Biri (Ölenin) Kocası, Diğeri Ana Bir Kardeşi Olan İki Amcaoğlu Hakkında
6. Bâb—Biri (Ölenin) Kocası, Diğeri Ana Bir Kardeşi Olan İki Amcaoğlu Hakkında
2945. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Züheyr, Ebu İshak'tan, (O da) el-Hârisu’l-A'ver'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bir kişi, (ölenin) ana-bir erkek kardeşi olan amcaoğullarının miras payı hakkında Abdullah'a gelmişti de O; "Bütün mal ana-bir erkek kardeşinindir" deyip onu (yani ana bir kardeş olan amcaoğlunu) ana-baba bir erkek kardeş ölçüsüne -veya "mertebesine"- indirmişti. Sonra Ali geldiğinde bunu O'na sormuş ve kendisine Abdullah'ın görüşünü bildirmiştim. O da şöyle demişti: "Allah O'na merhamet etsin! O gerçekten fakihtir. Bana gelince, ben bu (ana-bir kardeş olan amcaoğluna) Allah'ın takdir ettiğinden fazla verecek değilim: Altıda bir olan bir pay! Sonra o, (geriye kalan mirası) içlerinden bir erkek gibi onlarla paylaşır."
2946. Bize Muhammed b. Yusuf rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyan, Ebu'l-İshak'tan, (O) el-Haris'ten, (O da) Hazret-i Ali'den (naklen) rivâyet etti ki; O'na, biri (ölenin) ana-bir kardeşi olan iki amcaoğhınun (miras payı) hakkında gelmişler ve Ali'ye (yani kendisine); "doğrusu İbn Mes'ud bu (ana-bir kardeş olan amcaoğluna) bütün malı verirdi" demişlerdi de, Ali -Allah O'ndan razı olsun- şöyle karşılık vermişti: "O gerçekten fakihti. Ben olsam ona altıda bir veririm. Geriye kalan (miras) ise aralarında (paylaştırılır)."
٦- باب فِى ابْنَىْ عَمٍّ أَحَدُهُمَا زَوْجٌ وَالآخَرُ أَخٌ لأُمٍّ
٢٩٤٥ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنِ الْحَارِثِ الأَعْوَرِ قَالَ : أُتِىَ عَبْدُ اللَّهِ فِى فَرِيضَةِ ابْنَىْ عَمٍّ أَحَدُهُمْ أَخٌ لأُمٍّ فَقَالَ : الْمَالُ أَجْمَعُ لأَخِيهِ لأُمِّهِ ، فَأَنْزَلَهُ بِحِسَابٍ أَوْ بِمَنْزِلَةِ الأَخِ مِنَ الأَبِ وَالأُمِّ ، فَلَمَّا قَدِمَ عَلِىٌّ سَأَلْتُهُ عَنْهَا فَأَخْبَرْتُهُ بِقَوْلِ عَبْدِ اللَّهِ فَقَالَ : يَرْحَمُهُ اللَّهُ إِنْ كَانَ لَفَقِيهاً ، أَمَّا أَنَا فَلَمْ أَكُنْ لأَزِيدَهُ عَلَى مَا فَرَضَ اللَّهُ لَهُ ، سَهْمٌ السُّدُسُ ثُمَّ يُقَاسِمُهُمْ كَرَجُلٍ مِنْهُمْ.
٢٩٤٦ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنِ الْحَارِثِ عَنْ عَلِىٍّ : أَنَّهُ أُتِىَ فِى ابْنَىْ عَمٍّ أَحَدُهُمَا أَخٌ لأُمٍّ ، فَقِيلَ لِعَلِىٍّ : إِنَّ ابْنَ مَسْعُودٍ كَانَ يُعْطِيهِ الْمَالَ كُلَّهُ. فَقَالَ عَلِىٌّ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ : إِنْ كَانَ لَفَقِيهاً وَلَوْ كُنْتُ أَنَا أَعْطَيْتُهُ السُّدُسَ وَمَا بَقِىَ كَانَ بَيْنَهُمْ.