1. Bâb—Feraizin Öğretilmesi Hakkında
2906. Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Asım, Muverrik el-Icli'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Ömer İbnu'l-Hattab dedi ki; "Kur'an'ı öğrendiğiniz gibi ferâizi, alin (kaidelerini) ve Sünnetleri (yani dinin nakli hükümlerini) de öğrenin!"
2907. Bize Muhammed b. Yusuf rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyan, el-A'meş'ten, (O da) İbrahim'den (naklen) nivayet etti ki, O şöyle dedi: Ömer dedi ki: "Ferâizi (miras paylarını) öğrenin! Çünkü onlar dininizin (hükümlerindendirler)."
2908. Bize Muhammed b. İsa rivâyet edip (dedi ki), bize Yusuf el-Mâcişûn rivâyet edip dedi ki, İbn Şihâb şöyle dedi: "Osman ile Zeyd zamanın birinde ölselerdi, ferâiz ilmi yok olup giderdi. Andolsun ki, insanlar, bu (ilmi) onlardan başkasının bilmedikleri bir zaman geçirmişlerdir!"
2909. Bize Ebu Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize el-Mes'udi, el-Kasım'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Abdullah dedi ki; "Kur'an ile ferâizi öğrenin. Çünkü durum şu ki, insanın önceden bilmiş olduğu bir bilgiye muhtaç hale gelmesi veya bilmeyen bir topluluğun içinde kalması zamanı yakındır!"
2910. Bize Ebu Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Ziyad b. Ebi Müslim, Ebu'l-Halil'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ebu Mûsa dedi ki: "Kim Kur'an'ı bilir, ferâizi bilmezse, onun durumu hiç yüzü olmayan -veya "yüzü olmayan"- başın durumu gibidir!"
2911. Bize Ahmed b. Abdullah rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu Şihâb, el-A'meş'ten, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben Alkâme'ye; "Sana (ferâiz konusunda) ne soracağımı bilemiyorum?" dedim de, O şöyle cevap verdi: "(Ferâiz meselelerini öğrenmek istiyorsan), komşularını öldür (de bazısını bazısına mirasçı kıl!)"
2912. Bize Ebu Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Muhammed b. Talha, el-Kasım İbnu'l-Velid el-Hemdâni'den, (O da) Abdullah b. Mes'ud'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Ferâiz, talâk ve hac (bilgilerini) öğrenin. Çünkü (bunları öğrenmek) dininizin (emirlerindendir)!"
2913. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Kesir'den, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "(Sahabe-i Kiram); Kur'an’ın, ferâizin ve (hac) ibadetlerinin öğretilmesine teşvik ederlerdi."
2914. Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan'dan, (O) Ebu İshak'tan, (O) Ebu Ubeyde'den, (O da) Abdullah'tan (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: "Kur'an'ı okuyan kimse ferâizi de öğrensin. Çünkü ona bir bedevi rastlarsa, "yâ muhacir, sen Kur'an okuyabiliyor musun?" diye sorar. O eğer; "evet" cevabı verirse, (bedevi bu sefer); "(miras) paylarını ayırabilir misin?" diye sorar. O zaman o; "evet" derse, bu (Allah'ın ona verdiği) bir fazlalık ve hayır olur; "hayır" derse (bedevî); "peki, senin bana üstünlüğün nedir, ey muhacir?" karşılığını verir."
2915. Bize Abdullah b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Ukbe b. Halid, el-A'meş'ten, (O da) Müslim'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Biz Mesrûk'a; "Âişe ferâizi iyi biliyor muydu?" diye sorduk da, O şöyle cevap verdi: Kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan (Allah')a yemin ederim ki; ben gerçekten, Muhammed'in Ashabının büyüklerini O'ndan ferâiz sorarken görmüştüm!"
١- باب فِى تَعْلِيمِ الْفَرَائِضِ
٢٩٠٦ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا عَاصِمٌ عَنْ مُوَرِّقٍ الْعِجْلِىِّ قَالَ قَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ : تَعَلَّمُوا الْفَرَائِضَ وَاللَّحْنَ وَالسُّنَنَ كَمَا تَعَلَّمُونَ الْقُرْآنَ.
٢٩٠٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالَ قَالَ عُمَرُ : تَعَلَّمُوا الْفَرَائِضَ فَإِنَّهَا مِنْ دِينِكُمْ.
٢٩٠٨ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا يُوسُفُ الْمَاجِشُونُ قَالَ قَالَ ابْنُ شِهَابٍ : لَوْ هَلَكَ عُثْمَانُ وَزَيْدٌ فِى بَعْضِ الزَّمَانِ لَهَلَكَ عِلْمُ الْفَرَائِضِ ، لَقَدْ أَتَى عَلَى النَّاسِ زَمَانٌ وَمَا يَعْلَمُهَا غَيْرُهُمَا .
٢٩٠٩ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا الْمَسْعُودِىُّ عَنِ الْقَاسِمِ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ : تَعَلَّمُوا الْقُرْآنَ وَالْفَرَائِضَ ، فَإِنَّهُ يُوشِكُ أَنْ يَفْتَقِرَ الرَّجُلُ إِلَى عِلْمٍ كَانَ يَعْلَمُهُ ، أَوْ يَبْقَى فِى قَوْمٍ لاَ يَعْلَمُونَ.
٢٩١٠ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا زِيَادُ بْنُ أَبِى مُسْلِمٍ عَنْ أَبِى الْخَلِيلِ قَالَ قَالَ أَبُو مُوسَى : مَنْ عَلِمَ الْقُرْآنَ وَلَمْ يَعْلَمِ الْفَرَائِضَ فَإِنَّ مَثَلَهُ مَثَلُ الْبُرْنُسِ لاَ وَجْهَ لَهُ أَوْ لَيْسَ لَهُ وَجْهٌ.
٢٩١١ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا أَبُو شِهَابٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالَ قُلْتُ لِعَلْقَمَةَ : مَا أَدْرِى مَا أَسْأَلُكَ عَنْهُ؟ قَالَ : أَمِتْ جِيرَانَكَ.
٢٩١٢ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ طَلْحَةَ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ الْوَلِيدِ الْهَمْدَانِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ : تَعَلَّمُوا الْفَرَائِضَ وَالطَّلاَقَ وَالْحَجَّ ، فَإِنَّهُ مِنْ دِينِكُمْ.
٢٩١٣ - أَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ كَثِيرٍ عَنِ الْحَسَنِ قَالَ : كَانُوا يُرَغِّبُونَ فِى تَعْلِيمِ الْقُرْآنِ وَالْفَرَائِضِ وَالْمَنَاسِكِ.
٢٩١٤ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى عُبَيْدَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : مَنْ قَرَأَ الْقُرْآنَ فَلْيَتَعَلَّمِ الْفَرَائِضَ ، فَإِنْ لَقِيَهُ أَعْرَابِىٌّ قَالَ : يَا مُهَاجِرُ أَتَقْرَأُ الْقُرْآنَ ؟ فَإِنْ قَالَ نَعَمْ قَالَ : تَفْرِضُ؟ فَإِنْ قَالَ نَعَمْ فَهُوَ زِيَادَةٌ وَخَيْرٌ وَإِنْ قَالَ لاَ قَالَ : فَمَا فَضْلُكَ عَلَىَّ يَا مُهَاجِرُ؟
٢٩١٥ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عُقْبَةُ بْنُ خَالِدٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ مُسْلِمٍ قَالَ : سَأَلْنَا مَسْرُوقاً : كَانَتْ عَائِشَةُ تُحْسِنُ الْفَرَائِضَ؟ قَالَ : وَالَّذِى لاَ إِلَهَ غَيْرُهُ لَقَدْ رَأَيْتُ الأَكَابِرَ مِنْ أَصْحَابِ مُحَمَّدٍ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَسْأَلُونَهَا عَنِ الْفَرَائِضِ.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.