Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

İhramda Bulunan Kimsenin Av Etinden Yiyemediği Haller

İhramda Bulunan Kimsenin Av Etinden Yiyemediği Haller || HAC KİTABI || el-MUVATTA’ || HADİS KÜTÜPHANESİ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 25. İhramda Bulunan Kimsenin Av Etinden Yiyemediği Haller

1018. Sa’b b. Cessame el-Leysî anlatıyor: Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bir yaban eşeği hediye etmiştim. O sırada Ebva'da (veya Veddan'da) bulunuyordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hediyeyi kabul etmedi. Bunun üzerine üzüldüğümü görünce:

« Asla kabul etmezlik yapmazdım, fakat biz ihramdayız.» buyurdu.» Buharî, Cezau's-Sayd, 28/6;Müslim, Hacc, 15/50. Ayrıca bkz. Şeybanî, 441. Ebva: Medine'ye yirmi üç mil uzakta bir yer Veddan: Cuhfe ile Ebva arasında Cuhfe'ye daha yakın büyükçe bir köy.

1019. Abdurrahman b. Amir b. Rebia'dan: Osman b. Affan'ı bir yaz günü Arc'da ihramlı bir vaziyette gördüm. Yüzünü kırmızı renkli yünden yapılmış, saçaklı bir örtüyle örtmüştü. Sonra kendisine av eti getirildi. Arkadaşlarına:

« Yiyiniz!» dedi. Onlar:

« Sen yemiyor musun?» diye sordular. Osman (radıyallahü anh):

« Ben sizin durumunuzda değilim. Bu av benim için avlanmıştır» cevabını verdi.

1020. Urve'den: Mü'minlerin annesi Aişe (radıyallahü anh), Urve'ye şöyle dedi: Yeğenim zaten on gece. Şüpheleniyorsan av etini yeme. Hazret-i Aişe'nin zaten on gece dediği Zilhicce ayının ilk on günüdür. On gün av eti yemesen ne olur? demek istiyor. Bir de şer'i hususlarda şüphe edilen şeyin terk edilmesine işaret etmektedir.

1021. İmâm-ı Mâlik'e: «İhramda bulunan bir kimse için av yapılsa, ihramlı da bu avın kendisi için vurulduğunu bildiği halde ondan yese ne olur?» dendi. İmâm-ı Mâlik: «Avı kendisi vurmuş gibi cezalandırılır» diye cevap verdi.

1022. «İhramda bulunan birine ya av yapar yersin, ya da ölmüş hayvan eti yersin! diye zor kullanılırsa ne yapar?» sorusuna İmâm-ı Mâlik şu cevabı verir: «Ölü hayvanın etini yer. Çünkü Cenab-ı Allah hangi durumda olursa olsun ihramlının av eti yemesine ve av yakalamasına müsaade etmemiştir. Halbuki zaruret halinde ölü hayvan eti yemesine izin vermiştir.»

1023. «İhramlının öldürdüğü veya kestiği av hayvanını ihramlı olsun, ihramsız olsun kimse yiyemez. Çünkü o, meşru bir şekilde kesilmiş değildir. Bilerek veya bilmiyerek bu etten yemek haramdır.»

1024. Av hayvanını vuran sonra da ondan yiyen kimseye avı vurup da yemeyen kimse gibi sadece bir kefaret gerekir.

٢٥ - باب مَا لاَ يَجُوز لِلْمُحْرِمِ أَكْلُهُ مِنَ الصَّيْدِ.

١٠١٨ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ، عَنِ الصَّعْبِ بْنِ جَثَّامَةَ اللَّيْثِيِّ، أَنَّهُ أَهْدَى لِرَسُولِ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم حِمَاراً وَحْشِيًّا وَهُوَ بِالأَبْوَاءِ أَوْ بِوَدَّانَ، فَرَدَّهُ عَلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم، فَلَمَّا رَأَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم مَا فِي وَجْهِى قَالَ : ( إِنَّا لَمْ نَرُدَّهُ عَلَيْكَ إِلاَّ أَنَّا حُرُمٌ )(٦٢٢).

١٠١٩ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أبِي بَكْرٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَامِرِ بْنِ رَبِيعَةَ قَالَ : رَأَيْتُ عُثْمَانَ بْنَ عَفَّانَ بِالْعَرْجِ، وَهُوَ مُحْرِمٌ فِي يَوْمٍ صَائِفٍ، قَدْ غَطَّى وَجْهَهُ بِقَطِيفَةِ أُرْجُوَانٍ، ثُمَّ أُتِىَ بِلَحْمِ صَيْدٍ، فَقَالَ لأَصْحَابِهِ : كُلُوا. فَقَالُوا: أَوَلاَ تَأْكُلُ أَنْتَ ؟ فَقَالَ : إنِّي لَسْتُ كَهَيْئَتِكُمْ، إِنَّمَا صِيدَ مِنْ أَجْلِي(٦٢٣).

١٠٢٠ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ، أَنَّهَا قَالَتْ : لَهُ يَا ابْنَ أُخْتِي، إِنَّمَا هِيَ عَشْرُ لَيَالٍ، فَإِنْ تَخَلَّجَ فِي نَفْسِكَ شَيْءٌ فَدَعْهُ. تَعْنِي أَكْلَ لَحْمِ الصَّيْدِ(٦٢٤).

١٠٢١ - قَالَ مَالِكٌ فِي الرَّجُلِ الْمُحْرِمِ يُصَادُ مِنْ أَجْلِهِ صَيْدٌ، فَيُصْنَعُ لَهُ ذَلِكَ الصَّيْدُ، فَيَأْكُلُ مِنْهُ وَهُوَ يَعْلَمُ أَنَّهُ مِنْ أَجْلِهِ صِيدَ : فَإِنَّ عَلَيْهِ جَزَاءَ ذَلِكَ الصَّيْدِ كُلِّهِ.

١٠٢٢ - وَسُئِلَ مَالِكٌ عَنِ الرَّجُلِ يُضْطَرُّ إِلَى أَكْلِ الْمَيْتَةِ وَهُوَ مُحْرِمٌ، أَيَصِيدُ الصَّيْدَ فَيَأْكُلُهُ، أَمْ يَأْكُلُ الْمَيْتَةَ ؟ فَقَالَ : بَلْ يَأْكُلُ الْمَيْتَةَ، وَذَلِكَ أَنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى لَمْ يُرَخِّصْ لِلْمُحْرِمِ فِي أَكْلِ الصَّيْدِ، وَلاَ فِي أَخْذِهِ عَلَى حَالٍ مِنَ الأَحْوَالِ، وَقَدْ أَرْخَصَ فِي الْمَيْتَةِ عَلَى حَالِ الضَّرُورَةِ.

١٠٢٣ - قَالَ مَالِكٌ : وَأَمَّا مَا قَتَلَ الْمُحْرِمُ أَوْ ذَبَحَ مِنَ الصَّيْدِ فَلاَ يَحِلُّ أَكْلُهُ لِحَلاَلٍ وَلاَ لِمُحْرِمٍ، لأَنَّهُ لَيْسَ بِذَكِيٍّ كَانَ خَطَأً أَوْ عَمْداً، فَأَكْلُهُ لاَ يَحِلُّ، وَقَدْ سَمِعْتُ ذَلِكَ مِنْ غَيْرِ وَاحِدٍ.

١٠٢٤ - وَالَّذِي يَقْتُلُ الصَّيْدَ، ثُمَّ يَأْكُلُهُ إِنَّمَا عَلَيْهِ كَفَّارَةٌ وَاحِدَةٌ، مِثْلُ مَنْ قَتَلَهُ وَلَمْ يَأْكُلْ مِنْه(٦٢٥).


Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget