Hayızlı Kadın Kocasını Tarayabilir
107. Bab—Hayızlı Kadın Kocasını Tarayabilir
1104. Bize Hâlid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Mâlik, İbn Şihâb'dan, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti (ki, Hazret-i Âişe) şöyle dedi: Ben, Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) başını, hayızlı olduğum halde tarardım.
1105. Bize Hâlid haber verip (dedi ki), bize Mâlik, Hişâm b. Urve'den, (O) babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti (ki, Hazret-i Âişe) şöyle dedi: Ben, Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) başını, hayızlı iken tarardım.
1106. Bize Hâlid haber verip (dedi ki), bize Mâlik, Nâfi'den, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: İbn Ömer'in cariyeleri, onun ayaklarını hayızlı iken yıkarlar ve O'na seccadeyi verirlerdi.
1107. Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, el-Mikdâm b. Şureyh b. Hâni'den, (O) babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti (ki, Hazret-i Âişe) şöyle dedi: Bana su kabı getirilir, ben de ağzımı kor, hayızlı iken su içerdim. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ağzını, benim (ağzımı) koyduğum yere koyup su içerdi. Yine bana etli kemik getirilir, ben de ısırırdım. Sonra O, ağzını, (ağzımı) koyduğu yere koyup ısırırdı. Ayrıca O bana emrederdi de ben, hayızlı iken peştemal kuşanırdım. O da benimle mübaşeret ederdi.
1108. Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Muğire'den, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti (ki, İbrahim) şöyle dedi: Denirdi ki, hayızlı kadının hayızı elinde yoktur. O, elini yıkayıp hamur yoğurabilir, (küpe) nebîz kurabilir.
1109. Bize Ebû Zeyd haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Muğire'den, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti (ki, Muğire) şöyle dedi: (İbrahim) derdi ki, şüphesiz hayızlı kadının hayızı elinde yoktur. O (yine) derdi ki, hayızlı kadın, diri olan (Allah'ın) sevdiği kimsedir.
1110. Bize Ca'fer b. Avn haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Hammâd'dan, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: İbrahim’e, yahûdi, hıristiyan, mecûsî ve hayızlı kadın ile tokalaşmayı sormuştum da O, bundan dolayı abdest almayı gerekli görmemişti.
1111. Bize Ebu'l-Velîd et-Tayâlîsî haber verip (dedi ki), bize Zaide rivâyet edip (dedi ki), bize İsmail es-Suddî, Abdullah el-Behi'den rivâyet etti ki, (O şöyle demiş:) Bana Hazret-i Âişe rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir gün) mescidde bulunuyordu. Derken cariyeye; "bana seccadeyi uzatıver" buyurmuştu. (Hazret-i Âişe, sözünün burasında) dedi ki, O, onu yayıp üzerinde namaz kılmak istemişti. Bunun üzerine o, kendisinin hayızlı olduğunu söylemiş, (Hazret-i Peygamber) de hayızının elinde bulunmadığını buyurmuştu.
1112. Bize Abdullah b. Mesleme haber verip (dedi ki), bize Fudayl b. Iyâd, Süleyman'dan, (O) Temîm b. Seleme'den, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti (ki, Hazret-i Âişe) şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana başını mescidden uzatır, ben de onu yıkardım. -Yani O, i'tikâfta iken.
1113. Bize el-Muallâ b. Esed haber verip (dedi ki), bize Ebû Avâne, Muğire'den, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti (ki, İbrahim), hayızlı kadının hastaya abdest aldırmasında hiçbir mahzur görmezdi.
1114. Bize Yezîd b. Hârûn, Ca'fer İbnu'l-Hâris'ten, (O) Mansûr'dan, (O) İbrahim'den, (O) el-Eşved'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) haber verdi (ki, Hazret-i Âişe) şöyle dedi: Ben, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) başını, hayızlı iken yıkardım.
1115. Bize Ya'lâ b. Ubeyd haber verip (dedi ki), bize el-A'meş, Temîm b. Seleme'den, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti (ki, Hazret-i Âişe) şöyle dedi: Hakikaten ben, Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) başını, ben hayızlı, O ise i'tikafta iken yıkardım.
1116. Bize Ebu'l-Velîd et-Tayâlîsî haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip dedi ki, Muğire'nin şöyle dediğini işittim: Ebû Zabyân, İbrahim'e, hayızlı kadın hastaya abdest aldırabilir mi, diye sorması için (birini) göndermiş, (İbrahim de), "evet, (aldırabilir)" cevabını vermişti. (Bu giden kişi O'na, hayızlı kadın) onu (yani hastayı, kendisine) dayandırabilir mi -yani namazda (dayandırabilir mi?)- (diye de sormuş, İbrahim de), "hayır" karşılığını vermişti. Bunun üzerine ben (yani Şu'be), Muğire'ye dedim ki: "Sen bunu İbrahim'den duydun mu?"- "Hayır" dedi.
1117. Bize Ebu'l-Velîd haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip dedi ki; Süleyman bana, Sabit b. Ubeyd'den, (O) el-Kâsım'dan, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) haber verdi ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) O'na; "bana seccadeyi uzatıver" buyurmuş, O da, "doğrusu ben hayızlıyım" demiş. (Bunun üzerine Hazret-i Peygamber de); "her halde o (hayız) senin elinde yoktur!" buyurmuştu.
1118. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Kesîr b. Şmzîr'den, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki, O'na (yani el-Hasan'a), "bir sudan içen hayızlı bir kadının (arta kalan suyu) ile abdest alınır mı?" diye sorulmuştu da O, gülmüş ve "evet (alınır)" demişti.
1119. Bize Ahmed İbnu'l-Haccâc haber verip (dedi ki), bize Abdurrahman b. Mehdî, Muâviye b. Salih'ten, (O) el-Alâ' İbnu'l-Hâris'ten, (O) Haram b. Muâviye'den, (O da) amcası Abdullah b. Sa'd'dan (naklen) rivâyet etti (ki, Abdullah) şöyle dedi: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem), hayızlı kadınla birlikte yemek yemeyi sormuştum da; "onunla birlikte ye!" buyurmuştu.
1120. Bize Muhammed b. Uyeyne, Ali b. Mushir'den, (O) Ubeydullah'tan, (O) Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, O (yani İbn Ömer), mescidden, cariyesine, hasır seccadeyi kendisine uzatıvermesini emreder, O da; "doğrusu ben hayızlıyım" der. Bunun üzerine (İbn Ömer); "herhalde hayızın, avucunda değildir" der, o zaman (câriye, seccadeyi) O'na uzatıverirdi.
1121. Bize Mervân b. Muhammed haber verip (dedi ki), bize el-Heysem b. Humeyd rivâyet edip (dedi ki), bize el-Alâ’ İbnu'l-Hâris, Haram b. Hakîm'den, (O da) amcasından (naklen) rivâyet etti (ki, Harâm’ın amcası) şöyle dedi: Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), hayızlı kadınla birlikte yemek yemeyi sormuştum da O, şöyle buyurmuştu: "Ailemden birisi hakikaten hayızlıdır. Ve biz, Allah dilerse, hep beraber akşam yemeği yiyeceğiz."
1122. Bize Sehl b. Hammâd haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Abdurrahman İbnu'l-Kâsım'dan, (O) babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O (yani Hazret-i Âişe), hayızlı kadının seccadeye dokunmasında hiçbir mahzur görmezdi.
١٠٧- باب الْحَائِضِ تَمْشُطُ زَوْجَهَا
١١٠٤ - أَخْبَرَنَا خَالِدُ بْنُ مَخْلَدٍ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ : كُنْتُ أُرَجِّلُ رَأْسَ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- وَأَنَا حَائِضٌ.
١١٠٥ - أَخْبَرَنَا خَالِدٌ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ : كُنْتُ أُرَجِّلُ رَأْسَ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- وَأَنَا حَائِضٌ.
١١٠٦ - أَخْبَرَنَا خَالِدٌ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ نَافِعٍ قَالَ : كُنَّ جَوَارِى ابْنِ عُمَرَ يَغْسِلْنَ رِجْلَيْهِ وَهُنَّ حُيَّضٌ وَيُعْطِينَهُ الْخُمْرَةَ.
١١٠٧ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الْمِقْدَامِ بْنِ شُرَيْحِ بْنِ هَانِئٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ : كُنْتُ أُوتَى بِالإِنَاءِ فَأَضَعُ فَمِى فَأَشْرَبُ وَأَنَا حَائِضٌ ، فَيَضَعُ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَمَهُ عَلَى الْمَكَانِ الَّذِى وَضَعْتُ فَيَشْرَبُ ، وَأُوتَى بِالْعَرْقِ فَأَنْتَهِسُ فَيَضَعُ فَاهُ عَلَى الْمَكَانِ الَّذِى وَضَعْتُ فَيَنْتَهِسُ ، ثُمَّ يَأْمُرُنِى فَأَتَّزِرُ وَأَنَا حَائِضٌ وَكَانَ يُبَاشِرُنِى.
١١٠٨ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ مُغِيرَةَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالَ كَانَ يُقَالُ : الْحَائِضُ لَيْسَتِ الْحِيضَةُ فِى يَدِهَا ، تَغْسِلُ يَدَهَا وَتَعْجِنُ وَتَنْبِذُ.
١١٠٩ - أَخْبَرَنَا أَبُو زَيْدٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ مُغِيرَةَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالَ كَانَ يَقُولُ : إِنَّ الْحَائِضَ حِيضَتُهَا لَيْسَتْ فِى يَدِهَا وَكَانَ يَقُولُ : الْحَائِضُ حِبُّ الْحَىِّ.
١١١٠ - أَخْبَرَنَا جَعْفَرُ بْنُ عَوْنٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ حَمَّادٍ قَالَ : سَأَلْتُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ مُصَافَحَةِ الْيَهُودِىِّ وَالنَّصْرَانِىِّ وَالْمَجُوسِىِّ وَالْحَائِضِ ، فَلَمْ يَرَ فِيهِ وُضُوءاً.
١١١١ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا زَائِدَةُ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ السُّدِّىُّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ الْبَهِىِّ قَالَ حَدَّثَتْنِى عَائِشَةُ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- كَانَ فِى الْمَسْجِدِ فَقَالَ لِلْجَارِيَةِ :( نَاوِلِينِى الْخُمْرَةَ ). قَالَتْ : أَرَادَ أَنْ يَبْسُطَهَا وَيُصَلِّىَ عَلَيْهَا ، فَقَالَتْ : إِنَّهَا حَائِضٌ. فَقَالَ :( إِنَّ حِيضَتَهَا لَيْسَ فِى يَدِهَا ).
١١١٢ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا فُضَيْلُ بْنُ عِيَاضٍ عَنْ سُلَيْمَانَ عَنْ تَمِيمِ بْنِ مَسْلَمَةَ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ : كَانَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يُخْرِجُ إِلَىَّ رَأْسَهُ مِنَ الْمَسْجِدِ فَأَغْسِلُهُ تَعْنِى وَهُوَ مُعْتَكِفٌ.
١١١٣ - أَخْبَرَنَا الْمُعَلَّى بْنُ أَسَدٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ مُغِيرَةَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ : كَانَ لاَ يَرَى بَأْساً أَنْ تُوَضِّئَ الْحَائِضُ الْمَرِيضَ.
١١١٤ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ عَنْ جَعْفَرِ بْنِ الْحَارِثِ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ : كُنْتُ أَغْسِلُ رَأْسَ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- وَأَنَا حَائِضٌ.
١١١٥ - أَخْبَرَنَا يَعْلَى بْنُ عُبَيْدٍ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ تَمِيمِ بْنِ سَلَمَةَ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ : لَقَدْ كُنْتُ أَغْسِلُ رَأْسَ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- وَأَنَا حَائِضٌ وَهُوَ عَاكِفٌ.
١١١٦ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ سَمِعْتُ مُغِيرَةَ قَالَ : أَرْسَلَ أَبُو ظَبْيَانَ إِلَى إِبْرَاهِيمَ يَسْأَلُهُ عَنِ الْحَائِضِ : تُوَضِّئُ الْمَرِيضَ؟ قَالَ : نَعَمْ. وَتُسْنِدُهُ؟ قَالَ : لاَ . فَقُلْتُ لِلْمُغِيرَةِ : سَمِعْتَهُ مِنْ إِبْرَاهِيمَ؟ قَالَ : لاَ.
١١١٧ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ سُلَيْمَانُ أَخْبَرَنِى عَنْ ثَابِتِ بْنِ عُبَيْدٍ عَنِ الْقَاسِمِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ لَهَا :( نَاوِلِينِى الْخُمْرَةَ ). قَالَتْ : إِنِّى حَائِضٌ. قَالَ :( إِنَّهَا لَيْسَتْ فِى يَدِكِ ).
١١١٨ - أَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ كَثِيرِ بْنِ شِنْظِيرٍ عَنِ الْحَسَنِ : أَنَّهُ سُئِلَ عَنِ امْرَأَةٍ حَائِضٍ شَرِبَتْ مِنْ مَاءٍ أَيُتَوَضَّأُ بِهِ؟ فَضَحِكَ وَقَالَ : نَعَمْ.
١١١٩ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ الْحَجَّاجِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ صَالِحٍ عَنِ الْعَلاَءِ بْنِ الْحَارِثِ عَنْ حَرَامِ بْنِ مُعَاوِيَةَ عَنْ عَمِّهِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَعْدٍ قَالَ : سَأَلْتُ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- عَنْ مَوَاكَلَةِ الْحَائِضِ قَالَ :( وَاكِلْهَا ).
١١٢٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَلِىِّ بْنِ مُسْهِرٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ : أَنَّهُ كَانَ يَأْمُرُ جَارِيَتَهُ أَنْ تُنَاوِلَهُ الْخُمْرَةَ مِنَ الْمَسْجِدِ فَتَقُولُ : إِنِّى حَائِضٌ. فَيَقُولُ : إِنَّ حِيضَتَكِ لَيْسَتْ فِى كَفِّكِ. فَتُنَاوِلُهُ.
١١٢١ - أَخْبَرَنَا مَرْوَانُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا الْهَيْثَمُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا الْعَلاَءُ بْنُ الْحَارِثِ عَنْ حَرَامِ بْنِ حَكِيمٍ عَنْ عَمِّهِ قَالَ : سَأَلْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- عَنْ مُوَاكَلَةِ الْحَائِضِ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( إِنَّ بَعْضَ أَهْلِى لَحَائِضٌ ، وَإِنَّا لَمُتَعَشُّونَ إِنْ شَاءَ اللَّهُ جَمِيعاً ).
١١٢٢ - أَخْبَرَنَا سَهْلُ بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ : أَنَّهَا كَانَتْ لاَ تَرَى بَأْساً أَنْ تَمَسَّ الْحَائِضُ الْخُمْرَةَ.