Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 59- ÇOCUK, FÎRÂŞ'A (YATAK SAHİBİ OLAN ERKEĞE) AİTTİR. ZİNA EDEN ERKEĞE DE MAHRUMİYET DÜŞER, BÂBI

2082 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir:

Zam'a'nın cariyesinin oğlu (Abdurrahman'ın nesebinin tâyini ve kimin oğlu sayılmasının gerekliliği) hakkında Zam'a'nın oğlu (Abd) ile Sa'd (bin Ebi Vakkas), aralarında bulunan ihtilâfın halli için Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e baş vurdular. Sa'd:

— Yâ Resûlallah(ölen) kardeşim (Utbe) bana vasiyet ederek, Mekke'ye vardığımda Zam'a'nın cariyesinin oğluna bakıp yakalamamı (almamı) istemiştir, (Çünkü çocuğun kendisinden olduğunu söylemiştir), diye iddiasını açıkladı. Abd bin Zam'a da:

— Çocuk benim kardeşimdir, babamın cariyesinin oğludur, babamın firâşı (yatağı) üstünde doğmuştur, dedi. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) çocuğun Utbe'ye benzediğini gördü ve:

— (Yâ Abd bin Zam'a! (Abdurrahman isimli) bu çocuk senin (kardeşin) dir. Çocuk firaş (sahibin) e aittir. (Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), kendi zevcesi olan Zam'a kızı Sevde'ye' :

(Yâ Sevde! Sen bundan sonra (Abdurrahman isimli) bu çocuğa gözükme) buyurdu. "

2083 - “... Ömer (bin el-Hattab) (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çocuğun firâş (sahibin)'e âit olduğuna hükmetmiştir. "

2084) ..... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Çocuk firâş (sahibin) e aittir. Zina eden (erkek) e de (çocuktan) mahrumiyet vardır. )

2085 - “... Ebû Ümâme el-Bâhilî (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir : Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyururken işittim :

(Çocuk firâş (sahibin) e aittir. Zina eden (erkek) e de (çocuktan) mahrumiyet vardır)

٥٩ - باب الْوَلَدِ لِلْفِرَاشِ وَلِلْعَاهِرِ الْحَجَرُ

٢٠٨٢ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ إِنَّ عَبْدَ بْنَ زَمْعَةَ وَسَعْدًا اخْتَصَمَا إِلَى النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فِي ابْنِ أَمَةِ زَمْعَةَ ‏.‏ فَقَالَ سَعْدٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَوْصَانِي أَخِي إِذَا قَدِمْتُ مَكَّةَ أَنْ أَنْظُرَ إِلَى ابْنِ أَمَةِ زَمْعَةَ فَأَقْبِضَهُ ‏.‏ وَقَالَ عَبْدُ بْنُ زَمْعَةَ أَخِي وَابْنُ أَمَةِ أَبِي وُلِدَ عَلَى فِرَاشِ أَبِي ‏.‏ فَرَأَى النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ شَبَهَهُ بِعُتْبَةَ فَقَالَ ‏( هُوَ لَكَ يَا عَبْدُ بْنُ زَمْعَةَ ‏.‏ الْوَلَدُ لِلْفِرَاشِ وَاحْتَجِبِي عَنْهُ يَا سَوْدَةُ ‏)‏.‏

٢٠٨٣ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي يَزِيدَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَضَى بِالْوَلَدِ لِلْفِرَاشِ ‏.‏

٢٠٨٤ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ‏( الْوَلَدُ لِلْفِرَاشِ ‏.‏ وَلِلْعَاهِرِ الْحَجَرُ ‏)‏.‏

٢٠٨٥ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَيَّاشٍ، حَدَّثَنَا شُرَحْبِيلُ بْنُ مُسْلِمٍ، قَالَ سَمِعْتُ أَبَا أُمَامَةَ الْبَاهِلِيَّ، يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ‏( الْوَلَدُ لِلْفِرَاشِ وَلِلْعَاهِرِ الْحَجَرُ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 58- ÇOCUĞUNUN KENDİSİNDEN OLDUĞUNDA ŞÜPHE EDEN ADAM

2080 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den; Söyle demiştir :

Benî Fezâre (kabilesin)den bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına gelerek:

— Yâ Resûlallah! Benim ailem siyah bir erkek çocuk doğurdu. (Ben siyah olmadığım için ailemden şübheleniyorum, demek istedi. ) Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (adama) :

— (Senin develerin var mı?) diye sordu. Adam :

— Evet (var), dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— (Peki, develerin renkleri nasıldır?) buyurdu. Adam :

— Kırmızıdır, diye cevap verdi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— (Develerin içinde beyazı siyaha çalar boz deve var mı?) buyurdu. Adam :

— Şüphesiz bunlar içinde beyazı siyaha çalar boz develer vardır, diye cevap verdi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— (Şu halde o boz renk nereden bunlara geldi?) diye sordu. Adam:

— Soyundan bir damara çektiği umulur, diye cevap verdi. Efendimiz:

— (Bu çocuğunu da eski bir soy damarı çektiği umulur,) buyurdu.

(Bu hadîsi müellife Ebû Bekir ile Muhammed bin Sabbah rivâyet etmişlerdir. Bu ifâde Muhammed bin Sabbah'a aittir. )

2081 - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir:

Bedevilerden bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına gelerek:

— Yâ Resûlallah! Benim karım benim yatağım üzerinde (yani nikâhım altında) siyah bir oğlan çocuk doğurdu. Halbuki biz öyle bir aileyiz ki içimizde öteden beri hiç bir siyah kimse olmamıştır, dedi, (karısından şüphelendiğini ifâde etmek istedi. ) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), ona:

— (Develerin var mı?) diye sordu. Adam:

— Evet (var), dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— (Peki, bunların renkleri nasıldır?) buyurdu. Adam :

— Kırmızıdır, diye cevap verdi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— (Bunların içinde siyah deve var mı?) diye sordu. Adam :

— Hayır, dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— (Bunların içinde beyazı siyaha çalar boz deve var mı?) buyurdu. Adam:

— Evet (vardır. ), dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem);

— (Peki, o boz renk nereden oldu?) diye sordu. Adam :

— Soyundan bir damarın onu çektiği umulur, diye cevap verdi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— (Soyundan bir damarın senin bu oğlunu çektiği de umulur. ) buyurdu. "

٥٨ - باب الرَّجُلِ يَشُكُّ فِي وَلَدِهِ

٢٠٨٠ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَمُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ جَاءَ رَجُلٌ مِنْ بَنِي فَزَارَةَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏.‏ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ امْرَأَتِي وَلَدَتْ غُلاَمًا أَسْوَدَ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( هَلْ لَكَ مِنْ إِبِلٍ ‏)‏.‏ قَالَ نَعَمْ ‏.‏ قَالَ ‏( فَمَا أَلْوَانُهَا ‏)‏.‏ قَالَ حُمْرٌ ‏.‏ قَالَ ‏( هَلْ فِيهَا مِنْ أَوْرَقَ ‏)‏.‏ قَالَ إِنَّ فِيهَا لَوُرْقًا ‏.‏ قَالَ ‏( فَأَنَّى أَتَاهَا ذَلِكَ ‏)‏.‏ قَالَ عَسَى عِرْقٌ نَزَعَهَا ‏.‏ قَالَ ‏( وَهَذَا لَعَلَّ عِرْقًا نَزَعَهُ ‏)‏.‏ وَاللَّفْظُ لاِبْنِ الصَّبَّاحِ ‏.‏

٢٠٨١ - حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ، حَدَّثَنَا عَبَاءَةُ بْنُ كُلَيْبٍ اللَّيْثِيُّ أَبُو غَسَّانَ، عَنْ جُوَيْرِيَةَ بْنِ أَسْمَاءَ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، ‏.‏ أَنَّ رَجُلاً، مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ أَتَى النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ امْرَأَتِي وَلَدَتْ عَلَى فِرَاشِي غُلاَمًا أَسْوَدَ وَإِنَّا أَهْلُ بَيْتٍ لَمْ يَكُنْ فِينَا أَسْوَدُ قَطُّ ‏.‏ قَالَ ‏( هَلْ لَكَ مِنَ إِبِلٍ ‏)‏.‏ قَالَ نَعَمْ ‏.‏ قَالَ ‏( فَمَا أَلْوَانُهَا ‏)‏.‏ قَالَ حُمْرٌ ‏.‏ قَالَ ‏( هَلْ فِيهَا أَسْوَدُ ‏)‏.‏ قَالَ لاَ ‏.‏ قَالَ ‏( فَهَلْ فِيهَا أَوْرَقُ ‏)‏.‏ قَالَ نَعَمْ ‏.‏ قَالَ ‏( فَأَنَّى كَانَ ذَلِكَ ‏)‏.‏ قَالَ عَسَى أَنْ يَكُونَ نَزَعَهُ عِرْقٌ ‏.‏ قَالَ ‏( فَلَعَلَّ ابْنَكَ هَذَا نَزَعَهُ عِرْقٌ ‏)‏.‏


 57- NEFSİNİ (KADINLIĞINI) PEYGAMBER(SALLALLAHÜ ALEYHİ VE SELLEM)’E HİBE EDEN (YÂNÎ MEHÎRSÎZ VEREN) KADIN

2078 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre: Şöyle söylerdi:

Kadın, nefsini (kadınlığını) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e (mehirsiz olarak) hibe etmekten haya etmez mi? (diye ayıplardı. ) Nihayet Allahü teâlâ

(Ey Nebi, kadınlarından dilediği (nin nöbeti) nî geriye bırakabilirsin, dilediğini de yanına alabilirsin (kadınların arasında nöbet usûlünü uygulamaya mecbur değilsin) âyetini indirince Âişe ben şöyle söyledim, demiştir :

— (Yâ Resûlallah) Rabbin şübhesiz senin dilek ve arzunu geciktirmeden derhal gerçekleştirir. "

2079 - “... Sabit (el-Bennâni) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir : Biz Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'ın yanında atanıyorduk. Onun bir kızı da onun yanında idi. Enes:

Bir kadın. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına gelerek kendi nefsini (kadınlığını) Ona arzetti ve: Yâ Resûlallah! Bana ihtiyacın var mı diyerek (O'nunla evlenmek teklifinde bulundu)?

(Yanımızda bulunan) Enes'in kızı : O kadının hayasının azlığına şaşarım, dedi. Bunun üzerine Enes, (kızına) :

O kadın senden hayırlıdır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile evlenmek (şerefine) kavuşmak istediği için kendi nefsini O'na arz etti, dedi. "

٥٧ - باب الَّتِي وَهَبَتْ نَفْسَهَا لِلنَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم

٢٠٧٨ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَبْدَةُ بْنُ سُلَيْمَانَ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّهَا كَانَتْ تَقُولُ أَمَا تَسْتَحِي الْمَرْأَةُ أَنْ تَهَبَ نَفْسَهَا لِلنَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ حَتَّى أَنْزَلَ اللَّهُ ‏{تُرْجِي مَنْ تَشَاءُ مِنْهُنَّ وَتُؤْوِي إِلَيْكَ مَنْ تَشَاءُ}‏ ‏.‏ قَالَتْ فَقُلْتُ إِنَّ رَبَّكَ لَيُسَارِعُ فِي هَوَاكَ ‏.‏

٢٠٧٩ - حَدَّثَنَا أَبُو بِشْرٍ، بَكْرُ بْنُ خَلَفٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ قَالاَ حَدَّثَنَا مَرْحُومُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ، حَدَّثَنَا ثَابِتٌ، قَالَ كُنَّا جُلُوسًا مَعَ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ وَعِنْدَهُ ابْنَةٌ لَهُ فَقَالَ أَنَسٌ جَاءَتِ امْرَأَةٌ إِلَى النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَعَرَضَتْ نَفْسَهَا عَلَيْهِ ‏.‏ فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَلْ لَكَ فِيَّ حَاجَةٌ فَقَالَتِ ابْنَتُهُ مَا أَقَلَّ حَيَاءَهَا ‏.‏ فَقَالَ هِيَ خَيْرٌ مِنْكِ رَغِبَتْ فِي رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَعَرَضَتْ نَفْسَهَا عَلَيْهِ ‏.‏

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget