Öldükten sonra, tekrar dirilmek. Lügatte, ayağa kalkmak, dirilmek mânâlarına gelir. Kıyâmet, âhıretin başlangıcı, âhıret de dünyâ hayatının sonudur. İslâm dîninde, îmânın şartlarından birisi de âhırete inanmaktır, öldükten sonra, yine dirilmeye inanmak lâzımdır. Kemikler, etler çürüyüp toprak ve gaz olduktan sonra, hepsi yine bir araya gelecek, rûhlar bedenlerine girip, herkes mezârdan kalkacaktır. Bunun için, bu zamana kıyâmet günü denir.
Kıyâmette herkes, öldüğü zamandaki şekli, boyu ve organları ile mezârdan kalkacaktır. Herkesin kuyruk sokumu kemiği değişmeyecek; başka âzâ, organlar, bu kemik üzerine yeniden yaratılacak; rûhlar bu yeni bedenlerini bulup, te'alluk edeceklerdir.
Kıyâmet günü vardır. O gün elbette gelecektir. Kıyâmetin ne zaman kopacağını ancak Allahü teâlâ bilir. Nitekim A’râf sûresi 187. âyet-i kerîmesinde meâlen; "Ey Habîbim, sana kıyâmet ne zaman kopar diye sorarlar. Onlara de ki, onu ancak, Rabbim bilir. Onu kimse bilemez. Vakti gelince, onu ancak Allahü teâlâ meydana çıkarır. Gökte ve yerde meleklerin, insanların ve cinlerin dehşetli kıyâmet gününü bilmesi ve görmesi ağır oldu. O size ansızın gelir.", Lokman sûresi 34. âyet-i kerîmesinde meâlen; "Muhakkak ki, kıyâmetin ne zaman kopacağını Allahü teâlâ bilir." ve Nâziât sûresi 42, 43 ve 44. âyetlerinde; "Sana kıyametin ne zaman kopacağını sorarlar. Senin için onu bildirmek yoktur. Onun nihâî bilinmesi Rabbine âittir." buyruldu.
Kıyâmet alâmetleri iki kısımdır: Biri küçük alâmetler olup, sayıları pek çoktur. Bu alâmetlerin bir çokları ortaya çıkmış ve çıkmaya devam etmektedir. Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından bundan 1400 sene evvel bildirilen kıyâmetin küçük alâmetlerinin bugün aynen vukû bulması ise Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) en büyük mûcizelerinden biridir. Bir kısmı da büyük alâmetlerdir. Bunların sayısı bildirilmiştir. Bu alâmetler çıkmadıkça kıyâmet kopmaz.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.