45. Kabe'ye Gönderilen Kurbanlıklar
1107. Muhammed b. Amr b. Hazm'ın torunu Abdullah b. Ebî Bekr'den: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hac (veya umre için) Ebû Cehl b. Hişam'a ait bir deveyi kurbanlık olarak Kabe'ye gönderdi. Bu hadis, mürseldir. İbn Abbas'tan Rivâyet edilir. Ebu Davud, Hacc, 11/12.
1108. Ebû Hüreyre'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir adamın Kabe'ye kurbanlık deve gönderdiğini gördü. Adama:
« Ona bin!» buyurdu. Adam:
« Ya Resûlallah! O Kabe için kurbanlıktır» karşılığını verince Hazret-i Peygamber, iki üç defa:
« Bin diyorum sana!» buyurdu. Buharî, Hacc, 25/103; Müslim, Hacc, 15/371. Ayrıca bkz. Şeybanî, 41?
1109. Abdullah b. Dinar'dan: Abdullah b. Ömer'in hacda kurbanlıkları ikişer ikişer, umrede ise birer birer gönderdiğini gördüm. Yine Umre'de onun Halid b. Esîd'in evinde duran kurbanlığını kestiğini gördüm. Kendi evi de orada idi. Kurbanlığın boğazına kargıyı öyle bir vurduğunu gördüm ki ucu hayvanın omuzlan altından dışarı çıktı. Şeybanî, 406
1110.Yahya b. Said'den: Ömer b. Abdülaziz hacda veya umrede (ravi şüphe ediyor) Kabe'ye bir deveyi kurbanlık olarak gönderdi.
1111. Ebû Cafer el-Karî'den: Ebû Rebia el-Mahzumî'nin torunu Abdullah b. Ayyaş, Kabe'ye iki tane kurbanlık deve gönderdi. Bunlardan biri uzun boyunlu deve cinsindendi.
1112. Nafî'den: Abdullah b. Ömer şöyle derdi: Deve yavruladığı zaman yavrusu da götürülüp beraber kesilir. Şayet yavrusunu taşımak için bir şey bulunmazsa, anasına yüklenir, beraber kesilir. Şeybanî, 413
1113. Hişam b. Urve'den: Babam şöyle derdi: Şayet Kabe'ye götürdüğün kurbanlık deveye binmeye mecbur kalırsan onu yormadan bin, sütüne muhtaç kalırsan hayvanın yavrusu aç kalmayacak kadarını kullan. Onu kestiğin zaman yavrusunu da beraber kes. Şeybanî,411
٤٥ - باب مَا يَجُوزُ مِنَ الْهَدْىِ
١١٠٧ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أبِي بَكْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم أَهْدَى جَمَلاً كَانَ لأبِي جَهْلِ بْنِ هِشَامٍ فِي حَجٍّ أَوْ عُمْرَةٍ(٦٦٦).
١١٠٨ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أبِي الزِّنَادِ، عَنِ الأَعْرَجِ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم رَأَى رَجُلاً يَسُوقُ بَدَنَةً، فَقَالَ : ( ارْكَبْهَا ). فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّهَا بَدَنَةٌ. فَقَالَ : ( ارْكَبْهَا وَيْلَكَ ). فِي الثَّانِيَةِ أَوِ الثَّالِثَةِ(٦٦٧).
١١٠٩ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ : أَنَّهُ كَانَ يَرَى عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ يُهْدِي فِي الْحَجِّ بَدَنَتَيْنِ بَدَنَتَيْنِ، وَفِي الْعُمْرَةِ بَدَنَةً بَدَنَةً. قَالَ : وَرَأَيْتُهُ فِي الْعُمْرَةِ يَنْحَرُ بَدَنَةً وَهِيَ قَائِمَةٌ، فِي دَارِ خَالِدِ بْنِ أَسِيدٍ، وَكَانَ فِيهَا مَنْزِلُهُ. قَالَ : وَلَقَدْ رَأَيْتُهُ طَعَنَ فِي لَبَّةِ بَدَنَتِهِ، حَتَّى خَرَجَتِ الْحَرْبَةُ مِنْ تَحْتِ كَتِفِهَا(٦٦٨).
١١١٠ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ : أَنَّ عُمَرَ بْنَ عَبْدِ الْعَزِيزِ أَهْدَى جَمَلاً فِي حَجٍّ أَوْ عُمْرَةٍ.
١١١١ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أبِي جَعْفَرٍ الْقَارِئِ : أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَيَّاشِ بْنِ أبِي رَبِيعَةَ الْمَخْزُومِىَّ أَهْدَى بَدَنَتَيْنِ، إِحْدَاهُمَا بُخْتِيَّةٌ(٦٦٩).
١١١٢ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ : أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ كَانَ يَقُولُ: إِذَا نُتِجَتِ النَّاقَةُ، فَلْيُحْمَلْ وَلَدُهَا حَتَّى يُنْحَرَ مَعَهَا، فَإِنْ لَمْ يُوجَدْ لَهُ مَحْمَلٌ، حُمِلَ عَلَى أُمِّهِ حَتَّى يُنْحَرَ مَعَهَا(٦٧٠).
١١١٣ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، أَنَّ أَبَاهُ قَالَ : إِذَا اضْطُرِرْتَ إِلَى بَدَنَتِكَ فَارْكَبْهَا رُكُوباً غَيْرَ فَادِحٍ، وَإِذَا اضْطُرِرْتَ إِلَى لَبَنِهَا فَاشْرَبْ بَعْدَ مَا يَرْوَى فَصِيلُهَا، فَإِذَا نَحَرْتَهَا فَانْحَرْ فَصِيلَهَا مَعَهَا(٦٧١).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.