Dedenin Miras Payı Hakkında Hazret-i Ömer'in Görüşü
12. Bâb—Dedenin Miras Payı Hakkında Hazret-i Ömer'in Görüşü
2970. Bize Muhammed b. Uyeyne, Ali b. Mushir'den, (O) Asım'dan, (O da) eş-Şa'bi'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Gerçekten İslam (tarihinde) mirasçı kılınan ilk dede Ömer'dir!"
2971. Bize Ebu Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Hasan, Asım'dan, (O da) eş-Şa'bi'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: İslam (tarihinde) mirasçı kılman ilk dede Ömer'dir. O (ölen toununun) malını almış da Ali ile Zeyd O'na gelip şöyle demişler: "Buna senin hakkın yok. Sen ancak iki erkek kardeşin biri gibi oldun!"
2972. Bize Ubeydullah b. Mûsa, İsa el-Hayyât'tan, (O da) eş-Şa'bî'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ömer dedeyi bir ve iki erkek kardeşle paylaştırırdı. (Kardeşler) fazla olduklarında (dedenin payı üçte birden aşağı düşeceği için), ona üçte bir pay verirdi. O ona, çocukla beraber olduğunda ise altıda bir pay verirdi.
2973. Bize Müslim b. İbrahim rivâyet edip (dedi ki), bize Vuheyb rivâyet edip (dedi ki), bize Hişam b. Urve, babasından, (O da) Mervan İbnu'l-Hakem'den (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Ömer İbnu'l-Hattab, yaralandığında dede hususunda Sahabilerle istişare etti ve şöyle dedi: "Doğrusu ben dede hakkında bir görüş açıklamıştım. Şimdi siz eğer ona uymayı uygun görürseniz, ona uyunuz!" O zaman Hazret-i Osman da O'na şöyle karşılık verdi: "Eğer biz senin görüşüne uyarsak, şüphe yok ki, o doğrudur. Üstad'ın (yani Hazret-i Ebu Bekir'in) görüşüne uyarsak, o ne güzel görüşlü biri idi!"
١٢- باب قَوْلِ عُمَرَ فِى الْجَدِّ
٢٩٧٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَلِىِّ بْنِ مُسْهِرٍ عَنْ عَاصِمٍ عَنِ الشَّعْبِىِّ قَالَ : إِنَّ أَوَّلَ جَدٍّ وَرِثَ فِى الإِسْلاَمِ عُمَرُ.
٢٩٧١ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا حَسَنٌ عَنْ عَاصِمٍ عَنِ الشَّعْبِىِّ قَالَ : أَوَّلُ جَدٍّ وَرِثَ فِى الإِسْلاَمِ عُمَرُ ، فَأَخَذَ مَالَهُ فَأَتَاهُ عَلِىٌّ وَزَيْدٌ فَقَالاَ : لَيْسَ لَكَ ذَاكَ ، إِنَّمَا أَنْتَ كَأَحَدِ الأَخَوَيْنِ.
٢٩٧٢ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ عِيسَى الْحَنَّاطِ عَنِ الشَّعْبِىِّ قَالَ : كَانَ عُمَرُ يُقَاسِمُ الْجَدَّ مَعَ الأَخِ وَالأَخَوَيْنِ ، فَإِذَا زَادُوا أَعْطَاهُ الثُّلُثَ ، وَكَانَ يُعْطِيهِ مَعَ الْوَلَدِ السُّدُسَ.
٢٩٧٣ - حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ مَرْوَانَ بْنِ الْحَكَمِ : أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ لَمَّا طُعِنَ اسْتَشَارَهُمْ فِى الْجَدِّ فَقَالَ : إِنِّى كُنْتُ رَأَيْتُ فِى الْجَدِّ رَأْياً ، فَإِنْ رَأَيْتُمْ أَنْ تَتَّبِعُوهُ فَاتَّبِعُوهُ. فَقَالَ لَهُ عُثْمَانُ : إِنْ نَتَّبِعْ رَأْيَكَ فَإِنَّهُ رَشَدٌ ، وَإِنْ نَتَّبِعْ رَأْىَ الشَّيْخِ فَلَنِعْمَ ذُو الرَّأْىِ كَانَ.