99. Bâb—Kadın (Önce) Cünüb, Sonra Da Hayız Olabilir?
1009. Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Muğire'den, (O da) İbrahim'den (naklen), O'nun, cünüb olan, sonra da hayız olan kadın hakkında; "o, gusül yapar" dediğini rivâyet etti.
1010. Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Hişâm'dan, (O da) el-Has an'd an (naklen), onun (yani bir önceki haberin) aynısını rivâyet etti.
1011. Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, el-Alâ' İbnu'l-Müseyyeb'den, (O da) Atâ'dan (naklen) rivâyet etti ki, O (yani Atâ'); "hayız, (cünüblükten) daha büyük (bir abdestsizlik halidir) demiştir.
1012. Bize Sa'îd b. Âmir, Şu'be'den, (O) Muğire'den, (O da) İbrahim'den (naklen) haber verdi ki, O'na; karısıyla cinsî münâsebet yaptıktan sonra (karısı) hayız olan bir adamın (bu karısı) hakkında (sorulmuş da O); "onun gusül yapması bana daha iyi görünüyor" demiş.
1013. Bize Haccâc haber verip (dedi ki), bize Hammâd, Haccâc'dan, (O da) Atâ’ ve en-Neha'î'den (naklen) onların; (Cünüb iken hayız olan kadın) cünüblükten dolayı gusül yapsın" dediklerini rivâyet etti.
1014. Bize Haccâc, Hammâd'dan, (O) Âmir el-Ahvel'den, (O da) el-Hasan'dan (naklen) bunun, (yani bir öneki haberin) aynısını rivâyet etti.
1015. Bize el-Mu'alla b. Esed haber verip (dedi ki), bize Abdulvâhid b. Ziyâd rivâyet edip (dedi ki), bize el-Alâ' İbnul-Müseyyeb rivâyet edip dedi ki; (cünüb iken hayız olan kadının durumu) Hammâd'a sorulmuş, O da, İbrahim dedi ki; "o, gusül yapar" demişti.
1016. Bize İbrahim b. Mûsa, Fudayl'dan, (O) Muhammed b. Sâlim'den, (O da) eş-Şa'bî'den (naklen) rivâyet etti (ki, eş-Şa'bî) şöyle dedi: "O (cünüb iken hayız olan kadın) gusül yapar."
٩٩- باب الْمَرْأَةِ تُجْنِبُ ثُمَّ تَحِيضُ
١٠٠٩ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ مُغِيرَةَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ فِى الْمَرْأَةِ تُجْنِبُ ثُمَّ تَحِيضُ قَالَ : تَغْتَسِلُ.
١٠١٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ هِشَامٍ عَنِ الْحَسَنِ مِثْلَهُ.
١٠١١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الْعَلاَءِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ عَطَاءٍ قَالَ : الْحَيْضُ أَكْبَرُ.
١٠١٢ - أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ عَامِرٍ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ مُغِيرَةَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ فِى رَجُلٍ غَشِىَ امْرَأَتَهُ فَحَاضَتْ فَقَالَ : تَغْتَسِلُ أَحَبُّ إِلَىَّ.
١٠١٣ - أَخْبَرَنَا حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ حَجَّاجٍ عَنْ عَطَاءٍ وَالنَّخَعِىِّ قَالاَ : لِتَغْتَسِلْ مِنَ الْجَنَابَةِ.
١٠١٤ - أَخْبَرَنَا حَجَّاجٌ عَنْ حَمَّادٍ عَنْ عَامِرٍ الأَحْوَلِ عَنِ الْحَسَنِ مِثْلَ ذَلِكَ.
١٠١٥ - أَخْبَرَنَا الْمُعَلَّى بْنُ أَسَدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ بْنُ زِيَادٍ حَدَّثَنَا الْعَلاَءُ بْنُ الْمُسَيَّبِ قَالَ : سُئِلَ عَنْهَا حَمَّادٌ فَقَالَ قَالَ إِبْرَاهِيمُ : تَغْتَسِلُ.
١٠١٦ - أَخْبَرَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى عَنِ [ ابْنِ ] فُضَيْلٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سَالِمٍ عَنِ الشَّعْبِىِّ قَالَ : تَغْتَسِلُ.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.