102. Bâb—Hayızlı Kadın Kur'an'ı Okuyamadığı Halde Allah'ı Zikredebilir
1035. Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Muğire'den, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti (ki, İbrahim) şöyle dedi: Hayızlı kadın ve cünüb kimse, Allah'ı zikredebilir ve besmele çekebilir.
1036. Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân rivâyet edip dedi ki, bana İbrahim ve Sa'îd b. Cübeyr'den, onların şöyle dedikleri (haberi) ulaştı: Cünüb kimse ve hayızlı kadın tam bir âyet okuyamaz. Onlar (âyetin) bir tarafını okuyabilirler.
1037. Bize Muhammed b. Yezîd el-Bezzâr haber verip (dedi ki), bize Şerîk, Firâs'tan, (O da) Âmir'den (naklen), O'nun, "cünüb kimse ve hayızlı kadın, Kur'an'ı okuyamazlar" (dediğini) rivâyet etti.
1038. Bize Ebu'l-Velîd haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki), bize el-Hakem, İbrahim'den, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Hazret-i Ömer, cünüb kimsenin (Kur'an) okumasını kerih görürmüş -veya menedermiş-. Şu'be dedi ki, kitabımda "ve hayızlı kadının (Kur'an okumasını kerih görürmüş)" (ilâvesini) buldum. (Yani bu ilâve ezberimde yoktur).
1039. Bize Yezîd b. Harun, Hişâm ed-Destüvâ'î'den, (O) Hammâd'dan, (O da) İbrahim'den (naklen) haber verdi (ki, İbrahim) şöyle dedi: Dört kimse var ki, onlar Kur'an'ı okuyamazlar: Helada (olan kimse), hamamda (olan kimse), cünüb kimse ve hayızlı kadın. Cünüb kimse ve hayızlı kadının sadece bir âyet ve onun gibisini (okuması caizdir).
1040. Bize Abdullah b. Sa'îd haber verip (dedi ki), bize Ebu Hâlid el-Ahmer, Haccâc'dan, (O da) Atâ'dan, Hammâd ise İbrahim ve Sa'îd b. Cübeyr'den (naklen) rivâyet ettiler (ki Atâ’, İbrahim ve Sa'îd) şöyle dediler: Hayızlı kadın ve cünüb kimse bir âyeti, sonunu tamamlamayarak (okumaya) başlayabilirler.
1041. Bize Haccâc, Hammâd b. Selem'den, (O) Âsim el-Ahvel'den, (O da) Ebu'l-Âliye'den (naklen) haber verdi (ki, Ebu'l-Âliye), hayızlı kadın hakkında; "o, Kur'an'ı okuyamaz" dedi.
1042. Bize Ubeydullah b. Mûsa ve Ebu Nu'aym haber verdi. (Onlar dediler ki), bize es-Sâib b. Ömer, İbn Ebî Muleyke'den (naklen) haber verdi ki, Hazret-i Âişe hayızlı iken Esmâ'ya rukye yapardı.
1043. Bize Müslim haber verip (dedi ki), bize Hişâm rivâyet edip (dedi ki), bize Katâde rivâyet edip dedi ki; cünüb kimse, Allah'ın adını zikredebilir.
1044. Bize Sehl b. Hammâd haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Seyyâr'dan, (O da) Ebû Vâ'il’den (naklen) rivâyet etti (ki, Ebû Vâ'il) şöyle dedi: Denilirdi ki, ne cünüb kimse, ne de hayızlı kadın (Kur'an) okuyamaz. (Kur'an), hamamda da okunmaz. İki durum var ki, kul, o (durumlarda) Allah'ın (adını) anmaz: Helada ve cinsî münâsebette. Şu kadar var ki, adam hanımıyla cinsî münâsebet yapmaya geldiği zaman, başladığında, Allah'ın adını zikreder, (besmele çeker).
1045. Bize Yala haber verip (dedi ki), bize Abdulmelik, Atâ'dan (naklen), O'nun, hayızlı kadın (Kur'an) okuyabilir mi, meselesinde; "hayır. O, sadece âyetin bir parçasını (okuyabilir)" dediğini rivâyet etti.
1046. Bize Abdullah b. Sa'îd haber verip (dedi ki), bize Ebû Usâme, el-Cureyrî'den, (O) Ebû Attâf’tan, (O da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet etti (ki, Ebû Hureyre) şöyle dedi: Dört (cümle var ki, onları söylemek) ne cünüb kimseye, ne de hayızlı kadına haram olmaz: Sübhanallah, Elhamdü lillah, Lâ ilahe illallah ve Allahu Ekber.
١٠٢- باب الْحَائِضِ تَذْكُرُ اللَّهَ وَلاَ تَقْرَأُ الْقُرْآنَ
١٠٣٥ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ مُغِيرَةَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالَ : الْحَائِضُ وَالْجُنُبُ يَذْكُرَانِ اللَّهَ وَيُسَمِّيَانِ.
١٠٣٦ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ بَلَغَنِى عَنْ إِبْرَاهِيمَ وَسَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ أَنَّهُمَا قَالاَ : لاَ يَقْرَأُ الْجُنُبُ وَالْحَائِضُ آيَةً تَامَّةً ، يَقْرَآنِ الْحَرْفَ.
١٠٣٧ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَزِيدَ الْبَزَّازُ حَدَّثَنَا شَرِيكٌ عَنْ فِرَاسٍ عَنْ عَامِرٍ : الْجُنُبُ وَالْحَائِضُ لاَ يَقْرَآنِ الْقُرْآنَ.
١٠٣٨ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنَا الْحَكَمُ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالَ : كَانَ عُمَرُ يَكْرَهُ أَوْ يَنْهَى أَنْ يَقْرَأَ الْجُنُبُ. قَالَ شُعْبَةُ وَجَدْتُ فِى الْكِتَابِ : وَالْحَائِضُ.
١٠٣٩ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ عَنْ هِشَامٍ الدَّسْتَوَائِىِّ عَنْ حَمَّادٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالَ : أَرْبَعَةٌ لاَ يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ : عِنْدَ الْخَلاَءِ ، وَفِى الْحَمَّامِ ، وَالْجُنُبُ ، وَالْحَائِضُ إِلاَّ الآيَةَ وَنَحْوَهَا لِلْجُنُبِ وَالْحَائِضِ.
١٠٤٠ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا أَبُو خَالِدٍ الأَحْمَرُ عَنْ حَجَّاجٍ عَنْ عَطَاءٍ وَحَمَّادٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ وَسَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ قَالُوا : الْحَائِضُ وَالْجُنُبُ يَسْتَفْتِحُونَ الآيَةَ وَلاَ يُتِمُّونَ آخِرَهَا.
١٠٤١ - أَخْبَرَنَا حَجَّاجٌ عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ عَنْ عَاصِمٍ الأَحْوَلِ عَنْ أَبِى الْعَالِيَةِ فِى الْحَائِضِ قَالَ : لاَ تَقْرَأُ الْقُرْآنَ.
١٠٤٢ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى وَأَبُو نُعَيْمٍ قَالاَ أَخْبَرَنَا السَّائِبُ بْنُ عُمَرَ عَنِ ابْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ : أَنَّ عَائِشَةَ كَانَتْ تَرْقِى أَسْمَاءَ وَهِىَ عَارِكٌ.
١٠٤٣ - أَخْبَرَنَا مُسْلِمٌ حَدَّثَنَا هِشَامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ قَالَ : الْجُنُبُ يَذْكُرُ اسْمَ اللَّهِ.
١٠٤٤ - أَخْبَرَنَا سَهْلُ بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ سَيَّارٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ قَالَ : كَانَ يُقَالُ لاَ يَقْرَأُ الْجُنُبُ وَلاَ الْحَائِضُ وَلاَ يُقْرَأُ فِى الْحَمَّامِ ، وَحَالاَنِ لاَ يَذْكُرُ فِيهِمَا الْعَبْدُ اللَّهَ : عِنْدَ الْخَلاَءِ ، وَعِنْدَ الْجِمَاعِ إِلاَّ أَنَّ الرَّجُلَ إِذَا أَتَى أَهْلَهُ بَدَأَ فَسَمَّى اللَّهَ.
١٠٤٥ - أَخْبَرَنَا يَعْلَى حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ عَنْ عَطَاءٍ فِى الْمَرْأَةِ الْحَائِضِ : تَقْرَأُ؟ قَالَ : لاَ إِلاَّ طَرَفَ الآيَةِ.
١٠٤٦ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنِ الْجُرَيْرِىِّ عَنْ أَبِى عَطَّافٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : أَرْبَعٌ لاَ يَحْرُمْنَ عَلَى جُنُبٍ وَلاَ حَائِضٍ : سُبْحَانَ اللَّهِ ، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ ، وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ ، وَاللَّهُ أَكْبَرُ.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.