Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 55. Bâb—Müzdelife'den Ayrılma Vakti

1943. Bize Ebu Gassan Malik b. İsmail haber verip (dedi ki), bize İsrail, Ebu İshak'tan, (O) Amr b. Meymûn'dan, (O da) Hazret-i Ömer İbnu'l-Hattab'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Cahiliye dönemi insanları Müzdelife'den, güneşin doğuşundan sonra akın akın dönerler ve "aydınlan, Sebir dağı! Ta ki (bineklerimizi) seğirttirerek (gidelim!)" derlerdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ise onlara muhalefet etmiş ve güneşin doğmasından önce, sabah namazını ortalık ağarınca -veya O; "ortalık aydınlanınca" demiştir- kılanların sabah namazını (kılma zamanından) sonra (Müzdelife'den) ayrılmıştı.

٥٥- باب وَقْتِ الدَّفْعِ مِنَ الْمُزْدَلِفَةِ

١٩٤٣ - أَخْبَرَنَا أَبُو غَسَّانَ : مَالِكُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا إِسْرَائِيلُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ عَمْرِو بْنِ مَيْمُونٍ عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ قَالَ : كَانَ أَهْلُ الْجَاهِلِيَّةِ يُفِيضُونَ مِنْ جَمْعٍ بَعْدَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَكَانُوا يَقُولُونَ : أَشْرِقْ ثَبِيرُ لَعَلَّنَا نُغِيرُ ، وَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- خَالَفَهُمْ فَدَفَعَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ بِقَدْرِ صَلاَةِ الْمُسْفِرِينَ أَوْ قَالَ الْمُشْرِقِينَ بِصَلاَةِ الْغَدَاةِ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 54. Bâb—Hac Ne İle Tamam Olur?

1940. Bize Ebu'l-Velid et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki), bize Bukeyr b. Atâ rivâyet edip dedi ki, Abdurrahman b. Ya'mer ed-Dili'yi, şöyle derken işittim: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) hac sorulmuştu da O şöyle buyurmuştu: "Hac, Arafat'ta (vakfe yapmaktan) ibarettir." -veya O, "Arafe'de (vakfe yapmaktan) ibarettir" buyurmuştu.- "Kim Müzdelife (yani kurban bayramı) gecesine sabah namazından önce kavuşursa, (hacca) kavuşmuş demektir." (Hazret-i Peygamber şöyle) de buyurmuştu: "Mina'da (Allah'ı zikretme) günleri üç gündür. Artık kim iki günde (yani kurban bayramının 2. ve 3. günde) zikir ve ibadetlerini bitirip Mina'dan (dönmek için) acele ederse, ona hiçbir günah yoktur. (Kurban bayramının 4. gününün gecesi Mina'da geceleyip) geri kalana da hiçbir günah yoktur."

1941. Bize Ya'lâ haber verip (dedi ki), bize İsmail, Amir'den, (O da) Urve b. Mudarris'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bir adam (Müzdelife'deki) vakfe yerinde kalabalığın içinde Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip şöyle demişti: "Ya Resûlüllah! Tayyi dağından geldim. Binek hayvanımı da yordum, kendimi de yordum. Vallahi, hiçbir dağ da kalmadı ki, üzerinde vakfe yapmış olmayayım! Şimdi benim haccım oldu mu?" (Hazret-i Peygamber de) şöyle buyurmuştu: "Kim bizimle (Müzdelife'deki) bu (sabah) namazında, daha önce -gece veya gündüz- Arafat'a gelmiş olduğu halde hazır bulunursa, o, hac ibadetlerini yerine getirmiş (yani saç ve tırnaklarını kesip temizlenerek ihramdan çıkma zamanına gelmiş), onun hacı da tamam olmuş demektir!"

1942. Bize Ebu'l-Velid haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Abdullah b. Ebi's-Sefer'den, (O) eş-Şabi'den, (O da) Urve b. Mudarris b. Harise b. Lam'dan (naklen) rivâyet etti ki, O; "Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) geldim..." dedi ve (devamında) onun, (yani bir önceki Hadisin) benzerini zikretti.

٥٤- باب بِمَا يَتِمُّ الْحَجُّ

١٩٤٠ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنَا بُكَيْرُ بْنُ عَطَاءٍ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ يَعْمُرَ الدِّيلِىَّ يَقُولُ : سُئِلَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- عَنِ الْحَجِّ فَقَالَ :( الْحَجُّ عَرَفَاتٌ أَوْ يَوْمُ عَرَفَةَ ، وَمَنْ أَدْرَكَ لَيْلَةَ جَمْعٍ قَبْلَ صَلاَةِ الصُّبْحِ فَقَدْ أَدْرَكَ ). وَقَالَ :( أَيَّامُ مِنًى ثَلاَثَةُ أَيَّامٍ { فَمَنْ تَعَجَّلَ فِى يَوْمَيْنِ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ وَمَنْ تَأَخَّرَ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ } ).

١٩٤١ - أَخْبَرَنَا يَعْلَى حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ عَامِرٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ مُضَرِّسٍ قَالَ : جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- بِالْمَوْقِفِ عَلَى رُءُوسِ النَّاسِ فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ جِئْتُ مِنْ جَبَلَىْ طَيِّئٍ أَكْلَلْتُ مَطِيَّتِى وَأَتْعَبْتُ نَفْسِى ، وَاللَّهِ إِنْ بَقِىَ جَبَلٌ إِلاَّ وَقَفْتُ عَلَيْهِ فَهَلْ لِى مِنْ حَجٍّ؟ قَالَ :( مَنْ شَهِدَ مَعَنَا هَذِهِ الصَّلاَةَ وَقَدْ أَتَى عَرَفَاتٍ قَبْلَ ذَلِكَ لَيْلاً أَوْ نَهَاراً فَقَدْ قَضَى تَفَثَهُ وَتَمَّ حَجُّهُ ).

١٩٤٢ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى السَّفَرِ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ مُضَرِّسِ بْنِ حَارِثَةَ بْنِ لاَمٍ قَالَ : أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَذَكَرَ نَحْوَهُ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 53. Bab—Müzdelife'den Geceleyin Ayrılma (Nefr) Hususunda Kolaylık

1938. Bize Ebu Asım, İbn Cüreyc'den (O) Atâ'dan, (O da) İbn Şevval'den (naklen) haber verdi ki, O (yani İbn Şevval) O'na haber vermiş ki, Hazret-i Ümmü Habibe kendisine haber vermiş ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) O'na, (yani Hazret-i Ümmü Habibe'ye) Müzdelife'den geceleyin ayrılmasını emretmişti.

1939. Bize Ubeydullah b. Abdilmecid haber verip (dedi ki), bize Eflah rivâyet edip dedi ki, el-Kasım b. Muhammed, Hazret-i Âişe'den (naklen) şöyle rivâyet ederken işittim: (Hazret-i Âişe) demiş ki: "Şevde bint Zem'a; Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem), (O'nun Müzdelife'den) ayrılmasından önce kendisinin ayrılması için izin istemişti." -El-Kasım demiştir ki, O (yani Hazret-i Şevde) "sebte" bir hanım idi. El-Kasım sözüne şöyle devam etmiştir: "Sebte", "ağır, kilolu" demektir.- "(Hazret-i Peygamber de O'na izin vermiş), O da (geceleyin Müzdelife'den) ayrılmıştı. (Hazret-i Peygamber) bizi ise beraberinde alıkoymuştu. Nihayet biz de (Müzdelife'den), O'nun ayrılmasıyla ayrılmıştık." Hazret-i Âişe (sözünün devamında) şöyle demiş: "Şimdi ben de, Sevde'nin izin istemesi gibi, Resûlüllah'tan izin istemiş olsaydım da (Müzdelife'den) halktan önce ayrılabilseydim, (bu) bana, kendisiyle sevinilecek (her şeyden) daha sevimli gelirdi."

٥٣- باب الرُّخْصَةِ فِى النَّفْرِ مِنْ جَمْعٍ بِلَيْلٍ

١٩٣٨ - أَخْبَرَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ شَوَّالٍ أَخْبَرَهُ أَنَّ أُمَّ حَبِيبَةَ أَخْبَرَتْهُ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَمَرَهَا أَنْ تَنْفِرَ مِنْ جَمْعٍ بِلَيْلٍ.

١٩٣٩ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الْمَجِيدِ حَدَّثَنَا أَفْلَحُ قَالَ سَمِعْتُ الْقَاسِمَ بْنَ مُحَمَّدٍ يُحَدِّثُ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتِ : اسْتَأْذَنَتْ سَوْدَةُ بِنْتُ زَمْعَةَ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَنْ يَأْذَنَ لَهَا فَتَدْفَعَ قَبْلَ أَنْ يَدْفَعَ فَأَذِنَ لَهَا - قَالَ الْقَاسِمُ : وَكَانَتِ امْرَأَةً ثَبِطَةً ، قَالَ الْقَاسِمُ : الثَّبِطَةُ الثَّقِيلَةُ - فَدَفَعَتْ وَحُبِسْنَا مَعَهُ حَتَّى دَفَعْنَا بِدَفْعِهِ قَالَتْ عَائِشَةُ : فَلأَنْ أَكُونَ اسْتَأْذَنْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- كَمَا اسْتَأْذَنَتْ سَوْدَةُ فَأَدْفَعَ قَبْلَ النَّاسِ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ مَفْرُوحٍ بِهِ.


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget