Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Çıkacak Ürünün Belli Bir Miktarı İle Ortaklık Yapılır Mı?

Çıkacak Ürünün Belli Bir Miktarı İle Ortaklık Yapılır Mı? || Müzarea=Ziraat Ortaklığı Kitabı || Sünen-i Nesai || Hadis Kütüphanesi

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 2- Çıkacak Ürünün Belli Bir Miktarı İle Ortaklık Yapılır Mı?

3878- Rafi’ b. Üseyd b. Züheyr (radıyallahü anh) babası Useyd b. Züheyr kavmi Harise oğullarının yanına giderek:

(Ey Harise oğulları! Felakete uğradınız) dedi. Onlar da:

(Ne oldu?) diye sordular. O da:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) arazi kiralamayı yasak etti. Biz de Ey Allah’ın Rasûlü! içersinden çıkacak ürünün bir kısmı karşılığında kiralayalım) dedik. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Hayır) dedi. Ben: Kuru incir karşılığında bahçe kiralıyorduk dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Hayır olmaz) dedi. Ben:

(Sulak arazinin mahsulü karşılığında kiralıyorduk) dedim. Yine:

(Hayır olamaz) dedi ve:

(Arazini ya sen ek veya mü’min kardeşine emanet olarak ver o eksin) buyurdu. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

3879- Üseyd b. Zühayr (radıyallahü anh) anlatıyor. Rafi b. Hadîc yanımıza gelerek şöyle dedi:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) tarlalarımızı, mahsulün üçte biri, dörtte biri karşılığında kiralamayı ve müzabene yollu alışverişi yasakladı.) Müzabene: Ağaçtaki hurmayı şu kadar bu kadar ölçek kuru hurma ile satmaktır. (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 42)

3880- Yine Üseyd b. Zühayr (radıyallahü anh) anlatıyor. Rafi b. Hadîc bize gelerek, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) faydamıza olan bir şeyi yasak etti. -Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e itaat etmek sizin için daha hayırlıdır- tarlaları belli bir mahsul karşılığında kiralamayı yasakladı ve şöyle buyurdu:

(Kimin bir arazisi varsa bir kardeşine karşılıksız ödünç versin veya boş bıraksın.) Müzabene modeli alışverişi de yasakladı. Müzabene: Pek çok hurması olan bir adamın hurmalarını belli ölçeklerde kuru hurma vermek sûretiyle satın almaktır. (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 42)

3881- Üseyd b. Zühayr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle anlatıyor. Rafi b. Hadîc bize geldi ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) faydanıza olan bir şeyi yasakladı-fakat Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e uymak sizin için faydanıza olan şeylerden daha hayırlıdır-Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tarlayı parayla kiraya vermeyi veya tarladan çıkan ürünlerin üçte bir dörtte bir miktarda ürününü almak karşılığında kiralamayı yasakladı. Kimin bir arazisi varsa ve ona da ihtiyacı yoksa kardeşine verip ektirsin veya boş bıraksın. Muzabene modeli alış verişide yasakladı. Müzabene: Pekçok hurmaları olan bir adama bir alıcı gelerek şu ağaçlardaki tüm hurmaları şu kadar kilo kuru hurma vermek sûretiyle satın almaktır. (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3882- Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh) şöyle demiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizim için faydalı gibi olan bir şeyi yasakladı -fakat Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e uymak sizin için daha faydalıdır- (Kimin bir arazisi varsa eksin, gücü yetmiyorsa kardeşine versin ve ona ektirtsin.) (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3883- Mücahid (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Tavus’un elinden tutarak Rafi b. Hadîc’in yanına götürdüm, o da babası vasıtasıyla Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şunu nakletti: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) arazi kiralamayı yasakladı. Tavus bunu yadırgadı ve dedi ki: İbn Abbâs’tan bunun zararı olmadığını işittim. (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3884- Mücahid (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rafi b. Hadîc diyor ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi faydalı bir şeyden yasakladı -fakat Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in emri başımız ve gözümüz üzerinedir- tarlayı içersinden çıkan ürünün bir kısmını alarak kiralamayı yasakladı. (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3885- Mücahid (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rafi b. Hadîc şöyle demiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ensardan fakir olduğunu bildiği bir kimsenin yanından geçerken:

(Burası kimindir) dedi. O da:

(Burası falan kimsenindir, bana bir ücret karşılığında kiraya vermiştir) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Kardeşine karşılıksız emanet olarak verseydi ya!) buyurdu. Bunu duyan Rafi, ensar’ın yanına gelerek:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) sizin faydanıza olan bir şeyi size yasak etmiştir. Fakat Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e itaat etmek ise daha faydalıdır) dedi. (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3886- Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tarlayı kiraya vermeyi yasakladı. (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3887- Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanımıza gelerek faydamıza olan bir şeyi bize yasak etti ve şöyle buyurdu:

(Kimin bir arazisi varsa kendisi eksin veya bir kardeşine emanet olarak versin de o eksin veya boş bıraksın.) (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3888- Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanımıza geldi ve bize faydalı olan bir şeyden bizi yasakladı. Fakat Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in emri bize her şeyden daha hayırlıdır. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kimin bir arazisi varsa kendisi eksin veya boş bıraksın veya bir kardeşine emanet olarak versin de orayı o eksin.) (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3889- Amr b. Dinar (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Tavus araziyi altın ve gümüş karşılığında kiraya vermeyi hoş görmüyor ve mahsulün üçte bir ve dörtte biri karşılığında kiralamakta bir sakınca görmüyordu. Mücahid ona: Rafi b. Hadîc’in yanına git ondan bu konudaki hadisi dinle deyince Tavus:

(Vallahi, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bunu yasak ettiğini bir bilsem yapmam. Fakat bana Rafi b. Hadîc’ten daha alim bir kimse olan İbn AbbâsRasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle aktarmıştı:

(Tarlasını mü’min kerdeşine ekmesi için karşılıksız vermek bir ücret karşılığında vermekten daha hayırlıdır.) (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3890- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kimin bir tarlası varsa onu eksin, ekemeyecekse Müslüman kardeşine ekmesi için emanet versin, bir ücret karşılığında kiralamasın.) (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3891- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Kimin bir arazisi varsa onu kendisi eksin veya mü’min kardeşine karşılıksız ekmesi için versin ama para ve mahsul karşılığında kiralamasın.) (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3892- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bazı kimselerin ihtiyaçlarından fazla arazileri vardı. O arazileri içinden çıkacak ürünün yarısı, üçte biri ve dörtte biri karşılığında kiraya veriyorlardı. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kimin bir arazisi varsa kendisi eksin yahud ekmesi için mü’min kardeşine ücretsiz versin veya boş bıraksın.) (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3893- Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize bir hutbesinde şöyle buyurdu:

(Kimin bir arazisi varsa onu kendisi eksin veya bir kardeşine ücret almaksızın ektirsin ama kiraya vermesin.) (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3894- Câbir (radıyallahü anh) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle aktarmıştır:

(Arazi kiralamak yasaktır.) (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3895- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Tarlayı ürünü karşılığında kiralamayı, ağaçtaki meyveyi meyve karşılığında satmayı, ağaçtaki meyveyi olgunlaşmadan satmayı yasakladı.) (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3896- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Ağaçtaki yaş meyveyi kurusuyla değişmeyi, olgunlaşmadan satmayı ve yaş üzümü kuru üzümle, meyveler belli olmadan değişmeyi yasakladı.) (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3897- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kimin bir tarlası varsa onu kendisi eksin veya Müslüman kardeşine ücretsiz vererek ektirsin ama bir kardeşine kiralamasın.) (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3898- Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Tarlayı kiraya vermeyi ve kuru hurma karşılığında yaş hurma satın almayı yasakladı.) (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3899- Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Ağaçtaki meyveyi kurusuyla değişmeyi, olgunlaşmadan satmayı Muhadara: Meyvenin olgunlaşmadan satılması demektir. Bağdaki yaş üzümü belli ölçeklerde kuru üzümle değişmeyi yasakladı.) (Buhârî, Müzaraa: 18; Tirmizî, Ahkam: 41)

3900- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Tarlayı mahsulün bir kısmı karşılığında kiraya vermeyi ve ağaçtaki yaş meyveyi kurusu karşılığında değişmeyi yasakladı.) (Müslim, Büyü’: 13; Müsned: 9066)

3901- Ebu Said el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Tarlayı ürününden bir kısmı karşılığında kiraya vermeyi ve ağacındaki yaş meyveyi kurusu karşılığında satmayı yasaklamıştır.) (Müsned: 11211)

3902- Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Tarlayı ürününden bir kısmı karşılığında kiraya vermeyi ve ağaçtaki meyveyi kurusu karşılığında satmayı yasakladı.) (Müslim, Büyü’: 14; Ebû Dâvûd, Büyü’: 18)

3903- Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Tarlayı ürününden bir miktar almak sûretiyle kiralamayı ve yaş meyveyi kuru meyve karşılığında satmayı yasakladı.) (Müslim, Büyü’: 14; Ebû Dâvûd, Büyü’: 18)

3904- Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Arazileri kiraya vermeyi yasakladı.) (Müslim, Büyü’: 14; Ebû Dâvûd, Büyü’: 18)

3905- Umeyr b. Yezid (radıyallahü anh) anlatıyor: Amcam beni hizmetçisiyle beraber Said b. Müseyyeb’e, araziyi kiraya vermenin hükmünü sormak üzere gönderdi, gidip sorduğumuzda Said şunu anlattı: Rafi b. Hadîc’ten şu hadisi duyuncaya kadar Abdullah b. Ömer bunun bir sakıncası olmadığı kanaatindeymiş. Rafi dedi ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Harise oğullarının bahçesine geldi ve ekinleri görünce; (Zuheyr’in ekinleri ne güzelmiş) dedi. Oradakiler (Burası Zuheyr’in değildir) dediler Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Bu tarla Zuheyr’in değil midir?) dedi. Onlar da:

(Evet ama o başkasına kiraladı) dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Tarlanızdaki ürünleri kaldırın, kiraladığınız kimsenin masrafını da verin) buyurdu. Tarla sahipleri diyorlar ki: Bunun üzerine ürünlerimizi aldık ve kiraladığımız kimseye de masrafını ödedik. (İbn Mâce, Rehin: 10; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3906- Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tarlayı ürününden bir kısmı karşılığında kiraya vermeyi, ağaçtaki meyveyi kurusuyla değiştirmeyi yasakladı ve şöyle buyurdu:

(Bir tarlayı üç kişi ekebilir; 1- Tarla sahibinin kendisi 2- Emaneten verilen Müslüman kardeşi 3- veya altın ve gümüşle kiralayan kimse.) (İbn Mâce, Rehin: 10; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3907- Said (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ürününden bir miktar karşılığı tarla kiralamayı yasak etti. (İbn Mâce, Rehin: 10; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3908- Tarık (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Said b. Müseyyeb’ten işittim şöyle diyordu:

(Tarlayı üç kişiden başkası ekemez. 1- Arazinin sahibi 2- Emaneten verilen Müslüman kardeşi 3- Altın ve gümüşle kiralayan kimse.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

3909- Said b. Müseyyeb (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, (Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) tarlayı ürününden bir miktarı karşılığında kiraya vermeyi ve yaş hurmayı kuru hurma karşılığında değişmeyi yasakladı.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

3910- Sa’d b. ebi Vakkas (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında tarla sahipleri sulak bölgenin ürünü kendilerinde kalmak şartıyla tarlalarını kiraya veriyorlardı. Anlaşmazlıklar üzerine davalarını görmek üzere Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına geldiler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu çeşit kiralamayı yasakladı ve:

(Altın ve gümüşle kiralayın) buyurdu. (Buhârî, Müzarea: 19; Müslim, Büyü’: 19)

3911- Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında tarlalarımızı ürürünün üçte biri, dörtte biri veya tespit edilen bir miktar karşılığında başkalarına kiraya veriyorduk. Bir gün amcalarımdan biri gelerek: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizim için faydalı olan bir şeyi yasakladı. Allah ve Rasûlüne itaat etmek bizim için daha hayırlıdır. (Tarlalarımızı ürününden bir miktarı ile kiraya vermemizi üçte bir, dörtte bir veya belirlenen bir ölçüde ürün alarak kiraya vermeyi yasakladı. Tarla sahiplerinin kendilerinin ekmesini veya Mü’min kardeşini bir ücret almaksızın emaneten ektirmelerini emretti ve başka şekillerde kiralamayı hoş görmedi.) (Müslim, Büyü: 17; Buhârî, Müzarea: 19)

3912- Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Biz tarlalarımız içerisinden çıkacak ürürünün üçte bir, dörtte bir veya belirlenen bir ölçüde kiraya veriyorduk. (Buhârî, Müzarea: 19; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3913- Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında tarlalarımız içerisinden çıkan ürünün bir kısmı karşılığında kiraya verirdik. Bir gün amcalarımdan biri gelerek şöyle dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize faydalı olan bir şeyi yasakladı. Fakat Allah ve Rasûlüne itaat etmek bizim için daha hayırlıdır. Biz neden yasakladı dedik. Amcam şöyle dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kimin bir tarlası varsa onu ya kendisi eksin veya bir Müslüman kardeşine emaneten versin o eksin. Çıkan ürünün üçte biri, dörtte biri veya tesbit edilen bir miktarı alarak kiraya vermesin.) (Buhârî, Müzarea: 19; Müslim, Büyü’: 19)

3914- Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh) amcasından naklederek şöyle diyor: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında tarla sahibleri sulak bölgenin ürünü kendilerine verilmek şartıyla tarlalarını başkalarına kiraya veriyorlardı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu uygulamayı yasakladı. Ravi diyor ki: Rafi’e dedim ki: Dinar ve dirhemle kiralamak nasıldır dedim. Rafi: Dinar ve dirhemle kiralamakta bir sakınca yoktur dedi. (Ebû Dâvûd, Büyü’: 32; Buhârî, Müzarea: 19)

3915- Hanzale b. Kays el Ensarî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rafi b. Hadîc’e dinar ve gümüşle tarla kiralamayı sordum. Dedi ki: Bunda bir sakınca yoktur. İnsanlar Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında kanal ve ark kıyılarındaki yetişenler kendilerine ait olmak üzere kiraya veriyorlardı. Bazen sulak yerler bazen de kıraç yerlerin ürünü bozuk olabiliyordu. O günlerde kiralama modeli ancak bu idi. Bu yüzden bir tarafın zarar görme ihtimali göz önüne alınarak ve karşılıklı anlaşmazlıklara çok sebep olacağı için bu tür kiralama yasak edildi. (Fakat belli bir para ile kiralamak caizdir) dedi. (Buhârî, Müzarea: 19; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3916- Hanzale b. Kays (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rafi b. Hadîc’e tarla kiralamanın hükmünü sordum. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) arazi kiralamayı yasakladı dedi. Altın ve gümüşle kiralamayı sordum. Hayır yasaklanan tarladan çıkan ürünle olan kira şeklidir. Altın ve gümüşle kiralamakta bir sakınca yoktur dedi. (Buhârî, Müzarea: 19; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3917- Hanzale b. Kays (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rafi b. Hadîc’e boş araziyi altın ve gümüşle kiralamanın hükmünü sordum. Helaldir sakıncası yoktur, alınan para intifa hakkıdır. (Buhârî, Müzarea: 19; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3918- Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) arazi kiralamayı yasakladı. O zamanlar altın ve gümüşle kiralamak adet değildi. Arazi sahibi arazisinin su kenarlarında ve ark yanındaki yetişen ürünlerden belirlenen bir miktarla arazilerini kiraya veriyorlardı. (Buhârî, Müzarea: 19; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3919-

3920- Sâlim b. Abdullah (radıyallahü anh) anlatıyor. Abdullah b. Ömer Rafi b. Hadîc arazileri kiraya vermekten yasakladığını duyuncaya kadar tarlasını kiraya veriyordu. Abdullah Rafi ile karşılaşınca (Ey ibn Hadîc! Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklettiğin arazi kiralama konusundaki hadis nasıldır?) diye sordu. Rafi’de Abdullah’a şöyle dedi:

(Bedir’e katılan iki amcam müşriklerden öldürülmeleri caiz olan kişilerden bahsediyorlardı. O sırada Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) arazi kiralamayı yasak etmişti. Abdullah:

(Ben de Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında arazilerin kiraya verildiğini biliyordum) dedi. Bundan sonra Abdullah, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu konuda kendisinin bilmediği bir hadisi olduğundan korkarak tarlasını kiraya vermekten vazgeçti. (Buhârî, Müzarea: 19; Müslim, Büyü’: 17)

3921- Zühri (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rafi b. Hadîc’in şu hadisi bize ulaştı. Bedir savaşına katılan iki amcamdan bana ulaştığına göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) arazi kiralamayı yasakladı. (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3922- Zühri (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Müseyyeb şöyle diyordu: Altın ve gümüş karşılığında araziyi kiralamakta bir sakınca yoktur. Rafi b. Hadîc Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ürün karşılığında arazi kiralamanın yasak olduğunu rivâyet etmiştir. (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3923- İbn Şihab (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rafi b. Hadîc şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) arazi kiralamayı yasakladı. İbn Şihab der ki: Bundan sonra Rafi’e o günlerde nasıl kiralama yapılıyordu? diye soruldu. O da şöyle anlattı:

(Arkların kenarına gelen ve ırmakların kıyısındaki verimli arazilerden çıkacak ürünlerden bir miktarı şart koşularak kiraya verilirdi. (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3924- Nafi (radıyallahü anh)’den naklettiğine göre, Rafi b. Hadîc Abdullah b. Ömer’e şöyle anlatmıştı: Rafi’in amcaları Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldiler ve döndüler, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in arazilerin kiraya verilmesinin yasaklandığı haberini getirdiler. Bunun üzerine Abdullah dedi ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında arazilerin kiraya verildiğini, sulak yerlerde yetişen ürünlerden de kira alındığını biliyorduk. (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3925- Nafi (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, İbn Ömer arazilerini kiraya veriyordu. Rafi b. Hadîc’ten bu konuda bir şeyler kendisine ulaşınca elimden tuttu, beraberce Rafi’nin yanına gittik. Rafi bize amcalarından bazısının Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den arazi kiralamayı yasakladığını söylediklerini söyledi. Bunun üzerine Abdullah ta o günden sonra arazi kiralamaktan vazgeçti. (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3926- Nafi (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, İbn Ömer tarlasını kiraya veriyordu. Rafi b. Hadîc’in amcalarından Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in arazi kiralamayı yasakladığı hadisini duyunca ondan sonra kiraya vermekten vazgeçti. (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3927- Nafi (radıyallahü anh) anlatıyor. İbn Ömer tarlasını kiraya veriyordu. Muaviye’nin halifeliğinin son zamanlarında Rafi b. Hadîc’in bu işi yasakladığını duyunca beni de alarak onun yanına götürdü ve ona sordu. O da:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) tarlaları kiraya vermeyi yasakladı) deyince, İbn Ömer ondan sonra tarlalarını kiraya vermedi. Kendisine bu konu sorulduğunda Rafi b. Hadîc, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bunu yasak ettiğini iddia etti derdi. (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3928- Nafi (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Abdullah b. Ömer tarlalarını kiraya veriyordu. Rafi b. Hadîc’in: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu yasak etti dediğini duyunca, Nafi diyor ki: İbn Ömer beni de yanına aldı ve Belat (yüksekçe bir yerde) otururken Rafi’nin yanına vardık. Bu meseleyi ona sorunca, Rafi:

(Evet, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) arazileri kiralamayı yasakladı) dedi. Abdullah’ta tarlalarını kiraya vermeyi bıraktı. (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3929- Nafi (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, bir adam Abdullah b. Ömer’e Rafi b. Hadîc’in Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den araziyi kiraya vermeyi yasakladığını söylediğini haber verdi. Ben, İbn Ömer ve o haber veren şahıs üçümüz birden Rafi’nin yanına gelince, Rafi:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) tarlaları kiraya vermeyi yasakladı) dedi. Abdullah’ta tarlalarını kiraya vermeyi bıraktı. (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3930- Nafi (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rafi b. Hadîc Abdullah b. Ömer’e Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in tarlaları kiraya vermeyi yasakladığını aktarmıştır. (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3931- Nafi (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Ömer arazisinin mahsulünün bir kısmını alarak tarlasını kiraya veriyordu. Rafi b. Hadîc’in Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu yasak etti dediği kendisine ulaşınca, (ve Rafi:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem), bundan yasakladı) dedi.) bunun üzerine İbn Ömer dedi ki:

(Rafi’i tanımadan önce tarlamızı kiraya veriyorduk) dedi ve daha sonra bu konuda şüpheye düşerek elini omuzuna koydu ve Rafi’in yanına vardık. Abdullah Rafi’ye dedi ki:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’in araziyi kiraya vermeyi yasak ettiğini duydun mu?) Rafi’de: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle diyordu dedi:

(Arazilerinizi hiçbir şeyle kiraya vermeyiniz.) (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3932- Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Arazileri kiraya vermeyi yasakladı.) (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3933- Amr b. Dinar (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Ömer’den işittim şöyle diyordu: Tarlalarımızı belli bir miktar ürün almak karşılığında kiraya veriyor ve bunda bir sakınca görmüyorduk Rafi b. Hadîc’ten, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Ürününden bir miktar alarak tarlaları kiraya vermeyi yasakladı) hadisini işitinceye kadar böylece devam etmiştik. (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3934- İbn Cüreyc (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Amr b. Dinar’dan işittim şöyle diyordu: Ben şahidim ki İbn Ömer, tarlaları ürününden belli bir miktar alarak kiraya vermeyi sormuştu da şöyle diyordu:

(Biz bunda bir sakınca görmüyorduk, bir önceki yıl İbnü Hadîc Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bu tür işi yasakladığını öğreninceye kadar bu işe devam ediyorduk. (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3935- Amr b. Dinar (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Ömer’den işittim şöyle diyordu: Biz önceleri arazilerimizi ürününden bir miktarı karşılığında kiraya vermekte bir sakınca görmüyorduk, bir yıl önce Rafi’nin Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bunu yasakladığını duyuncaya kadar bu kiralamaya devam etmiştik. (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3936-

3937- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) araziyi ürününden bir miktar alarak kiraya vermeyi, yaş hurmayı kuru hurma karşılığında alıp vermeyi yasakladı. (Müslim, Büyü’: 17; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3938- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) meyveleri olgunlaşmadan satmayı ve arazileri içersinden çıkan ürünlerin üçte bir, dörtte bir karşılığında kiraya vermeyi yasak etti. (İbn Mâce, Ticarat: 32; Ebû Dâvûd, Büyü’: 23)

3939- Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

(Tarlalarınızı kiraya veriyor musunuz?) diye sordu. Bende:

(Evet dörtte bir veya vesak arpa karşılığında kiraya veriyoruz) dedim. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Öyle yapmayın ya kendiniz ekin ya Mü’min kardeşinize ekmesi için verin veya ekmeyin boş kalsın.) (Ebû Dâvûd, Büyü’: 32; İbn Mâce, Rehin: 10)

3940- Rafi (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Zuheyr b. Rafi bize gelerek: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) faydamıza olan bir şeyi bize yasak etti dedi. Ben de:

(Nedir o yasaklanan?) dedim. (Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’in emri haktır. Bana tarlalarınızı nasıl kiraya veriyorsunuz?) diye sordu. Ben de: Ürününden dörtte bir almak veya bir miktar arpa ve hurma karşılığında veriyoruz dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdular:

(Öyle yapmayın ya kendiniz ekin veya Müslüman kardeşinize ekmesi için verin veya boş bırakın ekmeyin.) (İbn Mâce, Rehin: 10; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3941- Üseyd b. Rafi b. Hadîc’ten Rafi’in kardeşi kavmine: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu gün sizin menfaatinize olan bir şeyi yasak etti. Onun emrine uyulması gerekir, hakkınızda hayırlıdır. Araziyi kiraya vermeyi yasakladı. (İbn Mâce, Rehin: 10; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3942- Abdurrahman b. Hürmüz (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Üseyd b. Rafi b. Hadîc el Ensarî’den işittim şöyle anlatıyordu: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onları (Muhakale) türü kiraya vermekten yasaklamıştı. (Muhakale) içerisinden çıkan ürünün bir kısmıyla kiraya verilen arazi demektir. (İbn Mâce, Rehin: 10; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3943- Îsa b. Sehl b. Rafi b. Hadîc (radıyallahü anh) anlatıyor:

(Dedem Rafi b. Hadîc’in yanında yetim olarak büyüdüm akil baliğ oldum ve birlikte hacca gittim. O sırada kardeşim Imran b. Sehl b. Rafi b. Hadîc dedeme gelerek:

(Arazimizi falan kadına iki yüz dirheme kiraladık) dedi. Bunun üzerine dedem:

(Evladım böyle yapma! Bırak Allah rızkını başka yerden verir çünkü Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) araziyi kiralamayı yasak etmiştir) dedi. (İbn Mâce, Rehin: 10; Ebû Dâvûd, Büyü’: 32)

3944- Zeyd b. Sabit (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Allah, Rafi b. Hadîc’i bağışlasın. Vallahi -Allah en iyisini bilir- ben arazi kiralama konusundaki hadisi daha iyi biliyorum olay şöyle olmuştu:

(Arazi kiralayıp anlaşamayan iki kişi kavga ediyorlardı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Böyle kavga edecekseniz arazilerinizi kiraya vermeyiniz) buyurdu. Rafi; sadece (Kiraya vermeyiniz) sözünü duydu. Ebu Abdurrahman arazi kiralamasında sözleşme şöyle yapılır dedi:

(Tohum ve masraflar tarla sahibine, Allah’ın verdiği ürünün dörtte biri de kiralayana ait olmak üzere kendi arzu ve yetkisiyle filan oğlu filan, arazi sahibi falan oğlu falanla bu sözleşmeyi yapmıştır.)

Falan memleketin falan bölgesinde etrafı dört bir yandan şu sınırlarla çevrilmiş olan arazinin tamamı su kanallarıyla ağaçsız ve ekinsiz boş olarak belli şartlar içerisinde mal sahibi tarafından kiracı durumundaki şahsa teslim edilmiştir.

Bu şartlarda bu yazışmayla sınırları belli arazilerini bana teslim etmiş oluyorsun. Tüm haklarıyla su kanalı ve sulama teşkilatıyla düz araziyi hiçbir ağacı ve ekini olmaksızın bir yıl süreyle şu ayın şu gününden başlayıp şu ayın şu gününde bitmek üzere ekmem için bana teslim edilmiştir. Bu sözleşmedeki hususlara riayet edilerek sınırları belirlenmiş bu arazi parçası senenin uygun zamanlarında benim istediğim ve arzu ettiğim şekilde buğday, arpa, susam, pirinç, pamuk, yaş sebzeler, bakla, nohut, bezelye, mercimek, hıyar, acur, karpuz, havuç, şalgam, turp, soğan, sarımsak, baklagiller ve kokulu bitkiler ve bunların dışında da yaz ve kış her şeyi ekebilirim.

Tüm çekirdek ve tohumlar sana aittir. Diğer yapılacak şeyler bana aittir. Bu işleri ben kendim de yürütebilirim. Hayvanlarım ve aletlerimle ürünün en iyi olması için çalışacağım, bu konuda çalışmak bana aittir. Araziyi işletmek ürünü artırmak için gerekli su kanalları açmak, gerektiğinde gübrelemek, sulamak, ürünleri toplamak, biçmek, harmanlamak, dövüp savurmak bana, masraflar sana aittir. Kendim çalışırım, yardımcılarım işçilerimle çalışırım sana çalışmak yok. Bu süre içerisinde Allah’ın verdiği ürünlerden sözleşme şartlarına uygun hareket edildikten sonra çıkan ürünün dörtte üçü sana ait olup araziyi sulamanın, tohumunun karşılığıdır. Kalan dörtte bir ise işçilerimle ve aletlerimle çalışmamdan dolayı bana aittir. Bu sözleşmedeki şartlarla bu araziyi senden filan gün, filan ayda ekip dikmek üzere teslim aldım, mülkiyet hakkı benim değildir. Mal sahibinindir. Sadece sözleşme uyarınca ekip dikme görevi benimdir. Sözleşme süresi bitince arazi aynen teslim edilecektir. Sözleşme süresi bitince beni ve benim sebebimle orada bulunan her çalışanı çıkarabilirsin. Bu sözleşmeyi falan ve filan da okumuş ve şahit olmuşlardır, bu sözleşme iki nüsha yapılır. (Ebû Dâvûd, Büyü’: 31; İbn Mâce, Rehin: 10)

٢ - باب ذِكْرِ الأَحَادِيثِ الْمُخْتَلِفَةِ فِي النَّهْىِ عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ بِالثُّلُثِ وَالرُّبُعِ وَاخْتِلاَفِ أَلْفَاظِ النَّاقِلِينَ لِلْخَبَرِ

٣٨٧٨ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا خَالِدٌ، - هُوَ ابْنُ الْحَارِثِ - قَالَ قَرَأْتُ عَلَى عَبْدِ الْحَمِيدِ بْنِ جَعْفَرٍ أَخْبَرَنِي أَبِي، عَنْ رَافِعِ بْنِ أُسَيْدِ بْنِ ظُهَيْرٍ، عَنْ أَبِيهِ، أُسَيْدِ بْنِ ظُهَيْرٍ أَنَّهُ خَرَجَ إِلَى قَوْمِهِ إِلَى بَنِي حَارِثَةَ فَقَالَ يَا بَنِي حَارِثَةَ لَقَدْ دَخَلَتْ عَلَيْكُمْ مُصِيبَةٌ‏.‏‏ قَالُوا مَا هِيَ قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ‏.‏‏ قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِذًا نُكْرِيهَا بِشَىْءٍ مِنَ الْحَبِّ‏.‏‏ قَالَ ‏‏(‏‏ لاَ ‏‏)‏‏‏.‏‏ قَالَ وَكُنَّا نُكْرِيهَا بِالتِّبْنِ فَقَالَ ‏‏(‏‏ لاَ ‏‏)‏‏‏.‏‏ وَكُنَّا نُكْرِيهَا بِمَا عَلَى الرَّبِيعِ السَّاقِي قَالَ ‏‏(‏‏ لاَ ازْرَعْهَا أَوِ امْنَحْهَا أَخَاكَ ‏‏)‏‏‏.‏‏ خَالَفَهُ مُجَاهِدٌ‏.‏‏

٣٨٧٩ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى، - وَهُوَ ابْنُ آدَمَ - قَالَ حَدَّثَنَا مُفَضَّلٌ، - وَهُوَ ابْنُ مُهَلْهَلٍ - عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ أُسَيْدِ بْنِ ظُهَيْرٍ، قَالَ جَاءَنَا رَافِعُ بْنُ خَدِيجٍ فَقَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَاكُمْ عَنِ الْحَقْلِ - وَالْحَقْلُ الثُّلُثُ وَالرُّبُعُ - وَعَنِ الْمُزَابَنَةِ‏.‏‏ وَالْمُزَابَنَةُ شِرَاءُ مَا فِي رُءُوسِ النَّخْلِ بِكَذَا وَكَذَا وَسْقًا مِنْ تَمْرٍ‏.‏‏

٣٨٨٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ مَنْصُورٍ، سَمِعْتُ مُجَاهِدًا، يُحَدِّثُ عَنْ أُسَيْدِ بْنِ ظُهَيْرٍ، قَالَ أَتَانَا رَافِعُ بْنُ خَدِيجٍ فَقَالَ نَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ أَمْرٍ كَانَ لَنَا نَافِعًا وَطَاعَةُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم خَيْرٌ لَكُمْ نَهَاكُمْ عَنِ الْحَقْلِ وَقَالَ ‏‏(‏‏ مَنْ كَانَتْ لَهُ أَرْضٌ فَلْيَمْنَحْهَا أَوْ لِيَدَعْهَا ‏‏)‏‏‏.‏‏ وَنَهَى عَنِ الْمُزَابَنَةِ‏.‏‏ وَالْمُزَابَنَةُ الرَّجُلُ يَكُونُ لَهُ الْمَالُ الْعَظِيمُ مِنَ النَّخْلِ فَيَجِيءُ الرَّجُلُ فَيَأْخُذُهَا بِكَذَا وَكَذَا وَسْقًا مِنْ تَمْرٍ‏.‏‏

٣٨٨١ - أَخْبَرَنِي مُحَمَّدُ بْنُ قُدَامَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ أُسَيْدِ بْنِ ظُهَيْرٍ، قَالَ أَتَى عَلَيْنَا رَافِعُ بْنُ خَدِيجٍ فَقَالَ - وَلَمْ أَفْهَمْ - فَقَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَاكُمْ عَنْ أَمْرٍ كَانَ يَنْفَعُكُمْ وَطَاعَةُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم خَيْرٌ لَكُمْ مِمَّا يَنْفَعُكُمْ نَهَاكُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنِ الْحَقْلِ - وَالْحَقْلُ الْمُزَارَعَةُ بِالثُّلُثِ وَالرُّبُعِ - فَمَنْ كَانَ لَهُ أَرْضٌ فَاسْتَغْنَى عَنْهَا فَلْيَمْنَحْهَا أَخَاهُ أَوْ لِيَدَعْ وَنَهَاكُمْ عَنِ الْمُزَابَنَةِ‏.‏‏ وَالْمُزَابَنَةُ الرَّجُلُ يَجِيءُ إِلَى النَّخْلِ الْكَثِيرِ بِالْمَالِ الْعَظِيمِ فَيَقُولُ خُذْهُ بِكَذَا وَكَذَا وَسْقًا مِنْ تَمْرِ ذَلِكَ الْعَامِ‏.‏‏

٣٨٨٢ - أَخْبَرَنِي إِبْرَاهِيمُ بْنُ يَعْقُوبَ بْنِ إِسْحَاقَ، قَالَ حَدَّثَنَا عَفَّانُ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ، قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ، عَنْ مُجَاهِدٍ، قَالَ حَدَّثَنِي أُسَيْدُ بْنُ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، قَالَ قَالَ رَافِعُ بْنُ خَدِيجٍ نَهَاكُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ أَمْرٍ كَانَ لَنَا نَافِعًا وَطَاعَةُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنْفَعُ لَنَا قَالَ ‏‏(‏‏ مَنْ كَانَتْ لَهُ أَرْضٌ فَلْيَزْرَعْهَا فَإِنْ عَجَزَ عَنْهَا فَلْيُزْرِعْهَا أَخَاهُ ‏‏)‏‏‏.‏‏ خَالَفَهُ عَبْدُ الْكَرِيمِ بْنُ مَالِكٍ‏.‏‏

٣٨٨٣ - أَخْبَرَنَا عَلِيُّ بْنُ حُجْرٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ، - يَعْنِي ابْنَ عَمْرٍو - عَنْ عَبْدِ الْكَرِيمِ، عَنْ مُجَاهِدٍ، قَالَ أَخَذْتُ بِيَدِ طَاوُسٍ حَتَّى أَدْخَلْتُهُ عَلَى ابْنِ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ فَحَدَّثَهُ عَنْ أَبِيهِ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّهُ نَهَى عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ‏.‏‏ فَأَبَى طَاوُسٌ فَقَالَ سَمِعْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ لاَ يَرَى بِذَلِكَ بَأْسًا‏.‏‏ وَرَوَاهُ أَبُو عَوَانَةَ عَنْ أَبِي حَصِينٍ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ قَالَ عَنْ رَافِعٍ مُرْسَلاً‏.‏‏

٣٨٨٤ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ، عَنْ أَبِي حَصِينٍ، عَنْ مُجَاهِدٍ، قَالَ قَالَ رَافِعُ بْنُ خَدِيجٍ نَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ أَمْرٍ كَانَ لَنَا نَافِعًا وَأَمْرُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَلَى الرَّأْسِ وَالْعَيْنِ نَهَانَا أَنْ نَتَقَبَّلَ الأَرْضَ بِبَعْضِ خَرْجِهَا‏.‏‏ تَابَعَهُ إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُهَاجِرٍ‏.‏‏

٣٨٨٥ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سُلَيْمَانَ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ، قَالَ حَدَّثَنَا إِسْرَائِيلُ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مُهَاجِرٍ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، قَالَ مَرَّ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم عَلَى أَرْضِ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ قَدْ عَرَفَ أَنَّهُ مُحْتَاجٌ فَقَالَ ‏‏(‏‏ لِمَنْ هَذِهِ الأَرْضُ ‏‏)‏‏‏.‏‏ قَالَ لِفُلاَنٍ أَعْطَانِيهَا بِالأَجْرِ‏.‏‏ فَقَالَ ‏‏(‏‏ لَوْ مَنَحَهَا أَخَاهُ ‏‏)‏‏‏.‏‏ فَأَتَى رَافِعٌ الأَنْصَارَ فَقَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَاكُمْ عَنْ أَمْرٍ كَانَ لَكُمْ نَافِعًا وَطَاعَةُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنْفَعُ لَكُمْ‏.‏‏

٣٨٨٦ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنِ الْحَكَمِ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنِ الْحَقْلِ‏.‏‏

٣٨٨٧ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، عَنْ خَالِدٍ، - وَهُوَ ابْنُ الْحَارِثِ - قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ، عَنْ مُجَاهِدٍ، قَالَ حَدَّثَ رَافِعُ بْنُ خَدِيجٍ، قَالَ خَرَجَ إِلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَنَهَانَا عَنْ أَمْرٍ كَانَ لَنَا نَافِعًا فَقَالَ ‏‏(‏‏ مَنْ كَانَ لَهُ أَرْضٌ فَلْيَزْرَعْهَا أَوْ يَمْنَحْهَا أَوْ يَذَرْهَا ‏‏)‏‏‏.‏‏

٣٨٨٨ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ خَالِدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ، قَالَ حَدَّثَنِي شُعْبَةُ، عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ، عَنْ عَطَاءٍ، وَطَاوُسٍ، وَمُجَاهِدٍ، عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، قَالَ خَرَجَ إِلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَنَهَانَا عَنْ أَمْرٍ كَانَ لَنَا نَافِعًا وَأَمْرُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم خَيْرٌ لَنَا قَالَ ‏‏(‏‏ مَنْ كَانَ لَهُ أَرْضٌ فَلْيَزْرَعْهَا أَوْ لِيَذَرْهَا أَوْ لِيَمْنَحْهَا ‏‏)‏‏‏.‏‏ وَمِمَّا يَدُلُّ عَلَى أَنَّ طَاوُسًا لَمْ يَسْمَعْ هَذَا الْحَدِيثَ

٣٨٨٩ - أَخْبَرَنِي مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ، قَالَ حَدَّثَنَا زَكَرِيَّا بْنُ عَدِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ، قَالَ كَانَ طَاوُسٌ يَكْرَهُ أَنْ يُؤَاجِرَ أَرْضَهُ بِالذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ وَلاَ يَرَى بِالثُّلُثِ وَالرُّبُعِ بَأْسًا فَقَالَ لَهُ مُجَاهِدٌ اذْهَبْ إِلَى ابْنِ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ فَاسْمَعْ مِنْهُ حَدِيثَهُ‏.‏‏ فَقَالَ إِنِّي وَاللَّهِ لَوْ أَعْلَمُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْهُ مَا فَعَلْتُهُ وَلَكِنْ حَدَّثَنِي مَنْ هُوَ أَعْلَمُ مِنْهُ‏.‏‏ ابْنُ عَبَّاسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم إِنَّمَا قَالَ ‏‏(‏‏ لأَنْ يَمْنَحَ أَحَدُكُمْ أَخَاهُ أَرْضَهُ خَيْرٌ مِنْ أَنْ يَأْخُذَ عَلَيْهَا خَرَاجًا مَعْلُومًا ‏‏)‏‏‏.‏‏ وَقَدِ اخْتُلِفَ عَلَى عَطَاءٍ فِي هَذَا الْحَدِيثِ فَقَالَ عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ مَيْسَرَةَ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ رَافِعٍ وَقَدْ تَقَدَّمَ ذِكْرُنَا لَهُ‏.‏‏ وَقَالَ عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ أَبِي سُلَيْمَانَ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ جَابِرٍ‏.‏‏

٣٨٩٠ - حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ، قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ جَابِرٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏‏(‏‏ مَنْ كَانَ لَهُ أَرْضٌ فَلْيَزْرَعْهَا فَإِنْ عَجَزَ أَنْ يَزْرَعَهَا فَلْيَمْنَحْهَا أَخَاهُ الْمُسْلِمَ وَلاَ يُزْرِعْهَا إِيَّاهُ ‏‏)‏‏‏.‏‏

٣٨٩١ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ جَابِرٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏‏(‏‏ مَنْ كَانَتْ لَهُ أَرْضٌ فَلْيَزْرَعْهَا أَوْ لِيَمْنَحْهَا أَخَاهُ وَلاَ يُكْرِيهَا ‏‏)‏‏‏.‏‏ تَابَعَهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَمْرٍو الأَوْزَاعِيُّ‏.‏‏

٣٨٩٢ - أَخْبَرَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ حَمْزَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِيُّ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ جَابِرٍ، قَالَ كَانَ لأُنَاسٍ فُضُولُ أَرَضِينَ يُكْرُونَهَا بِالنِّصْفِ وَالثُّلُثِ وَالرُّبُعِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏‏(‏‏ مَنْ كَانَتْ لَهُ أَرْضٌ فَلْيَزْرَعْهَا أَوْ يُزْرِعْهَا أَوْ يُمْسِكْهَا ‏‏)‏‏‏.‏‏ وَافَقَهُ مَطَرُ بْنُ طَهْمَانَ‏.‏‏

٣٨٩٣ - أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ مُحَمَّدٍ، - وَهُوَ أَبُو عُمَيْرِ بْنُ النَّحَّاسِ - وَعِيسَى بْنُ يُونُسَ - هُوَ الْفَاخُورِيُّ - قَالاَ حَدَّثَنَا ضَمْرَةُ، عَنِ ابْنِ شَوْذَبٍ، عَنْ مَطَرٍ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ خَطَبَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ‏‏(‏‏ مَنْ كَانَتْ لَهُ أَرْضٌ فَلْيَزْرَعْهَا أَوْ لِيُزْرِعْهَا وَلاَ يُؤَاجِرْهَا ‏‏)‏‏‏.‏‏

٣٨٩٤ - أَخْبَرَنِي مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ يُونُسَ، قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ، عَنْ مَطَرٍ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ جَابِرٍ، رَفَعَهُ نَهَى عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ،‏.‏‏ وَافَقَهُ عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ جُرَيْجٍ عَلَى النَّهْىِ عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ،‏.‏‏

٣٨٩٥ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا الْمُفَضَّلُ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، عَنْ عَطَاءٍ، وَأَبِي الزُّبَيْرِ، عَنْ جَابِرٍ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنِ الْمُخَابَرَةِ وَالْمُزَابَنَةِ وَالْمُحَاقَلَةِ وَبَيْعِ الثَّمَرِ حَتَّى يُطْعَمَ إِلاَّ الْعَرَايَا‏.‏‏ تَابَعَهُ يُونُسُ بْنُ عُبَيْدٍ‏.‏‏

٣٨٩٦ - أَخْبَرَنِي زِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ الْعَوَّامِ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ حُسَيْنٍ، قَالَ حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ عُبَيْدٍ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ جَابِرٍ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنِ الْمُحَاقَلَةِ وَالْمُزَابَنَةِ وَالْمُخَابَرَةِ وَعَنِ الثُّنْيَا إِلاَّ أَنْ تُعْلَمَ‏.‏‏ وَفِي رِوَايَةِ هَمَّامِ بْنِ يَحْيَى كَالدَّلِيلِ عَلَى أَنَّ عَطَاءً لَمْ يَسْمَعْ مِنْ جَابِرٍ حَدِيثَهُ عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏‏(‏‏ مَنْ كَانَ لَهُ أَرْضٌ فَلْيَزْرَعْهَا ‏‏)‏‏‏.‏‏

٣٨٩٧ - أَخْبَرَنِي أَحْمَدُ بْنُ يَحْيَى، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ، قَالَ حَدَّثَنَا هَمَّامُ بْنُ يَحْيَى، قَالَ سَأَلَ عَطَاءً سُلَيْمَانُ بْنُ مُوسَى قَالَ حَدَّثَ جَابِرٌ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏‏(‏‏ مَنْ كَانَتْ لَهُ أَرْضٌ فَلْيَزْرَعْهَا أَوْ لِيُزْرِعْهَا أَخَاهُ وَلاَ يُكْرِيهَا أَخَاهُ ‏‏)‏‏‏.‏‏ وَقَدْ رَوَى النَّهْىَ عَنِ الْمُحَاقَلَةِ يَزِيدُ بْنُ نُعَيْمٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ‏.‏‏

٣٨٩٨ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِدْرِيسَ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو تَوْبَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ سَلاَّمٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِي كَثِيرٍ، عَنِ يَزِيدَ بْنِ نُعَيْمٍ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنِ الْحَقْلِ‏.‏‏ وَهِيَ الْمُزَابَنَةُ‏.‏‏ خَالَفَهُ هِشَامٌ وَرَوَاهُ عَنْ يَحْيَى عَنْ أَبِي سَلَمَةَ عَنْ جَابِرٍ‏.‏‏

٣٨٩٩ - أَخْبَرَنَا الثِّقَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ مَسْعَدَةَ، عَنْ هِشَامِ بْنِ أَبِي عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِي كَثِيرٍ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنِ الْمُزَابَنَةِ وَالْمُخَاضَرَةِ وَقَالَ ‏‏(‏‏ الْمُخَاضَرَةُ بَيْعُ الثَّمَرِ قَبْلَ أَنْ يَزْهُوَ وَالْمُخَابَرَةُ بَيْعُ الْكَرْمِ بِكَذَا وَكَذَا صَاعٍ ‏‏)‏‏‏.‏‏ خَالَفَهُ عَمْرُو بْنُ أَبِي سَلَمَةَ فَقَالَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ‏.‏‏

٣٩٠٠ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ عُمَرَ بْنِ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنِ الْمُحَاقَلَةِ وَالْمُزَابَنَةِ‏.‏‏ خَالَفَهُمَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو فَقَالَ عَنْ أَبِي سَلَمَةَ عَنْ أَبِي سَعِيدٍ‏.‏‏

٣٩٠١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى، - وَهُوَ ابْنُ آدَمَ - قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحِيمِ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنِ الْمُحَاقَلَةِ وَالْمُزَابَنَةِ‏.‏‏ خَالَفَهُمُ الأَسْوَدُ بْنُ الْعَلاَءِ فَقَالَ عَنْ أَبِي سَلَمَةَ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ‏.‏‏

٣٩٠٢ - أَخْبَرَنَا زَكَرِيَّا بْنُ يَحْيَى، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَزِيدَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ حُمْرَانَ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْحَمِيدِ بْنُ جَعْفَرٍ، عَنِ الأَسْوَدِ بْنِ الْعَلاَءِ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنِ الْمُحَاقَلَةِ وَالْمُزَابَنَةِ‏.‏‏ رَوَاهُ الْقَاسِمُ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ‏.‏‏

٣٩٠٣ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ مُرَّةَ، قَالَ سَأَلْتُ الْقَاسِمَ عَنِ الْمُزَارَعَةِ، فَحَدَّثَ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنِ الْمُحَاقَلَةِ وَالْمُزَابَنَةِ‏.‏‏ قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ مَرَّةً أُخْرَى‏.‏‏

٣٩٠٤ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ قَالَ أَبُو عَاصِمٍ عَنْ عُثْمَانَ بْنِ مُرَّةَ، قَالَ سَأَلْتُ الْقَاسِمَ عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ، فَقَالَ قَالَ رَافِعُ بْنُ خَدِيجٍ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ‏.‏‏ وَاخْتُلِفَ عَلَى سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ فِيهِ

٣٩٠٥ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى، عَنْ أَبِي جَعْفَرٍ الْخَطْمِيِّ، - وَاسْمُهُ عُمَيْرُ بْنُ يَزِيدَ - قَالَ أَرْسَلَنِي عَمِّي وَغُلاَمًا لَهُ إِلَى سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ أَسْأَلُهُ عَنِ الْمُزَارَعَةِ فَقَالَ كَانَ ابْنُ عُمَرَ لاَ يَرَى بِهَا بَأْسًا حَتَّى بَلَغَهُ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ حَدِيثٌ فَلَقِيَهُ فَقَالَ رَافِعٌ أَتَى النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم بَنِي حَارِثَةَ فَرَأَى زَرْعًا فَقَالَ ‏‏(‏‏ مَا أَحْسَنَ زَرْعَ ظُهَيْرٍ ‏‏)‏‏‏.‏‏ فَقَالُوا لَيْسَ لِظُهَيْرٍ‏.‏‏ فَقَالَ ‏‏(‏‏ أَلَيْسَ أَرْضُ ظُهَيْرٍ ‏‏)‏‏‏.‏‏ قَالُوا بَلَى وَلَكِنَّهُ أَزْرَعَهَا‏.‏‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏‏(‏‏ خُذُوا زَرْعَكُمْ وَرُدُّوا إِلَيْهِ نَفَقَتَهُ ‏‏)‏‏‏.‏‏ قَالَ فَأَخَذْنَا زَرْعَنَا وَرَدَدْنَا إِلَيْهِ نَفَقَتَهُ‏.‏‏ وَرَوَاهُ طَارِقُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ سَعِيدٍ وَاخْتُلِفَ عَلَيْهِ فِيهِ‏.‏‏

٣٩٠٦ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ، عَنْ طَارِقٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنِ الْمُحَاقَلَةِ وَالْمُزَابَنَةِ وَقَالَ ‏‏(‏‏ إِنَّمَا يَزْرَعُ ثَلاَثَةٌ رَجُلٌ لَهُ أَرْضٌ فَهُوَ يَزْرَعُهَا أَوْ رَجُلٌ مُنِحَ أَرْضًا فَهُوَ يَزْرَعُ مَا مُنِحَ أَوْ رَجُلٌ اسْتَكْرَى أَرْضًا بِذَهَبٍ أَوْ فِضَّةٍ ‏‏)‏‏‏.‏‏ مَيَّزَهُ إِسْرَائِيلُ عَنْ طَارِقٍ فَأَرْسَلَ الْكَلاَمَ الأَوَّلَ وَجَعَلَ الأَخِيرَ مِنْ قَوْلِ سَعِيدٍ

٣٩٠٧ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سُلَيْمَانَ، قَالَ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى، قَالَ أَنْبَأَنَا إِسْرَائِيلُ، عَنْ طَارِقٍ، عَنْ سَعِيدٍ، قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنِ الْمُحَاقَلَةِ قَالَ سَعِيدٌ فَذَكَرَهُ نَحْوَهُ‏.‏‏ رَوَاهُ سُفْيَانُ الثَّوْرِيُّ عَنْ طَارِقٍ‏.‏‏

٣٩٠٨ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَلِيٍّ، - وَهُوَ ابْنُ مَيْمُونٍ - قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ طَارِقٍ، قَالَ سَمِعْتُ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ، يَقُولُ لاَ يُصْلِحُ الزَّرْعَ غَيْرُ ثَلاَثٍ أَرْضٍ يَمْلِكُ رَقَبَتَهَا أَوْ مِنْحَةٍ أَوْ أَرْضٍ بَيْضَاءَ يَسْتَأْجِرُهَا بِذَهَبٍ أَوْ فِضَّةٍ‏.‏‏ وَرَوَى الزُّهْرِيُّ الْكَلاَمَ الأَوَّلَ عَنْ سَعِيدٍ فَأَرْسَلَهُ‏.‏‏

٣٩٠٩ - قَالَ الْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ، عَنِ ابْنِ الْقَاسِمِ، قَالَ حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسِيَّبِ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنِ الْمُحَاقَلَةِ وَالْمُزَابَنَةِ‏.‏‏ وَرَوَاهُ مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ لَبِيبَةَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ فَقَالَ عَنْ سَعْدِ بْنِ أَبِي وَقَّاصٍ‏.‏‏

٣٩١٠ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنِي عَمِّي، قَالَ حَدَّثَنَا أَبِي، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عِكْرِمَةَ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ لَبِيبَةَ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ سَعْدِ بْنِ أَبِي وَقَّاصٍ، قَالَ كَانَ أَصْحَابُ الْمَزَارِعِ يُكْرُونَ فِي زَمَانِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم مَزَارِعَهُمْ بِمَا يَكُونُ عَلَى السَّاقِي مِنَ الزَّرْعِ فَجَاءُوا رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَاخْتَصَمُوا فِي بَعْضِ ذَلِكَ فَنَهَاهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنْ يُكْرُوا بِذَلِكَ وَقَالَ ‏‏(‏‏ أَكْرُوا بِالذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ ‏‏)‏‏‏.‏‏ وَقَدْ رَوَى هَذَا الْحَدِيثَ سُلَيْمَانُ عَنْ رَافِعٍ فَقَالَ عَنْ رَجُلٍ مِنْ عُمُومَتِهِ‏.‏‏

٣٩١١ - أَخْبَرَنِي زِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عُلَيَّةَ، قَالَ أَنْبَأَنَا أَيُّوبُ، عَنْ يَعْلَى بْنِ حَكِيمٍ، عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ، عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، قَالَ كُنَّا نُحَاقِلُ بِالأَرْضِ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَنُكْرِيهَا بِالثُّلُثِ وَالرُّبُعِ وَالطَّعَامِ الْمُسَمَّى فَجَاءَ ذَاتَ يَوْمٍ رَجُلٌ مِنْ عُمُومَتِي فَقَالَ نَهَانِي رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ أَمْرٍ كَانَ لَنَا نَافِعًا وَطَوَاعِيَةُ اللَّهِ وَرَسُولِهِ أَنْفَعُ لَنَا نَهَانَا أَنْ نُحَاقِلَ بِالأَرْضِ وَنُكْرِيَهَا بِالثُّلُثِ وَالرُّبُعِ وَالطَّعَامِ الْمُسَمَّى وَأَمَرَ رَبَّ الأَرْضِ أَنْ يَزْرَعَهَا أَوْ يُزْرِعَهَا وَكَرِهَ كِرَاءَهَا وَمَا سِوَى ذَلِكَ‏.‏‏ أَيُّوبُ لَمْ يَسْمَعْهُ مِنْ يَعْلَى‏.‏‏

٣٩١٢ - أَخْبَرَنِي زَكَرِيَّا بْنُ يَحْيَى، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ، عَنْ أَيُّوبَ، قَالَ كَتَبَ إِلَىَّ يَعْلَى بْنُ حَكِيمٍ أَنِّي سَمِعْتُ سُلَيْمَانَ بْنَ يَسَارٍ، يُحَدِّثُ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، قَالَ كُنَّا نُحَاقِلُ الأَرْضَ نُكْرِيهَا بِالثُّلُثِ وَالرُّبُعِ وَالطَّعَامِ الْمُسَمَّى‏.‏‏ رَوَاهُ سَعِيدٌ عَنْ يَعْلَى بْنِ حَكِيمٍ‏.‏‏

٣٩١٣ - أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ، قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ، عَنْ سَعِيدٍ، عَنْ يَعْلَى بْنِ حَكِيمٍ، عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ، أَنَّ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ، قَالَ كُنَّا نُحَاقِلُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَزَعَمَ أَنَّ بَعْضَ عُمُومَتِهِ أَتَاهُ فَقَالَ نَهَانِي رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ أَمْرٍ كَانَ لَنَا نَافِعًا وَطَوَاعِيَةُ اللَّهِ وَرَسُولِهِ أَنْفَعُ لَنَا‏.‏‏ قُلْنَا وَمَا ذَاكَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏‏(‏‏ مَنْ كَانَتْ لَهُ أَرْضٌ فَلْيَزْرَعْهَا أَوْ لِيُزْرِعْهَا أَخَاهُ وَلاَ يُكَارِيهَا بِثُلُثٍ وَلاَ رُبُعٍ وَلاَ طَعَامٍ مُسَمًّى ‏‏)‏‏‏.‏‏ رَوَاهُ حَنْظَلَةُ بْنُ قَيْسٍ عَنْ رَافِعٍ فَاخْتُلِفَ عَلَى رَبِيعَةَ فِي رِوَايَتِهِ‏.‏‏

٣٩١٤ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ، قَالَ حَدَّثَنَا حُجَيْنُ بْنُ الْمُثَنَّى، قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ، عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ حَنْظَلَةَ بْنِ قَيْسٍ، عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، قَالَ حَدَّثَنِي عَمِّي، أَنَّهُمْ كَانُوا يُكْرُونَ الأَرْضَ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِمَا يَنْبُتُ عَلَى الأَرْبِعَاءِ وَشَىْءٍ مِنَ الزَّرْعِ يَسْتَثْنِي صَاحِبُ الأَرْضِ فَنَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ ذَلِكَ‏.‏‏ فَقُلْتُ لِرَافِعٍ فَكَيْفَ كِرَاؤُهَا بِالدِّينَارِ وَالدِّرْهَمِ فَقَالَ رَافِعٌ لَيْسَ بِهَا بَأْسٌ بِالدِّينَارِ وَالدِّرْهَمِ‏.‏‏ خَالَفَهُ الأَوْزَاعِيُّ‏.‏‏

٣٩١٥ - أَخْبَرَنِي الْمُغِيرَةُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، قَالَ حَدَّثَنَا عِيسَى، - هُوَ ابْنُ يُونُسَ - قَالَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِيُّ، عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ حَنْظَلَةَ بْنِ قَيْسٍ الأَنْصَارِيِّ، قَالَ سَأَلْتُ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ، بِالدِّينَارِ وَالْوَرِقِ فَقَالَ لاَ بَأْسَ بِذَلِكَ إِنَّمَا كَانَ النَّاسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يُؤَاجِرُونَ عَلَى الْمَاذِيَانَاتِ وَأَقْبَالِ الْجَدَاوِلِ فَيَسْلَمُ هَذَا وَيَهْلِكُ هَذَا وَيَسْلَمُ هَذَا وَيَهْلِكُ هَذَا فَلَمْ يَكُنْ لِلنَّاسِ كِرَاءٌ إِلاَّ هَذَا فَلِذَلِكَ زُجِرَ عَنْهُ فَأَمَّا شَىْءٌ مَعْلُومٌ مَضْمُونٌ فَلاَ بَأْسَ بِهِ‏.‏‏ وَافَقَهُ مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَلَى إِسْنَادِهِ وَخَالَفَهُ فِي لَفْظِهِ‏.‏‏

٣٩١٦ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى، قَالَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ، عَنْ رَبِيعَةَ، عَنْ حَنْظَلَةَ بْنِ قَيْسٍ، قَالَ سَأَلْتُ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ، فَقَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ‏.‏‏ قُلْتُ بِالذَّهَبِ وَالْوَرِقِ قَالَ لاَ إِنَّمَا نَهَى عَنْهَا بِمَا يَخْرُجُ مِنْهَا فَأَمَّا الذَّهَبُ وَالْفِضَّةُ فَلاَ بَأْسَ‏.‏‏ رَوَاهُ سُفْيَانُ الثَّوْرِيُّ رضى اللّه عنه عَنْ رَبِيعَةَ وَلَمْ يَرْفَعْهُ‏.‏‏

٣٩١٧ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ، عَنْ وَكِيعٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ حَنْظَلَةَ بْنِ قَيْسٍ، قَالَ سَأَلْتُ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ الْبَيْضَاءِ، بِالذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ فَقَالَ حَلاَلٌ لاَ بَأْسَ بِهِ ذَلِكَ فَرْضُ الأَرْضِ‏.‏‏ رَوَاهُ يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ حَنْظَلَةَ بْنِ قَيْسٍ وَرَفَعَهُ كَمَا رَوَاهُ مَالِكٌ عَنْ رَبِيعَةَ‏.‏‏

٣٩١٨ - أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبِ بْنِ عَرَبِيٍّ، فِي حَدِيثِهِ عَنْ حَمَّادِ بْنِ زَيْدٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ حَنْظَلَةَ بْنِ قَيْسٍ، عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، قَالَ نَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ كِرَاءِ أَرْضِنَا وَلَمْ يَكُنْ يَوْمَئِذٍ ذَهَبٌ وَلاَ فِضَّةٌ فَكَانَ الرَّجُلُ يُكْرِي أَرْضَهُ بِمَا عَلَى الرَّبِيعِ وَالأَقْبَالِ وَأَشْيَاءَ مَعْلُومَةٍ وَسَاقَهُ‏.‏‏ رَوَاهُ سَالِمُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ وَاخْتُلِفَ عَلَى الزُّهْرِيِّ فِيهِ‏.‏‏

٣٩١٩ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ أَسْمَاءَ، عَنْ جُوَيْرِيَةَ، عَنْ مَالِكٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، أَنَّ سَالِمَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ، وَذَكَرَ، نَحْوَهُ‏.‏‏ تَابَعَهُ عُقَيْلُ بْنُ خَالِدٍ‏.‏‏

٣٩٢٠ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ شُعَيْبِ بْنِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبِي، عَنْ جَدِّي، قَالَ أَخْبَرَنِي عُقَيْلُ بْنُ خَالِدٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي سَالِمُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ، كَانَ يُكْرِي أَرْضَهُ حَتَّى بَلَغَهُ أَنَّ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ كَانَ يَنْهَى عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ فَلَقِيَهُ عَبْدُ اللَّهِ فَقَالَ يَا ابْنَ خَدِيجٍ مَاذَا تُحَدِّثُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي كِرَاءِ الأَرْضِ فَقَالَ رَافِعٌ لِعَبْدِ اللَّهِ سَمِعْتُ عَمَّىَّ - وَكَانَا قَدْ شَهِدَا بَدْرًا - يُحَدِّثَانِ أَهْلَ الدَّارِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ‏.‏‏ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ فَلَقَدْ كُنْتُ أَعْلَمُ فِي عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّ الأَرْضَ تُكْرَى ثُمَّ خَشِيَ عَبْدُ اللَّهِ أَنْ يَكُونَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَحْدَثَ فِي ذَلِكَ شَيْئًا لَمْ يَكُنْ يَعْلَمُهُ فَتَرَكَ كِرَاءَ الأَرْضِ‏.‏‏ أَرْسَلَهُ شُعَيْبُ بْنُ أَبِي حَمْزَةَ‏.‏‏

٣٩٢١ - أَخْبَرَنِي مُحَمَّدُ بْنُ خَالِدِ بْنِ خَلِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ شُعَيْبٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، قَالَ بَلَغَنَا أَنَّ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ، كَانَ يُحَدِّثُ أَنَّ عَمَّيْهِ، وَكَانَا، - يَزْعُمُ - شَهِدَا بَدْرًا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ‏.‏‏ رَوَاهُ عُثْمَانُ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ شُعَيْبٍ وَلَمْ يَذْكُرْ عَمَّيْهِ‏.‏‏

٣٩٢٢ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُغِيرَةِ، قَالَ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ سَعِيدٍ، عَنْ شُعَيْبٍ، قَالَ الزُّهْرِيُّ كَانَ ابْنُ الْمُسَيَّبِ يَقُولُ لَيْسَ بِاسْتِكْرَاءِ الأَرْضِ بِالذَّهَبِ وَالْوَرِقِ بَأْسٌ وَكَانَ رَافِعُ بْنُ خَدِيجٍ يُحَدِّثُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ ذَلِكَ‏.‏‏ وَافَقَهُ عَلَى إِرْسَالِهِ عَبْدُ الْكَرِيمِ بْنُ الْحَارِثِ‏.‏‏

٣٩٢٣ - قَالَ الْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ، عَنِ ابْنِ وَهْبٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي أَبُو خُزَيْمَةَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ طَرِيفٍ، عَنْ عَبْدِ الْكَرِيمِ بْنِ الْحَارِثِ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، أَنَّ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ، قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ‏.‏‏ قَالَ ابْنُ شِهَابٍ فَسُئِلَ رَافِعٌ بَعْدَ ذَلِكَ كَيْفَ كَانُوا يُكْرُونَ الأَرْضَ قَالَ بِشَىْءٍ مِنَ الطَّعَامِ مُسَمًّى وَيُشْتَرَطُ أَنَّ لَنَا مَا تُنْبِتُ مَاذِيَانَاتُ الأَرْضِ وَأَقْبَالُ الْجَدَاوِلِ‏.‏‏ رَوَاهُ نَافِعٌ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ وَاخْتُلِفَ عَلَيْهِ فِيهِ‏.‏‏

٣٩٢٤ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بَزِيعٍ، قَالَ حَدَّثَنَا فُضَيْلٌ، قَالَ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عُقْبَةَ، قَالَ أَخْبَرَنِي نَافِعٌ، أَنَّ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ، أَخْبَرَ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ، أَنَّ عُمُومَتَهُ، جَاءُوا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ثُمَّ رَجَعُوا فَأَخْبَرُوا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ كِرَاءِ الْمَزَارِعِ‏.‏‏ فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ قَدْ عَلِمْنَا أَنَّهُ كَانَ كُلُّ صَاحِبَ مَزْرَعَةٍ يُكْرِيهَا عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَلَى أَنَّ لَهُ مَا عَلَى الرَّبِيعِ السَّاقِي الَّذِي يَتَفَجَّرُ مِنْهُ الْمَاءُ وَطَائِفَةٌ مِنَ التِّبْنِ لاَ أَدْرِي كَمْ هِيَ‏.‏‏ رَوَاهُ ابْنُ عَوْنٍ عَنْ نَافِعٍ فَقَالَ عَنْ بَعْضِ عُمُومَتِهِ‏.‏‏

٣٩٢٥ - أَخْبَرَنِي مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ، قَالَ أَنْبَأَنَا ابْنُ عَوْنٍ، عَنْ نَافِعٍ، كَانَ ابْنُ عُمَرَ يَأْخُذُ كِرَاءَ الأَرْضِ فَبَلَغَهُ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، شَىْءٌ فَأَخَذَ بِيَدِي فَمَشَى إِلَى رَافِعٍ وَأَنَا مَعَهُ فَحَدَّثَهُ رَافِعٌ عَنْ بَعْضِ عُمُومَتِهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ‏.‏‏ فَتَرَكَ عَبْدُ اللَّهِ بَعْدُ‏.‏‏

٣٩٢٦ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ، قَالَ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ الأَزْرَقُ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، أَنَّهُ كَانَ يَأْخُذُ كِرَاءَ الأَرْضِ حَتَّى حَدَّثَهُ رَافِعٌ عَنْ بَعْضِ عُمُومَتِهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ فَتَرَكَهَا بَعْدُ‏.‏‏ رَوَاهُ أَيُّوبُ عَنْ نَافِعٍ عَنْ رَافِعٍ وَلَمْ يَذْكُرْ عُمُومَتَهُ‏.‏‏

٣٩٢٧ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بَزِيعٍ، قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ، - وَهُوَ ابْنُ زُرَيْعٍ - قَالَ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ، عَنْ نَافِعٍ، أَنَّ ابْنَ عُمَرَ، كَانَ يُكْرِي مَزَارِعَهُ حَتَّى بَلَغَهُ فِي آخِرِ خِلاَفَةِ مُعَاوِيَةَ أَنَّ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ يُخْبِرُ فِيهَا بِنَهْىِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَأَتَاهُ وَأَنَا مَعَهُ فَسَأَلَهُ فَقَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَنْهَى عَنْ كِرَاءِ الْمَزَارِعِ فَتَرَكَهَا ابْنُ عُمَرَ بَعْدُ فَكَانَ إِذَا سُئِلَ عَنْهَا قَالَ زَعَمَ رَافِعُ بْنُ خَدِيجٍ أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْهَا‏.‏‏ وَافَقَهُ عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ وَكَثِيرُ بْنُ فَرْقَدٍ وَجُوَيْرِيَةُ بْنُ أَسْمَاءَ‏.‏‏

٣٩٢٨ - أَخْبَرَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الْحَكَمِ بْنِ أَعْيَنَ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعَيْبُ بْنُ اللَّيْثِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ كَثِيرِ بْنِ فَرْقَدٍ، عَنْ نَافِعٍ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ، كَانَ يُكْرِي الْمَزَارِعَ فَحُدِّثَ أَنَّ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ يَأْثُرُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّهُ نَهَى عَنْ ذَلِكَ‏.‏‏ قَالَ نَافِعٌ فَخَرَجَ إِلَيْهِ عَلَى الْبَلاَطِ وَأَنَا مَعَهُ فَسَأَلَهُ فَقَالَ نَعَمْ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ كِرَاءِ الْمَزَارِعِ‏.‏‏ فَتَرَكَ عَبْدُ اللَّهِ كِرَاءَهَا‏.‏‏

٣٩٢٩ - أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ، قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ، - وَهُوَ ابْنُ الْحَارِثِ - قَالَ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ، عَنْ نَافِعٍ، أَنَّ رَجُلاً، أَخْبَرَ ابْنَ عُمَرَ، أَنَّ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ، يَأْثُرُ فِي كِرَاءِ الأَرْضِ حَدِيثًا فَانْطَلَقْتُ مَعَهُ أَنَا وَالرَّجُلُ الَّذِي أَخْبَرَهُ حَتَّى أَتَى رَافِعًا فَأَخْبَرَهُ رَافِعٌ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ‏.‏‏ فَتَرَكَ عَبْدُ اللَّهِ كِرَاءَ الأَرْضِ‏.‏‏

٣٩٣٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يَزِيدَ الْمُقْرِئُ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبِي قَالَ، حَدَّثَنَا جُوَيْرِيَةُ، عَنْ نَافِعٍ، أَنَّ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ، حَدَّثَ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ كِرَاءِ الْمَزَارِعِ‏.‏‏

٣٩٣١ - أَخْبَرَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِيُّ، قَالَ حَدَّثَنِي حَفْصُ بْنُ عِنَانٍ، عَنْ نَافِعٍ، أَنَّهُ حَدَّثَهُ قَالَ كَانَ ابْنُ عُمَرَ يُكْرِي أَرْضَهُ بِبَعْضِ مَا يَخْرُجُ مِنْهَا فَبَلَغَهُ أَنَّ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ يَزْجُرُ عَنْ ذَلِكَ وَقَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ ذَلِكَ قَالَ كُنَّا نُكْرِي الأَرْضَ قَبْلَ أَنْ نَعْرِفَ رَافِعًا ثُمَّ وَجَدَ فِي نَفْسِهِ فَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى مَنْكِبِي حَتَّى دُفِعْنَا إِلَى رَافِعٍ فَقَالَ لَهُ عَبْدُ اللَّهِ أَسَمِعْتَ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ فَقَالَ رَافِعٌ سَمِعْتُ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ ‏‏(‏‏ لاَ تُكْرُوا الأَرْضَ بِشَىْءٍ ‏‏)‏‏‏.‏‏

٣٩٣٢ - أَخْبَرَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ، عَنْ عَبْدِ الْوَهَّابِ، قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ، عَنْ مُحَمَّدٍ، وَنَافِعٍ، أَخْبَرَاهُ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ‏.‏‏ رَوَاهُ ابْنُ عُمَرَ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ‏.‏‏ وَاخْتُلِفَ عَلَى عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ‏.‏‏

٣٩٣٣ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ، قَالَ أَنْبَأَنَا وَكِيعٌ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ، قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ عُمَرَ، يَقُولُ كُنَّا نُخَابِرُ وَلاَ نَرَى بِذَلِكَ بَأْسًا حَتَّى زَعَمَ رَافِعُ بْنُ خَدِيجٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنِ الْمُخَابَرَةِ‏.‏‏

٣٩٣٤ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ خَالِدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ، قَالَ قَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ سَمِعْتُ عَمْرَو بْنَ دِينَارٍ، يَقُولُ أَشْهَدُ لَسَمِعْتُ ابْنَ عُمَرَ وَهُوَ يُسْأَلُ عَنِ الْخِبْرِ، فَيَقُولُ مَا كُنَّا نَرَى بِذَلِكَ بَأْسًا حَتَّى أَخْبَرَنَا عَامَ الأَوَّلِ ابْنُ خَدِيجٍ أَنَّهُ سَمِعَ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنِ الْخِبْرِ‏.‏‏ وَافَقَهُمَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ‏.‏‏

٣٩٣٥ - أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبِ بْنِ عَرَبِيٍّ، عَنْ حَمَّادِ بْنِ زَيْدٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ، قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ عُمَرَ، يَقُولُ كُنَّا لاَ نَرَى بِالْخِبْرِ بَأْسًا حَتَّى كَانَ عَامَ الأَوَّلِ فَزَعَمَ رَافِعٌ أَنَّ نَبِيَّ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْهُ‏.‏‏ خَالَفَهُ عَارِمٌ فَقَالَ عَنْ حَمَّادٍ عَنْ عَمْرٍو عَنْ جَابِرٍ‏.‏‏

٣٩٣٦ - قَالَ حَدَّثَنَا حَرَمِيُّ بْنُ يُونُسَ، قَالَ حَدَّثَنَا عَارِمٌ، قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ‏.‏‏ تَابَعَهُ مُحَمَّدُ بْنُ مُسْلِمٍ الطَّائِفِيُّ‏.‏‏

٣٩٣٧ - أَخْبَرَنِي مُحَمَّدُ بْنُ عَامِرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سُرَيْجٌ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مُسْلِمٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ، عَنْ جَابِرٍ، قَالَ نَهَانِي رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنِ الْمُخَابَرَةِ وَالْمُحَاقَلَةِ وَالْمُزَابَنَةِ‏.‏‏ جَمَعَ سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ الْحَدِيثَيْنِ فَقَالَ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَجَابِرٍ‏.‏‏

٣٩٣٨ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْمِسْوَرِ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، وَجَابِرٍ، نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ بَيْعِ الثَّمَرِ حَتَّى يَبْدُوَ صَلاَحُهُ وَنَهَى عَنِ الْمُخَابَرَةِ كِرَاءِ الأَرْضِ بِالثُّلُثِ وَالرُّبُعِ‏.‏‏ رَوَاهُ أَبُو النَّجَاشِيِّ عَطَاءُ بْنُ صُهَيْبٍ وَاخْتُلِفَ عَلَيْهِ فِيهِ‏.‏‏

٣٩٣٩ - أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرٍ، مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ الطَّبَرَانِيُّ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ بَحْرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مُبَارَكُ بْنُ سَعِيدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي كَثِيرٍ، قَالَ حَدَّثَنِي أَبُو النَّجَاشِيِّ، قَالَ حَدَّثَنِي رَافِعُ بْنُ خَدِيجٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ لِرَافِعٍ ‏‏(‏‏ أَتُؤَاجِرُونَ مَحَاقِلَكُمْ ‏‏)‏‏‏.‏‏ قُلْتُ نَعَمْ يَا رَسُولَ اللَّهِ نُؤَاجِرُهَا عَلَى الرُّبُعِ وَعَلَى الأَوْسَاقِ مِنَ الشَّعِيرِ‏.‏‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏‏(‏‏ لاَ تَفْعَلُوا ازْرَعُوهَا أَوْ أَعِيرُوهَا أَوْ أَمْسِكُوهَا ‏‏)‏‏‏.‏‏ خَالَفَهُ الأَوْزَاعِيُّ فَقَالَ عَنْ رَافِعٍ عَنْ ظُهَيْرِ بْنِ رَافِعٍ‏.‏‏

٣٩٤٠ - أَخْبَرَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ، قَالَ حَدَّثَنِي الأَوْزَاعِيُّ، عَنْ أَبِي النَّجَاشِيِّ، عَنْ رَافِعٍ، قَالَ أَتَانَا ظُهَيْرُ بْنُ رَافِعٍ فَقَالَ نَهَانِي رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ أَمْرٍ كَانَ لَنَا رَافِقًا‏.‏‏ قُلْتُ وَمَا ذَاكَ قَالَ أَمْرُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَهُوَ حَقٌّ سَأَلَنِي ‏‏(‏‏ كَيْفَ تَصْنَعُونَ فِي مَحَاقِلِكُمْ ‏‏)‏‏‏.‏‏ قُلْتُ نُؤَاجِرُهَا عَلَى الرُّبُعِ وَالأَوْسَاقِ مِنَ التَّمْرِ أَوِ الشَّعِيرِ‏.‏‏ قَالَ ‏‏(‏‏ فَلاَ تَفْعَلُوا ازْرَعُوهَا أَوْ أَزْرِعُوهَا أَوْ أَمْسِكُوهَا ‏‏)‏‏‏.‏‏ رَوَاهُ بُكَيْرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ أُسَيْدِ بْنِ رَافِعٍ فَجَعَلَ الرِّوَايَةَ لأَخِي رَافِعٍ‏.‏‏

٣٩٤١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ، قَالَ حَدَّثَنَا حِبَّانُ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ، عَنْ لَيْثٍ، قَالَ حَدَّثَنِي بُكَيْرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَشَجِّ، عَنْ أُسَيْدِ بْنِ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، أَنَّ أَخَا، رَافِعٍ قَالَ لِقَوْمِهِ قَدْ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم الْيَوْمَ عَنْ شَىْءٍ كَانَ لَكُمْ رَافِقًا وَأَمْرُهُ طَاعَةٌ وَخَيْرٌ نَهَى عَنِ الْحَقْلِ‏.‏‏

٣٩٤٢ - أَخْبَرَنَا الرَّبِيعُ بْنُ سُلَيْمَانَ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعَيْبُ بْنُ اللَّيْثِ، عَنِ اللَّيْثِ، عَنْ جَعْفَرِ بْنِ رَبِيعَةَ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ هُرْمُزَ، قَالَ سَمِعْتُ أُسَيْدَ بْنَ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ الأَنْصَارِيَّ، يَذْكُرُ أَنَّهُمْ مَنَعُوا الْمُحَاقَلَةَ وَهِيَ أَرْضٌ تُزْرَعُ عَلَى بَعْضِ مَا فِيهَا‏.‏‏ رَوَاهُ عِيسَى بْنُ سَهْلِ بْنِ رَافِعٍ‏.‏‏

٣٩٤٣ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا حِبَّانُ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ اللَّهِ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ يَزِيدَ أَبِي شُجَاعٍ، قَالَ حَدَّثَنِي عِيسَى بْنُ سَهْلِ بْنِ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، قَالَ إِنِّي لَيَتِيمٌ فِي حَجْرِ جَدِّي رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ وَبَلَغْتُ رَجُلاً وَحَجَجْتُ مَعَهُ فَجَاءَ أَخِي عِمْرَانُ بْنُ سَهْلِ بْنِ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ فَقَالَ يَا أَبَتَاهُ إِنَّهُ قَدْ أَكْرَيْنَا أَرْضَنَا فُلاَنَةَ بِمِائَتَىْ دِرْهَمٍ‏.‏‏ فَقَالَ يَا بُنَىَّ دَعْ ذَاكَ فَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ سَيَجْعَلُ لَكُمْ رِزْقًا غَيْرَهُ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَدْ نَهَى عَنْ كِرَاءِ الأَرْضِ‏.‏‏

٣٩٤٤ - أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ مُحَمَّدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِسْحَاقَ، عَنْ أَبِي عُبَيْدَةَ بْنِ مُحَمَّدٍ، عَنِ الْوَلِيدِ بْنِ أَبِي الْوَلِيدِ، عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ، قَالَ قَالَ زَيْدُ بْنُ ثَابِتٍ يَغْفِرُ اللَّهُ لِرَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ أَنَا وَاللَّهِ، أَعْلَمُ بِالْحَدِيثِ مِنْهُ إِنَّمَا كَانَا رَجُلَيْنِ اقْتَتَلاَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏‏(‏‏ إِنْ كَانَ هَذَا شَأْنُكُمْ فَلاَ تُكْرُوا الْمَزَارِعَ ‏‏)‏‏‏.‏‏ فَسَمِعَ قَوْلَهُ ‏‏(‏‏ لاَ تُكْرُوا الْمَزَارِعَ ‏‏)‏‏‏.‏‏ قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ كِتَابَةُ مُزَارَعَةٍ عَلَى أَنَّ الْبَذْرَ وَالنَّفَقَةَ عَلَى صَاحِبِ الأَرْضِ وَلِلْمُزَارِعِ رُبُعُ مَا يُخْرِجُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ مِنْهَا هَذَا كِتَابٌ كَتَبَهُ فُلاَنُ بْنُ فُلاَنِ بْنِ فُلاَنٍ فِي صِحَّةٍ مِنْهُ وَجَوَازِ أَمْرٍ لِفُلاَنِ بْنِ فُلاَنٍ إِنَّكَ دَفَعْتَ إِلَىَّ جَمِيعَ أَرْضِكَ الَّتِي بِمَوْضِعِ كَذَا فى مَدِينَةِ كَذَا مُزَارَعَةً وَهِيَ الأَرْضُ الَّتِي تُعْرَفُ بِكَذَا وَتَجْمَعُهَا حُدُودٌ أَرْبَعَةٌ يُحِيطُ بِهَا كُلِّهَا وَأَحَدُ تِلْكَ الْحُدُودِ بِأَسْرِهِ لَزِيقُ كَذَا وَالثَّانِي وَالثَّالِثُ وَالرَّابِعُ دَفَعْتَ إِلَىَّ جَمِيعَ أَرْضِكَ هَذِهِ الْمَحْدُودَةِ فِي هَذَا الْكِتَابِ بِحُدُودِهَا الْمُحِيطَةِ بِهَا وَجَمِيعِ حُقُوقِهَا وَشِرْبِهَا وَأَنْهَارِهَا وَسَوَاقِيهَا أَرْضًا بَيْضَاءَ فَارِغَةً لاَ شَىْءَ فِيهَا مِنْ غَرْسٍ وَ لاَ زَرْعٍ سَنَةً تَامَّةً أَوَّلُهَا مُسْتَهَلَّ شَهْرِ كَذَا مِنْ سَنَةِ كَذَا وَآخِرُهَا انْسِلاَخُ شَهْرِ كَذَا مِنْ سَنَةِ كَذَا عَلَى أَنْ أَزْرَعَ جَمِيعَ هَذِهِ الأَرْضِ الْمَحْدُودَةِ فِي هَذَا الْكِتَابِ الْمَوْصُوفُ مَوْضِعُهَا فِيهِ هَذِهِ السَّنَةَ الْمُؤَقَّتَةَ فِيهَا مِنْ أَوَّلِهَا إِلَى آخِرِهَا كُلَّ مَا أَرَدْتُ وَبَدَا لِي أَنْ أَزْرَعَ فِيهَا مِنْ حِنْطَةٍ وَشَعِيرٍ وَسَمَاسِمَ وَأُرْزٍ وَأَقْطَانٍ وَرِطَابٍ وَبَاقِلاَّ وَحِمَّصٍ وَلُوبِيَا وَعَدَسٍ وَمَقَاثِي وَمَبَاطِيخَ وَجَزَرٍ وَشَلْجَمٍ وَفِجْلٍ وَبَصَلٍ وَثُومٍ وَبُقُولٍ وَرَيَاحِينَ وَغَيْرِ ذَلِكَ مِنْ جَمِيعِ الْغَلاَّتِ شِتَاءً وَصَيْفًا بِبُذُورِكَ وَبَذْرِكَ وَجَمِيعُهُ عَلَيْكَ دُونِي عَلَى أَنْ أَتَوَلَّى ذَلِكَ بِيَدِي وَبِمَنْ أَرَدْتُ مِنْ أَعْوَانِي وَأُجَرَائِي وَبَقَرِي وَأَدَوَاتِي وَإِلَى زِرَاعَةِ ذَلِكَ وَعِمَارَتِهِ وَالْعَمَلِ بِمَا فِيهِ نَمَاؤُهُ وَمَصْلَحَتُهُ وَكِرَابُ أَرْضِهِ وَتَنْقِيَةُ حَشِيشِهَا وَسَقْىِ مَا يُحْتَاجُ إِلَى سَقْيِهِ مِمَّا زُرِعَ وَتَسْمِيدِ مَا يُحْتَاجُ إِلَى تَسْمِيدِهِ وَحَفْرِ سَوَاقِيهِ وَأَنْهَارِهِ وَاجْتِنَاءِ مَا يُجْتَنَى مِنْهُ وَالْقِيَامِ بِحَصَادِ مَا يُحْصَدُ مِنْهُ وَجَمْعِهِ وَدِيَاسَةِ مَا يُدَاسُ مِنْهُ وَتَذْرِيَتِهِ بِنَفَقَتِكَ عَلَى ذَلِكَ كُلِّهِ دُونِي وَأَعْمَلَ فِيهِ كُلِّهِ بِيَدِي وَأَعْوَانِي دُونَكَ عَلَى أَنَّ لَكَ مِنْ جَمِيعِ مَا يُخْرِجُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ مِنْ ذَلِكَ كُلِّهِ فِي هَذِهِ الْمُدَّةِ الْمَوْصُوفَةِ فِي هَذَا الْكِتَابِ مِنْ أَوَّلِهَا إِلَى آخِرِهَا فَلَكَ ثَلاَثَةُ أَرْبَاعِهِ بِحَظِّ أَرْضِكَ وَشِرْبِكَ وَبَذْرِكَ وَنَفَقَاتِكَ وَلِيَ الرُّبُعُ الْبَاقِي مِنْ جَمِيعِ ذَلِكَ بِزِرَاعَتِي وَعَمَلِي وَقِيَامِي عَلَى ذَلِكَ بِيَدِي وَأَعْوَانِي وَدَفَعْتَ إِلَىَّ جَمِيعَ أَرْضِكَ هَذِهِ الْمَحْدُودَةِ فِي هَذَا الْكِتَابِ بِجَمِيعِ حُقُوقِهَا وَمَرَافِقِهَا وَقَبَضْتُ ذَلِكَ كُلَّهُ مِنْكَ يَوْمَ كَذَا مِنْ شَهْرِ كَذَا مِنْ سَنَةِ كَذَا فَصَارَ جَمِيعُ ذَلِكَ فِي يَدِي لَكَ لاَ مِلْكَ لِي فِي شَىْءٍ مِنْهُ وَلاَ دَعْوَى وَلاَ طَلِبَةَ إِلاَّ هَذِهِ الْمُزَارَعَةَ الْمَوْصُوفَةَ فِي هَذَا الْكِتَابِ فِي هَذِهِ السَّنَةِ الْمُسَمَّاةِ فِيهِ فَإِذَا انْقَضَتْ فَذَلِكَ كُلُّهُ مَرْدُودٌ إِلَيْكَ وَإِلَى يَدِكَ وَلَكَ أَنْ تُخْرِجَنِي بَعْدَ انْقِضَائِهَا مِنْهَا وَتُخْرِجَهَا مِنْ يَدِي وَيَدِ كُلِّ مَنْ صَارَتْ لَهُ فِيهَا يَدٌ بِسَبَبِي أَقَرَّ فُلاَنٌ وَفُلاَنٌ وَكُتِبَ هَذَا الْكِتَابُ نُسْخَتَيْنِ‏.‏‏


Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget