Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

İbrâhim Aleyhisselâmın Putları Kırması

İbrâhim Aleyhisselâmın Putları Kırması || Peygamberler Ansiklopedisi || Hadis Kütüphanesi

İbrâhim aleyhisselâm Keldânî kavmini, dâimâ Allahü teâlâya îmâna dâvet eder, onları içinde bulundukları sapıklıktan kurtarmaya çalışırdı. Bâbil halkı onu bu tutumundan dolayı üvey babası olan Âzer'e şikâyet etmişlerdi. Âzer, İbrâhim aleyhisselâmı azarlamak istedi ve bu işten vaz geçmesini söyledi. İbrâhim aleyhisselâm, onun sözlerine hiç aldırmayıp; “Benden delil isteyin göstereyim. Bana hidâyet veren, doğru yolu gösteren Allahü teâlâ beni sizden ayırdı. Sizin içinde bulunduğunuz sapıklığa düşürmedi. Sizi ve pullarınızı sevmiyorum.” dedi. Bunun üzerine Âzer hiddetlenip, İbrâhim aleyhisselâmın, yanından uzaklaşmasını istedi.
İbrâhim aleyhisselâmAllahü teâlânın emri üzerine büyük-küçük kim olursa olsun insanları îmâna dâvet ediyordu. Bu sırada, insanlara topluca açık bir tebliğde bulunmayı, putların mânâsız ve âcizliğini, onlara tapmanın apaçık bir dalâlet, sapıklık olduğunu gâyet açık bir şekilde göstermek istiyordu. O zaman Keldânî kavmi senede bir gün toplanıp, kendilerine göre, bayram yapardı. O gün gelince, halk bayram yapmak üzere bir yerde toplanırdı. Bayram yaptıktan sonra puthâneye gidip, putlara secde ederek taparlar, sonra evlerine dönerlerdi. Keldânî kavminin toplanıp bayram yapacakları yere gittiği zaman, İbrâhim aleyhisselâmın üvey babası ve puthânenin bekçisi olan Âzer ona; “Bu gün, bayram yapmaya sen de bizimle gel!” dedi. İbrâhim aleyhisselâm onlarla birlikte, toplanacakları yere doğru yola çıktı. Biraz gittikten sonra; “Ben hastayım” diyerek geri döndü. İnsanlar bayram yerinde toplandıkları zaman şehirde kimse kalmamıştı. İbrâhim aleyhisselâm şehre girip doğruca puthâneye gitti. Burada yetmiş kadar put vardı. Putların önüne, çeşit çeşit yemekler konmuştu. Putperestler bayram yapmaya giderken bu yemekleri putların önüne koyup; “Yemeklerimiz bereketlenir dönünce yeriz” demişlerdi. İbrâhim aleyhisselâm putların önüne dizilmiş olan bu yemekleri görünce, alay ederek putlara; “Niçin yemiyorsunuz? Niçin konuşmuyorsunuz?” diye bağırdı. Bu putlar gümüşten, pirinçten, bakırdan ve ağaçtan yapılmıştı. En iri putu altından yapmışlar ve altından bir taht üzerine yerleştirmişlerdi. Üzerine sırmalı elbiseler giydirip, başına da süslü bir taç koymuşlardı.
İbrâhim aleyhisselâm yanında getirdiği bir balta ile bütün putları kırıp, parça parça etti. Sâdece en iri putu kırmadı ve baltayı bunun boynuna asarak oradan uzaklaştı. Putperest Keldânî kavmi bayramdan dönünce âdetleri üzere puthâneye gittiler. İçeri girdikleri zaman putların kırılıp parça parça edildiğini görünce şaşırdılar. Bunu kim yaptı diye bağrışmaya başladılar. Putları kıranı cezâlandıracağız dediler: Sonra araştırmaya başladılar ve; “Bu işi, yapsa yapsa İbrâhim yapar. Hastayım diyerek bizimle bayram yerine gelmedi” dediler. Zâten İbrâhim aleyhisselâmın, kendilerini puta tapmaktan vaz geçip, Allahü teâlâya îmân etmeye çağırdığını, putlardan nefret ettiğini biliyorlardı. İbrâhim aleyhisselâmı derhal yakalayıp cezâlandırmaya karar verdiler, durumu Nemrûd'a da bildirdiler. Nihâyet İbrâhim aleyhisselâmı bulup, halkın önünde sorguya çektiler.
“Ey İbrâhim! Bizim ilâhlarımız olan putları sen mi kırdın? Bu hakâreti sen mi yaptın” dediler. İbrâhim aleyhisselâm bu sapık kişilerin açık delillerle uyanmalarını, sapıklıklarını anlamalarını ve böylece hidâyete kavuşmalarını istiyordu. Bu sebeple onlara; “Bu işi olsa olsa, boynunda balta asılı duran şu en iri put yapmıştır. Ben varken bu küçük putlara niçin tapıyorlar? demiştir. Siz ona bir sorunuz. Belki o yapmıştır” dedi. Putperestler; “Putlar konuşamaz ki sen bize onlara sor diyorsun” dediler. Bunun üzerine İbrâhim aleyhisselâm; “O hâlde daha kendilerini kırılmaktan kurtaramayan, size hiç bir faydası olmayan bu putlara ilâh diyerek niçin tapıyorsunuz, hâlâ akıllanmayacak mısınız? Size ve taptığınız bu putlara yazıklar olsun!” dedi.
Bu husûslar Kur’an-ı kerîmde bildirilmiş olup, meâlen şöyledir: “Nihâyet o, putları paramparça etti, yalnız bunların büyüğünü bıraktı (ve baltayı büyük putun boynuna astı). Umulur ki (putların âcizliklerini görürler de) İbrâhim'e ve dînine dönerler (veya büyük puttan hâdiseyi sorarlar.) Kâfirler bayram yerinden döndükleri zaman dediler ki: Bunu bizim ilâhlarımıza kim yaptı? Muhakkak o kimse kendisine zulüm edip tehlikeye atanlardandır. (Yine bir kısmı) dediler ki: İşittik ki bir genç bunları (putları) kötülüyor, kendisine İbrâhim deniyormuş. (Nemrûd ve kavminin ileri gelenleri şöyle) dediler: Öyle ise, onu insanların gözleri önüne getirin ki onun hakkında bildikleri şeye şâhidlik etsinler. (Böylece delilsiz onu yakalamış, cezâlandırmış olmayalım. Hazret-i İbrâhim'i getirdikleri zaman); Ey İbrâhim! ilâhlarımıza bunu sen mi yaptın? dediler. İbrâhim dedi ki: Belki bunu onların şu büyükleri yapmıştır. Sorun bakalım, o küçük putlara, eğer konuşabiliyorsalar size cevap versinler. Bunun üzerine kalbleri ile tefekkür edip, akıllarına dönüp (birbirlerine) dediler ki: Doğrusu siz, konuşmayan, işitmeyen şeye tapmakla zâlimlerdensiniz. Sonra yine eski küfür ve isyânlarına döndüler ve dediler ki: Sen gerçekten biliyorsun ki, bu putlar konuşmazlar. Niçin onlara sorunuz dersin? İbrâhim; O hâlde Allah'ı bırakıp da size hiç bir fayda vermeyecek şeylere mi tapıyorsunuz? Üf (yazıklar olsun) size ve Allah'tan başka taptıklarınıza! Hâlâ akıllanamayacak mısınız? dedi.” (Enbiyâ sûresi: 58-67)

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget