبْيَاتٍ إِلاَّ قَلَّبْتُهُمْ ، فَمَا وَجَدْتُ أَحَداً أَشَدَّ إِنْفَاقاً مِنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم-.