105. Bab—Cünüb Kimsenin Ve Hayızlı Kadının Teri Hakkında
1068. Bize Ebû Nuaym, Abdulvehhâb es-Sekafî'den, (O da) Abdullah b. Osman b. Hüseyin'den (naklen) haber verdi (ki, Abdullah) şöyle dedi: Sa'îd b. Cübeyr'e, elbise içinde terleyip sonra da (terini) o (elbise) ile silen cünüb kimseyi sormuştum, O da, "bunda bir mahzur yok" demişti.
1069. Bize Haccâc b. Minhâl rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Abdullah b. Osman b. Hüseyin'den, (O da) Sa'îd b. Cübeyr'den (naklen) rivâyet etti ki, O (yani Sa'îd), cünüb kimsenin elbise içinde terlemesinde bir mahzur görmezdi.
1070. Bize Haccâc haber verip (dedi ki), bize Hammâd, Atâ' İbnu's-Sâ'ib'den, (O da) eş-Şa'bî'den (naklen) rivâyet etti ki, O (yani eş-Şa'bî), onda (yani cünübün elbisesine terlemesinde) bir mahzur görmezdi.
1071. Bize Haccâc haber verip (dedi ki), bize Hammâd, Humeyd'den, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti (ki, el-Hasan) şöyle dedi: "Hazret-i Peygamberin (sallallahü aleyhi ve sellem) bütün Ashabı iki elbise bulamıyorlardı." Sonra o (sözünün devamında) şöyle dedi: "Gusül yaptığın zaman onu (yani elbiseyi) giymez misin? İşte bu (gusül yapma), şu (tere) mukabildir."
1072. Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize Süfyân b. Uyeyne, Yahya b. Sa'îd'den, (O da) el-Kâsım b. Muhammed'den (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Âişe'ye, kadınla cinsî münâsebet yapan, sonra da elbise giyip içinde terleyen adamın (durumu) sorulmuştu da O bunda bir mahzur görmemişti.
1073. Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Süleym, İbn Cureyc'den, (O da) Atâ'dan (naklen) rivâyet etti (ki, Atâ') şöyle dedi: Cünüb kimsenin ve hayızlı kadının, içinde namaz kılınacak elbisede terlemelerinde bir mahzur yoktur.
1074. Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize Ebu'l-Ahvas, Ebû Hamza'dan, (O da) İbrahim'den (naklen), Onun, elbisesi içinde terleyen cünüb hakkında; "(bu) ona zarar vermez. Ona (yani elbisesine) su da serpmez!" dediğini haber verdi.
1075. Bize Yezîd b. Hârûn, Hişâm'dan, (O) Hammâd'dan, (O da) İbrahim'den (naklen) haber verdi (ki, İbrahim) hayızlı kadın hakkında (şöyle dedi): O, elbiseleri içinde terlediği zaman, bu durumda ona, (elbisesine) su serpmesi yeter.
1076. Bize Abdullah b. Mesleme haber verip (dedi ki), bize Mâlik, Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O (yani İbn Ömer), cünüb iken elbise içinde terler, sonra onunla namaz kılardı.
1077. Bize Yahya b. Yahya haber verip (dedi ki), bize Hüşeym, Hişâm'dan -ki O, ibn Hassân'dır-, (O) İkrime'den, (O da) İbn Abbâs'tan (naklen) rivâyet etti ki, o (yani İbn Abbâs), hayızlı kadının ve cünüb kimsenin terinde bir mahzur görmezdi.
١٠٥- باب فِى عَرَقِ الْجُنُبِ وَالْحَائِضِ
١٠٦٨ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ عَنْ عَبْدِ الْوَهَّابِ الثَّقَفِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُثْمَانَ بْنِ خُثَيْمٍ قَالَ : سَأَلْتُ سَعِيدَ بْنَ جُبَيْرٍ عَنِ الْجُنُبِ يَعْرَقُ فِى الثَّوْبِ ثُمَّ يَمْسَحُهُ بِهِ ، قَالَ : لاَ بَأْسَ بِهِ.
١٠٦٩ - أَخْبَرَنَا حَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُثْمَانَ بْنِ خُثَيْمٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ : أَنَّهُ كَانَ لاَ يَرَى بَعَرَقِ الْجُنُبِ فِى الثَّوْبِ بَأْساً.
١٠٧٠ - أَخْبَرَنَا حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ عَطَاءِ بْنِ السَّائِبِ عَنِ الشَّعْبِىِّ : أَنَّهُ كَانَ لاَ يَرَى بِهِ بَأْساً.
١٠٧١ - أَخْبَرَنَا حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ حُمَيْدٍ عَنِ الْحَسَنِ قَالَ : مَا كُلُّ أَصْحَابِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- كَانُوا يَجِدُونَ ثَوْبَيْنِ. وَقَالَ : إِذَا اغْتَسَلْتَ أَلَسْتَ تَلْبَسُهُ؟ فَذَاكَ بِذَاكَ.
١٠٧٢ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ : أَنَّ عَائِشَةَ سُئِلَتْ عَنِ الرَّجُلِ يُصِيبُ الْمَرْأَةَ ثُمَّ يَلْبَسُ الثَّوْبَ فَيَعْرَقُ فِيهِ ، فَلَمْ تَرَ بِهِ بَأْساً.
١٠٧٣ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سُلَيْمٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءٍ قَالَ : لاَ بَأْسَ أَنْ يَعْرَقَ الْجُنُبُ وَالْحَائِضُ فِى الثَّوْبِ يُصَلِّى فِيهِ.
١٠٧٤ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ أَخْبَرَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ أَبِى حَمْزَةَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ فِى الْجُنُبِ يَعْرَقُ فِى ثَوْبِهِ قَالَ : لاَ يَضُرُّهُ وَلاَ يَنْضَحُهُ بِالْمَاءِ.
١٠٧٥ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ حَمَّادٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ فِى الْحَائِضِ إِذَا عَرِقَتْ فِى ثِيَابِهَا : فَإِنَّهُ يُجْزِئُهَا أَنْ تَنْضَحَهُ بِالْمَاءِ.
١٠٧٦ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ : كَانَ يَعْرَقُ فِى الثَّوْبِ وَهُوَ جُنُبٌ ثُمَّ يُصَلِّى فِيهِ.
١٠٧٧ - أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ عَنْ هِشَامٍ - هُوَ ابْنُ حَسَّانَ - عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ : أَنَّهُ لَمْ يَكُنْ يَرَى بَأْساً بَعَرَقِ الْحَائِضِ وَالْجُنُبِ.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.