Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Hayızlı Kadınla Temizlendiği Zaman Gusül Yapmasından Önce Cinsî Münâsebet Yapmak

Hayızlı Kadınla Temizlendiği Zaman Gusül Yapmasından Önce Cinsî Münâsebet Yapmak || TAHARET KİTABI || SÜNEN-İ DARİMİ || HADİS KÜTÜPHANESİ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 108. Bâb—Hayızlı Kadınla Temizlendiği Zaman Gusül Yapmasından Önce Cinsî Münâsebet Yapmak

1123. Bize Muhammed b. İsa rivâyet edip (dedi ki), bize Hüşeym rivâyet edip (dedi ki), bize Muğire, İbrahim'den; Yûnus, el-Hasan'dan, Abdulmelik ise Atâ'dan (naklen) rivâyet ettiler...

1124. Muhammed (b. İsa) dedi ki, bana Yahya b. Sa'îd el-Kattan da, Osman İbnu'l-Esved'den, (O) da Mücâhid'den (naklen) rivâyet etti (ki, İbrahim, el-Hasan, Atâ’ ve Mücâhid) hayızlı kadın hakkında (şöyle dediler): "O, (hayız) kanından temizlendiği zaman, kocası ona, gusül yapmadıkça yaklaşamaz -yaklaşmasın!- (Yani onunla cinsî münâsebet yapamaz -yapmasın!-)

1125. "Bize Ubeydullah b. Mûsa, Osman İbnu'l-Esved'den, (O da) Mücâhid'den (naklen) bunun, (yani bir önceki 1120. haberin) tamamen aynısını rivâyet etti."

1126. Bize Muhammed b. Yûsuf rivâyet edip dedi ki, Süfyân'a; "adam karısıyla, hayız kanı kesildiğinde gusül yapmasından önce cinsî münâsebet yapabilir mi?" diye sorulmuştu da O, "hayır, (yapamaz)" demişti. O zaman dendi ki; "(hayız kanı kesilen kadın) gusül yapmayı iki gün veya günlerce terkederse, ne (yapılmalıdır) dersin?" O da; "tevbe etmesi istenir" karşılığını vermişti.

1127. Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, kendisine rivâyet etmiş olan kimseden, (O da) Mücâhid'den (naklen) rivâyet etti (ki, Mücâhid), "temizlenene kadar onlara yanaşmayın" (mealindeki âyetin tefsirinde), "o kan kesilene kadar..." demiş; "iyi temizlendikleri zaman..." (mealindeki âyetin tefsirinde ise), "gusül yaptıkları zaman..." demiştir.

1128. Bize Ubeydullah b. Mûsa, Süfyân'dan, (O) İbn Ebî Necîh'ten, (O da) Mücâhid'den (naklen) rivâyet etti (ki, Mücâhid), "temizlenene kadar..." (mealindeki âyetin tefsirinde), "o kan kesildiği zaman..." demiş, "iyi temizlendikleri zaman..." (mealindeki âyetin tefsirinde ise), "gusül yaptıkları (zaman)..." demişti.

1129. Bize Ubeydullah haber verip (dedi ki), bize Osman İbnu'l-Esved rivâyet edip dedi ki; Mücâhid'e, "temizliği (yani hayız kanının kesildiğini) gören bir kadının kocasına, gusül yapmasından önce onunla cinsî münâsebet yapması helâl olur mu?" diye sormuştum. O da; "hayır, o (kadına) namaz kılmak helâl olmadıkça (cinsî münâsebet helâl olmaz)" cevabını vermişti.

1130. Bize el-Muallâ b. Esed haber verip (dedi ki), bize Abdulvâhid -ki O, İbn Ziyâd'dır- rivâyet edip (dedi ki), bize el-Haccâc b. Ertât rivâyet edip dedi ki, Atâ’ ve Meymûn b. Mihrân'a sormuştum, bana Hammâd da İbrahim'den (naklen) rivâyet etmişti ki, onlar (yani Atâ’, Meymûn ve İbrahim) şöyle demişlerdi: "(Hayız kanı kesilen kadınla kocası, kadın) gusül yapmadıkça cinsî münâsebet yapamaz!"

1131. Bize Yezîd b. Hârûn, Hişâm'dan, (O da) el-Hasan'dan (naklen), O'nun, temizliği (yani hayız kanının kesildiğini) gören karısıyla, gusül yapmasından önce cinsî münâsebet yapan adam hakkında şöyle dediğini haber verdi: O (kadın), gusül yapmadığı sürece hayızlı (demektir). (Bu durumda kocasına) keffâret gerekir. (Hayız gören bir kadın ric'î talâkla boşanıldığında, onun iddeti, üçüncü hayızdan "temizlenme"siyle biteceğinden dolayı, böyle bir iddet bekleyen bir kadının üçüncü hayızdan kanı kesilse de), gusül yapmadığı sürece (kocasının) ona dönme hakkı vardır. (Çünkü Hasan Basri'ye göre bu kadın, gusül yapmadıkça üçüncü hayzından "temizlenmiş" değildir).

1132. Bize el-Muallâ b. Esed haber verip (dedi ki), bize Abdulvâhid rivâyet edip (dedi ki), bize Yûnus, el-Hasan'dan, O'nun şöyle dediğini haber verdi: (Hayız kanı kesilen kadınla) kocası, (kadın gusül yapmadıkça) cinsî münâsebet yapamaz.

1133. Bize Abdullah b. Yezîd haber verip (dedi ki), bize Hayve b. Şureyh rivâyet edip dedi ki, Yezîd b. Ebi Habîb'işöyle derken işittim: Ebu’l-Hayr Mersed b. Abdillah el-Yezenî dedi ki, Ukbe b. Amir el-Cuhenî'yi şöyle derken işittim: Vallahi ben, karımla, (hayızdan) temizlendiği günden bir gün geçmedikçe cinsî münâsebet yapmam.

1134. Bize Ya'lâ b. Ubeyd haber verip (dedi ki), bize Abdulmelik, Atâ'dan (naklen), O'nun, temizliği (yani hayız kanının kesildiğini) gören kadınla kocası, o gusül yapmadan önce cinsî münâsebet yapabilir mi, (meselesi) hakkında, "hayır, (kadın) gusül yapmadıkça (kocası onunla cinsî münâsebet yapamaz)" dediğini rivâyet etti.

1135. Bize Ebu'n-Nu'mân haber verip (dedi ki), bize Ebû Avâne, Leys b. Ebî Süleym'den, (O da) Atâ'dan (naklen), Onun, muayyen kanı kesilen kadın (ile kocası, o gusül yapmadan önce cinsî münâsebet yapabilir mi, meselesi) hakkında şöyle dediğini rivâyet etti: Şayet ona (yani kocasına) şehvet azgınlığı gelirse, (kadın) kadınlık organını yıkar. Bundan sonra (kocası) onunla cinsî münâsebet yapabilir.

1136. Bize Ferve b. Ebi'l-Mağrâ' haber verip dedi ki, Şerîk'i işitmiştim; O'na bir adam sorup da; "muayyen kanı kesilen kadınla kocası, o gusül yapmadan önce cinsî münâsebet yapabilir mi?" demişti de, O şöyle karşılık vermişti: "Abdulmelik, Atâ'dan (naklen) dedi ki, o (yani Atâ') bu hususta şehveti azgınlaşan kimseye (= şebîk'e) izin vermişti. Ebû Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki, onun (yani Şerîk'in) hata yapmış olmasından korkarım ve (Şerîk'in zikrettiği bu haberin), Leys'in rivâyeti -ki ben onu, Abdulmelik'in rivâyeti olarak bilmiyorum-, olmasından endişe ederim. Ebû Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki; "Eş-Şebîk", nefsin heva ve hevesini (şehveti) arzulayan kimse, demektir.

١٠٨- باب مُجَامَعَةِ الْحَائِضِ إِذَا طَهُرَتْ قَبْلَ أَنْ تَغْتَسِلَ

١١٢٣ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ حَدَّثَنَا مُغِيرَةُ عَنْ إِبْرَاهِيمَ وَيُونُسَ عَنِ الْحَسَنِ وَعَبْدِ الْمَلِكِ عَنْ عَطَاءٍ

١١٢٤ - قَالَ مُحَمَّدٌ وَحَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الْقَطَّانُ عَنْ عُثْمَانَ بْنِ الأَسْوَدِ عَنْ مُجَاهِدٍ فِى الْحَائِضِ إِذَا طَهُرَتْ مِنَ الدَّمِ : لاَ يَقْرَبُهَا زَوْجُهَا حَتَّى تَغْتَسِلَ.

١١٢٥ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ عُثْمَانَ بْنِ الأَسْوَدِ عَنْ مُجَاهِدٍ مِثْلَهُ سَوَاءً.

١١٢٦ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ قَالَ : سُئِلَ سُفْيَانُ أَيُجَامِعُ الرَّجُلُ امْرَأَتَهُ إِذَا انْقَطَعَ عَنْهَا الدَّمُ قَبْلَ أَنْ تَغْتَسِلَ؟ فَقَالَ : لاَ. فَقِيلَ أَرَأَيْتَ إِنْ تَرَكَتِ الْغُسْلَ يَوْمَيْنِ أَوْ أَيَّاماً؟ قَالَ : تُسْتَتَابُ.

١١٢٧ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَمَّنْ حَدَّثَهُ عَنْ مُجَاهِدٍ { وَلاَ تَقْرَبُوهُنَّ حَتَّى يَطْهُرْنَ } قَالَ : حَتَّى يَنْقَطِعَ الدَّمُ { فَإِذَا تَطَهَّرْنَ } قَالَ : إِذَا اغْتَسَلْنَ.

١١٢٨ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ سُفْيَانَ عَنِ ابْنِ أَبِى نَجِيحٍ عَنْ مُجَاهِدٍ { حَتَّى يَطْهُرْنَ } قَالَ : إِذَا انْقَطَعَ الدَّمُ { فَإِذَا تَطَهَّرْنَ } قَالَ : اغْتَسَلْنَ.

١١٢٩ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ الأَسْوَدِ قَالَ : سَأَلْتُ مُجَاهِداً عَنِ امْرَأَةٍ رَأَتِ الطُّهْرَ أَيَحِلُّ لِزَوْجِهَا أَنْ يَأْتِيَهَا قَبْلَ أَنْ تَغْتَسِلَ؟ قَالَ : لاَ حَتَّى تَحِلَّ لَهَا الصَّلاَةُ .

١١٣٠ - أَخْبَرَنَا الْمُعَلَّى بْنُ أَسَدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ - هُوَ ابْنُ زِيَادٍ - حَدَّثَنَا الْحَجَّاجُ بْنُ أَرْطَاةَ قَالَ : سَأَلْتُ عَطَاءً وَمَيْمُونَ بْنَ مِهْرَانَ. وَحَدَّثَنِى حَمَّادٌ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالُوا : لاَ يَغْشَاهَا حَتَّى تَغْتَسِلَ.

١١٣١ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ عَنْ هِشَامٍ عَنِ الْحَسَنِ : فِى الرَّجُلِ يَطَأُ امْرَأَتَهُ وَقَدْ رَأَتِ الطُّهْرَ قَبْلَ أَنْ تَغْتَسِلَ ، قَالَ : هِىَ حَائِضٌ مَا لَمْ تَغْتَسِلْ وَعَلَيْهِ الْكَفَّارَةُ ، وَلَهُ أَنْ يُرَاجِعَهَا مَا لَمْ تَغْتَسِلْ.

١١٣٢ - أَخْبَرَنَا الْمُعَلَّى بْنُ أَسَدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ حَدَّثَنَا يُونُسُ عَنِ الْحَسَنِ قَالَ : لاَ يَغْشَاهَا زَوْجُهَا.

١١٣٣ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنَا حَيْوَةُ بْنُ شُرَيْحٍ قَالَ سَمِعْتُ يَزِيدَ بْنَ أَبِى حَبِيبٍ يَقُولُ قَالَ أَبُو الْخَيْرِ : مَرْثَدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْيَزَنِىُّ سَمِعْتُ عُقْبَةَ بْنَ عَامِرٍ الْجُهَنِىَّ يَقُولُ : وَاللَّهِ إِنِّى لاَ أُجَامِعُ امْرَأَتِى فِى الْيَوْمِ الَّذِى تَطْهُرُ فِيهِ حَتَّى يَمُرَّ يَوْمٌ.

١١٣٤ - أَخْبَرَنَا يَعْلَى بْنُ عُبَيْدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ عَنْ عَطَاءٍ فِى الْمَرْأَةِ تَرَى الطُّهْرَ أَيَأْتِيهَا زَوْجُهَا قَبْلَ أَنْ تَغْتَسِلَ؟ قَالَ : لاَ حَتَّى تَغْتَسِلَ.

١١٣٥ - أَخْبَرَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ لَيْثِ بْنِ أَبِى سُلَيْمٍ عَنْ عَطَاءٍ فِى الْمَرْأَةِ يَنْقَطِعُ عَنْهَا الدَّمُ قَالَ : إِنْ أَدْرَكَهُ الشَّبَقُ غَسَلَتْ فَرْجَهَا ثُمَّ أَتَاهَا.

١١٣٦ - أَخْبَرَنَا فَرْوَةُ بْنُ أَبِى الْمَغْرَاءِ قَالَ سَمِعْتُ شَرِيكاً وَسَأَلَهُ رَجُلٌ فَقَالَ : الْمَرْأَةُ يَنْقَطِعُ عَنْهَا الدَّمُ أَيَأْتِيهَا زَوْجُهَا قَبْلَ أَنْ تَغْتَسِلَ؟ فَقَالَ قَالَ عَبْدُ الْمَلِكِ عَنْ عَطَاءٍ : أَنَّهُ رَخَّصَ فِى ذَلِكَ لِلشَّبِقِ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : أَخَافُ أَنْ يَكُونَ ذَا خَطَأً ، أَخَافُ أَنْ يَكُونَ مِنْ حَدِيثِ لَيْثٍ لاَ أَعْرِفُهُ مِنْ حَدِيثِ عَبْدِ الْمَلِكِ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : الشَّبِقُ الَّذِى يَشْتَهِى.


Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget