İşçiye Ücretini Bİldirmek

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 1- İşçiye Ücretini Bİldirmek

3873- Ebu Said (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Bir işçi çalıştırırsan ona vereceğin ücreti bildir.) (Müsned: 11222)

3874- Hasan’ı Basri (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, (Ücreti bildirilmeden işçi çalıştırılmasını hoş görmediğini söyledi.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

3875- Ebu Süleyman (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, kendisine yemeği de dahil olmak üzere işçi çalıştırmanın hükmünü sordular. O da:

(Kendisine ücretini bildirmeden kimse işçi çalıştırmasın) dedi. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

3876- Hammad ve Katade (radıyallahü anhüma)’dan rivâyete göre, bir adam hakkında şöyle demişlerdi: Bir kimse bir kimseden Mekke’ye gitmek üzere bir binit kiralamış ve kiralarken bir ay kadar veya şu tarihe kadar demiş gününü belirlemiş süreyi geçerse, fazladan şu kadar bu kadar para vereceğini de söylemiş. Bu durum hakkında Hammad ve Katade: Zararı yok fakat bir aydan daha fazla zamanda giderse ücretini eksik vermesinin doğru olmadığını söylemişlerdir. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

3877- İbn Cüreyc (radıyallahü anh) anlatıyor. Ata’ya dedim ki: Bir yıl yemeğini vermek bir yıl da şu kadar ücret vermek üzere bir köle tutayım mı? O da: Zararı yok fakat o köleyi tutarken yıllık olarak değil günlük olarak tutarsan daha iyidir. İbn Cüreyc:

(Onu tutmuş isem ve senenin bir kısmı da geçmiş ise ne yapmalıyım?) diye sordu. Ata:

(Geçmişin hesabını bana sorma) dedi. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

١ - باب الثَّالِثُ مِنَ الشُّرُوطِ فِيهِ الْمُزَارَعَةُ وَالْوَثَائِقُ

٣٨٧٣ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا حِبَّانُ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ اللَّهِ، عَنْ شُعْبَةَ، عَنْ حَمَّادٍ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ، قَالَ إِذَا اسْتَأْجَرْتَ أَجِيرًا فَأَعْلِمْهُ أَجْرَهُ‏.‏‏

٣٨٧٤ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدٌ، قَالَ أَنْبَأَنَا حِبَّانُ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ اللَّهِ، عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ، عَنْ يُونُسَ، عَنِ الْحَسَنِ، أَنَّهُ كَرِهَ أَنْ يَسْتَأْجِرَ الرَّجُلَ، حَتَّى يُعْلِمَهُ أَجْرَهُ‏.‏‏

٣٨٧٥ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا حِبَّانُ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ اللَّهِ، عَنْ جَرِيرِ بْنِ حَازِمٍ، عَنْ حَمَّادٍ، - هُوَ ابْنُ أَبِي سُلَيْمَانَ - أَنَّهُ سُئِلَ عَنْ رَجُلٍ، اسْتَأْجَرَ أَجِيرًا عَلَى طَعَامِهِ قَالَ لاَ حَتَّى تُعْلِمَهُ‏.‏‏

٣٨٧٦ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا حِبَّانُ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ اللَّهِ، عَنْ مَعْمَرٍ، عَنْ حَمَّادٍ، وَقَتَادَةَ، فِي رَجُلٍ قَالَ لِرَجُلٍ أَسْتَكْرِي مِنْكَ إِلَى مَكَّةَ بِكَذَا وَكَذَا فَإِنْ سِرْتُ شَهْرًا أَوْ كَذَا وَكَذَا شَيْئًا سَمَّاهُ فَلَكَ زِيَادَةُ كَذَا وَكَذَا فَلَمْ يَرَيَا بِهِ بَأْسًا وَكَرِهَا أَنْ يَقُولَ أَسْتَكْرِي مِنْكَ بِكَذَا وَكَذَا فَإِنْ سِرْتُ أَكْثَرَ مِنْ شَهْرٍ نَقَصْتُ مِنْ كِرَائِكَ كَذَا وَكَذَا‏.‏‏

٣٨٧٧ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا حِبَّانُ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ اللَّهِ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، قِرَاءَةً قَالَ قُلْتُ لِعَطَاءٍ عَبْدٌ أُؤَاجِرُهُ سَنَةً بِطَعَامِهِ وَسَنَةً أُخْرَى بِكَذَا وَكَذَا‏.‏‏ قَالَ لاَ بَأْسَ بِهِ وَيُجْزِئُهُ اشْتِرَاطُكَ حِينَ تُؤَاجِرُهُ أَيَّامًا أَوْ آجَرْتَهُ وَقَدْ مَضَى بَعْضُ السَّنَةِ قَالَ إِنَّكَ لاَ تُحَاسِبُنِي لِمَا مَضَى‏.‏‏

MÜZAREA=ZİRAAT ORTAKLIĞI KİTABI

   SÜNEN-İ NESÂÎ