317- باب العفو عن لغو اليمين
وأنه لا كفارة فيه ، وهو ما يجري على اللسان بغير قصد اليمين
كقوله على العادة : لا والله ، وبلى والله ، ونحو ذلك
SÖZ ARASINDA
SÖYLENEN YEMİN LAFIZLARININ
YEMİN SAYILMADIĞI VE KEFÂRET GEREKMEDİĞİ
YEMİN SAYILMADIĞI VE KEFÂRET GEREKMEDİĞİ
(317)Chapter: Expiation of Oaths
YEMÎN-İ LAĞVIN
BAĞIŞLANDIĞI VE ONDAN DOLAYI KEFÂRET
GEREKMEDİĞİ; YEMÎN-İ LAĞVIN, YEMİN KASTEDİLMEKSİZİN
KONUŞURKEN VALLAHİ EVET, VALLAHİ HAYIR GİBİ ÇOK
SÖYLENEN BİR YEMİN OLUŞU
GEREKMEDİĞİ; YEMÎN-İ LAĞVIN, YEMİN KASTEDİLMEKSİZİN
KONUŞURKEN VALLAHİ EVET, VALLAHİ HAYIR GİBİ ÇOK
SÖYLENEN BİR YEMİN OLUŞU
Âyet
لاَ يُؤَاخِذُكُمُ اللّهُ بِاللَّغْوِ فِي أَيْمَانِكُمْ وَلَـكِن
يُؤَاخِذُكُم بِمَا عَقَّدتُّمُ الأَيْمَانَ فَكَفَّارَتُهُ إِطْعَامُ
عَشَرَةِ مَسَاكِينَ مِنْ أَوْسَطِ مَا تُطْعِمُونَ أَهْلِيكُمْ أَوْ
كِسْوَتُهُمْ أَوْ تَحْرِيرُ رَقَبَةٍ فَمَن لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ
ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ ذَلِكَ كَفَّارَةُ أَيْمَانِكُمْ إِذَا حَلَفْتُمْ
وَاحْفَظُواْ أَيْمَانَكُمْ كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ
لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ [89]
"Allah, kasıtsız
olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz;
fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da
kefâreti, ailenize yedirdiğiniz yemeğin orta hallisinden on fakire
yedirmek, yahut onları giydirmek, yahut da bir köle azat etmektir.
Bunları bulamayan üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğiniz takdirde
yeminlerinizin kefâreti işte budur. Yeminlerinizi koruyup gereğini
yerine getirin."
Mâide sûresi (5), 89
Yeminler üç çeşittir:
1. Yemin-i lağv:
Lağv, önemsiz söz anlamına gelir. Lağv yemini de, içinde yalan kastı
bulunmayan yemindir. Yanlışlıkla veya doğru olduğu zannıyla yapılan
yemindir de denilebilir. Bir insanın konuşurken söz arasında "hayır
vallahi", "evet vallahi" gibi sözünü pekiştirmek için kullandığı yemin
lafızları böyle olup, bunlardan dolayı kişiye kefâret gerekmez. İşte
âyetteki "kasıtsız olarak ağızdan çıkıveren yeminlerden" maksat budur.
2. Yemin-i gamûs:
Kalp ve kafada, niyet ve düşüncede kararlaştırılarak, şuurlu bir
şekilde bile bile yalan yere yapılan yemindir. Meselâ, borcunu ödememiş
bir kimsenin ödemediğini bilerek, "Vallahi ben borcumu ödedim" diye
yemin etmesi böyledir. Bu şekilde yemin etmek çok büyük bir günah ve
haram olup, kefâreti yoktur. Böyle bir yeminin günahından kefâret ile
kurtulma imkânı bulunmamaktadır. Bu şekilde yapılan bir yemin
yalancıları ve ailelerini perişan, yurtları ve evleri viran eder. Böyle
bir yemini yapan kimse, hakkını gasp ettiklerinin hakkını ödeyip
onlardan helâllik almalı, sonra da yaptığı bu işten pişmanlık duyarak
Allah'a tövbe istiğfar etmelidir. İmam Şâfiî, yemin-i gamûstan dolayı da
kefâret icap ettiğini söyler.
3. Yemin-i
mün'akide:
Gelecekte bir şey yapmaya veya yapmamaya karar verilerek, yerine
getirilmesi mümkün olan bir şey hakkında ileriye yönelik söz vermektir.
"Vallahi şu işi yarın yapacağım", "Vallahi filan kimseyle bundan sonra
konuşmayacağım" gibi yeminler böyledir. Böyle bir yemine riayet edildiği
sürece kefâret verilmez. Fakat yemin bozulduğu, verilen söz yerine
getirilmediği takdirde kefâret ödenir. Böyle yemin edildikten sonra,
daha hayırlı olan bir şey görülünce yemini bozup hayırlı olanı yapmak
müstehap kabul edilir. Bozulması ve dönülmesi halinde kefâret ödenen
yeminler sadece bunlardır.
Hadisler
وَعَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّه عَنْهَا قَالَتْ : أُنْزِلَتْ هَذِهِ الآيَةُ :{لا يُؤَاخِذُكُمْ اللَّه بِاللَّغْو في أَيْمَانِكُمْ } في قَوْلِ الرَّجُلِ : لا واللَّهِ ، وَبَلى واللَّهِ . رواه البخاري .
1723. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
"Allah kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı sizi hesaba çekmez" [Mâide sûresi (5), 89] âyeti, bir kimsenin yalanı kasdetmeksizin söylediği "hayır vallahi", "evet vallahi" gibi sözler söylemesi hakkında nâzil oldu.
Buhârî, Eymân 1, Tefsîru sûre (5) 8, Keffârât 1, 6
'Aishah (May Allah be pleased with her) reported:
The Ayah: "Allah will not punish you for what is unintentional in your oaths ..." was revealed in respect of those persons who are in the habit of repeating: 'No, by Allah'; and 'Yes, by Allah.'
[Al- Bukhari].
[Al- Bukhari].
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.