15- باب المحافظة على الأعمال
İBADETLERİ VE HAYIRLI İŞLERİ SÜREKLİ YAPMAK
(15)Chapter: Righteous Conduct on a Regular Basis
Âyetler
قال اللَّه تعالى: {
أَلَمْ يَأْنِ لِلَّذِينَ آمَنُوا أَن تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ لِذِكْرِ اللَّهِ وَمَا
نَزَلَ مِنَ الْحَقِّ وَلَا يَكُونُوا كَالَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِن قَبْلُ
فَطَالَ عَلَيْهِمُ الْأَمَدُ فَقَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَكَثِيرٌ مِّنْهُمْ
فَاسِقُونَ
} .
1.
“İnananların gönüllerinin Allah’ı anması ve O’ndan inen gerçeğe içten
bağlanması zamanı daha gelmedi mi? Mü’minler, daha önce kendilerine kitap
verilip de, üzerlerinden uzun zaman geçmesi yüzünden kalbleri katılaşan kimseler
gibi olmasınlar.”
Hadîd sûresi (57),
16
قال تعالى: {
ثُمَّ قَفَّيْنَا عَلَى آثَارِهِم بِرُسُلِنَا وَقَفَّيْنَا بِعِيسَى ابْنِ
مَرْيَمَ وَآتَيْنَاهُ الْإِنجِيلَ وَجَعَلْنَا فِي قُلُوبِ الَّذِينَ اتَّبَعُوهُ
رَأْفَةً وَرَحْمَةً وَرَهْبَانِيَّةً ابْتَدَعُوهَا مَا كَتَبْنَاهَا عَلَيْهِمْ
إِلَّا ابْتِغَاء رِضْوَانِ اللَّهِ فَمَا رَعَوْهَا حَقَّ رِعَايَتِهَا فَآتَيْنَا
الَّذِينَ آمَنُوا مِنْهُمْ أَجْرَهُمْ وَكَثِيرٌ مِّنْهُمْ فَاسِقُونَ
} .
2. “Meryem oğlu İsâ’yı öteki
peygamberlerin peşinden gönderdik. Ona İncil’i verdik. Ona uyanların kalblerine
şefkat ve rahmet duyguları koyduk. İcâd ettikleri ruhbanlığı biz onlara
yazmamış, farz kılmamıştık. Bunu sadece Allah’ın rızasını kazanmak için
yapmışlardı. Fakat ona gerektiği şekilde de uymadılar.
Biz de onlardan iman edenlere
mükafatlarını verdik. İçlerinden çoğu da yoldan çıkmışlardır.”
Hadîd sûresi (57), 27
قال تعالى: {وَلاَ
تَكُونُواْ كَالَّتِي نَقَضَتْ غَزْلَهَا مِن بَعْدِ قُوَّةٍ أَنكَاثًا
} .
3. “İpliğini kuvvetlice büktükten
sonra çözen kadın gibi olmayınız.”
Nahl sûresi (16), 92
قال تعالى: {
وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ
} .
4. “Sana yakîn (ölüm) gelinceye
kadar Rabbine ibadet et.”
Hicr sûresi (15), 99
وأما الأحاديث فمنها حديث عائشة: وكان أحب الدين إليه ما داوم صاحبه عليه. وقد سبق
في الباب قبله (حديث رقم
142)
.
Hadisler
وعن عمرَ بن الخطاب رضي اللَّه عنه قال : قال رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم: « منْ نَامَ عَنْ حِزْبِهِ مِنَ اللَّيْل، أَوعَنْ شَيْءٍ مِنْهُ فَقَرأَه ما بينَ صلاةِ الْفَجِر وَصـلاةِ الظهرِ،كُتب لَهُ كأَنما قرأَهُ مِن اللَّيْلِ » رواه مسلم .
155. Ömer İbni Hattâb radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir kimse, geceleri okuduğu zikir ve duasını okumadan veya tamamlayamadan uyur da, sonra onu sabah namazı ile öğle namazı arasında okursa, gece okumuş gibi sevap kazanır.”
Müslim, Müsâfirîn 142. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 19; Tirmizî, Cum’a 56; Nesâî, Kıyâmü’l-leyl 65; İbni Mâce, İkâme 177
'Umar bin Al-Khattab (May Allah be pleased with him) reported:
Messenger of Allah (ﷺ) said, "Should anyone fall asleep at night and fail to recite his portion of the Qur'an, or a part of it, if he recites it between the Fajr prayer and the Zuhr prayer, it will be recorded for him as though he had recited it during the night".
[Muslim].
[Muslim].
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.