1- Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselâmı kudretiyle yarattı.
2- Allahü teâlâ, bütün mahlûkât içinde en son Âdem aleyhisselâmı yarattı ve ona rûh verdi.
3- En güzel sûrette yaratıldı.
Peygamber efendimiz buyurdu ki: “İnsanlar içinde Âdem aleyhisselâma en çok benzeyen benim. Ahlâk ve yaratılış bakımından da bana en çok benzeyen İbrâhim aleyhisselâmdır.”
Buharî'nin Ebû Hüreyre'den rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte şöyle buyruldu:
“Allah, Âdem peygamberi şu güzel insan kılığında yarattı. Boyunun uzunluğu altmış zrâ' idi. Hilkati tamamlandıktan sonra Allahü teâlâ ona; “Haydi, meleklerden şunların yanlarına git de onlara selâm ver! ve onların senin selâmını nasıl karşıladıklarını (iyi) dinle. Çünkü bu hem senin, hem de (senden sonra) zürriyetinin selâmlaşmasına numûnedir. Bunun üzerine Âdem (aleyhisselâm) meleklere; “Esselâmü aleyküm” dedi. Onlar da; “Esselâmü aleyke ve rahmetullah” diye karşıladılar. Ve selâmlarına “Ve rahmetullah” ziyâde eylediler (eklediler). Âdem, beşerin büyük atası olduğu için, Cennet’e giren herkes Âdem'in (bu güzel) sûretinde girecektir. Âdem'in (sonra gelen) ahfâdı (evlâd-torunları) onun güzelliğinden birer parçasını kaybetmeğe devam etti. Nihâyet (bu eksiliş) şimdi (bu ümmette) sona erdi.”
4- Allahü teâlâ Âdem aleyhisselâma hamdetmeyi telkin etti, Âdem aleyhisselâma aksırınca, “Yerhamüke Rabbuke” buyurdu.
5- Âdem aleyhisselâm hakkında Allahü teâlânın rahmeti gadabını aştı.
6- Allahü teâlâ Âdem aleyhisselâmı yarattıktan sonra, hiç ameli olmadığı hâlde onu Cennet’e koydu.
7- Cennet’te bir ağacın meyvesi hâriç her şeyi ona mübâh kıldı.
8- Bütün isimleri, her şeyin ismini ve faydasını ona öğretti.
9- Onu insanlığın babası kıldı. İsmi dünyâda Ebü'l-Beşer, Cennet’te Ebû Muhammed'dir.
10- Meleklere, ona doğru secde etmelerini emretti. Bu secde, Âdem aleyhisselâma değildir. Allah için Kâbe'ye doğru secde yapıldığı gibi Allah için Âdem aleyhisselâma doğru yapılmıştır.
11- Yeryüzünde halîfe kıldı.
12- Âdem aleyhisselâmın meleklerden üstün olduğunu, meleklere bildirdi.
13- İblis (şeytan) çok ibâdet ve tâat etmiş olmasına rağmen, Allahü teâlâ İblisi, Âdem aleyhisselâma secde etmediği için ebediyyen tardetti, kovdu.
14- İlk hamd eden Âdem aleyhisselâmdır.
15- İlk tevbe eden Âdem aleyhisselâmdır.
16- İlk seçilen ve yeryüzünde Allahü teâlânın ilk halîfesi ve ilk peygamberidir.
17- Zürriyetinden Cennetlik ve Cehennemlik olanları ayırarak Cehennemlikleri kıyâmet günü o Cehennem’e gönderecektir.
Müslim, Berâ'dan (radıyallahü anh) şöyle rivâyet etmiştir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Allahü teâlâ ve tebâreke kıyâmet gününde şöyle buyurur: “Ey Âdem kalk! Zürriyetinden binde dokuzyüzdoksan dokuzunu Cehennem’e birini de Cennet’e ayır.” Eshâb-ı kirâm bunu işitince yere kapanıp ağlamaya başladı. Resûlullah buyurdu ki: “Başınızı kaldırın, nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemîn ederim ki, ümmetim, ümmetler içinde siyah öküzün cildindeki beyaz tüy gibidir.”
18- Yûsuf aleyhisselâma Âdem aleyhisselâmın güzelliğinden yarısı verilmiştir. Hazret-i Âdem, çok güzeldi. Siyah saçlı ve buğday renkliydi. Hazret-i Havvâ da böyle idi. Hazret-i Âdem'in hiç sakalı yoktu. İnsanlarda ilk sakalı çıkan hazret-i Şît aleyhisselâmdır.
Hasen-i Basrî hazretleri şöyle buyurmuştur: Allahü teâlâ Âdem aleyhisselâma dört haslete sâhip olmasını emir buyurmuş ve iyi vasıfların hepsinin bu dört haslette olduğunu bildirmiştir: “Birincisi; bana ibâdette hiç bir şeyi ortak koşmamandır. İkincisi; yapmış olduğun amelin zâyi olmaz, en dar gününde o amelinin mükâfâtını sana veririm. Üçüncüsü; senin duâ etmen, benim de duânı kabûl edip istediğini vermemdir. Dördüncüsü: insanların sana nasıl muâmele etmesini istiyorsan, sen de onlara öyle davranmalısın.” buyurmuştur.
Âdem aleyhisselâmın makâmı tevbe makâmıdır. İlk tevbe eden ve ilk tevbesi kabûl olunan odur. Hazret-i Hasan'dan şöyle nakledilmiştir: “Allahü teâlâ Âdem'in (aleyhisselâm) tevbesini kabûl ettiği zaman, melekler onu tebrik ettiler. Cebrâil ve Mikâil aleyhimüsselâm yanına inip, “Ey Âdem! Gözün aydın, Allahü teâlâ tevbeni kabûl etti.” dediler. Bunun üzerine Âdem aleyhisselâm, “Yâ Cebrâil! Bu tevbemden sonra ben tekrar hesâba çekilirsem hâlim ne olur?” deyince, Allahü teâlâ Âdem'e (aleyhisselâm); “Ey Âdem! Senin zürriyetine, tevbeyi mîras bıraktım. Onlardan bana kim senin gibi duâ ederse, senin yalvarmanı kabûl ettiğim gibi onlarınkini de kabûl ederim. Kim benden isterse, ona veririm. Çünkü ben, kullarıma yakınım ve onların isteklerini geri çevirmem” diye vahyetti.” İslâm âlimleri tevbeyi ve tevbenin önemini şöyle anlatmışlardır:
ÂDEM ALEYHİSSELÂM |
---|
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.