Cennet’teki Köşkler ve Saraylar
Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde Tevbe sûresinin 72. âyetinde meâlen; "Allah, mü'min erkeklere de, mü'min kadınlara da kendileri, içinde ebedî kalıcı olmak üzere altından ırmaklar akan Adn Cennetleri'ni ve çok güzel meskenleri vâdetti. Allah'ın bir rıdvânı (rızâsı) ise daha büyüktür. İşte bu, en büyük seâdettir" buyurdu.
"O, sizin günahlarınızı yarlığar, sizi altlarından ırmaklar akan Cennetlere ve Adn Cennetleri'ndeki çok güzel saraylara sokar. İşte bu en büyük kurtuluş (seâdet)dir."
Bir hadîs-i şerîfde Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Her kim İhlâs sûresini onbir defâ okursa, onun için Cennet’te bir saray yaptırılır. Yirmi defâ okuyan için iki saray binâ edilir. Her kim otuz defâ okursa onun için Cennet’te üç saray yaptırılır" buyurdu. Bunun üzerine Ömer (radıyallahü anh); "Yâ Resûlallah o takdirde saraylarımız çoğalır" dedi. Resûlullah da: "Allahü teâlâ lütfunu bundan daha bol ihsân eder" buyurdu. Yine hadîs-i şerîfde buyuruldu ki: "Aziz ve Celîl olan Allahü teâlâ bir kulunun, evlâdının rûhunu aldığı zaman meleklere hitâben; "Kulum ne söyledi?" diye sorar. Melekler; "O (kul) sana hamdetti ve istircâ eyledi (înnâ lillâh ve innâ ileyhi râcîûn) der. Yâni "Biz (dünyâda) Allah'ın teslim olmuş kullarıyız ve biz (âhrrette) ancak O'na dönücüleriz" meâlindeki âyetini okudu" derler. Allahü teâlâ da: "Ona Cennet’te bir köşk yapınız ve hamd evi adını veriniz" buyurur."
Cennet’te yâkuttan, inciden, zebercedden ve altından saraylar ve köşkler vardır. İçlerinde sündüs, istebrak ve ipeklerden minderler, döşekler ve yastıklar vardır. Altından ve kristal gibi nûrdan ve hâlis gümüşten kulpsuz maşrapalar, bardaklar ve kâseler ile sahanlar ve tabaklar vardır. Onların bâzısı altından, kimisi de nûrdandır. Nitekim Gâşiye sûresinin 13. âyetinde meâlen; "Cennet’te yüksek sedirler ve tahtlar vardır" buyuruldu. Vâkıa sûresinin 16. âyetinin tefsîrinde, tefsîr âlimleri bildiriyorlar ki: "Cennet’tekiler; yâkut, cevâhir, inci ve zeberced ile süslü tahtlar üzerinde birbirlerine karşı oturup konuşurlar. Sündüs, istebrak ve ipek kumaşlardan minderler, döşekler ve yastıklar vardır. Bunlar şimdiki hâlde döşenmiş yayılmıştır. Rahmân sûresi 54. âyetinde meâlen; "Cennet’tekiler, altı kalın ipekli olan döşek ve minderlere dayanırlar" buyuruldu. Hadîs-i şerîflerde; "O yaygıların üzeri ışık saçan nûrdur", "Cennet’te mü'minler için yüksek ve latîf köşkler vardır. Bunlar içi boş tek bir inciden yapılmıştır" buyuruldu. Sebe' sûresinin 37. âyet-i kerîmesi sonunda meâlen; "Onlar Cennet gurfelerinde emîndirler" buyuruluyor. Gurfe; çardak, odalar demektir. Bunlar öyle yüksek köşklerdir ki, oradan her yer görülür. Bir hadîs-i şerîfde; "İnsan, Cennet’te, her biri ayrı ayrı süslü yetmiş koltuk yastığa dayanır" buyuruldu. Kimi parçalanmamış kırmızı yâkuttan olup, üzerinde yeşil zebercedden inciler ve cevherler ile süslenmiş, kimi altından olup yâkut, zümrüt, elmas ve la'l ile bezenmiş, kimi yekpâre cevâhirden ve zümrüt, mercan ve sarı yâkut ile işlenmiş altındandır. İşte böyle yapılmış köşklerde ve sofalarda birbirlerinden yüksek yataklar ve döşekler vardır. Cennet’te öyle yerler öyle makâmlar vardır ki, onlara uyûn denir. Bunlar yayla gibi yerlerde ve deniz kenarlarında, güzel, geniş bahçeler içinde, ırmakların yanında, köşkler ve çadırlar ve her tarafı seyreden yüksek makâmlardır. Hadîs-i şerîfde; "Cennet’tekiler, çardak ve cihannümâ (her yeri seyreden) makâmlarının sâhiplerini, sizin yerden yıldızları gördüğünüz gibi yüksek görür" buyuruldu.
Peygamberimize vahiy gelmesinden sonra idi. Müşrik Araplar, Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) pek düşmandılar. Hazret-i Hadîce, Resûlullah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) devamlı koruyup aramaktaydı. Peygamberimiz dışarıdayken, O'nu aramaya çıkmıştı. Cebrâil aleyhisselâm insan kıyafetinde Hazret-i Hadîce'ye göründü. Hazret-i Hadîce, ona Peygamberimizi sormak istediyse de düşmanlardan olma ihtimâlini hesâba katarak sormayıp, geri eve döndü. Peygamberimizi evde görünce, hâdiseyi anlattı. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Senin gördüğün ve beni sormak istediğin o zâtın kim olduğunu biliyor musun? Cebrâil aleyhisselâm idi. O, selâmını sana bildirmemi söyledi. Şunu da sana bildirmemi söyledi ki, Cennet’te senin için incilerden yapılmış bir köşk hazırlanmıştır. Tabî orada böyle üzüntülü, sıkıntılı, zahmetli ve külfetli şeyler bulunmayacaktır."
"Cennet’te öyle köşkler vardır ki içinde bulunanlar dışındakini, dışındakiler de içindekileri görür. Bunlar sözü hoş, selâmı çok olanlara, yemeği çok yedirip oruca devam edenlere ve gece namaz kılanlara verilir."