Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 63- ŞİRKET (ORTAKLIK) VE MÜDÂREBE BÂBI

2375 - “... Es-Sâib (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e şöyle demiştir:

Câhiliyet devrinde sen benim ortağım idin. Sen ortakların en hayırlısı idin. Sen bana ne muhalefet ederdin, ne de münakaşa ederdin. "

2376 - “... Abdullah (bin Mes'ûd) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Ben, Sa'd ve Ammâr Bedir (savaşı) günü elde edeceğimiz (ganimet) de ortaklık (akdini) yaptık. Sonra (savaş bitiminde) ne ben ne de Ammâr bîr şey getirdik. Sa'd (ise) iki erkek (esir) getirdi. "

2377 - “... Suheyb (bin Sinan) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Üç şey vardır ki bereket onlardadır: Vadeli satış, mukarada (denilen ortaklık) ve satmak için değil de ev (zahiresi) için arpa ile buğdayın karışımları. )

٦٣ - باب الشَّرِكَةِ وَالْمُضَارَبَةِ

٢٣٧٥ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ، وَأَبُو بَكْرٍ ابْنَا أَبِي شَيْبَةَ قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِيٍّ، عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مُهَاجِرٍ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ قَائِدِ السَّائِبِ، عَنِ السَّائِبِ، قَالَ لِلنَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كُنْتَ شَرِيكِي فِي الْجَاهِلِيَّةِ فَكُنْتَ خَيْرَ شَرِيكٍ كُنْتَ لاَ تُدَارِينِي وَكُنْتَ لاَ تُمَارِينِي ‏.‏

٢٣٧٦ - حَدَّثَنَا أَبُو السَّائِبِ، سَلْمُ بْنُ جُنَادَةَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الْحَفَرِيُّ، عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ أَبِي عُبَيْدَةَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ اشْتَرَكْتُ أَنَا وَسَعْدٌ، وَعَمَّارٌ، يَوْمَ بَدْرٍ فِيمَا نُصِيبُ فَلَمْ أَجِئْ أَنَا وَلاَ عَمَّارٌ بِشَىْءٍ وَجَاءَ سَعْدٌ بِرَجُلَيْنِ ‏.‏

٢٣٧٧ - حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِيٍّ الْخَلاَّلُ، حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ ثَابِتٍ الْبَزَّارُ، حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ الْقَاسِمِ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ دَاوُدَ، عَنْ صَالِحِ بْنِ صُهَيْبٍ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( ثَلاَثٌ فِيهِنَّ الْبَرَكَةُ الْبَيْعُ إِلَى أَجَلٍ وَالْمُقَارَضَةُ وَإِخْلاَطُ الْبُرِّ بِالشَّعِيرِ لِلْبَيْتِ لاَ لِلْبَيْعِ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 62- HAYVANDA SELEM BÂBI

2373 - “... (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in azadlı kölesi) Ebû Râfi' (radıyallahü anh)'den: Şöyle demiştir;

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir adamdan bir bekr (denilen gencecik deve) ödünç aldı ve: (Zekât develeri geldiğinde (onunla) senin borcunu öderiz, ) buyurdu. Sonra zekât develeri geldi. Resül-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Yâ Ebâ Râfi! Bu adama, alacağı olan bekrini (= gencecik devesini) öde, ) buyurdu. Ben (getirilen zekât develeri içinde) ancak rebâi (ismi verilen yedi yaşındaki deve) ve daha yüksek yaştaki (üstün) develeri buldum. Bunun üzerine (adamın devesine denk deveyi bulamayıp daha üstün develerin bulunduğunu) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e haber verdim. O:

(Adama (devesinden üstün olanı) ver. Çünkü insanların en hayırlısı, borcunu en güzel şekilde verenidir,) buyurdu. "

2374 - “... Irbâd bin Sâriye (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Ben, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında idim. Bir bedevi gelip Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'e : Alacak olduğum bekrimi (= gencecik devemi) öde, dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) ona yüksek yaşta (yani devesinden üstün) bir deve verdi. Bedevi:

Yâ Resûlallah! Bu, benim devemden yaşça üstün (yani daha kıymetli) dir, dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(İnsanların en hayırlısı, borcunu en iyi şekilde ödeyenidir. ) buyurdu."

٦٢ - باب السَّلَمِ فِي الْحَيَوَانِ

٢٣٧٣ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ خَالِدٍ، حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ أَسْلَمَ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ، عَنْ أَبِي رَافِعٍ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ اسْتَسْلَفَ مِنْ رَجُلٍ بَكْرًا وَقَالَ ‏( إِذَا جَاءَتْ إِبِلُ الصَّدَقَةِ قَضَيْنَاكَ ‏)‏.‏ فَلَمَّا قَدِمَتْ قَالَ ‏( يَا أَبَا رَافِعٍ اقْضِ هَذَا الرَّجُلَ بَكْرَهُ ‏)‏.‏ فَلَمْ أَجِدْ إِلاَّ رَبَاعِيًا فَصَاعِدًا فَأَخْبَرْتُ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَ ‏( أَعْطِهِ فَإِنَّ خَيْرَ النَّاسِ أَحْسَنُهُمْ قَضَاءً ‏)‏.‏

٢٣٧٤ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ الْحُبَابِ، حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ صَالِحٍ، حَدَّثَنِي سَعِيدُ بْنُ هَانِئٍ، قَالَ سَمِعْتُ الْعِرْبَاضَ بْنَ سَارِيَةَ، يَقُولُ كُنْتُ عِنْدَ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَ أَعْرَابِيٌّ اقْضِنِي بَكْرِي ‏.‏ فَأَعْطَاهُ بَعِيرًا مُسِنًّا فَقَالَ الأَعْرَابِيُّ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا أَسَنُّ مِنْ بَعِيرِي ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( خَيْرُ النَّاسِ خَيْرُهُمْ قَضَاءً ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 61- MUAYYEN BİR HURMA BAHÇESİNİN AĞAÇLARI MEYVA ÇİÇEKLERİNİ ÇIKARMAMIŞ İKEN BUNUN MAHSÛLÜ OLACAK HURMALARIN SELEM USÛLÜ İLE MUBAYAASI

2372 - “... Necrân'lıdan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Ben Abdullah bin Ömer (radıyallahü anhümâ) 'ya;

Muayyen bir hurmalığın ağaçlan hurma çiçeklerini çıkarmadan önce onun hurmalarını selem usûlü ile satın alırım? (Bu CÂİZ mi?) dedim. Abdullah bin Ömer:

Hayır, (Böyle yapma, ) dedi. Ben :

Niçin? diye sordum. Kendisi:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken bir adam, henüz hurma çiçeklerini çıkarmamış olan hurma ağaçların ( bahçesinin vereceği hurmalar) da selem yaptı. (Yani peşin bedel ödeyerek alınacak hurma mahsûlünü satın aldı). Sonra o hurmalık o yıl hiç mahsul çıkarmadı. Bunun üzerine müşteri: Bu hurmalık meyva verinceye kadar bana aittir, dedi. Satıcı da: Ben sana bunun yalnız bu yılki meyvalannı sattım, dedi. Sonra müşteri ile satıcı ihtilâflarını Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e arz ettiler. Bunun Üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem), satıcıya:

(Müşteri senin hurmalığından bir şey (mahsul) aldı (mı)?) buyurdu. Satıcı :

Hayır, dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : (O halde sen müşterinin malını ne hakla kendine helâl adedersin? Kendisinden aldığını iade et ve (Ey mü'minler) yenilmeye elverişliliği belirinceye kadar hurma ağaçları (in meyvasın) da selem muamelesini yapmayınız,) buyurdu. "

٦١ - باب إِذَا أَسْلَمَ فِي نَخْلٍ بِعَيْنِهِ لَمْ يُطْلِعْ

٢٣٧٢ - حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِيِّ، حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنِ النَّجْرَانِيِّ، قَالَ قُلْتُ لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أُسْلِمُ فِي نَخْلٍ قَبْلَ أَنْ يُطْلِعَ قَالَ لاَ ‏.‏ قُلْتُ لِمَ قَالَ إِنَّ رَجُلاً أَسْلَمَ فِي حَدِيقَةِ نَخْلٍ فِي عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَبْلَ أَنْ يُطْلِعَ النَّخْلُ فَلَمْ يُطْلِعِ النَّخْلُ شَيْئًا ذَلِكَ الْعَامَ فَقَالَ الْمُشْتَرِي هُوَ لِي حَتَّى يُطْلِعَ ‏.‏ وَقَالَ الْبَائِعُ إِنَّمَا بِعْتُكَ النَّخْلَ هَذِهِ السَّنَةَ ‏.‏ فَاخْتَصَمَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَ لِلْبَائِعِ ‏( أَخَذَ مِنْ نَخْلِكَ شَيْئًا ‏)‏.‏ قَالَ لاَ ‏.‏ قَالَ ‏( فَبِمَ تَسْتَحِلُّ مَالَهُ ارْدُدْ عَلَيْهِ مَا أَخَذْتَ مِنْهُ وَلاَ تُسْلِمُوا فِي نَخْلٍ حَتَّى يَبْدُوَ صَلاَحُهُ ‏)‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget