1- Kan Dökmenin Haram Olduğu Durumlar
3983- Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
(Müşriklerle Allah’tan başka gerçek ilâh olmadığına, Muhammed’in de O’nun kulu ve Rasûlü olduğuna şahadet edinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Bizim gibi namaz kılarlarsa, kıblemize yönelirlerse, kestiklerimizden yerlerse bizim onların kanlarına ve mallarına dokunmamız haram olur. Ancak haklı yere olursa o başka.) (Buhârî, Salat: 28)
3984- Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(İnsanlarla, Allah’tan başka gerçek ilâh olmadığına, Muhammed’in de Allah’ın kulu ve Rasûlü olduğuna şahadet edinceye kadar savaşmakla emrolundum. Kıblemize dönerlerse, kestiklerimizi yerlerse, bizim gibi namaz kılarlarsa kanlarına ve mallarına dokunmamız haram olur. O zaman onlar da diğer Müslümanların sahip olduğu haklara sahip olurlar, Müslümanların mesul olduğu şeylerden onlar da mesul olurlar.) (Buhârî, Salat: 28)
3985- Humeyd (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Meymun b. Siyah, Enes b. Mâlik’e sordu:
(Ey Ebu Hamza! Müslüman’ın kanını ve malını haram kılan şey nedir?) Enes şöyle dedi:
(Kim Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in O’nun kulu ve Peygamberi olduğuna şahadet eder, kıblemize yönelir, kıldığımız namaz gibi namaz kılarsa; kestiğimizi yer ise, o Müslüman’dır ve böylece Müslüman’ın sahip olduğu tüm haklara onlar da sahip olmuş olurlar ve Müslümanların sorumlu oldukları şeylerden de sorumludurlar. (Buhârî, Salat: 28)
3986- Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vefatından sonra bazı Arap kabileleri İslâm dinini terk ederek irtidat ettiler. Bunlara karşı savaş açmak isteyen Ebu Bekir, Ömer dedi ki:
(Bu Araplarla nasıl savaşırsın? Ebu Bekir dedi ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(İnsanlar Allah’tan başka gerçek hiçbir ilâh olmadığına, benimde Allah’ın kulu ve elçisi olduğuma inanıncaya kadar namaz kılıp zekat verinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum) buyurdu. Vallahi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e zekat olarak verdikleri bir oğlağı zekat olarak bana vermezlerse mutlaka onlarla savaşırım. Ömer der ki:
(Düşününce Ebu Bekir’in görüşünün hak olduğunu anladım.) (İbn Mâce, Fiten: 1; Dârimi, Siyer: 10)
3987- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat edince Ebu Bekir halife seçildi. Araplardan bir kısmı dinden çıkıp irtidat ettiler. Bunun üzerine onlara savaş açmak isteyen Ebu Bekir’e, Ömer:
(Bu insanlarla nasıl savaşırsın? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmamış mıydı? (İnsanlarla Allah’tan başka gerçek ilâh olmadığına inanıncaya kadar savaşmakla emrolundum. Kim (Lâ ilâhe illallah) derse, benden canını ve malını korumuş olur. Allah’ın hakkı Allah’a aittir.) Bunun üzerine Ebu Bekir:
(Vallahi namazla zekatın arasını açanlarla mutlaka savaşacağım çünkü zekat malın hakkıdır. Vallahi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e verdikleri zekattan bir yuları bile bana vermeseler onlarla savaşacağım.) Ömer diyor ki:
(Allah’a yemin olsun ki savaşma fikrini Ebu Bekir’in kalbine Allah koydurmuştur ve Ebu Bekir’in hak üzerinde olduğunu anladım.) (İbn Mâce, Fiten: 1; Dârimi, Siyer: 10)
3988- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(İnsanlar (Lâ ilâhe illallah) deyinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Bunu söyleyince kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar ancak haksızlık yaparlarsa Allah onların cezasını verir. Ebu Bekir’in halifeliği döneminde irtitad = dinden dönme olayları ortaya çıkınca ve Ebu Bekir de onlara savaş açacağını söyleyince Ömer, Ebu Bekir’e dedi ki:
(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’den:
(İnsanlar (Lâ ilâhe illallah) deyinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum) sözünü işitmedin mi? Bunun üzerine Ebu Bekir:
(Allah’a yemin olsun ki namazla zekatın arasını açanlarla mutlaka savaşacağım. O namazla zekatın arasını kim açarsa onlarla savaşırız deyince, Ebu Bekir’in isabetli bir görüş üzerinde olduğunu anladım. (Dârimi, Siyer: 10; İbn Mâce, Fiten: 1)
3989- Said b. Müseyyeb (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Ebu Hüreyre şöyle haber vermiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(İnsanlarla (Lâ ilâhe illallah) deyinceye kadar savaşmakla emrolundum. Kim (Lâ ilâhe illallah) derse, malını ve canını benden korumuş olur. Allah’ın hakkı Allah’a aittir. Ahirette hesabı o görür.) (Dârimi, Siyer: 10; İbn Mâce, Fiten: 1)
3990- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat edip te Ebu Bekir O’nun yerine halife olarak geçince, Araplardan bazı Arap toplumları dinden çıktılar. Ebu Bekir’de onlara karşı savaşmaya karar verdi. Bunun üzerine Ömer:
(Ey Ebu Bekir! Bu insanlarla nasıl savaşırsın? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmamış mıydı? (İnsanlarla (Lâ ilâhe illallah) deyinceye kadar savaşmakla emrolundum. Kim (Lâ ilâhe illallah) derse malını ve canını benden kurtarmış olur. Diğer işleyecekleri suçlardan dolayı hesabı Allah’a kalmıştır) deyince, Ebu Bekir:
(Zekatı namazdan ayıranlar ile mutlaka savaşacağım çünkü zekat malın hakkıdır. Vallahi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında zekat olarak vermekte oldukları bir oğlağı bana vermezlerse mutlaka onlarla savaşacağım) dedi. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi:
(Vallahi Ebu Bekir’in kalbine savaş fikrini Allah’ın koyduğunu ve doğru yolda olduğunu anladım.) (Dârimi, Siyer: 10; İbn Mâce, Fiten: 1)
3991- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’nin haber verdiğine göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(İnsanlarla (Lâ ilâhe illallah) deyinceye kadar savaşmakla emrolundum. Kim (Lâ ilâhe illallah) derse malını ve canını Benden kurtarmış olur diğer işleyeceği günahlardan dolayı hesabı Allah’a kalmıştır.) (Dârimi, Siyer: 10; İbn Mâce, Fiten: 1)
3992- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu Bekir yeni halife olduğunda dinden dönenlerle savaşa karar verince, Ömer dedi ki:
(Ey ebu Bekir! Sen insanlarla nasıl savaşırsın? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Ben insanlarla (Lâ ilâhe illallah) deyinceye kadar savaşmakla emrolundum. Kim (Lâ ilâhe illallah) derse, kanını ve malını Benden korumuş olur diğer işleyeceği günahlardan dolayı hesabı Allah’a kalmıştır) buyurmuşlardı deyince, Ebu Bekir:
(Kim namazla zekatın arasını ayırırsa mutlaka onlarla savaşırım. Kim, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e zekat olarak vermekte olduğu bir oğlağı bana vermek istemez ise ben onlarla mutlaka savaşırım) dedi. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi:
(Allah’a yemin olsun ki, Ebu Bekir’in kalbine Allah’ın savaşma fikrini koyduğunu ve hak yolda olduğunu anladım.) (İbn Mâce, Fiten: 1; Dârimi, Siyer: 10)
3993- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
(İnsanlarla (Lâ ilâhe illallah) deyinceye kadar savaşmakla emrolundum onu söylediklerinde Benden canlarını ve mallarını korumuş olurlar. Diğer işleyeceği günahlardan dolayı hesapları Allah’a kalmıştır.) (İbn Mâce, Fiten: 1; Dârimi, Siyer: 10)
3994- Ebu Salih ve Ebu Hüreyre (r. anhüma)’dan rivâyete göre, şöyle demişlerdir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(İnsanlarla (Lâ ilâhe illallah) deyinceye kadar savaşmakla emrolundum, onu dediklerinde kanlarını ve mallarını benden kurtarmış olurlar ancak diğer işleyecekleri günahlardan dolayı hesapları Allah’a kalmıştır.) (İbn Mâce, Fiten: 1; Dârimi, Siyer: 10)
3995- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(İnsanlarla (Lâ ilâhe illallah) deyinceye kadar savaşmakla emrolundum, onu dediklerinde kanlarını ve mallarını benden kurtarmış olurlar ancak diğer işleyecekleri günahlardan dolayı hesapları Allah’a kalmıştır.) (İbn Mâce, Fiten: 1; Dârimi, Siyer: 10)
3996- Numan b. Beşir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında idik. Bir adam gelerek, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir şeyler fısıldadı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Öğleyse öldürün onu) buyurdu. Sonra (Allah’tan başka ilâh olmadığına şahadet ediyor mu?) diye sordu. Adam:
(Evet) dedi ve şöyle ekledi:
(O canını kurtarmak için söylüyor.) Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Öldürmeyin onu, Ben insanlarla (Lâ ilâhe illallah) deyinceye kadar savaşmakla emrolundum, onu dedikleri takdirde kanlarını ve mallarını Benden kurtarmış olurlar. Ancak işleyecekleri diğer günahlardan dolayı hesapları Allah’a kalmıştır.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
3997-
3998-
3999- Numan b. Sâlim (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Evs’ten işittim şöyle diyordu:
(Sakif heyetiyle birlikte Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına geldim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber bir gölgelikte idim. İkimizden başka herkes uyumuştu sonra da bir adam gelerek Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir şey fısıldadı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Git onu öldür) buyurdu. ve hemen sonra o adama:
(La ilâhe illallah Muhammed Rasûlüllah) diyor mu?) buyurdu. O adam:
(Evet) deyince, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Bırak onu öyleyse) buyurdu ve şöyle devam etti:
(İnsanlarla (Lâ ilâhe illallah) deyinceye kadar savaşmakla emrolundum ne zaman onu söylerse mallarına ve canlarına dokunmak haram olur. Ancak diğer haklarından dolayı hesapları Allah’a kalmıştır.) (İbn Mâce, Fiten: 1; Dârimi, Siyer: 10)
4000- Evs (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(İnsanlarla (Lâ ilâhe illallah) deyinceye kadar savaşmakla emrolundum. Bunu söylerlerse mallarına ve canlarına dokunmak haram olur. Ancak diğer haklarından dolayı hesapları Allah’a kalmıştır.) (İbn Mâce, Fiten: 1; Dârimi, Siyer: 10)
4001- Ebu İdris (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Muaviye’nin hutbesini dinledim, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den çok az hadis rivâyet ederdi. Hutbesinde Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şu hadisi işittiğini söyledi:
(Her günahı Allah’ın bağışlayacağı ümid edilebilir ancak bile bile bir Mü’mini öldüren ve kafir olarak ölen kimse müstesna.) (Müsned: 16302)
4002- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(Her suçsuz yere adam öldürüldüğünde Ademin ilk oğlu (Kabil)’e de ondan günah yazılır. Çünkü adam öldürmeyi ilk başlatan odur.) (Tirmizî, İlim: 15; Müslim, Kasame: 7)
١ - باب
٣٩٨٣ - أَخْبَرَنَا هَارُونُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ بَكَّارِ بْنِ بِلاَلٍ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عِيسَى، - وَهُوَ ابْنُ سُمَيْعٍ - قَالَ حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ الطَّوِيلُ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ الْمُشْرِكِينَ حَتَّى يَشْهَدُوا أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ فَإِذَا شَهِدُوا أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ وَصَلَّوْا صَلاَتَنَا وَاسْتَقْبَلُوا قِبْلَتَنَا وَأَكَلُوا ذَبَائِحَنَا فَقَدْ حَرُمَتْ عَلَيْنَا دِمَاؤُهُمْ وَأَمْوَالُهُمْ إِلاَّ بِحَقِّهَا ) .
٣٩٨٤ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمِ بْنِ نُعَيْمٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا حِبَّانُ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ، عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَشْهَدُوا أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ فَإِذَا شَهِدُوا أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ وَاسْتَقْبَلُوا قِبْلَتَنَا وَأَكَلُوا ذَبِيحَتَنَا وَصَلَّوْا صَلاَتَنَا فَقَدْ حَرُمَتْ عَلَيْنَا دِمَاؤُهُمْ وَأَمْوَالُهُمْ إِلاَّ بِحَقِّهَا لَهُمْ مَا لِلْمُسْلِمِينَ وَعَلَيْهِمْ مَا عَلَيْهِمْ ) .
٣٩٨٥ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الأَنْصَارِيُّ، قَالَ أَنْبَأَنَا حُمَيْدٌ، قَالَ سَأَلَ مَيْمُونُ بْنُ سِيَاهٍ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ قَالَ يَا أَبَا حَمْزَةَ مَا يُحَرِّمُ دَمَ الْمُسْلِمِ وَمَالَهُ فَقَالَ مَنْ شَهِدَ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ وَاسْتَقْبَلَ قِبْلَتَنَا وَصَلَّى صَلاَتَنَا وَأَكَلَ ذَبِيحَتَنَا فَهُوَ مُسْلِمٌ لَهُ مَا لِلْمُسْلِمِينَ وَعَلَيْهِ مَا عَلَى الْمُسْلِمِينَ .
٣٩٨٦ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَاصِمٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عِمْرَانُ أَبُو الْعَوَّامِ، قَالَ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ لَمَّا تُوُفِّيَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ارْتَدَّتِ الْعَرَبُ فَقَالَ عُمَرُ يَا أَبَا بَكْرٍ كَيْفَ تُقَاتِلُ الْعَرَبَ فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ إِنَّمَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَشْهَدُوا أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنِّي رَسُولُ اللَّهِ وَيُقِيمُوا الصَّلاَةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ ) . وَاللَّهِ لَوْ مَنَعُونِي عَنَاقًا مِمَّا كَانُوا يُعْطُونَ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لَقَاتَلْتُهُمْ عَلَيْهِ . قَالَ عُمَرُ فَلَمَّا رَأَيْتُ رَأْىَ أَبِي بَكْرٍ قَدْ شُرِحَ عَلِمْتُ أَنَّهُ الْحَقُّ .
٣٩٨٧ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ، عَنْ عُقَيْلٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، أَخْبَرَنِي عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ لَمَّا تُوُفِّيَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَاسْتُخْلِفَ أَبُو بَكْرٍ وَكَفَرَ مَنْ كَفَرَ مِنَ الْعَرَبِ قَالَ عُمَرُ لأَبِي بَكْرٍ كَيْفَ تُقَاتِلُ النَّاسَ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَمَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ عَصَمَ مِنِّي مَالَهُ وَنَفْسَهُ إِلاَّ بِحَقِّهِ وَحِسَابُهُ عَلَى اللَّهِ ) . قَالَ أَبُو بَكْرٍ وَاللَّهِ لأُقَاتِلَنَّ مَنْ فَرَّقَ بَيْنَ الصَّلاَةِ وَالزَّكَاةِ فَإِنَّ الزَّكَاةَ حَقُّ الْمَالِ وَاللَّهِ لَوْ مَنَعُونِي عِقَالاً كَانُوا يُؤَدُّونَهُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لَقَاتَلْتُهُمْ عَلَى مَنْعِهِ قَالَ عُمَرُ فَوَاللَّهِ مَا هُوَ إِلاَّ أَنِّي رَأَيْتُ اللَّهَ شَرَحَ صَدْرَ أَبِي بَكْرٍ لِلْقِتَالِ فَعَرَفْتُ أَنَّهُ الْحَقُّ .
٣٩٨٨ - أَخْبَرَنَا زِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَزِيدَ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَإِذَا قَالُوهَا فَقَدْ عَصَمُوا مِنِّي دِمَاءَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ إِلاَّ بِحَقِّهَا وَحِسَابُهُمْ عَلَى اللَّهِ ) . فَلَمَّا كَانَتِ الرِّدَّةُ قَالَ عُمَرُ لأَبِي بَكْرٍ أَتُقَاتِلُهُمْ وَقَدْ سَمِعْتَ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ كَذَا وَكَذَا . فَقَالَ وَاللَّهِ لاَ أُفَرِّقُ بَيْنَ الصَّلاَةِ وَالزَّكَاةِ . وَلأُقَاتِلَنَّ مَنْ فَرَّقَ بَيْنَهُمَا . فَقَاتَلْنَا مَعَهُ فَرَأَيْنَا ذَلِكَ رُشْدًا . قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ سُفْيَانُ فِي الزُّهْرِيِّ لَيْسَ بِالْقَوِيِّ وَهُوَ سُفْيَانُ بْنُ حُسَيْنٍ .
٣٩٨٩ - قَالَ الْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ، عَنِ ابْنِ وَهْبٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي يُونُسُ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، قَالَ حَدَّثَنِي سَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ، أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ، أَخْبَرَهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَمَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ عَصَمَ مِنِّي مَالَهُ وَنَفْسَهُ إِلاَّ بِحَقِّهِ وَحِسَابُهُ عَلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ ) . جَمَعَ شُعَيْبُ بْنُ أَبِي حَمْزَةَ الْحَدِيثَيْنِ جَمِيعًا .
٣٩٩٠ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُغِيرَةِ، قَالَ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ، عَنْ شُعَيْبٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، قَالَ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ، أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ، قَالَ لَمَّا تُوُفِّيَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَكَانَ أَبُو بَكْرٍ بَعْدَهُ وَكَفَرَ مَنْ كَفَرَ مِنَ الْعَرَبِ قَالَ عُمَرُ يَا أَبَا بَكْرٍ كَيْفَ تُقَاتِلُ النَّاسَ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَمَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَقَدْ عَصَمَ مِنِّي مَالَهُ وَنَفْسَهُ إِلاَّ بِحَقِّهِ وَحِسَابُهُ عَلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ ) . قَالَ أَبُو بَكْرٍ لأُقَاتِلَنَّ مَنْ فَرَّقَ بَيْنَ الصَّلاَةِ وَالزَّكَاةِ فَإِنَّ الزَّكَاةَ حَقُّ الْمَالِ فَوَاللَّهِ لَوْ مَنَعُونِي عَنَاقًا كَانُوا يُؤَدُّونَهَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لَقَاتَلْتُهُمْ عَلَى مَنْعِهَا . قَالَ عُمَرُ فَوَاللَّهِ مَا هُوَ إِلاَّ أَنْ رَأَيْتُ اللَّهَ شَرَحَ صَدْرَ أَبِي بَكْرٍ لِلْقِتَالِ فَعَرَفْتُ أَنَّهُ الْحَقُّ .
٣٩٩١ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُغِيرَةِ، قَالَ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ، عَنْ شُعَيْبٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، قَالَ حَدَّثَنِي سَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ، أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ، أَخْبَرَهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَمَنْ قَالَهَا فَقَدْ عَصَمَ مِنِّي نَفْسَهُ وَمَالَهُ إِلاَّ بِحَقِّهِ وَحِسَابُهُ عَلَى اللَّهِ ) . خَالَفَهُ الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ .
٣٩٩٢ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سُلَيْمَانَ، قَالَ حَدَّثَنَا مُؤَمَّلُ بْنُ الْفَضْلِ، قَالَ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ، قَالَ حَدَّثَنِي شُعَيْبُ بْنُ أَبِي حَمْزَةَ، وَسُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، وَذَكَرَ، آخَرَ عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ فَأَجْمَعَ أَبُو بَكْرٍ لِقِتَالِهِمْ فَقَالَ عُمَرُ يَا أَبَا بَكْرٍ كَيْفَ تُقَاتِلُ النَّاسَ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَإِذَا قَالُوهَا عَصَمُوا مِنِّي دِمَاءَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ إِلاَّ بِحَقِّهَا ) . قَالَ أَبُو بَكْرٍ لأُقَاتِلَنَّ مَنْ فَرَّقَ بَيْنَ الصَّلاَةِ وَالزَّكَاةِ وَاللَّهِ لَوْ مَنَعُونِي عَنَاقًا كَانُوا يُؤَدُّونَهَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لَقَاتَلْتُهُمْ عَلَى مَنْعِهَا . قَالَ عُمَرُ فَوَاللَّهِ مَا هُوَ إِلاَّ أَنْ رَأَيْتُ اللَّهَ قَدْ شَرَحَ صَدْرَ أَبِي بَكْرٍ لِقِتَالِهِمْ فَعَرَفْتُ أَنَّهُ الْحَقُّ .
٣٩٩٣ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، ح وَأَنْبَأَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَرْبٍ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَإِذَا قَالُوهَا مَنَعُوا مِنِّي دِمَاءَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ إِلاَّ بِحَقِّهَا وَحِسَابُهُمْ عَلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ ) .
٣٩٩٤ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا يَعْلَى بْنُ عُبَيْدٍ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي سُفْيَانَ، عَنْ جَابِرٍ، وَعَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالاَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَإِذَا قَالُوهَا مَنَعُوا مِنِّي دِمَاءَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ إِلاَّ بِحَقِّهَا وَحِسَابُهُمْ عَلَى اللَّهِ ) .
٣٩٩٥ - أَخْبَرَنَا الْقَاسِمُ بْنُ زَكَرِيَّا بْنِ دِينَارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى، قَالَ حَدَّثَنَا شَيْبَانُ، عَنْ عَاصِمٍ، عَنْ زِيَادِ بْنِ قَيْسٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( نُقَاتِلُ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَإِذَا قَالُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ حَرُمَتْ عَلَيْنَا دِمَاؤُهُمْ وَأَمْوَالُهُمْ إِلاَّ بِحَقِّهَا وَحِسَابُهُمْ عَلَى اللَّهِ ) .
٣٩٩٦ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ، قَالَ حَدَّثَنَا الأَسْوَدُ بْنُ عَامِرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا إِسْرَائِيلُ، عَنْ سِمَاكٍ، عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ، قَالَ كُنَّا مَعَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَجَاءَ رَجُلٌ فَسَارَّهُ فَقَالَ ( اقْتُلُوهُ ) . ثُمَّ قَالَ ( أَيَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ ) . قَالَ نَعَمْ وَلَكِنَّمَا يَقُولُهَا تَعَوُّذًا . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( لاَ تَقْتُلُوهُ فَإِنَّمَا أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَإِذَا قَالُوهَا عَصَمُوا مِنِّي دِمَاءَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ إِلاَّ بِحَقِّهَا وَحِسَابُهُمْ عَلَى اللَّهِ ) .
٣٩٩٧ - { أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سُلَيْمَانَ، } قَالَ عُبَيْدُ اللَّهِ حَدَّثَنَا إِسْرَائِيلُ، عَنْ سِمَاكٍ، عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ سَالِمٍ، عَنْ رَجُلٍ، حَدَّثَهُ قَالَ دَخَلَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَنَحْنُ فِي قُبَّةٍ فِي مَسْجِدِ الْمَدِينَةِ وَقَالَ فِيهِ ( إِنَّهُ أُوحِيَ إِلَىَّ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ ) . نَحْوَهُ .
٣٩٩٨ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سُلَيْمَانَ، قَالَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ أَعْيَنَ، قَالَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ، قَالَ حَدَّثَنَا سِمَاكٌ، عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ سَالِمٍ، قَالَ سَمِعْتُ أَوْسًا، يَقُولُ دَخَلَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَنَحْنُ فِي قُبَّةٍ وَسَاقَ الْحَدِيثَ .
٣٩٩٩ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ سَالِمٍ، قَالَ سَمِعْتُ أَوْسًا، يَقُولُ أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي وَفْدِ ثَقِيفٍ فَكُنْتُ مَعَهُ فِي قُبَّةٍ فَنَامَ مَنْ كَانَ فِي الْقُبَّةِ غَيْرِي وَغَيْرُهُ فَجَاءَ رَجُلٌ فَسَارَّهُ فَقَالَ ( اذْهَبْ فَاقْتُلْهُ ) . فَقَالَ ( أَلَيْسَ يَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنِّي رَسُولُ اللَّهِ ) . قَالَ يَشْهَدُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( ذَرْهُ ) . ثُمَّ قَالَ ( أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَإِذَا قَالُوهَا حَرُمَتْ دِمَاؤُهُمْ وَأَمْوَالُهُمْ إِلاَّ بِحَقِّهَا ) . قَالَ مُحَمَّدٌ فَقُلْتُ لِشُعْبَةَ أَلَيْسَ فِي الْحَدِيثِ ( أَلَيْسَ يَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنِّي رَسُولُ اللَّهِ ) . قَالَ أَظُنُّهَا مَعَهَا وَلاَ أَدْرِي .
٤٠٠٠ - أَخْبَرَنِي هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بَكْرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ أَبِي صَغِيرَةَ، عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ سَالِمٍ، أَنَّ عَمْرَو بْنَ أَوْسٍ، أَخْبَرَهُ أَنَّ أَبَاهُ أَوْسًا قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَشْهَدُوا أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ ثُمَّ تَحْرُمُ دِمَاؤُهُمْ وَأَمْوَالُهُمْ إِلاَّ بِحَقِّهَا ) .
٤٠٠١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، قَالَ حَدَّثَنَا صَفْوَانُ بْنُ عِيسَى، عَنْ ثَوْرٍ، عَنْ أَبِي عَوْنٍ، عَنْ أَبِي إِدْرِيسَ، قَالَ سَمِعْتُ مُعَاوِيَةَ، يَخْطُبُ - وَكَانَ قَلِيلَ الْحَدِيثِ - عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ سَمِعْتُهُ يَخْطُبُ يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ ( كُلُّ ذَنْبٍ عَسَى اللَّهُ أَنْ يَغْفِرَهُ إِلاَّ الرَّجُلُ يَقْتُلُ الْمُؤْمِنَ مُتَعَمِّدًا أَوِ الرَّجُلُ يَمُوتُ كَافِرًا ) .
٤٠٠٢ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُرَّةَ، عَنْ مَسْرُوقٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( لاَ تُقْتَلُ نَفْسٌ ظُلْمًا إِلاَّ كَانَ عَلَى ابْنِ آدَمَ الأَوَّلِ كِفْلٌ مِنْ دَمِهَا وَذَلِكَ أَنَّهُ أَوَّلُ مَنْ سَنَّ الْقَتْلَ ) .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.