Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 9. (Dünya) İşler(in)de Üstünlük Taslamanın Çirkinliği

4802- Hazret-i Enes'den (rivâyet edilmiştir) dedi ki:

(Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in) " el-adbâ" (isimli devesi)nin (yarışlarda) hiç önüne geçilmezdi. (Birgün) bir bedevî kendisine ait bir yük devesinin üzerinde geldi ve Adbâ ile yarışa girip onu geçti. Bu geçiş Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sahabilerine ağır gelir gibi oldu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Dünyada her yükselen şeyi (oradan tekrar) aşağı indirmek Allah'ın kanunudur" buyurdu.

Buharî, cihad 59; rikâk 38, Nesâî hayl 14, 16.

4803- (Yine) Hazret-i Enes'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" Dünyadakilerden her yükselen şeyi (oradan tekrar) aşağı indirmek, aziz ve celil olan Allah'ın kanunudur."

Buharî, cihad 59. rikak 38; Nesâi, hayl 14, 16.

٩ - بَاب فِي كَرَاهِيَة الْرِّفْعَة فِي الْأُمُوْر

٤٨٠٢ - حَدَّثَنَا مُوْسَى بْن إِسْمَاعِيْل، ثَنَا حَمَّاد، عَن ثَابِت، عَن أَنَس قَال:

كَانَت الْعَضْبَاء لَا تُسْبَق فَجَاء أَعْرَابِي عَلَى قَعُوْد لَه فَسَابَقَهَا فَسَبَقَهَا الْأَعْرَابِي، فَكَأَن ذَلِك شَق عَلَى أَصْحَاب رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فَقَال: (حَق عَلَى الْلَّه [عَز وَجَل] أَن لَا يُرْفَع شَيْئا مَن الْدُّنْيَا إِلَا وَضَعَه).

٤٨٠٣ - حَدَّثَنَا الْنُّفَيْلِي، ثَنَا زُهَيْر، ثَنَا حُمِيَد، عَن أَنَس بِهَذِه الْقِصَّة،

عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال: (إَن حَقّا عَلَى الْلَّه عَز وَجَل أَن لَا يُرْفَع شَىْء مِّن الْدُّنْيَا إِلَا وَضَعَه).



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 8. Güzel Huy

4798- Âişe (radıyallahü anhâ)'dan (rivâyet edilmiştir); dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i (şöyle) derken işittim:

" Muhakkak ki mü'min, ahlâkının güzelliği sebebi île (gündüzleri) oruç tutan (ve geceleri de) Allah'a ibâdetle geçiren kimsenin derecesine ulaşır."

Muvatta; husnu'l-huluk.

4799- Ebû'd Derdâ (radıyallahü anh)'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurmuştur:

" Terazide güzel huydan daha ağır basacak olan bir şey yoktur."

Tirmizî, Birr 61; Ahmed b. Hanbel, VI, 442, 446, 448, 451.

(Bu hadisin ravilerinden) Ebûl Velid (et-Tayâlisî, bu hadisi el Kasım b. Ebi Bezze'den) sema yoluyla, yani ben, Ata el Keyharanî'yi (şöyle şöyle derken) işittim, (şeklinde) rivâyet etti. (Diğer râvi Hafs b. Ömer ise el-Kasım'dan an'ane tarikiyle rivâyet etti.)

Ebû Dâvud der ki: (Sözü geçen) o (Ata el Keyharani’den maksat) Ata İbn Yakub'dur ve ibrahim İbn Nafi'nin dayısıdır. Keyharânî ve Gevharânî (nisbetleriyle) anılır.

4800- Ebû Umame'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem;’şöyle) buyurmuştur:

" Ben, haklıyken bile çekişmeye girmekten kaçınan kimse için cennetin kenarından; şakadan da olsa yalan söylemeye yanaşmayan kimse için cennetin ortasından, huyunu güzelleştiren kimse için de cennetin en yükseğinden bir " köşk (verilmesin)e kefilim."

Tirmizî, birr 158; Nesâî, cihad 19; İbn Mâce, mukaddime 7.

4801- Hârice İbn Vehb'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) jöyle) buyurmuştur:

" Çok şişman olup böbürlenerek yürüyen, kibirli, cimri ve hilekâr kimse cennete girmez, kendini beğenmiş katı kalpli insan da giremez."

Buharî, tefsir sure 68/1, edeb 6, eyman 9; Müslim, cenne 46-47; Tirmizî, cehennem 13; İbn Mâce, zühd 4; Ahmed b. Hanbel, IV, 227, II, 169, 214, III, 145, IV, 175, 306.

٨ - بَاب فِي حُسْن الْخُلُق

٤٧٩٨ - حَدَّثَنَا قُتَيْبَة بْن سَعِيْد، ثَنَا يَعْقُوْب يَعْنِي الْإِسْكَنْدَرَانِي عَن عَمْرِو، عَن الْمُطَّلِب، عَن عَائِشَة رَحِمَهَا الْلَّه قَالَت:

سُمِعَت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَقُوْل: (إِن الْمُؤْمِن لَيُدْرِك بِحُسْن خُلُقِه دَرَجَة الَصَاائِم الْقَائِم).

٤٧٩٩ - حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيّد الطَّيَالِسِي، وَحَفْص بْن عُمَر قَالَا: ثَنَا، ح وَثَنَا ابْن كَثِيْر، أَخْبَرَنَا شُعْبَة، عَن الْقَاسِم بِن أَبِي بَزَّة، عَن عَطَاء الْكَيْخَارَانِي، عَن أُم الْدَّرْدَاء، عَن أَبِي الْدَّرْدَاء رَضِي الْلَّه عَنْه

عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال: (مَا مِن شَىْء أَثْقَل فِي الْمِيْزَان مِن حُسْن الْخُلُق).

قَال أَبُو الْوَلِيّد قَال: سَمِعْت عَطَاء الْكَيْخَارَانِي.

قَال أَبُو دَاوُد: وَهُو عَطَاء بْن يَعْقُوْب، وَهُو خَال إِبْرَاهِيْم بْن نَافِع، يُقَال: كَيْخَارَانِي وَكَوْخَارَانِي.

٤٨٠٠ - حَدَّثَنَا مُحَمَّد بْن عُثْمَان الْدِّمَشْقِي أَبُو الْجَمَاهِر قَال: ثَنَا أَبُو كَعْب أَيُّوْب بْن مُحَمَّد الْسَّعْدِي قَال: حَدَّثَنِي سُلَيْمَان بْن حَبِيْب الْمُحَارِبِي، عَن أَبِي أُمَامَة قَال:

قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: ( أَنَا زَعِيْم بِبَيْت فِي رَبَض الْجَنَّة لِمَن تَرَك الْمِرَاء وَإِن كَان مُحِقّا، وَبِبَيْت فِي وَسَط الْجَنَّة، لِمَن تَرَك الْكَذِب وَإِن كَان مَازِحَا، وَبِبَيْت فِي أَعْلَى الْجَنَّة لِمَن حَسَّن خُلُقَه).

٤٨٠١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْر وَعُثْمَان ابْنَا أَبِي شَيْبَة قَالَا: ثَنَا وَكِيْع، عَن سُفْيَان، عَن مَعْبَد بْن خَالِد، عَن حَارِثَة بْن وَهْب قَال:

قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (لَا يَدْخُل الْجَنَّة الْجَوَّاظ، وَلَا الْجَعْظَرِي) قَال: وَالْجَوَّاظ الْغَلِيْظ: الْفَظ.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 7. Utanma

4795- (Abdullah) b. Ömer'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kardeşine (fazla) utanma(ması) hakkında öğüt vermekte olan ensardan bir zatın yanına uğramış da:

" Onu bırak! Çünkü utanmak imandandır" buyurmuştur.

Buharî, iman 3, 6, edeb 77; Müslim, iman 57-59; Ebû Dâvûd, sünne 14; Tirmizî, birr 56, 80, iman 7, Nesâî, iman 16, 27; İbn Mâce, mukaddime 9; zühd 17; Muvatta, hüsnü'l-hulk 10; Ahmed b. Hanbel, 11-56, 147, 392, 414, 442, 501, 533, V, 269.

4796- Ebû Katede'den demiştir ki:

Biz, İmran b. Husayn ile birlikte idik. Orada Buşeyr İbn Ka'b da vardı. (Bir ara) İmran İbn Husayn (söze başlayıp)Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Utanma tamamiyle hayırdır" dediğini ya da " utanma(nın) hepsi de hayırdır" buyurduğunu söyledi.

Bunun üzerine Büşeyr İbn Ka'b'm:

" Biz bazı kitaplarda bazı hayaların vakar (ağırlık), bazısının sekînet (iç huzuru), bazısının da zayıflık (kaynağı) olduğuna rastladık" dedi.

İmran hadisi tekrar rivâyet etti. Büşeyr de sözü(nü) tekrarladı; (hayanın bir takım zaafların kaynağı olduğunu ifade eden Büşeyr'in bu sözlerini ikinci kez işiten) İmran öfkelenip gözleri kıpkırmızı oldu ve (Büşeyr'e hitaben):

Görüyorum ki, ben sana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan söz ediyorum, sen de bana kitaplarından bahsediyorsun, dedi. (Biz bu durumu görünce İmran'ın daha fazla kızmasını önlemek için kendisine):

Ey Ebû Nüceyd, (artık bu kadarı) yeter! dedik.

Müslim, iman 60-61.

4797- Ebû Mesûd (radıyallahü anh)'dan (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" İnsanların ilk Peygamberlikten beri duyageldikleri sözlerden biri; utanmazsan dilediğini yap! sözüdür."

Buharî, enbiya 54, edeb 78; İbn Mâce, zühd 17; Muvattâ, sefer 46; Ahmed b. Hanbel, IV, 121-122, V, 273.

٧ - بَاب فِي الْحَيَاء

٤٧٩٥ - حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِي، عَن مَالِك، عَن ابْن شِهَاب، عَن سَالِم بْن عَبْد الْلَّه عَن ابْن عُمَر

أَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم مَر عَلَى رَجُل مِّن الْأَنْصَار وَهُو يَعِظ أَخَاه فِي الْحَيَاء، فَقَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (دَعْه فَإِن الْحَيَاء مِن الْإِيْمَان).

٤٧٩٦ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَان بْن حَرْب، ثَنَا حَمَّاد، عَن إِسْحَاق بْن سُوَيْد، عَن أَبِي قَتَادَة قَال: كُنَّا مَع عِمْرَان بْن حُصَيْن وَثَم بُشَيْر بْن كَعْب، فَحَدِّث عِمْرَان بْن حُصَيْن قَال:

قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (الْحَيَاء خَيْر كُلُّه) أَو قَال: (الْحَيَاء كُلُّه خَيْر) فَقَال بُشَيْر بْن كَعْب: إِنَّا نَجِد فِي بَعْض الْكُتُب أَن مِنْه سَكِيْنَة وَوَقَارَا [لِلَّه] وَمِنْه ضَعْفَا، فَأَعَاد عِمْرَان الْحَدِيْث، وَأَعَاد بُشَيْر الْكَلَام قَال: فَغَضِب عِمْرَان، حَتَّى احْمَرَّت عَيْنَاه وَقَال: أَلَا أَرَانِي أُحَدِّثُك عَن رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم وَتُحَدِّثُنِي عَن كُتُبِك، قَال: قُلْنَا يَا أَبَا نُجَيْد، إِيْه إِيْه.

٤٧٩٧ - حَدَّثَنَا عَبْد الْلَّه بْن مَسْلَمَة، ثَنَا شُعْبَة، عَن مَنْصُوْر، عَن رِبْعِي بْن حِرَاش، عَن أَبِي مَسْعُوْد قَال:

قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (إِن مِمَّا أَدْرَك الْنَّاس مِن كَلَام الْنُّبُوَّة الْأُوْلَى إِذَا لَم تَسْتَح فَافْعَل مَا شِئْت).



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget