بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
8. Bab—Sarhoş Ediciler Hakkında Söylenenler
2150. Bize Ubeydullah b. Abdilmecid rivâyet edip (dedi ki), bize Malik, İbn Şihâb'dan, (O) Ebu Seleme'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bal şarabının (hükmü) sorulmuş, O da şöyle buyurmuş: "Sarhoş eden her içki haramdır."
2151. Bize Muhammed b. Yusuf, İsrail'den, (O) Ebu İshak'tan, (O) Ebu Burde b. Ebi Mûsa'dan, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni ve Muaz b. Cebel'i Yemen'e görevli olarak göndermişti de şöyle buyurmuştu: "(Oranın içeceklerini) için, fakat hiçbir sarhoş edici içkiyi içmeyin. Çünkü her sarhoş edici içki haramdır."
2152. Bize Abdullah b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu Usame haber verip (dedi ki), bize el-Velid b. Kesir b. Sinan rivâyet edip (dedi ki), bana ed-Dahhak b. Osman, Bukeyr b. Abdillah ibni'l-Eşecc'den, (O) Amir b. Sa'd'dan, (O) Sa'd'dan, (O da) Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Sizi, çoğu sarhoş eden şeyin azından da menediyorum."
2153. Bize Zeyd b. Yahya rivâyet edip (dedi ki), bize Muhammed b. Raşid, Ebu Vehb el-Kelai'den, (O) el-Kasım b. Muhammed'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyururken işittim: "Muhakkak ki (onun) -Zeyd dedi ki, yani İslam'ın (hükümlerinin)- ilk tersine çevrilmesi, kabın -yani şarabın (hükmünün)- tersine çevrilmesi şeklinde (olacaktır)." Bunun üzerine; "ya Resûlüllah, Allah onun hakkında açıklamış olduğu şeyleri açıklamış iken (bu), nasıl olur?" denilmiş, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de şöyle buyurmuştu: "Onu başka bir isimle adlandıracak, sonra da onu helâl sayacaklardır."
2154. Bize Mervan b. Muhammed haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Hamza rivâyet edip (dedi ki), bana İbn Vehb, Mekhul'den, (O) Ebu Salebe el-Huşeni'den, (O da) Ebu Ubeyde ibnu'l-Cerrah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Dininizin öncesi Peygamberlik ve rahmettir. Sonra hükümdarlık ve rahmet, sonra toprak renkli (a'fer) hükümdarlık, daha sonra ise, zamanında şarap ve ipeğin helâl sayılacağı hükümdarlık ve zorbalık (olacaktır)."
Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "(Mervan'a), "a'fer = toprak renkli" kelimesi sorulmuş, O da; "O (bununla) onu, kendisinde hiçbir hayır olmayan bir toprağa benzetiyor" cevabını vermişti."
٨- باب مَا قِيلَ فِى الْمُسْكِرِ
٢١٥٠ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الْمَجِيدِ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَائِشَةَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- سُئِلَ عَنِ الْبِتْعِ ، فَقَالَ :( كُلُّ شَرَابٍ أَسْكَرَ حَرَامٌ ).
٢١٥١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ بْنِ أَبِى مُوسَى عَنْ أَبِيهِ قَالَ : بَعَثَنِى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَنَا وَمُعَاذَ بْنَ جَبَلٍ إِلَى الْيَمَنِ فَقَالَ :( اشْرَبُوا وَلاَ تَشْرَبُوا مُسْكِراً ، فَإِنَّ كُلَّ مُسْكِرٍ حَرَامٌ ).
٢١٥٢ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ أَخْبَرَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ كَثِيرِ بْنِ سِنَانٍ قَالَ حَدَّثَنِى الضَّحَّاكُ بْنُ عُثْمَانَ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ عَامِرِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ سَعْدٍ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( أَنْهَاكُمْ عَنْ قَلِيلِ مَا أَسْكَرَ كَثِيرُهُ ).
٢١٥٣ - أَخْبَرَنَا زَيْدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَاشِدٍ عَنْ أَبِى وَهْبٍ الْكَلاَعِىِّ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَقُولُ :( إِنَّ أَوَّلَ مَا يُكْفَأُ ). قَالَ زَيْدٌ يَعْنِى الإِسْلاَمَ :( كَمَا يُكْفَأُ الإِنَاءُ كَفْىَ الْخَمْرِ ). فَقِيلِ : فَكَيْفَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَقَدْ بَيَّنَ اللَّهُ فِيهَا مَا بَيَّنَ؟ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( يُسَمُّونَهَا بِغَيْرِ اسْمِهَا فَيَسْتَحِلُّونَهَا ).
٢١٥٤ - أَخْبَرَنَا مَرْوَانُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو وَهْبٍ عَنْ مَكْحُولٍ عَنْ أَبِى ثَعْلَبَةَ الْخُشَنِىِّ عَنْ أَبِى عُبَيْدَةَ بْنِ الْجَرَّاحِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( أَوَّلُ دِينِكُمْ نُبُوَّةٌ وَرَحْمَةٌ ، ثُمَّ مُلْكٌ وَرَحْمَةٌ ، ثُمَّ مُلْكٌ أَعْفَرُ ، ثُمَّ مُلْكٌ وَجَبَرُوتٌ يُسْتَحَلُّ فِيهَا الْخَمْرُ وَالْحَرِيرُ ). قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : الأَعْفَرُ شِبْهُ التُّرَابِ وَلَيْسَ فِيهِ طَمَعُ مُلْكٍ.